APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (52.BÖLÜM)
EN ETKİLİ BİREY HERKESE BİR ŞEYLER VERENDİR
Bizde insana güvenmek esastır. Ben, insana güvendim ve hata etmedim. En büyük değer insandır diyerek, doğru bir ölçüyle bu işe başladım. Hatta herkes “silah olmazsa, dostlar olmazsa bu işi yürütmek mümkün mü? Sınıf temeli de, halk temeli de yok” diyordu. Peki, bütün bunlara karşı benim silahım neydi? İnsanda ısrar, en başta da kendimde ısrar. Sonuçta insanda ısrar ederek bu işlerin yürüyeceği açığa çıkmış oluyor. Bizim teorimize göre, Leninist teori de artık kaba sosyalizm oluyor. Çünkü Leninist devrim teorisine göre sınıfın objektif ve sübjektif durumu olgunlaşıp bir araya gelsin ki, devrim olsun. Tabii bizim teorimize göre ne sınıfın böyle objektivitesi gerekli, ne de bilinç düzeyi. Hatta bizim teorimiz, tek bir kişi olsa bile buna dayanarak büyük bir devrim yapılabilir teorisidir. Yani tek bir kişi bile olsa insanda ısrar teorisidir. Ve bu teori bende doğrulandı. Leninizm‟in doğduğu ülkede yıkılış oldu, ama bende en önemli başarı gerçekleşti. Ben derken, yalnız kendimi kastetmiyorum. Bu, bende sizi de çalıştırdı. Yani insanda ısrarı, insanı çalıştırmayı ve insanı esas almayı geliştirdik. En büyük teknik insandır diyerek, hep insan üzerinde eğitimi derinleştirdik, insanı çözmeye, insanı yeniden örgütlemeye ve bir anlamda yeniden yaratmaya çalıştık ve bir baktık ki, bu işler oluyor.
Demek ki, bu tarz veya sınıf demekten de öteye; işin özüne insanı koymak, hatta bir tane insan bile olsa onun üzerinde çok çalışmak, onu çok derin çözmek ve onu her gün yeniden örgütlemek en büyük devrime yol açabilir. Bunun ispatı, bizde gerçekleşenlerdir. Şimdi bu hiç mi objektif koşullarla bağlantılı değil? Bağlantıları vardır. Bana göre Ortaçağda da olsa, böyle bir kişilikte ısrar orada da devrim yapardı. Belirleyici olan objektif şartlar değil, bilinçteki, dolayısıyla iradedeki gelişmedir. Bundan yola çıkarak, her biriniz bir zafer kişiliği olabilirsiniz. Hatta her biriniz bir devrim bile yapabilir. Bizim teoriye göre, her kişinin bir devrim yapma hakkı, görevi ve gücü vardır. Nasıl? Kendisini işleyecektir. Bizim toplum gerçekliğimizde bu çok daha önemlidir. Çünkü bu toplumun objektivitesine göre fazla dostları, fazla sosyal zemini yok. Nesi var? Sizin gibi insanları var. Sizin gibi insanların ele alınıp çözümlenerek ve yeniden yaratılarak bir devrim yapması gereği var. İşte tarih bunu doğruladı. Tarihte bunun örnekleri çok, ama günümüzün sığ, kaba materyalist teorisini daha da ilerleterek bir kez daha tarih boyunca yapılanı kanıtladık. Yani iradenin zaferini kesinleştirdik. Siz bundan kaçamazsınız. Çünkü ispatlanmış bir olay ve bir de bizim için tek yaşam yolu budur. Bizim ortamımızda irade keskinliği ile birlikte yenme kişiliğini öğreneceksiniz. Böylece partimizin sağlam bir militanı haline gelmiş olacaksınız.
