HALKIMIZ ÖZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜ İLE HER FELAKETİ AŞABİLİR
HALKIMIZ ÖZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜ İLE HER FELAKETİ AŞABİLİR
0 Yorum
136
23-02-2023

KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan, AKP-MHP iktidarının bilinçli olarak insanları yıkıntıların altında bıraktığını söyledi, "Halkımız devletten bir şey beklemeden öz örgütlülüğü ile her türlü felaketi aşabilir" dedi.

KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan, "Depremin yaşandığı bölgeler Kürt ve Arap Alevilerinin, halkımızın yoğunca yaşandığı alanlardır. Halkımız açıkça, bilerek yıkıntılar altında bırakılmıştır" dedi.

"Halkımız devletten bir şey beklemeden kendi öz örgütlülüğü ile her türlü felaketi aşabilir" diyen Erzincan, dayanışmanın yurtseverlik görevi olduğuna da dikkat çekti.

Erzincan, "Halkımız topraklarını asla terk etmemelidir. Mutlaka yıkılan evler, mahalleler, şehirler bir biçimde yeniden inşa edilmelidir. Zorunlu olarak kendi şehirlerini, köylerini bırakanlar koşullarını oluşturup geri dönmelidirler. Bu temelde halkımızı kendi şehirlerine, köylerine sahip çıkmaya çağırıyoruz" diye belirtti.

KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan, deprem felaketine ilişkin ANF'nin sorularını yanıtladı...

'İNSANLARI ÖLDÜREN İKTİDARIN HALK DÜŞMANLIĞI, HIRSIZLIĞIDIR'

Kurdistan'daki deprem felaketi ve ardından ortaya çıkan tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu deprem, Pazarcık, Elbistan, Maraş, Malatya, Adıyaman, Antakya, Amed, Şehba, Halep, İdlib, Latkiye gibi Türkiye ve  Kuzey Doğu Suriye'deki birçok şehri etkiledi.  Resmi olmayan rakamlara göre yüz binlerce ölü ve yaralının varlığından bahsediliyor. Asrın deprem felaketi olarak adlandırılan bu depremdeki yıkım, can kaybı, göçler, tüm insanlığı, halkımızı, dostlarımızı hepimizi derinden etkilemektedir.

Bu temelde bu deprem felaketinde yaşamını yitirenlere baş sağlığı ve yaralananlara acil şifalar diliyoruz.

Bu korkunç deprem ile birlikte Türkiye devlet ve iktidar gerçekliği çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmıştır. TC'nin kuruluş esası başta Ermeniler, Kürtler olmak üzere tüm halkları, inançları Türkleştirme- Sünnileştirme politikasına dayanır. Bu faşist tekçi, milliyetçi, dinci, cinsiyetçi devlet zihniyeti bugün siyasi İslami kılıfa bürünerek daha da dogmatikleşerek, katılaşarak AKP iktidarı ile birlikte özel savaş hükümeti olarak zirve yapmış, Türkiye toplumunun üstüne adeta çöreklenmiştir. Günümüzde faşist Erdoğan öncülüğünde Anadolu ve Mezopotamya’yı Türkleştirme ve buralarda eski Osmanlı, yayılmacı politikaları geliştirme yaklaşımları artık herkesçe bilinmektedir.

Bu bağlamda AKP-MHP iktidarı; halklar düşmanı, kadın düşmanı, inanç çeşitliliğine düşman biçimde kendisini şekillendirmiş olduğundan ve bunu bir var oluş ilkesi olarak esas aldığından dolayı iktidarda kalmak için her türlü çirkin uygulamayı pratikleştirmeyi kendine bir hak olarak görmektedir.  Dikkat edilirse  bu açıdan ne denli ağır toplumsal felaketler yaşanırsa yaşansın soykırım, inkâr, imha politikalarından asla taviz vermemektedir. Devlet yetkilileri şimdi büyük bir sahtekarlık ve iki yüzlülükle yaşanan deprem felaketinin bir kader olduğunu belirtiyor. Oysa bu bir kader değildir. İnsanları ölüme götüren kader değil. Deprem değildir. AKP hükümetinin toplum düşmanı, halklar düşmanı politikaları, ihmalkarlıkları, hırsızlıkları ve yolsuzluklarıdır. AKP-MHP hükümeti; faşist milliyetçiliği ile bir yandan toplumu bölüp, parçalamakta, birbirine karşı kullanmakta diğer yandan ise aşırı milliyetçilikle donattığı, biçimlendirdiği toplumdan Kürt halkına karşı uyguladığı soykırım politikalarına göz yummalarını istemektedir. Kürt düşmanlığı ile rant yaparak iktidarını süreklileştirmeye, kalıcı kılmaya çalışmaktadır.

