PRATİĞE DOĞRU ANLAYIŞ VE YARATICI TARZLA YAKLAŞARAK BAŞARMAYI MUTLAKA ESAS ALMALIYIZ! (1.BÖLÜM)
PKK’nin Tüm Kadro ve Sempatizanlarına!
Değerli Yoldaşlar!
Önderliksel çıkışın 50’nci yılında örgütlediğimiz eğitim devrelerimizi başarıyla tamamlıyoruz. Öncelikle Ellinci Yıl Zafer Devrelerinde eğitim görüp devrimci pratiğe yönelen tüm yoldaşlara üstün başarılar diliyoruz. Gittikleri her alanda ve her görevde başarılı olacaklarına, Önderlik ve şehitler çizgisinde kararlılıkla yürüyeceklerine de yürekten inanıyoruz.
Çok açık ki, gerekli düzeltmeler ve yenilenmeleri Önderlik ve şehitler çizgisi temelinde her yerde gerçekleştirerek, önümüzdeki sürecin başarılarına büyük katkılar sunma göreviyle karşı karşıyayız. Bu yıl parti ve mücadele sorunlarımızı kapsamlı bir biçimde gündemleştirme ve tartışma imkânı bulduk. Kuşkusuz böyle bir imkan ve fırsat, yürütülen büyük mücadeleyle oldu. İmralı’da Önder Apo’nun direnişiyle, Zap, Metîna ve Avaşîn merkezli olarak kahraman gerillamızın zafer duruşuyla, Kürdistan’ın dört parçasında, dünyanın dört bir yanında yurtsever halkımızın ve dostlarımızın gece gündüz demeden yürüttükleri kesintisiz mücadeleyle bu imkanlar ve fırsatlar ortaya çıktı. Onların mücadelesinin yarattığı değerler, fırsat ve imkanlar üzerinde kendimizi yenileme çabası içerisinde olduk. Bu temelde öncelikle İmralı Direnişi’ni, Önder Apo’yu, Zap, Metîna ve Avaşîn başta olmak üzere Kürdistan’ın dört bir yanında kahramanca savaşan yoldaşları, dört parça Kürdistan’da ve dünyanın dört bir yanında özgürlük için her türlü bedeli göze alarak mücadele eden halkımızı, dostlarımızı selamlıyoruz. Bu kutsal mücadelelerinin başarılarını kutluyoruz. Her bir güne gözünü kırpmadan onlarca eylemi sığdırarak, şehadet çizgisinde yürüyen tüm kahraman şehitlerimizi sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.
Gerillanın fedai çizgisindeki mücadelesi bize ruh, güç ve imkân verdi. Biz de her an onlarla birlikte olarak yürütülen mücadeleyi değerlendirmeye, hata ve eksikliklerinden ders çıkartıp, kendimizi yenileyerek, bu çizgiyi başarıyla pratikleştiren öncü militanlar haline gelmeye çalıştık. Bu mücadelenin ateşi içinde bir an bile kopmayan ruh, anlayış ve iradeyle tüm yoldaşların mücadeleye büyük güç katacağına, yürütülen mücadeleyi her alanda zafere taşımak üzere çok önemli katkılar sunacağına inanıyoruz. Hangi değerlere dayanarak bu mücadeleyi yürüttüğümüzü iyi biliyoruz ve asla unutmuyoruz. O değerlerin bize yüklediği görev ve sorumlulukların gereğini de pratikte başarıyla yerine getireceğiz. Eleştiri-özeleştiriyi bu çizgide yaptık, sözü bu temelde verdik. Kuşkusuz sözümüz pratiğimiz olacak. Mücadeleden edindiklerimizi verdiğimiz söz temelinde başarıyla hayata geçireceğiz.
PKK’li olmak her gün yeni başlangıçlar yapabilmektir
Değerli Yoldaşlar!
