DEVRİM’İN FIRTINALI KİŞİLİĞİ; ÇİYA AMED
Önder kişilikler tarihsel ve toplumsal değer yargılarını kendisinde yaşamsallaştırmış, bunun duygu, anlam, sorumluluk ve görevlerinin bilincine ulaşarak kendini bu uğurda feda eden kişiliklerdir. Kuşkusuz görülen ve anlam dünyasında bilincine ulaşılan bu gerçeklik kişiyi özgürleşme arayışına, özgür yaşamı yaratma eylemselliğine çeker. Bir kadermiş gibi dayatılan mevcut köle yaşamını değiştirmeye çalışmak, kendisi dışındaki insanların kader bildiği yaşamı değiştirmeye çalışmak önder kişiliklerin temel özellikleridir. Bu gerçeklik temelinde kendilerini feda etmeleri soyluluklarının ifadesi olmaktadır. Bu yüzdendir ki tüm gerçek öncüler tarihin seyrini değiştirmede etkin kişiler olduğu için fiziksel mekan ve bilinen sınırlı zaman olgusuna sığmazlar. Tarihin canlı seyri içerisinde yaşamın tüm canlılığına her an dahil olan, yaşamın tüm seyrine yarattıkları ile yön veren, dönüştüğü düşünce, eylem, anlam ve duygu gerçekliği ile her an yaşamı yürüten ve yön veren ve anlam katan bir katılımın sahibi olurlar. Bu yüzden gerçek öncü, önder kişilikler en canlı, en etkileyici durumda olan kişiliklerdir. Bu gerçeklik Kurdistan tarihsel ve toplumsal gerçekliğinde ve onun tek değer yaratıcı ve temsilcisi Yüce Partimiz PKK ve onun öncü, önder ve adanmış kişilikleri şahsında tanımlanan sınırlı zaman ve mekan olgusu tamamen aşılmıştır.
Düşman gerçekliğini çok daha derin bir şekilde kavrar ve faşist düşmana karşı en etkili gençlik eylemlerinde öncülük yapar
Heval Çiya Amed (Şevket Demir) Kürdistan tarihsel toplumsal gerçekliğini, anlam ve duygu dünyasında en yoğun bir şeklide yaşamsallıştıran ve farkına vardığı tarihsel öncü görevlerinin bilinciyle kişiliğini bilemiş ve tüm cesareti ile kader diye dayatılan köleliğe karşı asil bir yaşam tercihi ve onun devrimciliğini yapmıştır. Kurdistan’ın tarihsel, toplumsal değer yargılarına bağlı yurtsever aile gerçekliğinin de etkisi bu gerçekliği sahiplenişinde ve öncülüğünü yapmasında etkili olmuştur. Heval Çiya Amed, aslen Mardin’lidir. Fakat faşist düşman saldırılarından dolayı ailesi Amed’e yerleşir. Heval Çiya bir süre İstanbul’da kalır. Burada kaldığı süre içerisinde Kürt ve Kurdistani özelliklerinden asla taviz vermez. Hatta düşman gerçekliğini çok daha derin bir şekilde kavrar ve burada kaldığı sürede de devrimci gençlik çalışmalarında yer alır ve sömürgeci, soykırımcı faşist düşmana karşı en etkili gençlik eylemlerinde öncülük yapar. Burada daha derinden hissettiği Kurdistan gerçekliği, düşmana karşı büyüttüğü intikam duygusu ve yaptığı eylemsellikleri kendisine yeterli görmedi ve en etkili mücadele alanının Kurdistan özgürlük dağları ve gerillacılığı olduğu inancıyla 2013 yılında yanındaki arkadaşlarını da ikna ederek yönünü dağlara verdi.
