ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (9.BÖLÜM)
SORU-9) Komplo gerçekleştiğinde doğanlar şimdi 25 yaşında. Yani gençlik kuşağı uluslararası komplonun saldırısı ve ona karşı mücadele koşullarında yetişti? Komplonun Kürt gençleri üzerindeki etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, günümüzün Kürt gençliği uluslararası komplo saldırısı ve ona karşı özgürlük direnişi içerisinde doğup büyüyen gençlik kuşağı oluyor. Bu bakımdan hem komplo saldırılarının etkilerini ruhunda, duygusunda, zihninde, davranışında yaşıyor, hem de komploya karşı büyük fedai direnişin etkilerini çok canlı ve derin bir biçimde kendi kimliğinde, kişiliğinde yaşıyor. Bu bakımdan günümüz gençliğini çözümlemek, doğru anlamak önemli. Bunu anlayabilmek için de mevcut etkilenme düzeylerinin ne oranda olduğuna bakabilmek lazım. Gerçekten uluslararası komplo saldırısı insan üzerinde, dolayısıyla günümüz Kürt gençliği üzerinde ne tür etkiler bırakıyor. Ruh, duygu dünyasında, düşünce ve davranış dünyalarında, yaşama bakışında, kişilik şekillenmesinde ne tür etkilenmeler yaratıyor? Bu çok önemli. Fakat şöyle değerlendirmek doğru olmaz: Komploya karşı mücadele yokmuş, dolayısıyla sadece komplo saldırısı var, o halde saldırı nasıl etkiliyor dersek, o tek yanlı bir yaklaşım olur. Hem mevcut komplo saldırısı gençliği etkiliyor hem de komploya karşı verilen büyük direniş gençliği etkiliyor. Günümüz gençliği amansız bir biçimde yaşanan bu çatışma içerisinde şekillenmiş, ruh, duygu, düşünce dünyasını oluşturmuş, davranışını geliştirmiş bir gençliktir.
Kuşkusuz komplo saldırılarının da çok etkisi var. Çünkü bu bir faşist-soykırımcı özel savaş saldırısıdır. Her türlü faşist-soykırımcı güçler, kontrgerilla, MİT, istihbarat, devlet gücü, çocuk, genç, yaşlı demeden, hiçbir hukuk, ahlak kuralı dinlemeden saldırı yürütmüş, katliam geliştirmiştir. Günümüzün Kürt gençliği, genç kadınları ve erkekleri bunların içinde doğup büyüdü. Daha çocukluk dönemlerinde büyük baskı ve işkenceyle tanıştılar. Çoğu zindanlarda büyüdü, baskı gördü, arkadaşının, annesinin, babasının, ablasının, abisinin işkence görmesiyle, hapiste yaşamasıyla, katledilmesiyle karşılaştı. Onların ağır acılarını yaşadı ve bu konuda gerçekten de hiçbir kural, ölçü tanımayan bir faşist-sömürgeci-soykırımcı saldırı oldu. İşbirlikçilikten, ajanlara, ihanete kadar herkes saldırdı. Bir yandan baskı uygularken diğer yandan okullarda, sokakta kendisine göre eğitmeye çalıştı. Kendine katabildiklerini alıp eriterek kendi hizmetine koşmasını istedi. Katamadıklarını ise her türlü yozlaştırıcı planlı saldırıyla, fuhuşla uyuşturucuyla kendini, çıkarını göremez, bilinçlenemez, örgütlenemez hale getirmeye çalıştı. Böyle bir özel savaş politikası planlı bir biçimde Kürt gençliğine karşı acımasızca uygulandı. Her türlü psikolojik savaşla gerçekten de tam bir gençlik kırımı, katliamı uygulandı.
Tabii bunların etkileri var. Bunların gençlik psikolojisinde, zihniyetinde, davranışındaki etkileri nelerdir? Sosyolojik, psikolojik, ideolojik olarak incelenmesi gerekiyor. Bir etkileme var, ürkütme, korkutmaya çalışma var. Baskı altına alma, sindirme çabaları var. Bunlar hiç etkide bulunmamıştır dersek doğru olmaz. Fakat bunlara karşı bir de tepkilenme biçiminde karşıt etki var. Büyük bir öfke ve kinin Kürt gençliğinde birikmesi vardır. Bu baskı ve sindirme ve işkenceye karşı Kürt gençliğinde oluşmuş büyük bir kin, öfke, nefret var. Bu gençliği çok daha gözü kara hale getirmiş. Çok daha fazla sınırları aşan, zapt edilemez kılmış. Her türlü tepkiyi gösterebilecek bir durumu yaşıyor.
Tabii böyle bir durumun gelişmesinde komploya karşı direnişin rolü ve etkisi var. Komploya karşı mücadele olmasaydı. Komplocu özel savaş saldırıları gençliği ezerdi, sindirirdi, yozlaştırırdı, yok ederdi. Fakat her türlü komplo saldırısına karşı bir de İmralı direnişi öncülüğünde, gerilla öncülüğünde gelişen halk direnişi olunca gençlik o direnişi de gördü tanıdı. Dolayısıyla hem direnişçi ruhu bilinci öğrendi, duygusunu, düşüncesini, kişiliğini o temelde geliştirdi hem de komplocu güçlerin özel savaş saldırılarını daha iyi tanıdı. Onları daha derinden anlar hale geldi. Dolayısıyla onlara karşı kin, öfke, nefreti bu temelde daha da büyüdü, gelişti, biçim kazandı. Böyle bir yurtsever, devrimci Kürt gençliği vardır. Bir de arada kalan, büyük öfkeyle kinle dolu olan ama onu pratiğe nasıl geçireceğini bilemeyen geniş bir gençlik kesimi de var. Tabii az bir oranda düzene entegre olan, düzenin hizmetine koşulan gençler de var.
