DEMOKRATİK EKOLOJİK TOPLUMA İLİŞKİN
DEMOKRATİK EKOLOJİK TOPLUMA İLİŞKİN
0 Yorum
1062
19-08-2021
 

Sınıflı toplum uygarlığının içerisine girdiği kaos aralığı, insanlığın yaşadığı sorunları daha da ağırlaştırıp karmaşıklaştırmaktadır. Olgular dünyasında yeni biçim, tür, yapılanma vb değişimi ifade eden kaos aralığı, tüm güçleri kendilerini daha etkili bir biçimde geleceğe taşırma arayışına itmektedir. Küresel kapitalizm de kendi açısından Ortadoğu üzerinden kaosu aşmanın hesaplarını geliştirmekte ve sistem sorunlarının çözümünü esas olarak burada yaratmak istemektedir. Diğer yandan halkların özgürlük mücadelelerinin birikimine ve tarihsel kökleri en fazla ülkemizde bulunan komünal demokratik değerlere dayalı olarak gelişen Özgürlük hareketimiz, kırk üç yıllık mücadele pratiği ve çok yönlü tecrübeleri ışığında kendini yeniden yapılandırmaktadır. PKK, demokratik ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum yaratma hedefine yönelmiş mücadelesiyle Ortadoğu'da yaşanan ağır tarihsel, toplumsal sorunlara çözüm gücü olmanın yanı sıra, tüm insanlığın yaşadığı sorunlar açısından da çözüm alternatifi olma iddiasını taşımaktadır. Küresel kapitalizm gelinen aşamada çözüm arayışlarına girse de, sorunlar kaynağını esas olarak sistemin aşırı kara dayalı, her şeyi metalaştıran ve çıkara bağlayan karakterinden almaktadır. Bunun en bariz örneği kadın gerçeğinde görülmektedir. Tarihteki ilk karşı devrimle kadının köleleştirilmesi, aynı zamanda toplumun ve insanlığın da köleleştirilmesi anlamına gelmektedir Erkek egemenlikli toplumda kadın bir cins olmanın ötesinde ezilen bir soy, sınıf, ulus ve bütün bunları da aşan bir ezilmişlik düzeyini ifade etmektedir. Bu cinsiyetçi toplumda kadın olmanın kendisi bir utanç kaynağı haline getirilmiştir. Kadının biyolojik farklılığı köleleştirilmesi için bir gerekçeymiş gibi görülüp, emeği ve fiziği üzerinde korkunç bir sömürü ve istismar geliştirilmiştir. Devletçi iktidar geleneğinin mikro modeli olan ailede erkek, kadın  üzerinde sınırsız bir mülkiyet hakkına sahip olup her tür uygulamayı kendisi için hak görmektedir. En vahim olanı da kapitalizmin tümden metalaştırdığı kadının kendisine yönelik yapılanları doğal görüp kabul etmesidir. Bu anlamıyla kaybeden sadece kadın değil, kadın şahsında tüm toplum olmaktadır.Kadına yönelik geliştirilen yaklaşımın benzerini ekolojik olguya yaklaşımda da görmekteyiz. 

 