Mücadele süresince Önderlik ve parti gerçeği, yarım asırlık büyük özgürlük yürüyüşünün, mücadelenin ortaya çıkardığı zengin birikimin derslerini özümsemeye çalışıyoruz. Öncelikle bunun öneminin farkına varmamız lazım. Nasıl bir askeri ve siyasi ortamda yaşıyoruz? Gerçekten bu normal bir durum mu? Her zaman yapılan çalışmaları rutin bir biçimde devam ettirme imkan ve koşulları var mı? Bunlara iyi bakmamız lazım. Dolayısıyla rutin, ortalama yaklaşımlarla kendimizi kandırmamalıyız, aldatmamalıyız. Gerçekten normal koşullar altında belirtilenler doğru olabilir ama içinde bulunduğumuz koşullar hiçbir biçimde normal, olağan koşullar değildir. Tersine olağanüstünün de üstünde sert ve derin bir mücadele durumu söz konusu. Biz böyle bir mücadele ortamında çalışma yürütüyoruz. Mevcut mücadele koşullarında bunu gerçekleştirmiş olabilmek, herhangi bir olumsuzluğa meydan vermeden, sonuca götürme büyük önem arz ediyor. Aynı zamanda da bize, her birimize tarihi önemde büyük görev ve sorumluluklar yüklüyor. Sürekli bu görev ve sorumlulukların derin bilincinde olacağız. Hiçbir biçimde yanılgılara düşmeyeceğiz. Dolayısıyla görev ve sorumluluk bilincinden kopmayacağız. Durumu normalleştirerek, olağan görerek, olağanüstü ortamda olağan yaklaşımlar içinde olmayacağız.
O halde böyle bir mücadele ortamının büyük önemini derinden bilince çıkartacağız ve onun gereklerini pratikte mutlaka doğru tarz, üslup ve tempoyla başarılı bir biçimde hayata geçireceğiz. Sonuçlarını devrimci eyleme, pratiğe dönüştüreceğiz. Başarı ölçümüz pratiğimiz olacak. Bu bakımdan esas olan mücadelenin bize yüklediği görev ve sorumlulukların bütünlüklü ve derin bilincinde olarak hareket edip, her yerde ve her türlü görevde başarılı olmaktır. Tüm yaklaşımımız, pratiğe yönelme ilkemiz bu temelde olacak. Bunun dışında herhangi bir yaklaşımı kesinlikle doğru görmeyeceğiz, kabul etmeyeceğiz. Kendimize göre farklı değerlendirmeler, dolayısıyla hata ve yanlışlar içerisine girmeyeceğiz.
Nasıl daha yeterli, iyi, öğretici olabilirin üzerinde duruyoruz. Bu doğaldır, anlaşılırdır. Her zaman öyle yapmak durumundayız, yoksa mevcut olanı yeterli görmek, “Artık bizden bu kadar, daha öteye gidemeyiz” demek anlamına gelir ki, orda her şey biter, sona gelinmiş olur. Oysa yaşam, özellikle devrimci yaşam hiç böyle değil, Önderlik gerçeği, Apocu yaşam hiç böyle değil. Önder Apo ne dedi? “PKK’li olmak her gün yeni başlangıçlar yapabilmektir” dedi. Sonuçlar değil, her zaman yeni başlangıçlarla, yaratımlarla ilgili olduğunu, Önderlik gerçeğinin esasının bunu ifade ettiğini söyledi. Parti merkezi de Apocu çizgiyi doğru anlama ve başarılı uygulamak için gerekli her şeyi asgari düzeyde vermiştir. Gerisi her bireyin kendi çabasına kalıyor. Bu bakımdan partinin verdiklerini azımsamamak lazım, onları sürekli hatırlamak, bilinçte tutmak; ideolojik-politik çizginin, mücadele strateji ve taktiklerinin aydınlatıcılığında uygulamak gerekiyor. Bizi başarıya kesinlikle bu götürür.
