ÖNDERLİKSEL DOĞUŞ ŞARTLARI (2.BÖLÜM)
Önderliksel doğuş ve PKK gruplaşmasının temelinin atıldığı süreç diğer örgütlerin hepsinden ayrı bir süreçtir. Bu anlamda hepsinden farklılık arz etme, ayrı olma özelliği var. Bu daha baştan PKK’yi diğerlerinden ayıran, Önderlik gerçeğini diğerlerinden ayıran bir özellik oluyor. Birçok dernek yanında kurtuluş hareketi, parti-ordu hareketleri hep devrimci yükseliş içinde doğdular. THKPC, TİKKO, THKO bunların hepsi kitle hareketinin geliştiği, işçilerin, gençlerin, aydınların kitlesel mücadeleyi yükselttiği o elverişli koşulların ürünü olarak ortaya çıktılar. O süreçlerde bunun bilinci gelişti, örgütü kuruldu, adımı atıldı. Öyle ağır baskı dönemlerinde ortaya çıkmış, temelleri atılmış hareketler kesinlikle değildir. Diğer yandan daha sonraki gruplaşmalar da Ocak 1974 CHP-MSP genel affı ardından tutuklu kadroların cezaevinden salıverilmesi sonrasında oluştular. Cezaevinden çıktıkça kimisi legal, kimisi illegal parti kurmaya, grup oluşturmaya yöneldi. Tabii cezaevinden çıkma önemli bir süreçti, genel af ilan edilmişti. Genel af 12 Mart 1971 faşist askeri darbesinin etkilerini silmeyi öngören bir aftı. Bir yerde darbenin etkilerini sonlandırıyordu. Darbeyi sona erdiriyordu. Dolayısıyla darbenin ağır baskı, tutuklama, ezme ortamı sona ermiş oluyordu. Kısmen konuşma, örgütlenme ortamının oluştuğu, zemininin geliştiği bir yeni mücadelenin yükselmesinin temellerinin atıldığı, zeminin oluştuğu bir dönemi ifade ediyordu. Bütün diğer gruplaşmalar bu aftan sonra geliştiler. Hem Türk solu adına ortaya çıkan gruplar, öncekilerin mirasçısı, devamı olarak birçok grup halinde olan gruplar hem de DDKO’nun mirasçısı olduğunu iddia eden ve Kürdistan orijinli olarak oluşan bütün gruplar aslında bu af sonrasında ortaya çıkmaya başladılar. Cezaevinden kadrolar çıktı, bir sürü kadro oluştu, bir sürü grup oluştu. THKPC’liler çıktılar üç-dört grup oldular. THKO’lular çıktılar üç-dört grup oldular, grup oluşturmaya başladılar. Çünkü kısmi bir ortam oluştu. Genel afla birlikte 12 Eylül baskı sistemi kısmen kırıldı, daha rahat çalışma, tartışma, örgütlenme ortamı oluştu. Bu ortama dayanarak bu gruplar ortaya çıktılar. Yine DDKO’yu devam ettiren gruplar, örneğin Kemal Burkay’ın grubu, Rızgari’ci grup İbrahim Güçlü onların grubu, DDKD ismi ile bir grup aftan sonra 1974 yazında ortaya çıktılar. Kimisi dernek kurdu, kimisi dergi çıkardı. Ama hepsi o ortamın ürünü oldu. Sadece PKK 12 Mart faşist darbesinin ağır baskı, ezme ve sindirme hareketinin, saldırılarının sürdüğü bir ortamda temelleri atılmış bir hareket, grup oldu. Grup temelleri o zaman atıldı. PKK öyle devrimci yükseliş ortamında oluşmuş bir hareket değil. Şu-bu kısmi-nispi demokratik ortam denilen ortamların ürünü değildir. Yani “biraz konuşma ve yazıp-çizme-örgütlenme ortamı olsun ben ona dayanarak örgüt kurayım” diyen bir hareket değildir. PKK, 12 Mart faşist