Dolayısıyla  insanlıktan nasibini almamış faşist iktidar AKP, fırsatçı-çıkarcı politikaları ile zenginliğine zenginlik katmış, toplumu derinliğine sömürmenin en faşist milliyetçi söylemlerini oluşturmuş, pratikleşmesini de gerçekleştirmiştir. Savaşa dayalı rant, çıkar ekonomisi bir avuç egemen erkek tekelini alabildiğine zenginleştirmiş, toplumu fakirleştirmiştir.

Kuzey Kurdistan merkezli yaşanan bu son depremde AKP-MHP iktidarı son derece bilinçli bir şekilde depremin yaşandığı ilk günden itibaren olay yerlerine müdahale etmemiştir. Depremde ilk saatler ve günler altın değerinde olmasına rağmen ciddi hiçbir şey yapılmamış ve devlet olanakları hiçbir biçimde deprem bölgelerine seferber edilmemiştir. Çünkü depremin yaşandığı bölgeler Kürt ve Arap Alevilerinin, halkımızın yoğunca yaşandığı alanlardır. Halkımız açıkça, bilerek yıkıntılar altında bırakılmıştır.

Bölgenin deprem hattında olduğu herkesçe bilinmektedir. Depremler son derece doğal afetlerdendir. İnsanlığın gelmiş olduğu teknik düzey ölümleri sıfır noktasına getirebilecek durumdadır. Dünyada örneğin Japonya gibi ülkelerde  Kuzey Kurdistan'da yaşanan depremlerden çok daha şiddetli dereceleri görülebilmektedir. Buna rağmen yaralı ve ölü sayısı son derece düşük rakamlarda kalabiliyor. AKP-MHP faşist iktidarı hem deprem öncesi uyguladığı imar, şehir, kayyum politikaları ile hem de deprem sonrası son derece yetersiz yardım politikaları ile yüz binlerce insanın ölümünden sorumludur.

'İKTİDARDAN MEDET UMMAK SAFLIKTIR'

AKP-MHP iktidarının deprem sonrası tutumunu nasıl ele alıyorsunuz?

Faşist iktidar sadece deprem sonrası ölümlerden, katliamlardan sorumlu değildir. Aynı zamanda kimsesiz kalan çocukları kaçırarak tarikatlara, devlet kurumlarına vermekte, gelen yardımları engellemekte, çalmaktadır. Depremzedelere yardıma giden insanlar şüphe ve nefretle yaklaşılmakta, işkence yapılmakta, vazgeçirilmeye çalışılmaktadır. Pazarcık’ta, Maraş’ta, Adıyaman'da, Hatay'da Kürt ve Arap Alevi halklarımızın kendi yaşadığı yerleri bırakmasını, göç etmesini istemektedirler. Bu haliyle devlet bırakalım deprem mağdurlarına yardım etmeyi tam aksine katliamları derinleştirmektedir. Toplumu derinden yaralayacak ne varsa açık, gizli bu politikalar yürütülmektedir.

Türkiye'de devlet; başta halkımız olmak  üzere tüm topluma karşı hiçbir zaman AKP iktidarı döneminde olduğu  kadar düşmanlık yapmamıştır. Faşist Erdoğan hükümeti, Türkiyeli halkların, toplumun en zorlandığı, acı çektiği, kırıma uğradığı anlarda bile en çirkince, düşkünce, zalimce ve insafsız bir tarzda bu durumdan kendi lehine pay çıkarmanın küçük ve zavallı hesapları içinde olmuştur. Bu insanlığın bittiği noktadır. İnsanların soğuktan, açlıktan kırıldığı en kötü durumlarda bile tüm toplumu değil sadece kendi parti taraftarlarını düşünmek AKP’nin ne kadar ahlaksız bir duruş içinde olduğunu göstermektedir.

Erdoğan iktidarı işbaşına geldiğinden bu yana topluma karşı en zalimane politikaları uygulamaktadır. Örneğin yaşanan bu depremden önce bina yapımlarına ilişkin defalarca kez imar affı çıkarılmıştır. Binlerce müteahhit her usulsüzlüğü yapmasına karşı cezalandırılmamıştır. Türkiye yalancılığın, dolandırıcılığın, mafyanın, tefeciliğin, kanunsuzluğun, keyfi yönetimin, hukuksuzluğun cenneti olarak şekillendirilmiştir. En son Kuzey Kurdistan'daki belediyelere son derece hukuksuz, adaletsiz bir biçimde sömürgeci kayyumların atanması da bu faşist iktidarın fütursuzluğunu, açgözlülüğünü ve zor güçlerine dayanarak toplumu nasıl iradesiz kıldığını göstermektedir.

Dolayısı ile Türkiye tarihinin en faşist, eli kanlı hükümetinden, AKP iktidarından deprem sonrası  yardım ummak, Türkiye halklarına, Kürtlere, Araplara, Alevilere, kadınlara el uzatmasını beklemek aslında saf dilliktir. Unutmayalım ki bir hükümetin geçmişte yaptıkları bugün ve gelecekte yapacaklarının temel göstergelerini de içinde taşır.

