BUDUHEPA
BUDUHEPA
0 Yorum
709
27-05-2022

M .Ö. 1275-1250 III. Hattusili & Puduhepa (Kades Antlasması, 1270)

Büyük Hitit imparatorluğu Çağı Hitit Kraliçelerinin hemen hepsinin adları gibi, bu kraliçenin de adı olan Puduhepa’nın, doğuş memleketine uygun olarak tipik bir Hurrice tanrı adı saklayan teofor bir isim olduğu, pudu kelimesinin henüz adı bilinmeyen Hurice bir fiil kök olup, isminin ikinci elamanının ise Hurilerin baş tanrıçası Hepat’ın adını ihtiva etmektedir (Darga 1984: 41 vd.).

Tüm Hitit kraliçeleri içinde tek “rahip” kızı olan Puduhepa’nın, sürekli rahip kökenli olmakla övündüğü, alışılagelmiş Tavananna unvanını asla kullanmamasının dikkat çektiği, bunu yapmakla belki de Hattusa’da o zamanlar hala devam etmekte olan Hatti geleneğine karsı çıktığı ve kendi memleketindeki Hurri geleneklerini yerleştirmek istediği ileri sürülmektedir.

III:Hattusili’nin kardeşi kral Muvattali zamanında Mısırlılarla Hititler arasında gerçeklesen meşhur Kades Savası sonrasında koruyucu tanrısına kurban sunmak için Kumanni’de Lavazantiya şehrine geldiği ve burada tanrının isteği üzerine Lavazantiya şehrinin İştarı’nın rahibi Pentipsarri’nin kızı Puduhepa ile evlendiği anlatılmaktadır. Hattusili'nin Puduhepa'yı kendi istegi ve askla almadığı, Tanrıça İştar'ın ona rüyasında görünerek verdiği emirle evlendiği ifade edilmektedir (Darga 1984: 41).

Yalnızca bir mektuptan, bir kız kardeşinin oldugunu ve onun kızının Tattamaru ile evlendiğini, ancak Kader Tanrıçası Gulşeş’in ona kızarak onu öldürdüğü anlaşılmaktadır (Ünal 2005: 8).

Puduhepa’nın müstakbel esi Hattusili ile bizzat tanışarak, kendisi ve de babasının da rızasıyla evlendiğini ileri sürmektedir (Ünal 2005: 14).

Puduhepa’nın müstakbel damadı Ramses’eyazdığı bir mektupta, kızları için çeyiz olarak vereceği köle, sığır ve koyunlar karşılığında ondan Hatti’de hüküm süren açlığa karşı tahıl istediğini ileri sürmektedir (Ünal 2005: 10).

Puduhepa’nın da her fırsatta bunu dile getirdigi II. Ramses’eyazdığı mektuptan da anlaşılmaktadır. Bu mektuptan Puduhepa ve Büyük Kral Hattusili'ninöz çocuklarının yanında, sarayda yasayan III.Hattusili’nin çocuklarının da olduğunu öğrenilmektedir.

"Saraya geldiğinde, orada bulduğum kral kızları, benim elimde doğurdular ve ben onları büyüttüm, önceden doğmuşolarak bulduklarımı da büyüttüm ve onlarıordu komutanları yaptım"

Puduhepa’nın mektubundaki bu açıklamadan, komsu krallara damat ve gelin giden Hattusili'nin oğlu Nerikkaili ve kızı Gassulaviya'yı, Puduhepa'nın doğurmadığı anlaşılmakta, bunların muhtemelen Hattusili'nin önceki bir evliliğinden doğmuş

Olmaları gerektiği ifade edilmektedir (Darga 1993: 30)

Puduhepa’nın aynı zamanda bazı yüksek dereceli memurların Hitit sarayından çaldıkları hayvan, değerli maden ve diğer eşyaların bulunması için kurulan mahkeme heyetinin başkanı olduğu belirtilerek, bu sorgulamaların büyük bir titizlikle zabıtlara Geçirildiği belirtilmektedir. Ünal’ın deyimiyle Puduhepa’ın Hattuša’da neredeyse bir “temiz eller” operasyonu başlattığı, yolsuzluklara karsı mücadele verdiği anlaşılmaktadır (Ünal 2005: 13).