Şehit Baran Mawa arkadaş, Heval Çiya’yı hep ‘’Cesaret Tanrısı’’ diye anardı
Dağda kaldığı ve eğitim gördüğü kısa süre içerisinde tüm arkadaş yapısını şaşırtacak düzeyde en hızlı ve en etkili gelişen ve güçlü katılım sahibi olan arkadaştı. Heval Çiya, PKK eğitimini yaşamının her anına yedirmeye çalışan, partileşmeyi ve ilkelerini duruşa ve pratiğe dönüştürmeye çalışan ve tüm arkadaşları da bu pratiğe çeken bir duruşun sahibiydi. PKK’nin yoldaşlık duygu ve değerlerini kendi gelişiminin ve etrafındaki yoldaşları da geliştirmenin mayası olarak değerlendiren ve yoldaşlık değerlerine en derin duygu ve bilinç ile katılan ve bunu bir enerji akışı gibi hissettirecek derecede yoğun yaşayan bir arkadaştı. Eğitim sürecinde ve yaşamının sonrasındaki bütün katılımında asla ikinci kişi olmayı tercih etmeyen, kabul etmeyen, pratikte, emekte, eylemde ve savaşta her zaman ilk olmayı tercih eden ve hep öyle katılan bir arkadaş oldu. Zoru, riski, eylemi ve görevi herkesten önce üstlenen ve yapan bir duruşu hep kendisine esas aldı.
Eğitimden sonra tekrar Bakurê Kurdistan’a geçip burada devrimci çalışmalarını etkili bir şekilde yürüttü. Amed’in Sur ilçesinde işgalci faşist TC devletinin sömürmeye çalıştığı, ajanlaştırıp fuhuş ve uyuşturucu batağına çekmeye çalıştığı gençliği teker teker eğitip örgütleyerek her birini düşmanın karşısına eylemci ve savaşçı olarak çıkardı. Bunu, düşmana vurulacak en büyük intikam darbesi olduğu bilinciyle yaptı. Tüm gençler Heval Çiya’nın, cesaretinden cesaret, inancından inanç ve savaşçılığından savaşçılık aldılar. Bu güç ve irade ile düşmanın karşısına dikildiler. Heval Çiya burada ve çalışma yürüttüğü tüm alanlarda riskli ve zorlu eylem ve görevleri hep kendisi yaparak gençlikte irade ve cesaret oluşturdu. O yüzden onun olduğu bir ortamda kimse olmazın teorisini yapmıyordu, yapamıyordu. Heval Çiya, olmaz, yapılamaz kavramlarını dilinde ve bilincinde bitirmiş bir arkadaştı. En olmaz denileni yaparken bile hiçbir imkan ve olanağa dayanmayan, yapmanın imkan ve olanaklarını bile kendisi yaratan, ısrar ve mücadelesi ile tüm karşı koşulları bertaraf ederek sonuç alan bir tarza sahipti. Aldığı tüm görevlerde ve tüm süreçlerde zafer yoğunlaşması ve inancı ile katılan bir arkadaş olduğu için tüm pratiklerinden kendisinden başarıyla söz ettirmiştir. Aldığı tüm çalışmaları ve görevleri büyüterek, geliştirerek kendisinden sonraki yoldaşlara devreden bir pratiğin sahibiydi. Pratikteki duruşu ile kendisini ispatladığı için etrafındakileri de doğal olarak buna çeken bir duruşu vardı. Onunla kısa bir süre kalan tüm arkadaş yapısı, gençler ve aileler müthiş cesaret aldıklarını kendisi daha şehit düşmeden önce her fırsatta dillendirmişlerdir. Şehit Baran Mawa arkadaş da Heval Çiya’yı hep ‘’Cesaret Tanrısı’’ diye anardı. Heval Çiya’yı tanıyan hiçbir arkadaş onun herhangi bir konuda, tereddüt, ikirciklik, muğlaklık veya beklentili bir duruş ve yaklaşım sergilediğine tanık olmamıştır. Onun ne dilinde ne bilincinde ne yüreğinde bu duygu ve duruşlara yer yoktu. Bulunduğu her alan ve çalışmada kaygısız, net, etkili ve inisiyatifli bir katılımın sahibi oldu.
