PKK’LİLİK DÜZENDEN KOPUŞTUR (7.BÖLÜM)
Diğer gruplar içerisinde en az onlar kadar kadrosu, sempatizanı olan, mücadeleye aktif katılan bir ideolojik grup olarak APOCU gruplaşma da şekillendi, yer aldı. Kendine göre bir çalışma tarzı vardı.
Diğer gruplar daha çok dergi ve dernekçiliği esas alıyordu. Hem Türkiye solu hem de Kürdistan adına örgütlenen grupların temel örgütlenme ve çalışma tarzı oydu. Dernek kurmak, gazete veya dergi çıkarmak! Türkiye solu adına da onlarca dergi çıkarıldı, dernek kuruldu, Kürdistan adına da herkesin bir dergisi, kendine göre dernekleri oldu.
PKK böyle örgütlenmedi. Bu tarzı legal tarz olarak tanımladı, reddetti. Böyle bir tarzla örgütlenmenin kadroları deşifre edeceğini, savaşacak sağlam bir militan ve örgüt yapısı yaratamayacağını, ancak legal eylem yapacak bir örgütlenmeye yol açabileceğini değerlendirdi, tanımladı. Bu temelde o tarzı eleştirdi. En temel bir ayrılık bu oldu. Dernekçiliğe ve dergiciliğe karşı çıktı.
Kendisi daha farklı yöntemlerle örgütlendi. Evleri kullandı, örgütsel ilişkilerini ve çalışmalarını evlerde yürüttü. Her evi bir okul haline, eğitim alanı haline getirdi. Her katılanı mutlaka eğitime aldı. Var olan Marksist klasikleri, kitapları okuma-tartışma temelinde ideolojik olarak eğitmeyi öngördü.
Eyleme katılmak, propaganda etmek, tartışmalara katılmak üzere derneklere gitti. Dergileri de inceledi, ama örgütlenmesini gizli olarak evlerde örgütlenme, ev tutma biçiminde yürüttü. İdeolojik mücadelesini de propagandasını da sözlü mücadele olarak yürüttü. Yazılı olarak dergi veya kitaplarla yapmadı.
O nedenle düşünceleri de, örgütlülüğü de düşman tarafından çok fazla görülemedi, ismi duyulsa da ne oldukları, ne kadar güç olduklarını uzun süre düşman bilemedi. O önemli bir tarzdı.
Diğer türlü olsaydı PKK’nin gelişmesine, iş yapmasına düşman fırsat vermezdi. Rızgari gibi olsaydı, Özgürlük Yolu gibi olsaydı bir günde isterse hepsini tutuklayabilirdi. Onların öyle gizli kalan, tutuklanmayacak veya direnecek bir konumları kesinlikle yoktu. O tarzı PKK ve APOCU grup mücadele etmeme, pasifist bir tarz olarak tanımladı. Savaş yürütecek bir örgütlenmenin öyle olamayacağını, bir gecede hepsinin tutuklanabileceğini, dolayısıyla o biçimdeki örgütlülüğün daha baştan zaten ulusal kurtuluş mücadelesi veremeyeceğini tanımladı ve kendisi gerçekten baştan itibaren amacına uygun bir örgütlenme ve çalışma tarzını esas aldı.
Bütün propagandasını, ideolojik mücadelesini sözlü olarak yürüttü. Sözlü yürütmek üzere de kadrolarını eğitti. Diğerleri bir gazete çıkardın mı propagandayı gazete yapıyordu. Kadronun görevi gazete dağıtmak oluyordu. PKK’de ise kadronun görevi PKK’nin görüşlerini savunmak, propaganda ajitasyon yapmak, çalışmaktır. Sadece memur gibi aracılık yapmak değildi.
Bu işin bilen, sahibi olarak propagandasını yapan, ideolojik-politik çizgiye hakim olan konuma gelmekti. Bunu sağlatmak için de eğitti.
PKK kadroları bu anlamda çalışan, işin sahibi haline gelen, bu temelde kendisini eğiten kadrolar oldu. PKK iç eğitimini bu anlamda çok yoğun, sistemli olarak geliştirdi. PKK’ye katılmanın, içinde yer almanın iki temel tutumu, ölçütü oldu:
Bir; düzenden kopacaksın, düzen yaşamından ilişkilerinden kopacaksın. Bazı arkadaşlar sanıyorlar sadece gerilla var, dağa çıktığımız için düzenden kopuyoruz. Öyle değildir, şehirdeyken de PKK düzenden kopmuştu. Herhalde şehre dönsek, gerilla bitse tekrar düzenin içine gireriz sanılıyor. Onun için kendilerini böyle pamuk ipliğiyle bağlı tutuyorlar. O görüş yanlıştır. Şehirde değil, nerede olursa olsun, zindanda da olursun her yerde de kopuş kopuştur. Ayrı düzen, ayrı düzendir, ayrı yaşam sistemi ayrı yaşam sistemidir. PKK bu kopuşu bu sistemi baştan oluşturdu. Bir temel ayrımı oydu.
Diğer örgütlerden ayrımı da oydu. Diğer örgütler düzenle iç içeydiler. Hem öğrenci olabilirdin, işçi olabilirdin, memur olabilirdin, gezip tozabilirdin, yaşayabilirdin ama filan örgütün üyesi de olabilirdin. Haftada bir toplantıya katılabilir, birkaç gazete dergi dağıtabilir veya bir yürüyüşte yer alabilirdin onun üyesi olabilirdin.
Ama PKK’ye katılmakla böyle olamazdın. 24 saat çalışacak, PKK düşüncelerini propaganda edecektin. Propaganda edecek kadar da bilecektin! Bir aracı değil, tümüyle militanı olacaktın. İşte temel ayrım-fark budur.
İkincisi; kendini eğitmektir. PKK düşüncelerini propaganda etmekle görevli olan, onu öğrenmek zorunda, öğrenebilmek için de kendisini eğitmek zorundaydı. Dolayısıyla PKK’ye katılımın önemli bir ölçütü de PKK’nin teorik-ideolojik çizgisini öğrenmek, özümsemek ve propaganda edecek, propaganda ajite edecek güç, nitelik kazanmaktı. Böyle olmazsa PKK çalışmasında yer alamazsın. Bir şey yapamaz hale gelirdiniz. Bu iki bakımdan diğer hareketlerin hepsinden ayrıldı. Kendi tarzını geliştirdi, bu da zaten dernek ve dergiciliği aşarak gizli örgütlenmeyi ve çalışmayı öngören bir tarzı geliştirdi.
Önderlik savunmada “Kürt mücadelesini dernekçilerle dergicilere mahkum etmekten kurtardık” diyor. Bu önemli bir çıkıştı. DDKO’nun mirasıydı dergi ve dernekti. Diğerleri de onu devam ettirmek istiyorlardı, onun dışına çıkan kendine göre bir tarz geliştiren PKK ve Önderlik oldu.
DERLEME (PKK TARİHİ DERSİNDEN)
YORUM GÖNDER