Bütün bunlar sonucunda ne denebilir? Aslında bu gerçekleri görerek gençlik çalışmalarını daha bilinçli, planlı ve örgütlü hale getirmek gerekiyor. Gençliğin eğitimine, örgütlenmesine daha fazla önem vermek, yer vermek, onu daha zengin düşüncelerle, örgüt ve eylem biçimleriyle geliştirmek gerekiyor. Bunları görmemiz gerekli. Bu noktada eksiklikler ve hatalar var. Komplocu saldırıların, faşist-soykırımcı özel savaş saldırılarının gençlik üzerindeki etkilerini kırmak, onlara karşı gençliği savunmak, dolayısıyla gençliğin yurtsever, devrimci çizgide eğitilip örgütlenmesini ve özgürlük mücadelesine başta gerilla olmak üzere her alanda öncü düzeyinde katılmasını sağlamak için gerçekten daha planlı, örgütlü, daha sonuç alıcı, yaratıcı tarz ve yöntemle çalışılması, mücadele edilmesi gerekiyor. Bu konuda eksiklikler, yetersizlikler vardır. Gençlik birçok alanda kendi başına kalıyor. Bu darlık, amatörlük yaratıyor. Bazı yerlerde gençliği doğru eğitip örgütlemek yerine onlar üzerinde tahakküm kurma, istedikleri gibi yönlendirme eğilimleri görülüyor.
Diğer yandan gençliğin ruh hali, duygu ve düşünce dünyası, öfkeleri, tepkileri, karakteri, kişilik şekillenmesi, doğru çözümlenmeyince gençlik çalışmalarının hangi yöntemlerle, nasıl yapılması gerektiği de yeterince görülemiyor. Bu tür eksikliklerin mutlaka aşılması lazım. Gençlik üzerindeki komplocu saldırıların etkilerini kırmak, gençliği devrimci-yurtsever çizgide eğitip örgütleyerek mücadeleye çekmek için böyle özel, bilinçli, planlı bir çabaya ihtiyaç var. Gençliğin hem ideolojik duruşu, paylaşımcılığı hem de dinamizmi doğru görülmeli, doğru anlaşılmalıdır. Gençliğin öncü düzeydeki katılımına sahip çıkılmalı, esas alınmalı. Kesinlikle saptırılmamalı.
Gençlik hareketi de kendisini böyle bir çizgide geliştirmeyi bilmeli. Tabii bizim Apocu gençlik olarak ifade edeceğimiz gençlik kesinlikle bu konuları bilen, kendini örgütlü ve bu temelde eylemli kılan gençliktir. Bu anlamda bir duruşu, büyük bir eylemi de var. Cesaret ve fedakârlıkta üzerine yok. Herkesin parmakla gösterdiği bir Kürt gençliği duruşu var. Bütün dünya gençliğine ilham, coşku ve heyecan veriyor, cesaret ve fedakârlık aşılıyor. Bütün bunlar birer gerçek. Fakat Apocu gençlik hareketinin daha bilinçli, örgütlü ve eylemli olması da gerekli. Öfkesini, nefretini, kinini bilinçle, örgütlülükle daha doğru ve etkili mücadeleye sevk edebilmesi lazım. Bunun geliştirilmesinin esas alınması gerekli. Umut ediyoruz bu yönlü gelişmeler olacak.
Gerçekten de bütün mücadelenin yükünü gençlik taşıdı, taşıyor. Komploya karşı mücadelenin yükünü de gençlik taşıdı. Kürt gençliği aslında Önder Apo öncülüğünde yeni bir toplum, yeni bir ulus, genç, demokratik bir Kürt ulusu ortaya çıkardı. Ruhta, düşüncede, duyguda, yaşamada ve harekette her zaman genç oldu. Önder Apo “Benden daha genci mi var” dedi. Zaten PKK, bir gençlik öncülüğü olarak ortaya çıktı. PKK bir gençlik partisi olarak var oldu ve günümüze kadar geldi. Hem bir kadın partisi hem bir gençlik partisidir. Zaten kadın ve gençlik öncülüğü de bu anlama geliyor. Eskiden işçi sınıfı öncülüğü deniliyordu ve bu “işçi partisi” olarak ifade ediliyordu. Şimdi kadın ve gençlik öncülüğü diyorsak kadın ve gençlik partisi olma anlamına geliyor. Gençlik duruşunu bu düzeye yükseltmemiz lazım.
Kuşkusuz ağır zorluklarla karşılaşan, büyük bir yükü taşıyan bir gençlik var. Faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasete karşı savaşan bir gençlik, dünya gericiliğine karşı savaşan bir gençlik, her gün şehitler veren bir gençlik var. Bu anlamda öfkesi, tepkisi çok, cesaret ve fedakârlığı çok yüksek. Bu konuda önemli bir bilinçlenmesi de var. Ama örgütlenme ve eylem tarzında daha çok eğitilmesi, gelişmesi, daha yaratıcı olması, öncülük görevlerini daha doğru yol ve yöntemlerle başarılı bir biçimde yerine getirmesi gerekiyor. 24 yıldır komploya karşı direnişe öncülük etti, büyük güç kattı. Apocu gençlik bunu 25’inci yılda çok daha güçlü bir biçimde yapacak. Biz buna inanıyoruz.
DURAN KALKAN (HEVAL ABBAS)
YORUM GÖNDER