VİYAN’IN BİZE VERDİĞİ EMİRDİR
Heval Viyan, anlatmak ile değil, ancak yaşanılarak anlaşılabilir bir hakikat olsa da, anlatmaya çalışacağım. Çünkü heval Viyan aynı zaman da bir sorumluluktu. Ve ben de onun bir yoldaşı olarak, her ne kadar onu tarif etmek benim için güç olsa da o yoldaşlık görevimi daha çok yaşamsallaştırarak ama Viyan yoldaşın 17. şehadet yıl dönümün de onu yeniden yazıya dökmeyi de bir borç bileceğim.
Viyan irade demek, irade özgürlük mücadelesi demek ve özgürlük mücadelesi ise, bir gün mutlaka ama bir gün mutlaka özgürlüğü başarıp yaşamak demektir. Yani: VİYAN + irade + özgürlük mücadelesi = mutlaka özgürlüğü başarmaktır. Heval Viyan böylesi bir sentezdi. Ve heval Viyan bu özgürlük ruhunun sentezini Rêber Apo’nun özgürlük felsefesinden alıyordu.
Heval Viyan’ı 2004 Nisan ayında tanıma şansına sahip oldum. Kongra Gel 2. Olağanüstü kongresi süreciydi. Heval Viyan kongrenin hazırlık komitesi üyesiydi. Çok karabalık bir kongreydi. Dağ koşullarında, hem yaşamsal, hem güvenlik ve hem de tüm boyutlar da her şeyi eksiksiz örgütleyip tamamlamasına hayran kalmıştım. O dönem gerilla da henüz yeniydim. Bir kadının onca güce, onca sayıca büyük bir topluluğa, böylesi bir hazırlığa nasıl güç getirebilir diye şaşırmıştım. Ve sonradan gelişen sohbetlerimiz de dayanamayıp sormuştum: Heval Viyan nasıl böyle zor bir işi tam tamamına yapabiliyorsun? diye. Hiç unutmam.
Heval Viyan aynen şöyle cevap vermişti: “Heval şunu hiç unutma iş ve sorumluluk ne olursa olsun, eğer sırtını Önderliğin felsefesine dayandırırsan başaramayacağın hiç bir şey olamaz. Çünkü, Önderliğin felsefesi sorumluluk duygusuyla işini yoldaşın ve halkın için en layıkıyla başarma felsefesidir.” demişti. Heval Viyan tüm sohbet ve tartışmaların da sürekli Önderliğin yaşam ve başarma felsefesine dikkat çekiyordu. Olduğu ortamlar da sürekli Önderliği gündem de tutuyordu ve tüm gücüyle Önderliği yaşama ve yaşatma çabası içerisindeydi. Heval Viyan’ı tanıdığım kadarıyla Önderliğin bilmek uygulamaktır, dediği hakikatine kendini ulaştırmayı başaran bir kadın militandı.
Heval Viyan kadın özgürlük mücadelesi boyutuyla da her zaman ve mekan da sürekli bir öncü ve komutan konumundaydı. Güney Kürdistanlı genç bir kadın olarak özgürlük saflarına katılıyor ve kısa bir zaman da kendini güçlü donatıp öncülük yapabilecek bir düzeye ulaştırmaktadır. Bu temel de ideolojik, örgütsel, askeri ve bir bütün bir kişilik olarak, yaşamının son anına kadar da güçlü bir katılımı hep esas almıştır.
Heval Viyan örgüt içi, örgüt karşıtı duruşlara karşı da her zaman kaygısız ve tereddütsüz bir mücadele yürütmüştür. Önderliğin geliştirmek istediği güçlü demokrasi projelerini kendine göre anlayan ve uygulamak isteyen kişilere karşı zamanın da gereken mücadele sahibi olmuştur. Bu anlam da tasfiyeci kesimlere karşı sürekli Önderlik ve PKK gerçeğini koruyan ve yeniden yaratan bir duruş sergilemiştir. Böylesi bir kişiliğe sahip olduğu için PKK’nin yeniden inşa komitesinde yer almış ve tüm gücüyle Önderliğin PKK’yi yeniden oluşturma çalışmalarına katkı sağlamaya çalışmıştır.
Heval Viyan’ın kendini yakma eylemini gerçekleştirdiği dönem, yani 2006 ve 2007 güzü özgürlük hareketi açısından çok ağır bir süreçti. Çünkü varlık sebebimiz Rêber Apo’ya tecrit içinde tecrit uygulamaları, uygulanmaktaydı. Düşman bu tür uygulamalarla bizi Önderliksiz bir yaşama alıştırmaya çalışmaktaydı. Buna karşı hem Kürdistan genelin de hem de yurt dışında farklı farklı eylemler gerçekleştirilmekteydi. Ancak Heval Viyan herkesten önce bunların yetersiz olduğunu hisseti ve düşmanın Kürt halkını Önderliksizliğe alıştırmaya çalıştığı politikalarını gördü. Bunun için bedenini ateşe vererek, Önderliğe bağlı tüm herkesin daha duyarlı olunması gerektiğine dikkat çekti. Aslında Heval Viyan düşmanın için de, düşmanı bitiren ve Önderliği İmralı adasından çıkarmayı başaracak bir eylem yapmayı çok istemiş ve kendini buna hazırlamıştı. Fakat Önderliğe karşı uygulanan işkenceleri çok derinden hissetmiş ki, kendini yakma eylemi yapmıştır. Çünkü kış koşulları (şimdiler de olmasa da) o dönemler de gerilla açısından, istenilen hedefe ulaşmak için zor bir koşuldu. Zaten Heval Viyan bu noktaları detaylı bir şekilde mektupların da belirtmiştir. Yani sürecin baharı bekleyecek bir tahammülü gerektirmediğini derinden yaşıyordu. Bunun için Heval Viyan ateşlen dans ederek, Önderliğe karşı yaşanılan sahte dostluk ve yetersiz yoldaşlığı yıkmaya, bitirmeye çalışmıştır. Ve Heval Viyan bize Unutmak İhanettir! dedi. Yani Önderliğe karşı yapılan uluslararası komployu unutmak veya Önderlik olmadan yaşamaya alışmanın ihanet olduğunu haykırdı.
Heval Viyan’ın 17. Şehadet yıl dönümünü yaşadığımız bu günler de, Heval Viyan eylemi ile bize verdiği emrini uygulamamız gereken bir süreçtir. Çünkü bu süreç Heval Viyan’ın bedenini ateşe verdiği dönemle aynı karakter ve politikaları barındıran bir süreci yeniden yaşıyoruz yada düşman o dönemi bize yeniden yaşattırmaya çalışmaktadır. Fakat biz buna izin vermeyeceğiz. Çünkü Viyan yoldaşımızın bize verdiği bir emri var. Unutmak İhanettir! Bu temel de Rêber Apo’ya karşı yapılan komployu hiç unutmayacağız ve mücadelemize güçlü devam ederek Heval Viyan’ın Rêber Apo’ya özgür sarılma anını yaşama hayalini gerçekleştireceğiz.
ASMİN ZELAL
pajk.org
YORUM GÖNDER