PKK KÜRT HALKININ JEOPOLİTİK VE JEOSTRATEJİK ÜST AKLIDIR
Önemli bir soruyla başlayalım; PKK’nin büyük emekle altyapısını oluşturduğu Kürt Arap birliği fırsatı Ortadoğu’da hangi güçlerde panik yarattı? Kandil saldırısının perde arkasında yanıtı ısrarla irdelenmesi gereken konulardan biri de budur. Tarihin en gerici barbar diktatörlüklerin hüküm sürdüğü böldürülmüş Kürdistan toprağında PKK dışında Kürt halkının başka hangi umudu vardır ki? Bunca soykırımcı düşmanla sahiden PKK dahi üst aklı, feraseti olmasa kim ne kadar savaşarak dayanabilir? Olay ve olgulara hayranlık uyandıran, dost ve düşmanın da hakkını teslim ettiği kendi düşünce sistematiğinden tahlil eden PKK Kürt halkını Ortadoğu bataklığında yarım asırdır soykırımdan koruyor.
Rusya-Ukrayna savaşını zamana yayan küresel güçler TC faşist diktatörlüğünden kopardıkları tavizler karşılığında Kürt halkına ve PKK’ye saldırma tavizini verdiler. TC faşizmi bu küresel savaş oyun sahasında ikili oynuyor. ABD ve Rusya’dan taviz koparmak için her türlü şantajı deniyor. Boğazlar, üsler, yeni üsler, ülkelerini yakıp yıktığı mültecilerin hayatları üzerinde yürüttüğü pazarlıkları bir koz olarak kullanıyor. Tek derdi Kürt halkını ve coğrafyasını statüsüz bırakmak için nihai soykırım iznini koparmak. TC faşizmi Rojava, Rojhilat ve Başur Kürdistan‘da Neo Osmancılık bayrağını dalgalandırmak istiyor. Barzani Masif Hanedanlığı da saf saf buna inanıyor!
TC faşizmi küresel ve bölgesel jeopolitik ve jeostratejik konumunu etkin bir pazarlık unsuru olarak kullanıp Kürt halkı için her gün yeni tehditler inşa ediyor. Türkiye toplumunu uyutmak için kesintisiz olarak kölelik ve sefaleti yeniden üretiyor. Tam da böylesi bir kaos aralığında PKK’nin bu efsanevi direnişi radikal bir toplumsal dönüşüm ihtiyacını ortaya çıkarıyor. PKK Kürdistan’ı dörde bölen ve Kürt halkına özgü ulusal değerlerini ortadan kaldıran envai çeşit iç ve dış düşmana karşı Kürt demokratik uluslaşmasını da yaratarak “özgür bir ulus olarak orijinal varlığına geri döndürüyor.
Kürdistan sınırlarını denetiminde tutan ve fiilen birleştiren PKK fedailiği küresel çapta Kürdistan jeopolitik ve jeostratejik konumunu temsil eden ve değer yaratan bir aktöre dönüşüyor. Zira Kürdistan Ortadoğu‘nun yeniden şekillenmesinde kilit bölgedir. TC faşizm bunu görüyor ve PKK sayesinde Kürt halkının kazandığı statü puntunu ve bu jeopolitik ve jeostratejik olanakları ortadan kaldırmak istiyor. KDP küçük ailesel hesapları için bu tarihi fırsatın altına düşmanın yapamadığı dinamiti yerleştiriyor. KDP Kürt halkı ve Kürdistan‘ın kaderiyle oynuyor!
Yeni enerji koridorlarını küresel güçler adına kontrol etmek için durmadan fitne fesat projeleri öneren TC faşist rejimi bununla tarihi emellerine ulaşmak istiyor. Tüm bu yayılmacı ve soykırımcı amaçların önündeki tek engel PKK’nin etkin varlığıdır. Bu emellerinden biri de tarihi husumet sebebiyle yeni yayılmacı politikalarının gereği işgal edeceği yerlerdeki halklara soykırım uygulamaktır. Bu kindar ve kanlı istekler dur durak bilmiyor. Geçen yıl Ermenistan toprağı Karabağ‘da yarattıkları vahşete bakınca fotoğraf net olarak görünür. Bugün 24 Nisan Ermeni halkına TC faşizminin uyguladığı soykırımın yıl dönümü. Utanç kaynağı kendi tarihi jenosidleriyle yüzleşmek yerine katledilen onlarca halka şimdi de Kürt halkını eklemek için varını yoğunu ortaya koyuyor. Halkların canlı soykırımlar müzesi Türkiye, 21.yüzyılda da tüm dünyanın gözü önünde Kürt soykırımını gerçekleştirmek için hiçbir ahlaki ve vicdani kural kaide tanımıyor! Barzani masif aile hanedanlığı kardeşlerini sırtından bıçaklayarak işte bu soykırımcılarla iş tutuyor!