Puduhepa’nın doğum yeri ve genç kızlık yıllarını geçirdiği Lawazantiya kentinin bugün nerelerde olduğunun maalesef bilinmediği, ama onun Kizzuwatna toprakları içinde olduğu ancak asla Adana olmadığı, Kummanni’ye yakın olduğu düşünülen Lawazantiya’nın (Elbistan Karahöyük ?) ise Kizzuwatna’nın bir parçası olduğu belirtilmektedir. Lawazantiya’lı oldugunu bilinen Puduhepa’nın da kendisini“Kizzuwatna ülkesinin kızı” olarak takdim etmesinin de bunun açıkça gösterdigi ileri sürülmektedir (Ünal 2005: 12 vd.) “Kizzuwatna’nın kızı” olarak övünmenin bir aidiyet duygusu taşıdığı, “tanrının gözdesi” ifadesinden de kendisinin diğerlerine  göre bir üstünlük yanının hissettirilmek istendiği düşünülmektedir  

II. Ramses döneminde, Hitit kraliçesi Puduhepa'nın isteği üzerine Hatti'ye tabi olan Ugarit sehrinin kralı II. Niqmadu’nun Mısır ile bir barış antlaşması yaptığı belirtilmektedir (Darga 1993: 31).

III.Hattusili'nin karısı Puduhepa bas rahibe rolüyle bütün Hitit dünyasının dini uygulamaları ve geleneklerine yeni bir bakıs getirdigi ve bas tanrılarının bazılarını özellikle Hitit tanrılarıyla bir tuttugu Hurri muadilleriyle birlestirerek, panteonu makul bir hale getirmeye basladıgı belirtilmektedir. Böylece, Hatti'nin büyük Fırtına Tanrısı’nın artık resmen Tesub'la esitlendigi gibi, Hitit dünyasının baslıca kadın ilahı,resmi devlet kültüründe tanımlandıgı gibi Günes Tanrıçası Arinna’nın, kraliçenin tanrıçaya duasının baslangıcında görüldügü üzere, Hurilerin Günes Tanrıçası Hepat'la esitlendigi görülmektedir.

“Ey Günes Tanrıçası Arinna, bütün ülkelerin Kraliçesi! Hatti ülkesinde sona

"Günes Tanrıçası Arinna' deniliyor, ancak sedir diyarı yaptığın yerde adın

'Hepat'tır.”

Bu eşleştirmelerde, Hitit kültürünün giderek Hurrilesmesini de yansıttığı,özellikle Hattusili'nin döneminde, kısmen de Hurri kökenli esinin etkisiyle belirginleştiği vurgulanmaktadır.

Puduhepa tarafından Lelvani tapınağına verilen kült personelinin örgütlenmesi, sayımı, gerektiğinde yenilenmesi, yapacakları isler ve her sene sunulacak kurbanların saptanmasının da kaydedildiği bildirilmektedir. Böylece bu belgelerin sadece dini nitelikte olmayıp bir nevi külte bağlı sosyo-ekonomik düzenin planını veren, birçok versiyonların varlığı ile de idari nitelikte birer belge oldukları ifade edilmekte, ayrıca M.O. 13. yüzyılda tapınağın ekonomik yönden önemini de

ortaya koyması açısında önemli görülmektedir (Darga 1984: 51 vd.).

Hititlerin kraliçelik müessesesi, çağının kraliçelerinden ayrılan bir statüye sahiptir. Mısır ve Mezopotamya'da kraliçe, memleketin mutlak hâkimi olan kralın eşi, karışıdır. Birtakım dinî görevleri dışında, genellikle, resmen politik yetkisi, memleketi hakkında ve halkı üzerinde hükmetme nüfuzu olmayan, kralın meşru birinci kadını rolündedir. Hititlerde ise kraliçe, Hitit kralına eşit, memleketinde hükmetme yetkisi olan, dış politikaya bizzat karışan, devletlerarası hukukta söz sahibi, krallığın bağımsız bir kadın temsilcisidir"

Puduhepa’nın yüksek bir teoloji bilgisine sahip olduğu, Hurri dinini Lawazantiya’da babasıyla birlikte aynı tapınakta çalışırken öğrenmiş olabileceği belirtilmektedir. Hatti’ye geldikten sonra Hitit dinini de hemen ögrendigi, hangi tanrıya nasıl dua edilip, yakarıldığını, nasıl isteklerde bulunulup, ikna edildiğini çabucak kavradığı ifade edilmektedir (Ünal 2005: 11).