Sistemin özü nasıl toplumu kaos aralığına taşıdıysa, benzer biçimde doğada yarattığı tahribatlar da yaşamı tehdit eder bir duruma gelmiştir. Ozon tabakasının delinmesi, hava ve suların kirlenmesi, çeşitli hayvan ve bitki türlerinin yok edilmesi, toplumsal kanserleşmenin bir ifadesi olarak büyüyen kentler, anormal nüfus artışı, ormanların tahribi vb birçok konuda doğa tahribatının düzeyinin hiçbir korku ve endişeye kapılmadan sürdürüldüğü görülmektedir. Ayrıca bilim tekniğin iktidar güçlerince dengesiz ve sorumsuz kullanılmasının yol açtığı sorunlar, azami kar peşinde gözü kara uygulamalarla dünyamızı felakete götürecek bir düzeye ulaşmıştır. İnsan üzerindeki egemenlik ve sömürünün derinleşmesi, doğa üzerindeki sömürü ve egemenliğin derinleşmesiyle paralel yürümektedir. Nasıl ki, kadın üzerindeki egemenlik kaldırılmadan sömürücü ve egemenlikçi zihniyet tümden ortadan kaldırılamazsa, benzer durum doğa üzerindeki egemenlik için de geçerlidir. Açıktır ki,sömürücü ve egemenlikçi zihniyete sahip kapitalist sistem altında doğanın tahribatını önlemek de mümkün değildir. Özcesi doğanın canlılığı, kutsallığı ve dengesi gözetilmeden üzerinde yürütülen istismar ve yabancılaşmanın sonucunda doğa da çeşitli biçimlerdeisyanını ortaya koymaktadır. Doğaya karşı zihniyet çarpıklığı o kadar ilerlemiştir ki, eskinin doğa anası yerini gerçek zalimler tarafından zalim doğa ya bırakmaktadır. Kadın ve doğa üzerindeki istismarcı yaklaşım kendisini her alanda göstermektedir. Komünal yaşamın eşitlik, özgürlük, barış, paylaşımcılık gibi değerlerinin yaşam düzeni olan demokrasi, sisteminen çok istismar ettiği ve çıkarları için kullandığı bir kavram olmuştur. Demokratik komünal değerleri içinde taşıyan toplum gerçeğini dağıttığından, özünde antidemokratik olan mevcut sistem, toplumun tüm kesimlerini olumsuz etkilemektedir. Toplumun temel dinamik gücü olan gençlik, doğal toplum sonrası üzerinde ideolojik ve siyasal egemenlik kurularak sistemin bin bir hileli zihniyeti karşısında adeta tuzaklarla dolu bir yaşamla karşı karşıya bırakılmış ve sistemin hizmetine koşulmuştur. Bu sistemde emekçiler yarattığı üründen tamamen yabancılaşarak edilgen bir hale getirilmiştir. Bürokratik sarı sendikacılık tarafından sistem adına kontrol altına alınmakta ve işsizlerle rekabet içine sokularak, sistem karşıtı durumundan çıkarılıp sistemin hizmetine koşulmaktadır. Demokratik olmayan bu sistem işsizliği arttırarak işsizleri toplumun paryaları haline getirmektedir. Ayrıca toplumsal renk ve zenginlikleri ifade eden farklı kültür, etnik inanç ve kimlikler sistem tarafından inkar ve istismar edilmektedir.

 

Toplumsal değeri ifade eden ahlakın yerine kapitalizmin tüketen bireyciliği geçmiştir. Gelinen aşamada tüm dünyada sistemin tek taraflı iradesinin hakim olduğu dönemin aşıldığı ve halkların demokratik duruşunun giderek güçlendiği bir döneme girilmiş bulunmaktadır. Bu anlamda devletçi hiyerarşik sistemin kendisini dayandırdığı sınıfsal, etnik, ulusal, toplumsal cinsiyetçi ve kültürel tahakkümcü yapısı yerine, halkların komünal demokratik değerlerini taşıyan, cins özgürlüğüne açılmış, doğa karşısında insan merkezli bakışı aşmayı esas alan bir zihniyet ve pratik geliştirilmektedir. Bu eksende gelişen demokratik zihniyet etnik, ulusal, kültürel kimlikleri tanıyan ve toplumsal dayanışmayı esas alan bir demokratikleşmeyi gerçekleştirmektedir. Toplumda devlet olmayan demokrasiyi içeren bu gelişme, Ortadoğu da Kürt halkı öncülüğünde ilerleyecektir. Kürt halkı Önderliği'nin büyük gücü doğrultusunda Ortadoğu Rönesans ve reformunu geliştirmede öncülük yaparken, yeni bir yaşam projesini pratikleştirmenin de mücadelesini yürütecektir. Kürt halkının doğasına, bölgenin tarihsel ve güncel yapısına uygun olan bu çözüm, halkların devlet dışı örgütlenmesi olan konfederalizmi geliştirerek küresel demokrasinin en temel geliştirici bileşeni olacaktır. Kürdistan da yeniden yapılanan PKK tarafından geliştirilen bu çizgi, Kürt sorununun çözümünden yola çıkarak bölge halklarının demokratik birliğini sağlama mücadelesini yürütmektedir. Bu anlamıyla güncel kaostan çıkış ve halkların demokrasisinin gelişmesi ancak özgürlük ve demokrasinin derinleşmesini sağlayan kadın özgürlüğü ve doğanın kurtuluşu amaçlandığında bütünlüklü kazanıma ulaşılacak ve demokratik sosyalizm gerçekleşecektir. Bütünleşmiş yeni bir toplum sistemi olarak demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü topluma giderken, etik değerler Pratik ahlaki esas olarak vazgeçilmez bir ilke ve tutum olacaktır.

 

Bu temelde PKK;

A) Demokratik toplum için:

1- Halka dayanan demokrasi temelinde devlet olmayan örgütlenme olan demokratik konfederalizmi geliştirmeyi esas alır, toplumun ve siyasetin demokratikleşmesi için mücadele eder.

2- Ortadoğu'da demokratik konfederalizmin gelişebilmesi için bölgede hakim olan despotik, monarşik, oligarşik, teokratik, feodal yapılanmalar ve her türlü gerici rejimlere karşı demokratik ekolojik, cinsiyet özgürlükçü toplum paradigması temelinde mücadele yürütür.

Halklar arası demokratik ilişkiyi geliştirerek bölgede küresel demokrasinin nitelikli ve öncü kolu olmayı hedefler.

3- Kürt sorununda ulus devlet çözümü yerine demokratik ulus çözümünü geliştirir; dört parçada federal ve konfederal örgütlenmeleri geliştirmeyi esas alır. Bu temelde parçalar arası konfederalizmi gerçekleştirir.

4- Bireyin katılımcılığını arttırarak özne ve irade olmasını sağlayan konfederalizmi toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde yaygınlaştırır.

5- Ortadoğu'da demokrasinin gelişmesine zemin olacak tarihsel ve kültürel değerleri açığa çıkarıp demokratikleşmenin zemini haline getirir.

 

a- Gençlik

1- Gençliğin örgütlü gücü, egemen sistemi zorlayan ve tehdit eden bir gerçek olduğundan, demokratik ekolojik toplumun inşasında gençliğin öncü rolüne uygun olarak konfederal biçimde Dem-Genç adı altında örgütlenmesine öncülük ederek demokratikleşme mücadelesinde gençliğin eylem gücünü açığa çıkarır.

2- Gençlik fiziki bir olay değil, toplumsal bir olgudur" yaklaşımıyla gençlik sorunlarının ele alınması ve çözümüne yönelik bilimselçalışmaların yapılıp örgütlendirilmesini sağlar,  gençliği meşru savunmaya güç katmaya teşvik eder.

3- PKK'nin özünde bir gençlik hareketi olduğu gerçeğinden hareketle'' genç başladık, genç başaracağız'' ilkesini esas alarak mücadelenin her alanında aktif katılıma yöneltir.

4- Toplumsal aktiviteler olan spor, sanat, kültür, sağlık gibi her türlü sosyal faaliyet ve teknoloji gibi bilimsel çalışmaların devlet tekelinden çıkartılarak toplum hizmetine sunulmasını sağlar.

5- Kapitalist emperyalist kültür temelinde gençliği ehlileştiren, cinsel güdüye, ezberci tarzda katı dogmalara bağlayan, serkeşliğe çekerek, gençlik enerjisini sistemin içinde tüketerek pasifize eden anlayışlara karşı mücadele eder.

6- Toplumun en dinamik güçlerinden olan gençliği sistemin tuzaklarından kurtaran eğitimleri geliştirir ve gençliğin dinamizmini toplumun demokratik mücadelesine kanalize eder.

7- Dem-Genç en geniş bir biçimde tüm gençlik kesimlerini kapsar, gençlik çalışmalarında Apocu ahlakı esas alır. Bu temelde kendini eğitir ve geliştirir.

 

b- Emekçi hareketleri:

1- Emekçi yaşam alanının devlet dışı toplum tanımlamasına uygun demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum anlayışı çerçevesinde örgütlendirilmesini esas alır.

