TÜM SINIRLARI YIKARAK KUZEY'E DOĞRU
Sınırları yıkarak, Güneş’e yakınlaşma düşüyle yürüyor Botan gerillası. Hiçbir teknik, insan iradesini durduramıyor. Ne işgalci Türk ordusu, ne ihanet bataklığına saplanan ağacın kendi kurdu ne de onurunu beş kuruşa satanlar...
Tüm sınırları yıkarak gittiler Kuzey’e; çünkü özgürlüğü düşlüyorlar. Bir fırtına gibi esip hücum topu gibi düştüler Botan dağlarına. Aynı zamanda adım adım yol aldılar.
Farklı yerlerde görmüş olduğum birçok gerillanın ismine, bir yoldaşın Botan’da geçen bir anı anlatısında rastlıyorum. Demek ki böyle gerilla; özgürlük aşkı hiç sınır tanımıyor bir mekan değişimi sırasında. Belki de bunu en iyi anlatan Şehid Sait Üçlü’ nün dizeleridir.
“Bu çağ, isyanların son çağıdır/Kim sınır çizebilir ki aya, yıldızlara” diyordu şehit Sait Üçlü.
Bu şiirin dizelerini şimdi özgürlük savaşçıları dolduruyor. Direngen Rahime, yoldaşlık sevgisiyle dolu Rençber, çevik fiziğiyle düşmana meydan okuyan Zagros, eylemci ruhuyla Gever ve daha birçoğu...
KİM SINIR ÇİZEBİLİR Kİ?
Öyle ya, kim sınır çizebilir ki yüreği aşkla yanan savaşçılara?. Kara, fırtınaya, baharın keskin ışığına, yazın en sıcak zamanına, mevsimlerin en ıslak olanına kim dayanabilir, yüreği aşkla dolu olmayanların dışında?
Bütün bunları yan yana getirdiğimizde Botan’da işgalcilere dönük gerçekleştirilen eylemlere şaşırmamak lazım. Botan’ da gerçekleşen YJA Star ve HPG gerillalarının eylemleri, Türk devletinin Güney Kürdistan’ı işgalini engellemek için savaşan gerillayı hissetmenin en gerçekçi duruşudur. YJA Star’ın sabotaj eylemlerinde, HPG gerillalarının gerçekleştirdiği her suikast ve sızma eylemlerinde bu hissiyat kendini büyüttü, düşmanlarını ise kahretti. Zap’ ta savaşan, büyük bir irade ile Tepê Cûdî’de direnen, Tepê Amediyê’de eylemle sınırlı kalmayıp aynı zamanda işgalcilere de “gel teslim ol; gerilla seni yaşatır, öldürmez. Çünkü gerilla insanlık için ve gerçek yaşamın özü için savaşıyor” diyen bu hissin mekansal varlığını ortadan kaldırıyor.
ONLAR VURDUKÇA...
Savaşın beraberinde getirdiği imkansızlıklarla Zap’a nefes olmak için, Avaşîn’de savaşan gerillanın yükünü omuzlamak için eylem gerçekleştiren Botan gerillası, zor koşullarda bile olsa bir şekilde adaleti sağlıyor. Nasıl mı? Sömürgecileri vurarak tabii. Botan’ da şehit Diljîn ve şehit Şervan Hamlesiyle özgür yaşamı savunan gerillalar, zalimlere vurarak biraz daha özgürleştiriyorlar Kürdistan’ı. Çünkü onlar vurdukça gerillalar çoğalıyor, onlar vurdukça Zap kazanıyor, onlar vurdukça Avaşîn başarıyor ve onlar vurdukça Tepê Cûdî inisiyatif kazanıyor.
Hücum ederek, sınırları yıkarak, inançla, Güneş’e yakınlaşma düşüyle yürüyor gerilla. Ve hiçbir teknik insan iradesini, “başaracağım” diye yola çıkan yürekleri durduramıyor. Ne işgalci Türk ordusu, ne ihanet bataklığına saplanan ağacın kendi kurdu ne de onurunu beş kuruşa satanlar... Bunu bilen herkes, yönünü hep kutup yıldızına doğru dönüyor. Bunu bilen her yürek, çizilen tüm sömürgeci sınırları yıkarak, ışığın teslim alındığı Kuzey’e yol alıyor. Ve Güneş’e koşuyor.
LALEŞ RÊNAS/ BEHDİNAN
YORUM GÖNDER