Ortadoğu’da uluslararası bir proje olarak kurgulanan ve halklara çağın son büyük barbar kavmi olarak saldırtılan IŞİD’i PKK nasıl ki durdurmuşsa bu vandal zihniyetin perde arkasındaki hamisi gizli emirleri Erdoğan’ı da durduracaktır. IŞİD’i eğitip donatan BOP Eşbaşkanı Erdoğan’ı tekrardan PKK ve Kürt halkının üstüne salanlar Ortadoğu’da yarım kalan işi tamamlamak istiyorlar. IŞİD fatihi PKK’den bunun rövanşı alınmak isteniyor. Referandum oyunuyla bu projeye alan açan Barzani hanedanlığı şimdi de bunu Güney Kürdistan‘ı TC işgalciliğine açarak tamamlamak istiyor. Ortadoğunun yeni nifak tohumlarına silahlandırılan Türkmen paramiliter güçleri de ekleniyor. Türkmen projesinin mimarlarından biri de ona meşruluk kazandırmak için meclise taşıyan Barzani hanedanlığından başkası değildir. Kazimi’nin Şengal ve Maxmur planı da bu Sünni kuşatma kemeriyle doğrudan ilişkilidir. Bakın Irak ortak operasyon gücü içerisinde yer alan KDP komutanı Ebdullah Xaliq Telat denilan unsur ne diyor: “Şengal sorununun çözümü için Irak büyük bir orduyla şimdi Şengal’e saldırmalıdır. Şengal sorununun çözümü Irak’ın boynunun borcudur.” KDP işte ihaneti bu kadar açıktan yapıyor!
Ortadoğu‘nun kalbinde Kürt jeopolitik ve jeostratejik üst aklını temsil eden PKK tarihi kazanımlar yarattı. Bu kazanımları korumak için tüm Kürt halkının çok ama çok dikkatli olması gerekiyor. Yaşanılan yakıcı gelişmelere denk bir tutum takınması geleceği için hayati değerdedir. Kandil‘de süren savaş sıradan bir savaş değildir. Küresel ölçekte Apocu alternatif demokratik zihniyet paradigmasına hamle yapma ve tasfiye etme kalkışmasıdır yaşanılanlar. Pasif tutum takınılarak ve edilgen bir seyircilik pozisyonda durmanın tarihi vebalı çok büyüktür. Kandil Kürt soykırım konseptini önleyen fethedilmez bir özgürlük kalesidir. Kürt halkı bu küresel oyun sahasında varlığını koruyup tarihi özlemi olan özgürlük statüsünü kazanmak istiyorsa büyük direnmelidir. Ne Osmancılık ulusal faşizm kalkışmasına Kürdistan ulusal direniş cephesiyle karşılık vermek gerekiyor. Konjonktürel süreç Kürt halkına önemli fırsatlar sunuyor. TC’nin hiç ummadığı yeni karşıt cephelerle yüz yüze geleceği günler hiç de uzak değil. Ege ve Doğu Akdenizde sular fena ısınıyor. Kıta sahanlığı ve tartışmalı konularda verilen tavizlerde işe yaramadı. Kürt soykırımında yer alan tüm güçler şunu çok iyi bilmelidir; Kürt halkı av değil avcıdır. Zap’a avcılık için gelen Turancı faşist unsurlar aslında avdırlar ve avlanacaklar! Kürt halkı hiç kimseyi beklemeden sırtını kendisi kaşımalıdır. Şehitlerimize Amed Dağkapı Meydanı‘nda özgür Önderlik’le özgürlük halayı sözümüz var. Son kertede umut hep çabaya güler!
SERDEM AMED
YORUM GÖNDER