Önderlik ve parti çizgisinde teorik ve pratik çerçeve bütünlüklü bir biçim içeriyor. Önderlik savunmalarının, çözümlemelerinin her zamankinden daha fazla okunması, bilince çıkarılması ve uygulanması başarının tek yoludur. Önder Apo, “Savunmalarım neredeyse ben oradayım” diyor. Savunmalar her yerde; o halde Önderlik gerçeği her yerdedir. Bunlar temelinde Önderlik gerçeğini ruh, duygu, düşünce, davranış düzeyinde irdelemeye, değerlendirmeye, anlamaya ve özümsemeye çalışmalıyız. Önderlik gerçeğini düşünce ve pratik çizgi bakımından Önderliksel duruş karşısındaki hatalarımızı, eksiklerimizi, bir bütün parti pratiğini, alanlardaki pratikleri, sonunda da kendi pratiğimizi dikkate alarak, eleştirel-özeleştirel bir yaklaşımla sürekli değerlendirmeye tabi tutmalıyız. “Nerede Önderlikten kopuyoruz, nerede zayıf kalıyoruz ve nerede hata yapıyoruz? Başaran Önderlik gerçeği karşısındaki duruşumuz, duygu, düşünce, zihniyet, davranış bakımından ne tür kopuşlar yaşıyoruz ve bunlar nereden kaynaklanıyor? Bunları nasıl gidereceğiz? Önderlik gerçeğine bir bütün olarak nasıl ulaşacağız, anlayacağız, özümseyeceğiz? Apocu tarzı, üslubu, tempoyu nasıl edineceğiz, devrimci militan haline nasıl geleceğiz?” sorularına cevap bulmamız çok önemli.
Yine 50 yıllık büyük mücadelenin, Önder Apo öncülüğündeki büyük özgürlük yürüyüşünün pratik derslerini doğru çıkartmalıyız. Mücadele tarihimizi bütünlüklü olarak değerlendirmeliyiz. Parti ve halk mücadelemizi, gerilla savaşımızı, Kürdistan gençliğinin mücadeleye katılım durumunu, özgür kadın mücadelemizin örgütlemesi, eylemi ve öncülüğüyle başlangıcını ve geldiği noktayı tüm ayrıntılarıyla irdeleyip anlamalıyız. Savunmalar temelinde yürüttüğümüz mücadeleyi bir de Önder Apo öncülüğünde yürütülen yarım asırlık bu kahramanca mücadelenin pratik derslerini edinerek, daha çok somutlaştırıp, anlaşılır kılmalıyız. Bunlar oldukça önemlidir. Bunlar dışında hiçbir kaygıya, tereddüde düşmeden, Kürdistan parçalarını da dikkate alarak, her alandaki faaliyetleri tüm ayrıntılarıyla Önderlik ve parti çizgimiz temelinde analiz etmeli ve değerlendirmeliyiz. Parti pratiğimizin güncel olarak her alandaki somutluğunu Önderlik çizgisi karşısında derin analize tabi tutmalıyız.
Yani ne doğru ne yanlış? Ne eksik ne yeterli? Neler yapmamız gerekiyordu da yapmadık, neden yapmadık? Neleri yaptık, yaptıklarımız ne kadar çizgiye uygun oldu, bizi hangi düzeyde başarıya götürdü, ne kadar hata ve eksiklik içeriyordu, bu hata ve eksiklikler nereden kaynaklandı? Bunları da bütün ayrıntılarıyla açıklıkla tartışmalıyız. Hiçbir kaygıya, endişeye düşmeden, dar yaklaşmamalıyız. Tabi somut gerçekliği esas alma temelinde genel pratiği çözümleme, parti ve mücadele düzeyimizin güncel durumunu bütün ayrıntılarıyla bilince çıkartmalıyız. Bunların sonucunda olabilecek en ileri düzeyde bir eleştiri-özeleştiri sorgulaması içindeyiz. Kaygısız bir biçimde bütün hata ve eksiklikleri eleştiri-özeleştiri olarak ortaya koyuyoruz. Düzeltme ve kararlaşma bu temelde gelişecektir.
PKK YÜRÜTME KOMİTESİ
YORUM GÖNDER