Puduhepa’nın diplomasi alanındaki sahip oldugu birikimi, yabancı ülke kral ve kraliçeleri ile mektuplasmaları, anlasmalara imza atması, dini metinleri toplatması gibi islevlerinden iyi bir egitim  aldıgı ve zengin bir kültür birikimine sahip oldugu anlasılmaktadır (Mutluay 2004:.114 vd.).

Ünal, Puduhepa’nın Hatti ve memleketi Kizzuwatna’da Hurri din ve kültürüyle ilgili ne kadar yazılı tablet varsa, hepsini kopya ettirerek Hattuša’da özel bir «Kizzuwatna arsivi, kütüphanesi» kurduğunu açıklamaktadır (Ünal 2005: 13).

Büyü kavramının, Hititlere, Anadolu'nun güneyinden ve güneydoğusunda Hurrice ve Luwice konuşulan bölgelerden, özellikle Kizzuwatna'dan gelmiş olduğuna dikkat çekilmektedir. Bu ortak hayatın özellikle dilsel ve kültürel sahada kendini hissettirdigi, ritüellerin büyük bir kısmının Kizzuwatna'daki Luwi-Hurri ortak kültürünün bir sonucu olarak ortaya çıktıgı dile getirilmektedir (Reyhan, 2003 b: 165)

Hititlerin kraliçelik kurumunun basında SAL.LUGAL.GAL "Büyük kraliçe", "Mesru (kraliçe)", Tavananna "Egemen kraliçe" unvanı ile Hitit kralına eşit bir konumda oldugu, memleketinde hükmetme yetkisi olan, dıs politikaya bizzat karışan, devletler arası hukukta söz sahibi, krallığın bağımsız bir kadın temsilcisi olarak yer aldığı kaydedilmektedir.

Sarayda büyük kraldan sonra en nüfuzlu kişi, kralın annesidir. Ana kraliçelere "Tavananna", yaşayan kralın eşine ise "Şakuwaşşar" denilmektedir. Kral eşleri, ancak büyük kraliçe ölünce "Tavananna" makamına yükselmektedirler ( Akurgal, 1995: 28). Hitit ilk hükümdar çiftinin adının Tabama /Labarna ve Tavananna olduğu anlaşılmaktadır. Bu iki isim, M.Ö. 15. yüzyıldan itibaren Hitit kral çiftinin unvanı olarak kullanılmıştır. Hititçe'de Tabama! Labarna" Egemen Kral", Tavananna"Egemen kraliçe" anlamına gelmektedir(Memiş, 1994: 280).

Elde bulunan belgeler daha ziyade Hititlerin en parlak dönemi olan M.Ö.1375-1250 yılları arasında yaşamış kraliçeleri tanımamızı sağlamaktadır. Bu dönem kraliçelerinin en önemlileri I.Şuppiluliuma'nın eşleri Daduhepa, Hinti, III. Tavananna ile III.Hattuşili'nin eşi Puduhepa'dır.

Kraliçe Puduhepa Hitit kraliçelerinin en ilgi çekici olanıdır. Kuvvetli kişiliği ve çağının yazılı belgelerinde yer almasından dolayı onun hakkında geniş bilgiye sahip olmaktayız. Hurri asıllı olan bu kraliçeye ait birçok mektup, adak ve vakıf vesikaları mevcuttur. Söz konusu döneme ait pek çok resmî belgede Puduhepa'nın adının daima III. Hattuşili ile beraber geçtiği görülmektedir. Belgelerden anlaşıldığına göre; Kraliçe Puduhepa bir kızı evlendirmek, çocukları eniştelerinin yanında çıraklığa koymak, öksüzleri himaye etmek, kölelere azatlık imtiyazları vermek gibi icraatlarda da bulunmuştur (Kınal, 1956: 363 ).

