KÜRT HALKI İÇİN NEYİN SEÇİMİ VE KİMLE NE İTTİFAKI (1.BÖLÜM)
“Sınır çizgileri bir kez aşıldı mı, sosyal ve siyasal görünüm değişir. Artık sosyal ve siyasi iklim de farklıdır: sosyal dil de, yeni gerçekler oluşmuştur.”
Peter F.Drucker
Güncel siyaset dilindeki devrimci anlam kaybı çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Faşizmin insanları sıradanlaştıran ve alçaltan aktif tutumunu boşa çıkaracak bir sorgulama imasını bile örgütlemekte bir bezginlik sezinleniyor. Liberal popülizm şerbetinden içmiş küçük hesap sahipleriyle büyük toplumsal davalar yürütülmez. Çağın devrimci mücadele gereksinimini karşılamayan bir ezop dili güncelde kendini temsilde ısrarla konuşturuyor. Tutkulu mücadele dili popülist aldatıcı bir pasif radikal dile kurban ediliyor. Bu da faşizm karşısında iletişimde çoklu toplumsal direnişler örgütlülüğünü ve birliğini yaratmayı sekteye uğratıyor.
TC faşizminin kayyum ve dokunulmazlıkları kaldırma kararları fiili olarak Kürt halkının oyunu bir müzakere ve uzlaşı gücünden düşürmeyi amaçlıyor. En kötüsü de uzlaşma zemini olmayan “yanlış siyasi tercihlerle” devrimle olası özgürlük fırsatının heba edilmesidir. Dijital ekolojik topluluklar çağına girerken ve zihinler bile dijitalleşirken toplumsal siyasi pedagoji alanında da uzmanlaşmak gerekiyor. Kitlesel muhalefet ruhunu yakalayan ve deneyimli bir içgörüden beslenen yine siyasi ferasete sahip cesur bir devrimci öncülük çok şeyler başarır. Bu feraset rejimin toplumu sömüren ve eşitsizlik yaratan azınlık elit sınıfına karşı yoksullaştıran ve ötekileştirilen çoğunluğun hayatına temas eder, hissederek dinler ve onları özgürleştirici radikal mücadele için örgütler.
Kürt halkının tarihi ulusal özgürlük nostaljisi kesintisiz aktif mücadele sayesinde her daim gelecekten umutlu ve diridir. Çağı karşılayan paradigmanın zengin bileşen dokusu ve çoklukta birlik çatısı son zamanlarda kısır tartışmalarla zarar görmeye başladı. Türkiye ve Ortadoğu’da radikal demokratik özgürlük talebini yaratan ve üreten yegâne mücadele öncülüğü Kürt özgürlük devrimine aittir. Demokrasi talebi bu direngen mücadele sayesinde kamusal alanda yaşam bulabiliyor. Gerisi ise koca bir aldanışlar ve aldatışlar safsatasıdır. Artık radikal bir değişim için ırkçılığı üreten ve körükleyen faşizme karşı ortak siyasi katılıma dayalı cesur bir mücadele ile çöküş ve çözülmenin görünür kılınması gerekiyor.
TC faşizmi toplumsal yaşamı bozuyor. Faşist diktatörlük için ebedi ve ezeli “düşman figürü” Kürt halkıdır. Bu açıdan Beyaz Türkler ve Yeşil Türkler arasında zihniyet açısından hiçbir fark yoktur. İnkar ve imha zihniyeti açısından Erdoğan ne ise Kılıçdaroğlu da odur. Dolayısıyla sorunları yaratanların mantığıyla sorunların çözüldüğü görülmemiştir. Kültürel İslam ve Kültürel Türklük yok edilmiştir. Batı işbirlikçisi siyasi islamcılık ve devşirme ulusal milliyetçilik ortalığı yakıp yıkıyor. Toplumsal cinsiyetçi mantık ise kadın kırım politikalarında hiçbir ahlaki sınır tanımıyor. 21. yüzyıl Türkiyesi’nde iktidarda olan ultra karma faşizm rejimi mankurtlaşan ve mankurtlaştıran bir patolojik cinnet toplum inşasında ısrar ediyor.
Türkiye’deki faşizmin yeşil, beyaz, melez ve liberal tüm varyantları devrimci toplumsal yaşamın düşmanlarıdır. Buna alternatif olan ortak mücadele ve direniş platformu ise anti-faşist üçüncü çizgi radikal demokrasi inşacılığıdır. CHP Türk inkarcılığının kurucu zihniyet partisidir. Kürtlerin varoluşsal hiçbir hakkını kabul etmeyen ve kendi çıkarları için söylemde hep manipüle eden ve öteleyen kirli bir siyasetin derin aktörüdür. HDP ve tabanına uyguladığı mobbing dehşet bir inkar tuzağının varlığına işaret ediyor. HDP üzerinde onu içte fikirsel açıdan bölmek isteyen bir tasfiye dinamiği işletiliyor. Neo-faşist CHP şüphe götürmez bir netlikte AKP-MHP faşist diktatörlüğünün sahip olduğu aynı zihniyet dünyasının ikiz çocuğudur. Savaş tezkereleri, Kürt soykırım konseptinin bir parçası olan tutuklama müzakerelerindeki suç ortaklığı bariz bir şekilde ortadadır. Ulus devlet faşizmini olumlayan ve meşrulaştıran bir pratikle yüz yüzeyiz. CHP’nin Kürt halkına hileli zarlarla yaklaşımı aynı zamanda onun taktiksel ve stratejik açıdan açık deşifrasyonudur! Dönemin en büyük gereksinimi olan faşizme karşı siyasal uzlaşma zeminini bu Kürt halkına taktiksel yaklaşımları yüzünden 6 masa bileşeni dinamitliyor. HDP şahsında Kürt halkını dışlamak AKP-MHP faşizminin zihniyet ortaklığı dışında bir sonuç yaratmıyor!
Etik bir soğukkanlılıkla çoklu mağduriyetleri ortak mücadelede birleştiren yeni ideolojik mücadele alanları ortaya çıkarmak gerekiyor. Dayanışmacı demokratik siyasi arzuyu toplumda güçlü bir şekilde açığa çıkarmak ve görünür kılmak için objektif ve subjektif koşullar elverişlidir. Gençliğin dinamik ruhuyla bunu buluşturmak için ortak paydada ortaklaştıran ve ikna etmeye dayalı doğru devrimci ajite dili tutturmak yeterlidir. Faşizm şiddeti kutsayarak bunu bir kitlesel paranoya dönüştürmede mahirdir. Toplumsal barışı mücadele birliğinde inşa etmek için muhalefetin öngörülü bir ferasete sahip olması lazım.
Bu kaotik süreçte demokratik ulusun eleştirel bakış açısı süzgecinden olay ve olguları geçirmekte yarar vardır. Devrimci şüpheyi esas alan özgür öz deneyime sahip olmakla bu mümkündür. Çoğunlukla köleliği özgürlük sanan bir zihinsel çarpıtma toplumda iş görüyor. Salt seçimlerde oy kullanmak özgür bir tercihte bulunma manasına gelmiyor. Uzmanların dediği gibi yaşamımızı denetleyen, gözetleyen ve yönlendiren dijital çağda sandıklara oy atmakla iş bitmiyor. O oyları kimlerin elektronik dijital ortamda saydığı sonucu belirliyor. Hakan Fidan bu dijital teknik şebekenin başındaki isimdir; varın gerisini siz düşünün!
SERDEM AMED
YORUM GÖNDER