Heval Çiya, gerçek bir Devrimci Halk Savaşı öncü kadrosuydu
Amed’de yürüttüğü çalışmalardan etkili sonuç alıp burada düşmanın başını döndüren Heval Çiya, Kurdistan’ın direniş sembolu olan Cizîra Botan alanına geçti. Sur gençliğinin komutanı Hüseyin, Cizîra Botan’da gençliğin Dijwar komutanı oldu. Cizre alanında Heval Çiya’yı tanımayan ve etkilenmeyen genç neredeyse kalmadı. Heval Çiya’nın, yaşamda ve pratikte gençleri eğitmesiyle oluşturduğu örgütlülük, inançlı, bilinçli ve kalıcı bir örgütlülüğe dönüşüyordu. Cizre’deki hendek kazma ve alan tutma süreçlerini ilk başlatan arkadaşlardan biri Heval Çiya’dır. Bu hazırlıkları öz yönetim dire[1]nişlerinin temeli oldu. Heval Çiya burada öz yönetim hazırlıklarına ve direnişlerine halkı ve gençliği aktif katan gerçek bir Devrimci Halk Savaşı öncü kadrosuydu. Bir gecede halkı ve gençliği dahil ederek yüzden fazla mevzi ve bir çok savaş hazırlığını yapmıştır. Hendek kazma çalışmalarını hızlandırmak için kendisi gidip bir kepçeye el koyarak alandaki hendekleri dahi kendisi kepçeyi kullanıp bu hendekleri kazarak, taşlarını sırtlayarak mevzileri yapmıştır. Bu duruş halkı öncüsü ile bir yapan Devrimci Halk Savaşı öncüsünün duruşudur. Heval Çiya’yı tanıyan bir çok arkadaş, genç ve ailenin onun için “Di heval Çiya de taybetmendiyên Egîdî hene. Egîdekî Kurde” dediğine tanık olmuşuzdur. Gerçekten de yiğitlik özellikleri çok güçlüydü. Bu Egîd’liği ile halka ve gençliğe cesaret verip düşmana da korku salmıştı.
Düşmana tahammülü yoktu
Cizre’de çalışma yürüttüğü süreçte faşist Türk Devleti ve emperyalist güçlerin eliyle örgütlendirilen Daiş çetelerinin Kobanê’ye saldırmasıyla Heval Çiya kendi insiyatifi ile Kobanê’ye geçerek Daiş ve faşist güçlere karşı en ön saflarda savaş yürüttü. Kurdistan’ın neresinde olursa olsun düşmanın hiçbir varlığına asla tahammülü olmayan, onu bulunduğu her yerde bitirme temelinde intikam yeminini dillendiren ve pratiğini yapan bir yoğunlaşma sahibiydi. Düşmana en etkili şekilde vurma yoğunlaşmasını anlık yaşayan bir arkadaş olduğu için bu konuda çok yaratıcı ve etkili vuruş sahibi olabiliyordu. Kendisini tanıyan hiçbir arkadaş onun, yaşamda daraldığına, çözümsüz kalıp tıkandığına veya temposunun, heyecan ve coşkusunun, akışkanlığının zayıfladığına asla tanık olmamıştır. Bu özellikleri onu yaşamda doğal öncü yapıyordu. Kuşkusuz tüm değerlerimizin ve hakikatimizin yaratıcı ve gerçek temsilcileri olan şehitler gerçeği hiçbir şekilde ifade yeterliliğine ulaşamaz. Kutsalımız ve yaşam kıblegahımız olan şehitler gerçeği yaşamın her anında bizi etkileyen, güç ve ruh kazandıran, moral değeri yaratan, yönlendiren ve yöneten ve tüm bilinen zaman ve mekan olgularını aşan bir canlılığa sahiptir. Başta biz yoldaşları olmak üzere tüm Kurdistan halkı ve gençliği Heval Çiya şahsında şehitlerini kendilerine yaşam meşalesi yapıp, duruşunu kendisine duruş, cesaretini cesaret yaparak layık olmalıdır. Şehitler gerçeğine ancak doğru pratikleşerek layık olunabilir. Bizler de mücadele yoldaşları olarak Heval Çiya şahsında tüm şehit arkadaşlara olan intikam, devrim ve zafer sözümüzü yineliyoruz.
NAVDAR SERHED
YORUM GÖNDER