Gerçekten, Hitit tarihinin en önemli kadın şahsiyetlerinden biri olan Puduhepa'nın kendisine verilen yetkileri en iyi şekilde uyguladığı, politik, hukukî ve dinî işlerde kralın yanında eşit bir şekilde bağımsız olarak görevlerini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Puduhepa'nın devletin dış siyasetinde ne kadar önemli olduğunu 17 yıl devam eden Mısır-Hitit savaşlarından sonra yapılan Hitit-Mısır Barış Antlaşması metninde de görmemiz mümkündür. Bu anlaşma metninde kralın yanında Kraliçe Puduhepa'nın da mührünün bulunması (Yıldırım, 1996: 60) onun politik alanda ne kadar başarılı ve etkili olduğunu gösterdiği gibi, Hitit devletinde kraliçelerin mevkiini de açık bir şekilde ortaya koymaktadır8. Ayrıca Mısır Firavunu II. Ramses, yapılan barış sonrası III. Hattuşili'ye yirmi altı, Puduhepa'ya ise on üç mektup göndermiştir (Darga, 1984: 42; Alp, 2002: 156). Puduhepa'nın bunların yanında Mısır kraliçesi Naptera ile de mektuplaştığı görülmektedir (Alp, 2001: 16 )  

Mısır ile olan muhaberatın yanı sıra Kraliçe Puduhepa, Kıbrıs olduğu kabul edilen Alasia kralı ile de mektuplaşmıştır ( Alp, 1974: 426) Bu durum Hitit Kraliçesi Puduhepa'nın siyasî alandaki bağımsız mevkiini ve oynadığı rolü açık bir şekilde göstermektedir. Puduhepa'nın diplomatik alandaki etkinliğini çocukları üzerinde de gösterdiği ve her birini bir komşu ülkenin prensi ya da prensesi ile evlendirdiği görülmektedir(Darga,1984:42).  

Puduhepa, kocası III. Hattuşili'nin ölümünden sonra da "Tavananna" olarak hüküm sürmüştür. Oğlu IV. Tuthaliya'nın henüz küçük yaşta olması nedeniyle bir süre kral naibesi olarak Hitit devletini başarıyla idare etmiştir (Memiş, 2005: 215).

Kadeş savaşı öncesinde Hurri desteğini sağlamak amacıyla bizzat kralın kendisinin Hurri asıllı bir rahibe olan Puduhepa ile evlenmesi de bu politikanın devamı olarak telakki edilmelidir. Nitekim III. Hattuşili,Puduhepa ile evliliğini şöyle anlatmaktadır:  

"Mısır'dan dönüş yolundayken, tanrıçaya sunular yapmak için Lavazantiya'da (Kizzuwatna kenti) durakladım ve ayini tamamladım. Ve tanrıçanın emri üzerine, Lavazantiya'da tanrıça İştar'ın rahibi olan rahip Pentişarri'nin kızını kendime eş aldım."

Hurrili bir rahibin kızı olan bu dindar ve iyi eğitimli kadın, doğduğu ülkeye sadık kalmış, hem anavatanının hem de öz geleneklerinin konumunu güçlendirmiştir. Puduhepa kraliçelik unvanının yanı sıra "Kizzuwatna ülkesinin kızı" sanını da kullanmıştır (Desti, 2005:59) Puduhepa'nın siyasî hayattaki en önemli özelliği ise 17 yıl devam etmiş olan Kadeş savaşından sonra Mısırla imzalanan barış antlaşmasında mührünün bulunmuş olmasıdır. Barış antlaşmasının kayıtlı olduğu gümüş tabletin arka yüzündeki mührünün tercümesi şöyledir:

"Hattuşa ülkesinin prensesi, yeryüzünün efendisi Arinna'nın Güneş Tanrıçası'nın gözdesi, Tanrıça'nın hizmetkârı, Kizzuwatna ülkesinin kızı Puduhepa'nın mührü."

