OKUMUŞUNUN BİLE CAHİL OLDUĞU BİR ÜLKE DÜŞÜNÜN
Bir şeyin geçmişi olmadığı zaman geleceği de, olmaz ve bu günü ise karma karışık ve tanınmaz olur. Okumak sadece meslek edinmek ve bir mevki-kariyer sahibi olmak için olursa, hayatın diğer yönüyle ilgilenilmez. Bazen sokaklarda, TV’lerin vatandaşlara çeşitli sorular sordukları oluyor. Bu sorular aslında birer test olarak da değerlendirilebilinir. İnsanların neredeyse tamamıma yakını, basit bir coğrafya sorusuna, tarih sorusuna bile cevap veremeyecek durumdalar. Tahsili az olan insanların bazı konularda yetersiz olmalarına bir şey denmez ama peki ya okumuş ve tahsil edinmiş, meslek ve kariyer sahibi olmuş insanlara ne demeli? Üniversite öğrencileri bile, genel kültürde sınıfta kalıyorlar. Öğretmeninin bile bazı konularda bilgisiz olduğu bir ülke düşünün. Birkaç gün önce, Erzurum’da bazı sözde öğretmenlerin, Kürtçe HUNBE XER HATIN yazısının olduğu tabelanın üstünü kapatıp, Türkçe hoş geldiniz yazısının olduğu bölümü açıyorlar. Türkiye’de, insanların yüzde doksan dokuz buçuğu, ne doğru bir tarih bilgisine sahiptir, ne de doğru bir sosyal-siyasi-politik bilgiye sahipler.
Kürtçenin yasaklandığı ama Kürtçeden, Farsçadan, Arapçadan, Yunancadan ve Avrupa dillerinden oluşan ve 150 yıllık bir geçmişi bile olmayan bir dili gururla konuşan ama bu dille ilgili hiçbir bilgisi olmayan bir okumuş cahiller topluluğu yaşıyor Türkiye’de. Kürtçeyi yasaklayın ama Kürtçe XAŞ olan kelimeyi hoş yapan, DUR BİN olan kelimeyi dürbün yapan, ARAK olan kelimeyi rakı, HINAR olan, nar, XANE olan, kelimeyi hane, SER XAŞ olan kelimeyi sarhoş, XATUN olan kelimeyi hatun, XUN XAR olan kelimeyi hunhar, KRİW kelimesini kirve, HINA kelimesini kına, MAKTAV kelimeyi mektep, MAKYUV kelimesini mektup, TAYYORA kelimesini teyyare, PANDIR kelimesini peynir, LEVLEVİ kelimesini leblebi, SOVUN kelimesini sabun, ŞAKIR kelimesini şeker, TEMAR kelimesini damar, XAYOR kelimesini hıyar yapın ve daha birçok Kürtçe kelimeye Türkçe deyin. Yukarıda saydığım kelimeler Kürtçedir ve yıllardır, adına Türkçe denilen dilde Türkçe diye kullanılıyor. Kürtçeyi yasaklıyorsanız, Kürtçe olan kelimeleri Türkçede kullanamazsınız. Türkçede olmayan sadece bazı kelimeleri yazalım.
Sinema, Tiyatro, film, aktör, plan, program, proje, parti, disiplin, stres, plastik, kanser, traktör, elektrik, kablo, taksi, minibüs, otobüs, otomobil, polis, jandarma, kalem, sıfat, politika, grup, gaz, motor, prensip, namus, felsefe, üniversite, faks, telefon, numara, soda, portakal, mandalina, kültür, mantalite, limon, sugar, afiyet, bakkal, market, çikolata, şoför, siyaset, kamyon, balkon, sandviç, somun, şans, kategori, enfeksiyon, adaptasyon, depresyon, federasyon, ünite, kredi, üniforma, şarj, kontrol, fasulye, pasaport, insan, adalet, hak, patates, maydanoz, karpuz, salata, patlıcan, cacık, humus, tecrübe, helal, haram, zeka, afiyet, lahmacun, biber, berber, müzik, video, salata, krema, krem, kahve, çay, su, bira, şarap, tren, alkol, kaz, tramvay, test, helikopter, teleskop, vapur, kongre, gramer, alfabe, konferans, kreş, filozof, spor, futbol, basketbol, voleybol, holding, fotoğraf, direksiyon, kart, makine, tank, kimya, sosyal, moral, psikoloji, propaganda, balkon, apartman, koridor, salon, atmosfer, oksijen, enjeksiyon, profesör, doktor, gazete, petrol, sigara, cips, tütün, karton, paket, kestane, bisküvi, hizip, mikrofon, siyah, mahalle, peynir, zeytin, koordinasyon, organizasyon, zürafa, banka, general, editör, peygamber, rehber, din, aşk, muhtar, mesaj, ekonomi, medya ve daha aklıma gelmeyen ne kadar kelime Türkçe değildir, Osmanlının yüzlerce yıl boyunca etkili olduğu üç kıtadaki milletlerin dillerine aittirler ama Türkçe diye kullanılıyor ve Türkiye’de insan isimlerinin hemen hemen çok büyük bir bölümü Arapçadır.
