ÖZGÜRLÜK SAVAŞINA KATILMAKLA İŞGAL VE İHANET ZİNCİRLERİ ÇÜRÜYECEK
Bu savaşın asıl mağdurları bölge halklarıdır. Bu savaşın planlayıcıları işgallerini meşrulaştırmak için terörle mücadele, barışı tesis etme ve demokrasiyi pekiştirme bahanesiyle krizi ve komplikasyonları derinleştirmektedirler.
Partiya Jiyana Azad a Kurdistanê (PJAK) Üyesi Amed Şaho, Kürdistan’ın dört parçasında halk ve gerillanın birliğinin önemini, Devrimci Halk Savaşı’nın stratejisini ve gençliğin rolünü ajansımıza değerlendirdi.
Sorularımızı cevaplayan Amed Şaho’nun röportajının tamamı şöyle;
Halkın düşman işgaline karşı duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz ve halk ile gerillaların birliği ne kadar etkili olabilir?
Bir bütün olarak bölgedeki mevcut savaş, kapitalist modernite sistemi tarafından geliştirilen yıkıcı bir savaştır. Yani, savaş temelde kapitalist modernite sistemi ile demokratik modernite arasındadır. Kapitalist modernite sistemi, bölge üzerinde hegemonya kurmak için bölgede savaş ve şiddeti yaymaktadır. Çünkü savaş yoluyla güçlerini garanti altına alıyorlar. Bu nedenle Üçüncü Dünya Savaşı’nı başlatıp Ortadoğu ve Kürdistan’ı savaşın merkezi haline getirdiler. Bu savaşın asıl mağdurları bölge halklarıdır. Bu savaşın planlayıcıları işgallerini meşrulaştırmak için terörle mücadele, barışı tesis etme ve demokrasiyi pekiştirme bahanesiyle krizi ve komplikasyonları derinleştirmektedirler.
Bugün kapitalist moderniteye tabi hale gelen güçlerden biri de faşist Türk devletidir. Savaşı ve çatışmayı yayarak mevcut kargaşa ve krizden çıkmak istiyorlar. Bu nedenle faşist Türk devleti NATO ve ABD desteğiyle saldırılarını yoğunlaştırmıştır. Medya Savunma Alanlarına yönelik işgal saldırıları, Kürt karşıtı bir anlayışın ,Kürt halkını katletmeye çalıştığını göstermektedir. Dolayısıyla bu güçler, PKK ve gerillalara karşı mücadele bahanesiyle Kürdistan’ı işgal etme projesini haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Bugün Kürtleri ve Kürdistan’ı savunan hiç şüphesiz PKK ve gerillalardır. Bu nedenle Kürt halkından intikam almak, tarihi ve emsalsiz Kürt direnişini yenmek için Önder Apo’ya karşı büyük bir savaş yürütmekteler. Önder Apo, direniş duvarını, özgürlük ve demokrasi mücadelesini güçlendirmeyi ve Kürt sorununa, demokrasiye ve özgürlük isteyen halkların barışçıl bir çözüm merkezi olmayı başardı.
Bu nedenle övgüye değer olan, halkın işgale ve ihanet çizgisine karşı öfke dalgasının doruk noktasında olmasıdır. Bu, Kürt halkının ulusal ve siyasi bilinç düzeyini göstermektedir. Kürt halkının bugün demokratik bir düşünceye, geniş ve birleşik bir örgütlenmeye, meşru ve fedakar bir koruma gücüne sahip olması nedeniyle, onların meşru direnişi ve mücadelesi, herhangi bir tarihi aşamadan daha yoğun, anlamlı ve görkemlidir. Çünkü Kürt halkı, Kürt halkını direnmeye ve mücadele etmeye zorlayan bir inkar, temizleme ve eritme politikasıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu nedenle Kürdistan’daki özgür Kürtleri yok etmek, demokrasiyi ve sosyal adaleti ortadan kaldırmak için her türlü vahşi saldırıyı yapıyorlar. Aynı zamanda NATO, ABD, İsrail ve İngiltere de Kürt karşıtlığına katıldıkları için sessizler. Kürdistan işgalcilerinin bu kapsamlı politikası, Kürdistan’ın her yerinde ve hatta dünyanın her yerinde Kürtlerin varlığını ve kimliğini sürdürebilmesi için işgal ve ihanet çizgisine karşı mücadele bayrağını yükseltmesine neden olmuştur. Çünkü işgale ve ihanete karşı ortak ve birleşik direnişi ve mücadeleyi güçlendirerek bekasını sağlayabilir. Bu nedenle Kürdistan’da ve yurt dışında halkın işgal ve ihanete karşı direnişi ve mücadelesi değerlidir ve Önder Apo’nun ve gerillaların direniş ve mücadelesini daha da şanlı hale getirecektir. Başka bir deyişle, bu mücadele süreci istikrarın, özgürlüğün ve demokrasinin garantisidir. Çünkü işgal, faşizm ve ihanet arttıkça özgürlük ve adalet mücadelesi de artar. Bu da ancak halkın ortak ve birleşik mücadelesiyle elde edilebilir. Bu nedenle Kürt halkı ve dostları, Üçüncü Dünya Savaşı’nın sıcağında sokak savaşlarında büyük bir kararlılıkla yılmadan savaşmakta ve değerlerine sahip çıkmaktadır.
