APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (32.BÖLÜM)
YENİ YAŞAM AMAÇSIZ EMEKSİZ VE SAVAŞSIZ OLMAZ
Çok ilginçtir, bazılarınız bireysel yaşamayı çok istiyorlarmış. Güzel, bunun imkanını ben yarattım ve sanırım birçoğunuzda yaşama istemi gelişiyor. Bu da güzel, önce bu yaratıldı. Şimdi Kürdistan‟da da bunu yaratıyorum. Şimdi herkes Kürdistan‟da biraz özgür yaşamak istiyor, karşımızdakiler de öyle. Bugün bizimle amansız savaşanlar da, “şimdi daha iyi yaşayabiliriz” diyorlar. Bu da güzel. Ancak bu, işin yalnız bir cephesi, diğer cephesinde ise emekle bağlantılı sorumluluklar var. Yaşamak isteyen, amaca bağlanır. Yaşamak isteyen, emeğe bağlanır. Yaşamak isteyen, bir tarza, bir tempoya, yani savaşa ve onun gereklerine bağlanır. Bu da çok net. “Birisine varım, diğerine yokum” derseniz, hiçbir şey başaramazsınız. Bu biçimde değil öyle yaşamak, kendinizi bile basit kullanılmaktan kurtaramazsınız. Kendini dayatan ve bireysel olan, çok yaşamak isteyendir. Kırk yıldır ben de bireysel olarak güçlü yaşamak istiyorum, ama yaptığım bu kadar iş bile yetmedi. Sizin yaşamak istediğiniz o tarza kırk yıllık yaşamım, savaşımım cevap olamadı. Kendinizi emek harcamadan, tam tersine hep hırsızlayarak, kandırarak yaşatmaya nasıl layık görüyorsunuz? Buna cevap verin. Demek ki bütün bunlar bir sistem halinde hepinize dayatılmıştır. Neredeyse bütün insanlığı doğruya çekeceğiz, ancak içimizde halen “olmaz, bize başka bir şey gerekli” veya “biz yapamayız” diyenler var. Görüyorsunuz ki, ben bu işi dünyaya da yaptırırım.
Nitekim harekete geçecek ve bir şeyler yapacaklar. Bu işi düşmana yaptıracağım, ileride düşmanla bu işi ilerleteceğim. O zaman haliniz ne olacak. Kaldı ki yedekleri de müthiş oluşturuyorum. Tüm bunlar karşısında ne yapacaksınız? Demek ki, her şey sizi doğru olmaya zorluyor. Yani her şeyin tedbirini almış durumdayım. Bir şey yapabilirsiniz, benim tamamen etkisiz olmamı bekleyebilirsiniz. Fiziki olarak, düşünsel olarak, maddi ya da manevi olarak tam etkisizleştiğim zaman, belki o bireyciliklerinize bir saha açabilirsiniz. Belki diyorum, o da kesin değil. Demek ki siyaseti basit göremezsiniz. Bir siyasi önderi, PKK Önderliğini sıradan ele alamazsınız. Bir zamanlar Barzani, “en büyüğüm” diyordu. Şimdi ise çok sıkışmış durumda. Eğer ben yaşarsam, yarın tanınmaz hale gelecek ve yalvaracak. O bile kendini kurtaramıyor, kendine saha yaratamıyor. Siz bu halinizle, hem de ondan daha fazla zarar veren tutum ve davranışlarla kendinize nasıl saha yaratacaksınız. Biraz akıllı olun. Önderlik, sizin sandığınız gibi bir önderlik değildir. Ne babanıza, ne ananıza, bacınıza, ne de başka bir kişiye benzer. Bu kurumun bir gerçeği vardır. Sonradan dara düştüğünüzde yalvaracağınıza, şimdi gerekleriyle birlikte paylaşımla karşılık vererek şanlı yürüyelim. Biz tüm yaşamın doğru tarzını ortaya koyduk. Bireysel yaşamaya karşı değilim, ancak bireysel yaşam emeksiz, amaçsız ve savaşsız olmaz.
Değerleri dağıtarak, savaşla oynayarak, kendini sorun yaparak bireysel olarak yaşayacağınızı mı sanıyorsunuz. Eğer böyle yaparsanız, anında yok olursunuz. Yine de size yeni yaşamın bütün yol ve yöntemleri öneriliyor. Kendinizi dayatmadan önce buna hakkınızın olup olmadığını veya hakkınız varsa bunun nasıl olacağını tartışın. Bunları sonuna kadar birbirinize öğretmekle görevlisiniz. Bireysel mi yaşamak istiyorsunuz? Kadınlı, erkekli mi yaşamak istiyorsunuz? Onun açığa kavuşmuş tarzları var. Ancak haince, çok bireyci ve değerleri yerle bir ederek değil. Kaldı ki yaşamı da böylece çirkinleştirerek değil. Bu konuda aşktan tut, savaşa kadar çözümlemeler yaptık. Aşk ve savaş ilişkisini açtık. Duyguların gücünden tutalım, düşüncenin gücüne kadar; güzellikten tutalım, çirkinliğe kadar tüm bu konuların hepsinin ölçülerini ve bilimsel tanımlarını da yaptık. Sorunu sosyolojik, psikolojik olarak ve diğer bütün yönleriyle ortaya koyduk. Ardından nasıl doğru yaşanılabileceğini, yani bunun devrimle nasıl gerçekleşeceğini de gösterdim. Dikkat edilirse burada bir şeyin savaşımını veriyoruz, ya insan olmak, onuru, başarıyı ve güzelliği yakalamak ya da olmamak. Ya böyle olacak ya da olmayacaksınız. Bu işlerin oluru bellidir, olmazı bellidir. İnsan olmamanın karşılığı yokluktur, yaşanmazlıktır.