Yani bu gün Türkçe diye kullanırlar dil, Osmanlı döneminde Osmanlıca deniyordu. Osmanlıcanın Arapçadan ve Farsçadan oluştuğu biliniyor ama peki mademki Osmanlıca Arapça ve Farsçadan oluşuyor, son yüz yıldır Türkçe denilen dil nereden geldi ve yukarıdaki kelimelere neden Türkçe deniyor? Osmanlı bir ulus değildi bir aileydi ve devletin adı, kurucusunun adıydı. Yani Osman bey adında biri, bir devlet kuruyor ve adına da Osmanlı devleti diyor. Osmanlı devleti, çok uluslu, kimlikli ve çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Yüzlerce yıllık bu çok uzun zaman zarfında, egemenliği altında olduğu kimliklerden, kültürlerden, milletlerden dil ve kültür alanında sayısız birçok değer kopardı kendilerine mal etti ve Osmanlıca dedi, Osmanlı kültürü dedi ama peki son yüz yıldır nerede bu OSMANLI DİLİ VE KİMLİĞİ, KÜLTÜRÜ? Cumhuriyet, ulus devleti, Türk ulus devleti olarak kurulunca, yukarıda Osmanlı kimliği, kültürü ve dili Türkçe olarak kullanılmaya ve Avrupa dillerinden de son yüz yılda sayısız kelime alarak bir dil oluşturdular. OSMANLICA denilen dile neden Türkçe dendi?
Çünkü kurulan ulus devlet Türk ulus devletiydi ve bir ulusun dili olmazsa o ulus ulus olamaz. Yani nereden bakılırsa bakılsın,, devşirme bir ulus ve dil karşımıza çıkıyor. OSMANLI yıkılmasaydı ne olurdu, Türk ulus devleti diye bir devlet olurmuydu ve OSMANLICA denen dile Türkçe denirmiydi? Bütün bunlar, Türkiye’de, okumuş ve makam sahibi olmuş insanlar tarafından bile bilinmiyor ve yüz yıllık ulus devlet aslında geçmişi olmayan bir ulus devlettir ve geleceğinde böyle devam ederse meçhuldur. Çünkü inkar ve imhaya dayalı olarak kurulan ve Türk olmayan milletlerden zor ve hileyle kurulan ve yine zor kullanarak ayakta kalmaya çalışan bir devlettir. Ha şunu da, söyleyelim: Osmanlıca Arapça ve Kürtçeden oluşmuştu, ama Türk ulus devleti, Kürtçeyi bir dil olarak kabul etmediği için, Kürtçeye Farsça diyor. Yani Türkiye’deki bütün tarihi, sosyal ve kültürel bilgilerin hepsi yalan ve talan üzerine kuruludur. Devletlerin siyasetinin çoğunluğu sahtelik üzerine kurulu olur ve buna resmi ideoloji denir. Bir ülkede, toplumun tamamına yakını bu resmi siyasetin esiri olur ve bu durum yıllarca, bazen asırlarca sürer.
Türkiye’deki bu resmi toplumsal şekilleniş, başka ülkelere göre çok daha köksüzdür ve geçmişi yoktur. Mesela Fransız, İngiliz, Alma, İtalyan, Rus, Yunan kültürlerinin tarihsel bir geçmiş var. Ama Türk denilen kültürün geçmişi nereye dayanıyor, nereden geliyor, öyle bir kültür var mı? Yok. Türk denilen toplum aslında Türkmen toplumudur ve Türkmen dilidir ve Osmanlı döneminde bu Türkmen toplumu hakir görülüyordu, çingene diye aşağılanıyordu ve Türkmen toplumunun dili çok farklıydı ve şimdi Türkmen dilinin ancak kırıntısı kalabildi. Yani Türk denilen millet aslında Türkmenlerdir- Yörüklerdir. Kendilerine Türk diyenlerin yüzde doksanı Laz, Rum, Çerkez, Arnavut, Ermeni, Yahudi, Bulgar, Makedon ve Araplardan oluşuyor. Bunların hepsi tarihsel ve güncel gerçeklerdir ve bunu bilmemek tarihsel ve güncel cehalettir. Orta Asya denilen bölgeden, Anadolu’ya gelenler sadece Türkmenlerdir- Yörüklerdir ve Türkmenlerinde fiziki özellikleri çok farklıdır.
Türkmenler esasen çekik gözlüdürler, Çinlilere benzerler. Türkmen kelimesi, cumhuriyetler beraber Türk kelimesi haline geldi ve aslında Türkmen toplumu, dili ve kültürü yok oldu, bitti denilebilinir. Yani Türk denilen millet aslında Türkmenlerdir. Bu gün, Türkiye’de, kendilerine Türk diyenlerin aslında sadece yüzde on’u, gerçek Türk'tür- Türkmen'dir, gerisi devşirmedir. Türkmen dilinin, bu günkü Türkçe denilen dille uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Osmanlı, eğer varlığını sürdürebilseydi, bu gün, Türk denilen toplumun isminden bile söz edilemezdi. OSMANLI, Türk bir ailenin kurduğu bir devletti ama Türk kimliğini temsil eden bir Türk imparatorluğu değildi, tam tersi Türkmenler yüzlerce yıl boyunca OSMANLININ baskısı altında ezildiler, dışlandılar, hakir görüldüler. İsmet İnönü, Bitlisin Kürtlerindedir. Cemal Gürsel, Erzurumun Kürtlerindendir. Turgut Özal, Malatya'nın Kürtlerindendir. Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz, derken, demek istediğim budur.
KEMAL SÖBE (RAPERİNA GEL)
YORUM GÖNDER