Kral ile aynı konumda olan bu kraliçenin mührü II. Ramses'i çok etkilemiştir. Nitekim firavunun, III.Hattuşili'den geri kalmak istemediği ve kendi ailesinden olan kadınların da devlet işlerinde önemli rol oynadığını gösterme gayreti içinde olduğu görülmektedir. Onun bu tutumuna paralel olarak Mısır Ana kraliçesi Tuya ile büyük kralın eşi Nefertari Puduhepa'ya mektuplar yazmışlardır. Ancak bu mektupların siyasi bir önem taşımadığı anlaşılmaktadır. Mektuplarında güncel sorunlara ilişkin görüş bildiren sadece Puduhepa olmuştur (Brandau-Schickert, 2004: 267).

Daha önce de belirttiğimiz üzere, Puduhepa eşi III. Hattuşili'den bağımsız olarak Mısır firavunu II. Ramses ile de mektuplaşmıştır. Barıştan sonra III. Hattuşili, II. Ramses'e kızı Şauşkanu'yu (Brandau-Schickert, 2004:267) eş olarak vermek suretiyle aradaki dostluğu akrabalık bağıyla takviye etmiştir (İnan, 1992: 146; Gündüz, 2002: 39). Bu Hititli prensese Mısır dilinde "Manefrure" adı verilmiştir. Mısır kaynakları, ülkelerinde büyük ilgi yaratan bu önemli olayı en ince ayrıntılarıyla anlatmakta ve prenses için "yüzü bir tanrı kadınınki kadar güzeldi" diyerek hayranlıklarını belirtmektedirler. Yine Mısır kaynaklarından öğrenildiğine göre, daha sonraki süreçte de Hitit sarayının bir başka genç kızı daha Nil ülkesine gelin olarak gitmiştir (Akurgal, 2002: 99). 

DÜŞÜNCE KOMÜNÜ

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

SON MED KRALI ASTİYAGES VE HARPAGOS’UN İHANETİ MEDLER

TANRI VE TANRIÇA ARASINDAKİ SAVAŞ

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (GİRİŞ)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (1.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (2.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (3.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (4.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (5.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (6.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (7.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (8.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (9.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (10.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (11.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (12.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (13.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (14.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (15.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (16.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (17.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (18.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (19.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (20.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (21.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (22.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (23.BÖLÜM)

TARİH ŞİMDİDİR-KÜRDİSTAN TARİHİNE ÖZLÜ BİR BAKIŞ (24.BÖLÜM)

NEOLİTİKTEN GÜNÜMÜZE TANRIÇALAR

MİTOLOJİLERİN GÜCÜ NEDİR

TANRI VE TANRIÇA ARASINDAKİ SAVAŞ

TANRIÇA KÜLTÜRÜNE YÜREĞİNİ VE ZİHNİNİ DAYAYAN KÜRT ASILLI HİTİT KRALİÇESİ PUDUHEPA

YAŞAMIN KATLİ OLARAK UYGARLIK(1.BÖLÜM)

İSMAİLİLER HAREKETİ (1.BÖLÜM)

YAŞAMIN KATLİ OLARAK UYGARLIK(2.BÖLÜM)

İSMAİLİLER HAREKETİ (2.BÖLÜM)

KARMATİLER

KARMATİLER (2.BÖLÜM)

KARMATİLER (3.BÖLÜM)

KARMATİLER VE HALLAC–I MANSUR

DEVLET Mİ, DEMOKRASİ Mİ

BUDUHEPA

KRALİÇE NEFERTİTİ

KARANLIKLARI YIRTAN IŞIK: SÜHREVERDİ (1.BÖLÜM)

KARANLIKLARI YIRTAN IŞIK: SÜHREVERDİ (2.BÖLÜM)

HAKİKAT ARAYIŞÇILARININ SERÜVENİ: ZERDÜŞT

HAKİKAT ARAYIŞÇILARININ SERÜVENİ – HERMES

HAKİKAT YOLCULARININ SERÜVENİ: BUDHA

HAKİKAT YOLCULARININ SERÜVENİ: BRAHMANİZM

MİTRA VE TARİHSEL ÖNEMİ