Değerlere bağlılığı siz ne sanıyorsunuz? Değerlere bağlılık, olura güç katmak, olmaza geçit vermemektir. Bizi uzun süredir uğraştırıyorsunuz. Bu temelde kıyamet kopuyor. Yaşamda her şey size bağlı. Bu yaşamı tehdit eden sizsiniz. Ben bir günde zafer için gerekli olan her şeyi veriyorum, ancak halen anlamazlıkta ısrar ediyorsunuz. Sizin tarzınızda zafer imkanı varsa, ben uygulayayım diyorum, ama yok. Doğrulara muhtaç olan sizsiniz. Doğruları es geçmek veya yarım yamalak ele almak olmaz. Biz yalnız sizleri geliştirmeyi değil, şahsınızda partiye, halka, hatta insanlığa da bir katkıyı düşünüyoruz. Bu önemlidir. Bu konuda harcadığımız çabalar anlamlıdır ve anlattıklarımız es geçilecek gibi değildir. Sizler, “henüz çocuğuz, hayatı tanımıyoruz, biraz hata da yapsak ne olur, neden bu kadar üzerimizde duruyorsunuz” diyorsunuz. Yaptığınız yanlışlıklarla şahsınızda parti gidecek, parti gitti mi zaten hiçbir şey kalmaz. Bu halkın başka imkanı da yok. Başka bir yol her şeyinizi bitirişe götürüyor. Vicdanınız var mı, gerçekten yiğit bir delikanlı mısınız? “Benimle her şey bu kadar yaşam bulacak, ben kendime söz verdim ve gereklerini yerine getireceğim” deme gücünü göstermelisiniz. Kendinizi şimdiye kadar çeşitli nedenlerle doğru katmamış olabilirsiniz. Kendinizi gözden geçirin, parti içinde çok ciddi rahatsızlıklarınız olduğu kanısındayım. Parti sizi oldukça bilinçlendiriyor ve iradenizi özgür kılıyor. Düşman sizinle oynamış olabilir, ama bizim ortamımız sizi rahatlıkla kendinize getirebilir. Bunun için bizim ortamımıza hakkını verin. Yeni bir başlangıç için hepinizin fırsatı var.
Hiç kimse sizi hatalarınızda boğmak istemiyor. En ağır suçları işleyenleri bile ıslah etmeye çalışıyoruz. En zayıfa güç veriyoruz. Bunun dışında başka bir derdiniz olamaz. Çözümlemeler, kemikleşmiş özelliklerinizi aşmanız için en iyi cerrahidir. Kırıyoruz, tamir ediyoruz. Buna biraz katlanın, yeniden yapılandırma mümkündür. Yıllardır büyük bir mütevazılıkla sabrediyorum. Sizler gereken mütevazılığı neden sabırla gösteremeyeceksiniz? Kaybettiren bütün hususları nedenleriyle ortaya çıkarabilirsiniz. Bu kadar güç birleştikten ve bu kadar mücadele mevzileri elde tutulduktan sonra kazanmanın bütün yollarını bulabilirsiniz. Gereken fedakarlığı ve cesareti de gösteriyorsunuz, ancak bunun doğru yol ve yöntemleri gerekli. Doğru yol ve yöntemleri de biz çok iyi gösteriyoruz. Doğruları ısrarla takip ederek belirttiğimiz konularda yenilenmek, artık kül yutmayacak, kendini hatalarla yürütmeyecek net tavrın sahibi olmak ve bunu her yerde, her zaman, herkese karşı göstermek gerekir. Çok çeşitli nedenlerle ne kadar zora sokulmuş, ne kadar tanınmaz hale getirilmiş olursanız olun, bizim ortamımız sizi düzeltebilir.
Ancak bunun için mütevazı ve ciddi olacaksınız. Nereden yenilenmeniz gerekirse, nerede hastalık varsa onu tedavi etmede artık kararlı olacaksınız. Bunun için tutarlı olacak ve gereken ciddiyeti göstermekten uzak durmayacaksınız. Hepinizde devrim hevesi olduğu kanısındayım. Ülkeyi çok istiyorsunuz, savaşmaya bile varsınız. Ben de size bunun vazgeçilmez esaslarını gösteriyorum. Açıkça görüyorsunuz ki, ucuz kaybetmelerden hepimiz nefret ediyoruz. Bunları önleme imkanı her yerde elinizde vardır. Nedenleri ortaya konulan tutumlara fırsat vermezseniz, her türlü komuta, her türlü birlik teşkil etme ve her türlü savaşı geliştirme kesinlikle mümkündür.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER