KOMÜNALİZM VE DEMOKRATİK ULUS OLMADAN ÖZGÜRLÜK OLMAZ
Kapitalizmin ve eseri olan katı ulus devletin yol açtığı sonuçlar insanlık için tam bir yıkım ve felakettir. Bu felaketin bir asır daha sürmesi dünyayı ve insanlığı yok edebilir. Çünkü hiçbir sistem, kapitalizm ve katı ulus devlet kadar insanlığa ve ekolojik dengeye, doğaya zarar vermemişti. İnsanoğlu milyarlarca dolar harcayarak hem başka gezegenlerde hayat arıyor hemde hayatın olduğu cennet bir dünyayı kendi elleriyle dilim dilim doğruyor, yok ediyor. Böyle bir duruma ancak akıl tutulması nedir. Vahşi kapitalizmin ve katı ulus devletin insanların ruhi ve düşünce dünyasında açtığı tahribatlar oldukça büyüktür. Bu durumun devam etmesi kapitalizmin çok güçlü olmasından değil, insanların üzerinde bıraktığı derin etkiden dolayıdır. Çünkü her sistemin oluşmasında toplumun payı büyüktür. Cellatına sevdalı toplum sözü boşuna söylenmemiş. İnsan, kendi hakikatinden uzaklaştıkça kötülüklere açık kapı bırakır. İnsan, kul olmaktan çıkmadıkça efendiler ve tanrı krallar bitmez.
Kapitalist çağın tanrısı para ve ulus devlet olduğuna göre, insan, paranın ve katı ulus devletin kulu kölesi olmuştur. Para ve kapitalist etiketli ulus devlet için ölmeyecek insan varmı? İnsanların neredeyse tamamına yakını para ve katı ulus devlet için ölürler, ölüyorlarda. 1 ve 2. paylaşım savaşları ve günümüzde düşün yoğunlukta ve bölgesel çapta süren bu emperyalist savaşlar, katı ulus devletin ve kapitalizmin insanlar üzerinde bıraktığı derin etkiden güç alarak sürüyor. İnsan toplulukları, içinde bulundukları sistemin kültürünü derinden yaşarlar, tortusunu iliklerine kadar taşırlar. İnsanlık tanınamayacak kadar çok kirlendi, kirletildi. Sınırlar ve savaşlar ulusları düşmanlaştırdı, sömürü ve sınıflar insanı insan karşısında kullaştırdı. İnsanoğlu kendi eliyle kendisini bir kafese hapsetmiş durumdadır. Katı ulus devlet ve kapitalizm bir kafestir ve bu kafeste özgürlük yok, esaret var. İnsanoğlu şimdi tamda bir esareti yaşıyor. Ancak bütün bu kötü gidişata rağmen, insan çaresiz değildir.
Her sorun kendi çözümünü kendi içinde barındırır. İnsan toplulukları, hayata kapitalizmle ve katı ulus devletle başlamadılar ve bu sistem sonsuz da, değildir. İnsanlığın ilk doğuşu nasılki Mezopotamya’da başladıysa, ikinci doğuşta tekrar doğduğu topraklarda başlayacak ve dünyaya yayılacak ve bütün dünyada zaten toplumsal mücadeler irili ufaklı devam ediyor. Ancak kader tayin edici mücadelenin merkezi Mezopotamya olacak. Demokratik ulus ve komünalizmin tohumları Mezopotamya’ya ekildi ve toprakla bütünleşti. İnsanlığı bu esaretten kurtarmanın tek yolu, demokratik ulus ve komünalizmdir. Demokratik ulus sisteminde uluslar, kültürler, kimlikler bitmiyor. Bazı Kürtler, demokratik ulus çizgisine sıcak bakmıyorlar, Kürdistan’ın bitişi olarak görüyorlar. Halbuki, katı ulus devlet sistemi Kürtlerin inkarına yol açtı, insanlığı bir bütünen bitişin eşiğine getirdi. Bu sistem daha fazla devam ederse, insanlık bir nükleler felaketle bile karşı karşıya kalabilir.
Katı ulus devlet ve emperyalist hegomonya nükleler silah bile kullanabilecek potansiyele ve tehlikeye sahiptir. Katı ulus devlet ve emperyalizm insanlığın başına her türlü belayı getirecek karakterdedir. Ulusal özgürlüğü katı ulus devlette arayanlar ancak kafeste yaşama özgürlüğüne sevdalı olurlar. Demokratik ulus çizgisinde uluslar bütün değerleriyle varlar ama sınırlar, savaşlar, sömürü ve sınıflar yok. Ama bazıları bunu anlayamıyorlar. Sınırlar, savaşlar, sınıflar ve sömürü insanın doğasına zıttır ve mutlaka sökülüp atılması gerekiyor. Demokratik ulusta üstün millet ve üstün ırk gibi kavrama ve zihniyete yer yoktur. Demokratik ulusta ve komünalizmde üstün olan hak, eşitlik, özgürlük ve adalettir. Demokratik ulus ve komünalizm sadece bir tercih değil esasen doğal bir zorunluluktur ve olması gerekendir. Yani öze dönüştür. İnsanlığın özü demokratik ulus ve komünalizmdir.
Katı ulus devlet sınırlarının içine kapanmak ne özgürlüktür ne de kurtuluştur. Demokratik ulus sisteminde Kürdistan yine var ama özgürce var ve bütün halklarla kardeşçe ilişkilere sahip olarak var ve bütün halklar kardeşçe barış içinde savaşsız, sınıfsız, sömürüsüz ve sınırsız bir dünyada yaşayacaklar. Demokratik ulus olmadan uluslar arasında kardeşlik gelişmez. Bir ailede kardeşler nasılki kendi kimlikleriyle kardeşçe yaşıyorlarsa, demokratik ulusta da, uluslar kendi kimlikleriyle dünya denilen ortak insanlık toprağında-evinde-ailesinde kardeşçe yaşayacaklar. İnsanlığın özlemi esasen böyle bir yaşamdadır. Böyle bir sistemde ulusal değerler bitmiyor ama diğer uluslarla kendi aralarına gereksiz sınırlar koymuyorlar. Sınırlar her zaman tehlike ve şiddet doğurur, ulusları sıkar, boğar, nefessiz bırakır ve en büyük benim ulusumdur zihniyetine yol açar. Bu sistem hala insanlığa zarar veriyor, vermeyede devam ediyor ve böyle devam ederse insanlık kötü bir sonu yaşayacak. Bu kötü zehirli sonun olmamasının panzehiri demokratik ulus çizgisi ve komünalizmdir…
KEMAL SÖBE
YORUM GÖNDER