Değerleri ve kimliği için mücadele eden bir halk, kölelik ve işgal dayatmasını kabul etmediğini ispatlar ve tam tersine özgür ve demokratik bir sistem inşa etme inisiyatifini alır. Bu nedenle Kürt halkı işgalcilere karşı barış ve demokratik çözüm için mücadelesini sürdürecek, zafere kadar meşru mücadelesini sürdürecektir.
Kürdistan’ı işgalcilerden kurtarmak için devrimci halk savaşının stratejik önemi nedir? Halk, gerillalarla uyum içinde tarihi zafere ulaşmak için nasıl bir yol izlemeli?
Devrimci Halk Savaşı’nın stratejik aşaması, halkı koruma felsefesidir. Dolayısıyla son aşama ve temel çözüm Kürt sorunu ve demokrasidir. Çünkü işgalci Türk devleti, faşist ve işgalci zihniyeti nedeniyle Türkiye’de demokrasi ve özgürlüğü kabul etmemektedir. Dolayısıyla hem Türkiye içinde hem de yurt dışında parlamento, partiler, sivil örgütler ve hatta hukuk mücadelesi arenasında Kürt mücadelesini kabul etmiyor. Bu AKP ve MHP hükümetlerinin kavgacı ve anti-demokratik olduğunu ve Erdoğan’ın diktatör zihniyeti nedeniyle Türkiye’nin kaosa sürüklendiğini gösteriyor. Ne yazık ki Barzani ailesi ve Irak PDK’si de bu politikanın içinde Kürdistan’ın özgürlüğünün önünde engel oluşturuyorlar. Rejimin inkar politikasını ve PDK ihanet çizgisini geliştirmesine rağmen Kürt halkı, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürdistan’ın özgürlüğü için büyük fedakarlıklar ve kahramanlıklar yapmış, meşru ve demokratik mücadelesinden vazgeçmemiştir. Ancak faşist TC soykırım politikasında ısrar etmekte ve siyasi, sosyal ve ekonomik imha yoluyla bölgeye hegemonyasını dayatmak istemektedir. Bu, insanlık için ciddi bir tehdittir. Çünkü AKP ve MHP hükümeti bölgede savaşı şiddetlendirerek ve krizi derinleştirerek iktidarlarını sürdürmek istiyorlar. Bu soykırım operasyonuna başta Önder Apo ve özgürlük gerillası direnmektedir.
Dolayısıyla bu savaş, Kürt halkının devrimci halk savaşı stratejisiyle katılıp işgalcilere darbe indirmek için 7 yaşındaki bir çocuktan 90 yaşındaki bir kişiye, Kürdistan’ın tüm kesimlerinin Komalen Ciwan’nın ilan ettiği “Werin Cenga Azaîyê” çağrısına cevap gerekiyor. Bu zihniyete karşı meşru ve demokratik mücadele, halkın ve gerillaların özgür ve bağımsız iradesine güvenerek sağlanacaktır. Bu nedenle insanlık için bir ilham ve refah kaynağı olan Medya Savunma Alanların’da gençlik ve kadın gerillalar tarihi bir direnişle özgürlük mücadelesi veriyor.
