ŞEHİTLERİN İZİNDEN YÜRÜMEK
Mayıs ay’ı gerilla için her zaman zorlukları olan bir ay. Mayıs ay’ı her zaman coşkunlukların ve taşkınları bol olan bir ay. Gerilla için hareketliğin ve eylemliğin zirvede yaşandığı bir ay. Kış uykusunun etkilerini tümden yitirdiği ay. Canlanmanın cana can katmanın ay’ı, Mayıs.
Evet, gerilla için Mayıs bir başkadır. Başkadır Kürdistan’da Mayıs ayı ve onu dağların zirvelerinde yaşayanların duyguları.
Mayıs ayı dünya devrimler tarihinde de özgünlüğü olan bir ay. Türkiye devrim tarihinin de önemli bir ayı. Türkiye devrimcilerinin darağaçlarında ve faşizmin kışlalarında katledildiğinin de ismidir Mayıs ayı. Yani Denizlerin, Hüseyinlerin, Yusufların ve İbrahim Kaypakayaların ve de Sinan Cemgillerin şehitler kervanına katılarak hepimize ışık olan ayın da adıdır, Mayıs. Arap devrimcilerinin Osmanlı sultasına karşı direnişlerini kırmak için 6 Mayıs’ta katledilişlerinin de ayıdır, Mayıs. Kürdistan devrimcilerinin direniş sembolü olan Haki Karerlerin, Mehmet Karasungurların, Dörtler diye bilinen Ferhat Kurtayların, Mahmut Zenginlerin, Eşref Aynıkların, Nemci Önerlerin, Mizginlerin, Mervanların, Leyla Kasımların, Halil Çavgunların ve nice direniş abidesinin şahadete kavuştuğu aydır yine Mayıs.
Evet, Mayıs ayı direnişle şahadetin iç içe örüldüğü bir ay. İşgalciler, sömürgeciler, cümle cemaat iblisler direnişin umudunu söndürmek için harekete geçerlerken devrimciler, sosyalistler, hümanistler ve insan sevgisiyle geleceğin aydın yarınları için bezenenlerde yeni günleri yaratmak için harekete geçerler. Ve bunun içindir ki Mayıs ayı insanlıkla karanlığın karşı karşıya geldiği bir ay oluyor. Ve öyle görülüyor ki bu işgal, sömürü, haksızlık, eşitsizlik, adaletsizlik var oldukça da devam edecektir.
Ve yeniden bir şehitler gününü anıyoruz. Şehitler gününü anarken onlara nasıl layık olunur sorusunu her gerilla kendine soruyor. Ve bu sorgulamanın bir sonucu olarak iradeler yeniden bileniyor. Kılıçlar bu bilinmeyle birlikte yeniden kuşanıyor. Yeniden şehitlerle bir olunur, onların izinden yürüyenler olarak, yeniden umutlanır ve umutların sönmemesi için yollara yeniden düşülür.
İşte artık yeni bir Mayıs ayını yaşarken yolların nasıl daha iyi kat edileceğinin soruları bizi yeniden sarıyor. Denizleri düşünmek, İbrahimlere yoldaş olmak, Sinanların Nurhaklarına tırmanmak derken Hakilerin iyi bir takipçisi olmak ve de dörtlerin ateşinde yeniden yanmak için yollara gözümüzü dikiyoruz. Bu öyle sıradan bir göz dikme olamaz bizim için. Bizler gözlerimizi yollara dikmişsek orada artık keskin bir karar vardır, orada artık kesinleşmiş bir baş koyuş ve kelleyi serme vardır.
Ve işte yine böyle umut ile karanlığın at başı yaraşacağı bir Mayıs ayını yaşıyoruz. Emperyalistler, işgalciler, sömürgeciler özcesi cümle kan emmiciler umuda kurşun sıkmak için darağaçlarıyla bizleri tehdit ediyorlar.
Umudumuzu kurutmak ve esir almak için çocuklarımıza küçük yaşlarına rağmen tecavüzlerle bizi tehdit ediyorlar.
Umudumuzu esir almak için bize savunma alanlarımıza bomba yağdırmakla tehdit ediyorlar.
Umudumuzu karartmak için adeta faşizan bir saldırıyla her yerde Kürt gençlerine ve demokrat aydın gençlere linçlerle yöneliyorlar.
Umudumuzu yüreğimizde söküp almak için topluca ittifaklar oluşturarak, toplu katliam tehditleri savurarak bizi tutsak almaya çalışıyorlar.
Ama unutuyorlar ki biz Mayıs ayını yaşıyoruz. Biz Deniz’i yaşıyoruz. Hüseyin’i, Yusuf’u, İbrahim’i, Sinan’ı ve tabii ki Haki’yi, Ferhat’ı, Ozan Mizgin’i, Leyla Kasım’ı ve nice ölüm perdesini yırtan direnişçi PKK militanı yaşıyoruz. Özcesi biz işgal ve sömürüye karşı kafa tutmuş her devrimciyi yaşıyoruz.
Her direnişçi devrimciyi yaşamak biraz da bu uğurda halkı için, halklar için can vermişlerin izinden yürümek oluyor ki biz çoktan kelle koltukta ilerici insanlık için canlarını ortaya koyanların izleyicileri olduğumuzun sözünü vermişiz…
Hani enternasyonalist Arap devrimci Kadir Usta’mızın şiiriyle söyleyecek olursak:
Bazen haykırıştır
Bazen gülüştür
Bazen kaşlarını çatmaktır
Namussuza karşı
Bazen yürümektir
Dolunaylı bir gecede
Bazen şafakta
Yükselen güneş ışınlarını
Özlemektir
Bazen ıssız vadide ilerlemektir
Kuşların cıvıltılarıyla
Yarının hayalini kurmaktır bazen
Bazen yüreğin sesini dinlemektir
Yaz yağmuru altında
Bazen savaştır
Bazen tavırdır
Bazen yağlı kurşunlar göğüslemesini bilmektir
“nihayetinde hepsini bir arada yaşamaktır”
Özgürülük.
Bizi ise çoktan şehitlerin yolunda özgürleşmek için söz vermişiz.
Ş. KASIM ENGİN
YORUM GÖNDER