İlişkilerde zorlayıcı olmayacaksınız, günlük ilişkilerde kimse kendini dayatmayacak. Özellikle olumsuz, zedeleyici olabilecek ne varsa onu içinizde tutacaksınız. Hayırlı, anlamlı, güzel olan bazı davranışlarınız, duygularınız, düşünceleriniz varsa onu paylaşacaksınız. Ham, yetersiz ve fazla işe yaramayan özelliklerinizi gün yüzüne çıkarmayacaksınız; yansıtacağınız her duygu, düşünce ve davranış mutlaka yanınızdakine bir şeyler verecek özde ve içerikte olacak. Diken gibi birbirinize battığınız ve birçoğunuzun yerinde olmayan bazı kelimelerle gündemi saptırdığı bir gerçek. Özellikle yönetim inisiyatifini kullanmak durumunda olanların bir güne kötü başlangıcı, yüzlerce kişinin emeğini boşa çıkarır. Bizim emeğimizi boşa çıkarır. Her kelimesi, her adım atışı genel yapıya hizmet etme sınırında olmak zorundadır. Gelişmeleri takip ederek ne gerekiyorsa buna en üst düzeyde cevap vermeyi bilmek, yönetimin özüdür. Yönetici, herkese ilerleme temelinde, herkese gerekli olan temelinde bir şeylere köprüyse, bir şeylere vasıtaysa, o iyi bir hizmetkardır, yöneticidir. Gerisi yanlıştır ve kabul görmez.
Bizim ortamımızda bir köylünün veya bir işçinin patronu karşısındaki durumu söz konusu değil. Yine lider bir şey söyler, partililer de onu aval aval dinler biçiminde bir durum yok. En önemli komuta kişiliği olarak en faal, en derin düşünceli, keskin kararlı ve çabalı kişi durumundayım. Militan savaşçılar ise bunu en çarpıcı, en ayakta ve en savaşçı bir biçimde paylaşan kişiler durumundadır. Yapı-yönetim tarzını kendinize uyarlayacaksınız. Ne her şeyi öndere yükleyip köylüler gibi işin altından sıyrılacaksınız, ne de inkar edeceksiniz. Önderlik genel beyindir, genel bakandır, genel iradedir ve bu çok hassastır. Önderlik, herkese irade, herkese düşüncedir. Ama bu demek değildir ki, diğerlerinin düşüncesi ve iradesi olmayacaktır. Tam tersine Önderlik, herkesin eksik olan iradesini ve beynini bütünleştirendir. Sizler de düşünce ve iradede eksik yanlarınızı Önderlik‟le paylaşmak ve bütünleştirmek için bir büyük eğitim seferberliği içerisindesiniz. Bizim ortamımızda her şey iradeli ve bilinçli gerçekleştirilir. Kimseye hiçbir konuda dayatma olmaz; paylaşım ve katılım olur, ama bu da üstün bir disiplinle yürütülür. Burada en etkili birey, herkese bir şeyler veren bireydir. En etkili söz, herkesin sözü olandır. Bunun doruk ifadesi, herkesin “tam yüreğimdekini, beynimdekini ifade ediyor” dediği noktadır. Böyle bir özelliği olmayan bir kişi ben bile olsam susması, iyi olanın öne çıkması gerekir. Komutanlık yürüyüşü, kesinlikle bu çerçevededir. Yönetimin özü de, herkesin sesi olma ve herkesin beklentilerine cevap olmadır. Kurtuluş aşamasındayız, ancak sizler büyük oranda amatörlük temelinde yaklaşıyorsunuz.
Fakat bu durumun hızla aşılmaya çalışıldığı da bir gerçek. Akıllı olanlar bunu daha da rayına oturtur ve bir katkıda bulunur. Sizler de, baharın özgürleştirici, diriltici ve canlandırıcı gerçekliği gibi, ne kadar candan düşmüş, buz bağlamış yanlarınız varsa canlandırabilir ve aydınlatabilirsiniz. Gerçek bir baharlaşmayı kendinizde gerçekleştirebilirsiniz. Biz, baştan beri hep bu temelde başardık ve buraya geldik. Büyük yoldaşlıkları ve belki de hiçbir hareketin tarihinde görülmemiş bütün kahramanlıkları bu anlayışla gerçekleştirdik. Ve halihazırda da bu büyük gerçekle yaşama gücünü gösteriyoruz. Tarih kanıtlamıştır ki, en yenilmez olan, başarıya en yakın olan ve en güzel olan da bu yürüyüştür.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER