BİR İNCELEME; GÜNEŞİN VE ATEŞİN ÇOCUKLARI (3.BÖLÜM)
BÖLÜM:4
“isyan çiçeği özgürlükle seslenir
Dağlar renk coşkusuyla
Nehirler köpük soluğuyla süslenir
Medya bir imparatorluktur artık
Sofrasında milyonlar beslenir”
Evet Medya bir imparatorluktur artık. Asurlular “Kardular” diyor Medlere, Demirci Kawa ile kahramanlık öyküsüne dönüşse de gerçek anlamda kahramanlık Kürtler artık tüm coğrafyalarda. Asurlu Krala karşı yakılan isyan ateşinde şüphesiz sadece Kürtler yoktur ama bu kıvılcımı yakan Kürtlerdir ve Kürtlere düşmanları bile “kahraman” demek zorunda kalmıştır.
Medya artık imparatorluktur ve Medya halkları özgürlüğüne kavuşmuştur. Medya imparatorluk olduktan sonra, barış zamanlarında arayışa girer, başka diyarlara elçiler yollanır, dünyanın diğer yanında olanlara merak artar, arayış içindedir Medler artık. Ve Anadolu kapıları açılır Medler için. Ege kıyılarına indikçe yeni felsefelerle, yeni mitolojilerle, yeni dinlerle tanışır. Anadolu boydan boya geçilir, tarihin “ilk filozofu” Tales oradadır işte, alçak Heredot ve niceleri. Olimpos dağında nice tanrılar vardı, ve bazıları ne çok benzerdi Ninsun’a. Ne çok benzerdi destanlar, bizimkilere!
“Ne Ninsun kaldı ne Şamaş ne Kibele
Bir gözünde huriler soyundu çırıl çıplak
Bir gözünde kutsal bakire Meryem
Bohtan'da Yakubi'ye dönüşürken adın
Başına gelen leri şimdi nasıl söylesem”
Antik Yunan felsefesi ile tanışan Medler, aynı dönemlerde semavi dinlerle de tanışır elbette. Hristiyanlığın yeni yeni boy gösterdiği, bizim yüzyıllar önce inanışlarımızın karşısında dünkü çocuktu İsa’nın tanrısı.
Rahip devletlerin Sümerlilerden bu yana, din adına çıkarılan savaşlar altında ezilen Medya’nın çocuklarına sesleniyor şair;
“Serden geçtin de her gün kan içinde
O kanlı yalanlardan geçemedin”
BÖLÜM: 5
“Dinler parçalamış seni ey yasaklar ülkesi
Mezhepler yağmalamış”
Artık şair sitemlidir kadim Kürt halkına, yüzlerce yıllık zulümden kurtulan Medya, ilkbahar çiçeklerinin artık açtığı Medya İmparatorluğu bu sefer de kendisini gösteren yeni inanışlara bırakıyor. İslamlaşıyor, Arap-Oğuz boylarının kılıçlarıyla kesiliyor bu sefer Newroz çiçekleri! Yeni kralların, yeni peygamberlerin yeni beylerin açtığı savaşların akıttığı gözyaşlarıyla sönüyor o büyük, o görkemli ateş.
“Ey ateşin ve güneşin ışıksız çocukları
Nedir o görkemli geçmişten geriye kalanlar
Bir din adına kurban kurban kırımlar
Bir de yarım kalmış umutsuz isyanlar
Yurdunuz vardır yurtlar içinde
Ki siz yurtsuz
Diliniz vardır en güzel diller içinde
Ki siz dilsiz
Milyonlarcasınız milyarlar içinde
Ki siz kimsesiz”
MERKAN AKSOYDAN
YORUM GÖNDER