Başka bir deyişle, Kürt halkına yönelik soykırım saldırısını halk ve gerillaların ortak ve birleşik mücadelesi Avaşin , Zandura ve Werxelê ruhu ile Kürdistan’da ve yurtdışında evrenselleştirerek engellediği bir aşamadayız. Çünkü devrimci halk savaşı iki ana kolda yürütülür: Halk ve gerilla. Yani bu belirleyici aşamada gerillalar tarihi görevlerini yerine getirmekte, işgale ve ihanete tüm güç ve yetenekleriyle direnmekte, Kürtlerin ve Kürdistan değerlerine sevgiyle sahip çıkmaktadırlar. Bu nedenle Kürt halkının ve dostlarının gerilla direnişiyle birlikte mücadelenin savaş alanlarını güçlendirmeleri, mücadelelerini güçlendirerek tarihi ve toplumsal değerlerine sahip çıkmaları, işgale ve ihanete güçlü iradeleriyle direnmeleri önemlidir.
Mevcut durumda kadın ve gençlerin rolü nedir ve bu durumdan kurtulmak için toplumun taleplerine nasıl cevap verebilirler?
Avaşin ve Metina bölgelerinde ve genel olarak medya savunma alanlarını faşizme ve diktatörlüğe karşı korumak için yürütülen emsalsiz direniş ve mücadelede, gençler ve kadınlar bu modern direnişin inisiyatifini almakta ve en acımasız rejime ve silahlara karşı cesurca savaşmaktadır. Bu nedenle Önder Apo düşüncesini taşıyan gençler ve kadınlar muhteşem mücadeleleriyle insanlığın umudunu ve inancını aydınlatmış, şanlı direnişleriyle dünyayı büyülemiş ve insanlığa ilham kaynağı olmuştur. Bu, yüzlerce devrimci genç ve genç kadının kahramanlıkları ve fedakarlıkları sayesinde başarılmıştır.Gençler ve kadınlar, diğer toplumlardan daha fazla baskı ve adaletsizlikle karşı karşıya kaldıkları için özgürlük ve adalete susamışlardır. Bu nedenle Kürdistan dağlarında özgürlüğün silahlarını kuşanarak, kapitalist modernite sisteminden ve Kürdistan hainlerinden intikam alarak Kürt halkının ve insanlığın onurunu savunuyorlar. Yani kadınlar ve gençler kimyasal silahlara, NATO savaş uçaklarına ve faşist Türk devletine karşı yüksek devrimci moral ve cesaretle direnerek tarihi rol ve sorumluluklarını yerine getiriyorlar. Eşitlik, adalet ve demokrasi ile hesaplanan yeni insanlık tarihinin yeniden yazılmasıdır. Bu nedenle “Dem dema azadîye’’hamlesinin ruhuyla her kadın ve gencin üzerine düşen görev ve sorumluluğu seferberlik ruhuyla yerine getirmesi önemli ve değerlidir. Çünkü bu ahlaki, vicdani ve vatani bir görevdir. Yani her Kürt gencinin ve kadınının “Werin Cenga Azadîyê” hamlesine katılmak , ülkesine, toprağına ve ülkesinin özgürlüğüne karşı sorumluluğu vardır. Kürt halkı özgürlük savaşını kazandığı için; Eşitliği, adaleti, barışı, özgürlüğü ve demokrasiyi kuracaktır.
Yani Önder Apo’nun felsefe ve düşüncesine dayanan gençlik ve kadın, ya zafer ya zafer sloganıyla direniş ve mücadele bayrağını yükseltecektir. Önder Apo’nun ruhuyla özgürlük mücadelesine katılmaları gençlerden halkın ve toplumun beklentisidir. Gençler ve kadınlar, mücadele ve direniş saflarına katılarak halkın taleplerine cevap verebilirler. İşgal ve ihanete karşı mücadele için gerilla saflarının güçlendirilmesi ve genişletilmesi gerekmektedir. Bu, gençlerin ve kadınların işgal ve ihanet zincirlerini kıracak radikal ve başarılı bir çıkıştır.
FIRAT ZİLAN (NÛÇE CİWAN)
YORUM GÖNDER