saldırılarının olduğu bir dönemde ortaya çıkan, o saldırılara karşı direnme, mücadele etmek üzere ortaya çıkan dolayısıyla ilkelerini, sistemini, tarzını faşist askeri darbelere karşı mücadele etme temelinde oluşturan bir harekettir. Önderliğin çıkışı da, tarzı da bu anlamda faşist darbelere karşı mücadele etme özelliklerine göre şekillendi. Elverişli ortam ve imkanlarda oluşmuş gruplardan, kurulmuş partilerden bu bakımdan köklü farklılık, ayrılık arz etti. Bir de PKK çıkışının ‘73 Newroz’unda böyle bir çıkış yapmanın bu yönlü özelliği var. Bunu iyi görmek, doğru anlamak gerekiyor. Öyle kolay bir durum değildir. Dikkat edilirse bu anlamda basit bir çıkış değildir. Çeşitli gelişmelerden etkilenen, heyecana kapılan, gençliğin coşkusu heyecanıyla maceracılık yapmak üzere kurulmuş bir örgüt, çıkış filan değildir. Yaprağın bile kıpırdamadığı, ortada doğru dürüst okunacak bir kitabın bile olmadığı, bütün örgütlerin dağıtıldığı, parçalandığı, kadrolarının tutuklanıp zindana alındığı, liderlerin katledildiği, idam edildiği, sol sosyalizm, devrimcilik adına söylenen her sözün idamla yargılandığı bir ortamda Önderlik çıkış yaptı. Önderlik, 1972 baharında, ondan bir yıl önceki Kızıldere katliamını protesto ederken, onun için bildiri dağıtırken yakalandı. Delil yetersizliğinden dolayı zar zor 6 ay sonra cezaevinden çıkabildi. Buna rağmen cezaevinden çıktıktan sonra daha 3-4 ay geçmeden PKK grubunu kuracak, örgütlenmeye adım atacak bir gücü, cesareti gösterdi. Nasıl ki 1972 Nisan’ında bildiri dağıtmak büyük bir cesaret işiydiyse, 1973 Mart’ında grup kurmak da aynı düzeyde, hatta daha büyük bir cesaret işiydi. Bir bildiri dağıtmak daha kolay bir şeydi, cezası daha azdı. Nitekim Önderlik bir basit bildiri dağıtmanın 18 yıl hapis cezası istemiyle yargılanmayı gerektirdiğini görmüş, 6 aydan fazla en ağır baskı ortamlarında cezaevi yatmak zorunda kalmıştı. Öyle görmemiş, bilmemiş bir durumda da değildi. Yaptıklarının kendisine ne tür yükümlülükler getireceğini bilmeyecek, anlamayacak durumda değildi. Hem bilinci var, hem bu konuda önemli bir tecrübe yaşamıştı. Buna rağmen bir bildiri nedeniyle 6 ay hapis yatarken, kendisini idamla yüz yüze getirecek yeni bir adımı ondan 1 yıl sonra atmaktan geri durmuyor. Bu adım neye dayanarak atıldığını, bu kararlılığın neyi gösterdiğini doğru anlamalıyız. Bu, öyle sıradan, normal bir adım değildir. Dolayısıyla herkes bilsin, PKK kitle hareketinin yükseldiği, devrimci mücadelenin geliştiği, devrimci yükseliş dönemlerinin, dolayısıyla mücadeleye herkesin katıldığı ortamların bir ürünü değildir. Önderliksel çıkış böyle dönemlerin çıkışı değildir. Tam tersine Önderliksel çıkış, faşizmin, katliamın, baskının, idamın geliştiği ortamda baskılara karşı direnmek üzere kurulmuş bir hareket, atılmış bir adım, gerçekleştirilen bir çıkış oluyor. Bu gerçek çok çok önemlidir. DERLEME (PKK TARİHİ DERSİNDEN)
|
YORUM GÖNDER