2- Devlet dışı toplumsallaşmanın en önemli öğelerinden olan emek alanının sendikalar, barolar, odalar, dernekler, üretim ve tüketim birlikleri şeklindeki örgütlenmelerinin devletçi sistemin etkisinden kurtarılarak demokratikleşmenin temel dinamiklerine dönüştürülmesine öncülük eder.

3- Emekçilerin meslek grupları şeklinde örgütlenmesi ve tüm demokratik emekçi oluşumlarının emekçi konfederasyonu tarzında birleştirilerek üretimin toplumsallaştırılması, demokratik hak ve özgürlüklerin geliştirilmesinin hizmetine sokulması için mücadele eder.

4- Bürokratik ve sarı sendikacılığa karşı mücadele ederek tabanın katılımını esas alan ve demokratik yapılanmaya kavuşan emekçi örgütlenmelerini yaratmaya çalışır.

5- Kullanım değerine ve paylaşımcılığa dayanan bir ekonomik sistemin gelişmesi için mücadele eder. Bu yönlü projeler geliştirerek pratikleşmesini sağlamaya çalışır.

 

c- Dinsel, etnik ve kültürel gruplar:

1- Toplumsal farklılıkları bir zenginlik olarak görüp toplumda farklı inanç, kimlik ve kültür gruplarına karşı yürütülen ayrımcılığı mahkum eder; bunun yerine toplumsal aidiyetler ve kimliklerin tanınması için mücadele eder. Bunu demokrasi ve özgürlüğün temellerinden sayar.

2- Azınlıkların (Asuri-Süryani, Türkmen vb) kendi demokratik örgütlenmelerini geliştirmelerini ve yaşamın bütün alanlarına etkin biçimde katılmaları için mücadele eder ve destekler.

3- Alevilerin, Yezidilerin vb dinsel inanç gruplarının Kürt toplumunun çok önemli bir zenginliği olmalarından hareketle özgür örgütlenmelerini destekleyerek demokratikleşme ve özgürlüklerin gelişmesinde önemli rol oynamalarını sağlar. 

4- Dinin reformdan geçirilerek çağdaş bilim ve felsefeyle uyumlu hale getirilip yaşamın tüm alanlarında demokratikleşme ve özgürlük ahlakının gelişmesinde rol oynamasını sağlar.

 

B) Ekolojik toplum:

1- Doğayı sadece kendi hizmetinde gören insan merkezli bakış açısı yerine, doğayı canlı gören, insanı da doğanın bir parçası olarak ele alan zihniyetin yaratılması için mücadele eder. Bunun için;

a- Toplumsal ekolojik felsefeyi ve ekolojik bilinci geliştiren eğitsel faaliyetler yürütür.

b- 4 Nisan'ı resmi fidan dikme günü olarak kabul eder; genel yaklaşım olarak da çevreyi yeşillendirme çalışmalarını kültürel ve ahlaki bir ilke olarak esas alır.

c- Ekosisteme uygun yerleşim birimlerinin ve ekonomik modellerin gelişmesini teşvik eder.

d- Doğaya ve topluma zarar veren nükleer ve kimyasal silahların ortadan kaldırılması için mücadele eder.

e- Kimyasal ve nükleer atıkların ve çevreyi kirleten tüm zararlı maddelerin zararsız hale getirilmesi için mücadele yürütür.

f- Kyoto Antlaşmasının demokratik ekolojik toplum paradigması temelinde kapsamının daha da geliştirilmesi için mücadele eder.

g- Nesli tükenmekte olan hayvanların korunması için ekolojik bilinci geliştirir. Hayvanları doğanın bir parçası olarak görür ve sever.

h- Toplumun sağlığını bozan, bağımlılık yaratan her türlü uyuşturucu etkide bulunan maddelere karşı toplumu bilinçlendirir.

i- Tarihi kültürel ve doğal değerlerin korunması için mücadele eder. Tarihi, kültürel ve ekolojik nedenlerle Munzur, Hasankeyf ve Lice barajlarının yapımının engellenmesi için mücadele eder.

