“KDP KÜRDÜN KÜRDE SOYKIRIM PROJESİDİR”
“Dünyada sevgi ve nefretten başka, insanı hedefine korkusuzca yönlendirebilecek ne var ki! Hangi ideale ait olursa olsun, bunların her biri, yüreklerde ki ateşin bir ömür canlı kalmasını sağlayabilir…”
Osman Sebrî
“Türk faşizminin Kürdü inkar ve asimilasyonu soykırıma evresindeyken şimdide KDP’nin Kürdü inkar ve asimilasyonu trajik bir utanç olarak görülüyor ve Kürt halkının çok büyük tepkisini üzerine çekiyor. Kürtler yüzyıldır Türk faşist inkarcılığına karşı var olduklarını ispatlamaya çalışırken, şimdide KDP’nin köksüzleşen işbirlikçiliğine karşı PKK öncülüğünde var olma mücadelesini onurla yükseltiyor.
Şahin güvercin gibi Türk özel savaş politikalarını Kürt taban örgütlülüğünü ayrışma çabalarından sonra Masrur Barzani’de kendisini şu ibretlik sözleriyle: Türkiye’nin PKK dışındaki Kürtlerle sorunu yok! … Bu özel savaş politikalarına yatırmış oldu. KDP açık açık ben TC’nin başlattığı Kürt soykırım konseptinin en etkili ayağıyım diyor. Kürt halk Önderi Sayın Öcalan’ın paradigmasının direniş coğrafyası Efrin’de Maxmura, Deyr Zor’dan, Qamışlo’ya, Eynİsa’dan Şengale, Medya Savunma alanlarından Rojhılat’ta, Bakur’da Cezaevleri ve HDP üzerindeki tüm anti Kürt politikalarının TC hamisiyim diyor KDP!
KDP Kürt gençlerinin kanını döken işgalcilerin hamisidir. İyi Kürt kötü kürt ayrımına vurgu yaparak işgali ısrarla meşrulaştırıyor KDP. En son Kürtlük adına konuşacak bu zihniyettir. PKK halktır asıl sen kimsin?
Ulusal birliğe gelmeyen, Aile çıkarı dışında bir değere sahip olmayan Sen Kürt işbirlikçi model dışında nesin?
PKK Kürt halkı için yarım asırdır on binlerce şehit vererek savaşıyor. Sen Kürdün malı olan trilyon dolara hüküm ediyorsun’da Kürtlük adına ne yapıyorsun? PKK mücadelesi dört parça Kürdistan’da emsalsiz bedellerle kazanımlar yaratmıştır ve Demokratik Kürt uluslaşmasını tabanda sağlamıştır. Yine kadın özgürlükçü ahlaki toplum paradigmasının inşacılığını başarmıştır. Sen Güney Kürdistan da Kürt halkını sömürmek ve pazarlamak dışında ne işe yarıyorsun?
Kürtlük adına Kürt halkının uluslaşmasını engelleyerek uluslararası desteklerle oluşmuş Güney Kürdistan’daki “ de facto” statüyü de kendi ailesel çıkarların için Irak’a, İran’a ve Türkiye’ye peşkeş çekiyorsun. Kürt halkının fedaisi ve yegane güvencesi gerillayı arkadan vuruyorsun, düşmana para veriyorsun, her türlü desteği sunuyorsun sonrada Kürtlük adına konuşuyorsun.
Gerillanın KDP stratejik ortağı TC karşısındaki zafer üstüne zaferi beraberinde Güney Kürdistan halkının desteğini de getiriyor. TC lehine KDP’nin karalama ve manipüleye dönük yaptığı açıklamalar bu giderek artan halk desteğinden duyduğu korkudandır. Kürdistan halkının sahip olduğu ama bir türlü tahsil edemediği petrol gelirleri üstündeki hak iddasını da yakın zamanda dile getirecektir. Güney Kürdistan petrol gelirleri tüm Kürt halkına aittir. KDP’nin işbirlikçi elit zümresinin Kürt halkının talan ganimeti değildir. KDP denilen anti Kürtlük projesinin çetevari bir şekilde el koyduğu ve gasp ettiği Kürt halkına ait milli sermayeyi geri alma zamanıdır.
Demokratik modernitenin Evrensel Önderliği Sayın Öcalan yeryüzünde kendisini tüm varlığıyla insanlığa katışıksız adadığı hakikatın adıdır. Sayın Öcalan daha 2014 Nisanında şu isabetli öngörüde bulunuyor” Mevcut süreç Ya sosyalizm ya barbarlık, ya toplum ya hiçlik anlamına da erişmiştir. Kurtuluşun yolu demokratik modernite ve dayalı olduğu demokratik ulus, ekolojik endüstri ve komünal ekonomidir. “ Diyor
Geçenlerde Kobani üniversitesi formunda konuşan dünyaca ünlü filozof S.Zizek aynen şunu ifade ediyordu” Demokrasiyi yeniden inşa etmeyi Kürtlerden öğreneceğiz.” “Siz Kürtler benim modelimsiniz. Çünkü yeni bir evrenselcilik inşa etmeliyiz. Siz bu evrenselliğin mucizesiniz.” PKK ve Önderliği evrensel insanlık değerlerinin Kürtlüğünü temsil ederken siz diktatör Erdoğan’ın ve bölge statüsü sahiplerinin uşaklığı dışında neyi temsil ediyorsunuz? Din pazarında ortağınız Erdoğan’ın tüccar imamları gibi sizde milliyetçilik sermayesini kutsuyorsunuz. Sahi siz kimsiniz ki Kürt halkının geleceğine ipotek koyuyorsunuz Kürt kamuoyunun merakla cevabını bekledikleri soruda budur.”
SERDEM AMED (ARŞİV)
YORUM GÖNDER