2- Çevreci, feminist ve barış örgütleriyle ilişki geliştirir, toplumsal ekolojik bakışın kazandırılması için mücadele yürütür.

 

C) Toplumsal cinsiyetin özgürleştirilmesi:

1- 21. yüzyılı kadın özgürlük mücadelesinin ve iradesinin yükseleceği bir yüzyıl olarak belirler. Buna ulaşmak için aktif mücadele yürütür ve pozitif ayrımcılığın uygulanmasını sağlar.

2- Kadını her alanda ikincil planda bırakan ve toplumsal yaşamda erkeği esas alan kadın üzerindeki mülkiyetçi ve iktidarcı toplumsal cinsiyetçiliği ortadan kaldırmak için mücadele eder.

3- Kadın gerçeği ve özgürlük sorununu bir kültür ve yeni ahlak devrimi olarak ele alır ve bunun için mücadele eder.

4- Üçüncü cinsel kırılmanın erkek aleyhine gelişmesi için toplumun bilinçlendirilmesinde öncülük eder.

5- Erkek egemen iktidarcı zihniyete karşı kadının doğasında varolan özgürlükçü zihniyeti yetkin kılıp analitik zekaya duygusal zekayı katarak ideolojik alanda kazanmayı esas alır.

6- Devletçi ve hiyerarşik yapılara karşı mücadele eder; demokratik ekolojik cinsiyet özgürlükçü toplumu hedefleyen ya da böyle bir toplumun gelişmesine katkı sunan tüm siyasal oluşumların geliştirilmesinde öncü rol oynar.

7- Ataerkil kültüre özgü sosyal yaşam kalıplarının aşılması kadının bilinçlenmesi ve sosyal yaşam alanını geliştirmesi amacıyla başta Özgür Kadın Parkları olmak üzere, kadın vakıfları, sağlık kurumları vb örgütlenmeleri geliştirmekte aktif rol oynar.

ÖZGÜR EREN

 

 

 

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

MEŞRU SAVUNMA NEDİR?

TOPLUM VE İKTİDAR -1-

TOPLUM VE İKTİDAR -2  

TOPLUM VE İKTİDAR -3-

KOMÜNAL YAŞAMIN ÖZÜ

VARLIĞIMIZIN TEMİNATI TOPLUMSAL ÖZ SAVUNMA BİLİNCİDİR

DEMOKRATİK EKOLOJİK TOPLUMA İLİŞKİN

YURTTAŞLIK SORUNSALI, YURTTAŞLIĞA ELEŞTİRİLER VEYA TOPLUMSAL KURULUŞ ZAMANI

TOPLUMSAL DOĞA VE UYGARLIK: DİL VE KÜLTÜR GRUPLARI, YAYILIMLARI

TOPLUMSAL DOĞA VE UYGARLIK: DOĞAL OLMAYAN TOPLUM, UYGARLIK

TOPLUMSAL DOĞA VE UYGARLIK: İKTİDARIN İLE UYGARLIĞIN KURUMLAŞMASI OLARAK DEVLETİN OLUŞUMU VE SÜMERLER

YURTTAŞLIK ÜZERİNE ALINTILAR

“DEVLETİ AMAÇLAMAK KÖLELİĞİ AMAÇLAMAKTIR”

TÜRKİYE'DE ULUS-DEVLET VE DEMOKRATİK ULUSLAŞMA SÜRECİ -1-

HAKİKAT TİKELLERİN SENTEZİ OLAN EVRENSELLİĞİN BİLİNCİNE VARMAKTIR (1.BÖLÜM)

HAKİKAT TİKELLERİN SENTEZİ OLAN EVRENSELLİĞİN BİLİNCİNE VARMAKTIR (2.BÖLÜM)

DEMOKRATİK UYGARLIK ARAYIŞLARI; PEYGAMBERLİK GELENEĞİ (1.BÖLÜM)

DEMOKRATİK UYGARLIK ARAYIŞLARI; PEYGAMBERLİK GELENEĞİ (2.BÖLÜM)

DEMOKRATİK MODERNİTENİN POLİTİK BİREYİ (1.BÖLÜM)