AKP hükümeti faşist, sömürgeci politikalarıyla Türkiye’yi her açıdan büyük bir yıkıma, trajediye ye sürüklemiştir. Depremin gelişebileceği önceden çeşitli bilim adamları tarafından belirtilmesine rağmen hiçbir tedbir alınmamıştır. Faşist Erdoğan hükümeti bir yandan tedbir almayıp hazırlıkları yapmadığı gibi diğer yandan toplumun öz dinamiklerinin, yerel inisiyatiflerin, toplumun kendi öz inisiyatiflerini kullanmasına, sivil toplum örgütlerine, muhalif partilerin yardım etmelerine  de izin vermeyerek, toplanan yardımlara el koyarak katliamın daha da ağırlaşmasına neden olmuştur.  Bu anlamı ile faşist AKP iktidarının başı olan Erdoğan, Bahçeli, Soylu ve diğer bakanlar derhal istifa etmelidir. Ancak sanki hiçbir şey olmamışçasına en utanmaz ve pişkin açıklamaları yapmaya devam etmekte ve üstüne üstlük muhalefete en ağır suçlamalar ve söylemlerde bulunmaktadırlar. Bu deprem ile ve ortaya çıkan sonuçlarla birlikte AKP hükümetinin çirkin, zalim yüzü ortaya çıkmıştır. Türkiye halkları, kadınlar seçimlerde gereken cevabı bu faşist hükümete vereceklerdir. AKP de yaşanan deprem misali yıkıntılar altında kalacak ve kaybedecektir.

'BİRBİRİMİZİN YANINDA OLMAK YURTSEVERLİK GÖREVİDİR'

Hareketiniz bu süreçte eylem yapmama kararı aldı, Kürt halkı da dayanışma faaliyetleri yürüttü. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Depremin yaşanması ile birlikte KCK Eşbaşkanlığı HPG VE YJA Star güçlerine bir çağrıda bulunmuş ve bu süreçte eylem yapılmaması, ancak bir saldırı olduğunda cevap verilmesi gerektiği yönündeki bir yaklaşımı belirtmiştir. Bu temelde HPG VE YJA Star güçleri de halkımızın bu acılı sürecinde eylem yapmama yaklaşımını kabul ederek, bunu ilan etmişledir. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı'nın tam da zamanında son derece yerinde bu insani, takdire şayan tutumuna karşı AKP hükümeti Zap ve Avaşin'de yasaklı kimyasal silahlar da dahil her türlü tekniği kullanarak gerillaya karşı saldırılarını sürdürmüştür. Halkımıza karşı deprem vesilesi ile saldırılarını olağanüstü hal ilanı ile daha da arttırmıştır.  Böylelikle insanlık dışı, vicdansız yüzünü tüm çıplaklığı ile dünyaya göstermiştir. Elbette ki buna karşı gerilla ve halkımız her koşul altında kendi öz savunmasını en etkili bir şekilde yapmaya devam edecektir.

Kadınların öncülük ettiği dayanışma kampanyaları hakkında neler belirteceksiniz?

Diğer yandan Kürt halkının, kadınların, Ortadoğu halklarının ve inançlarının yaşanan bu deprem karşısındaki insani, kardeşlik ve dostluk içeren duruşları, deprem bölgelerindeki insanlarla yardımlaşma, destekleme tutumları tüm dünyaya örnek olmuştur. Başta Botan halkımız olmak üzere Kurdistan'ın ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden, Avrupa'dan yardım gönderilmiştir. Ve deprem bölgesine giderek çalışan  insanlar, emekleri ve fedakarlıklarıyla  Ortadoğu'da Kürt halkının ve halkların birliğine, kardeşlik duygusuna, sevgi ve saygının manevi duyguların, moral ve motivasyonun gelişmesine, depremdeki halkımızın daha çok direnmesine ve ayakta kalmasına yol açmışlardır. Kadınlar bu deprem karşısında en örnek tutumları sergilemişlerdir. Deprem bölgelerine akın edenler HDP ve TJA öncülüğünde halkımızın yanında olmuşlar ve depremzedelerin yaralarını sarmaya çalışmışlardır. Türkiye'den birçok muhalif parti ve sivil toplum kuruluşları da halkın yanında olmuşlardır. Kadınlar deprem bölgesine gönüllü olarak gitmişler, bu temelde örgütlülükler geliştirerek topluma gözle görünür bir öncülük yapmışlardır. Güney Kurdistan'dan Kuzey Kurdistan’a ve Kuzey Doğu Suriye’ye, Şehba'ya kadar gidecek şekilde yardım konvoyları gönderilmiştir. Avrupa halkımız büyük bir sağduyu ile depremin ilk gününden bugüne denk ayaktadır. Her şeyleri ile seferber olmuşlardır. Tüm halkımız, dostlarımız, yine çeşitli ülkelerden giden yardım kuruluşları deprem halkının yanında olmuştur.

Bu vesile ile Pazarcık, Adıyaman, Malatya, Hatay, Halep, Şehba halkımız, halklarımız başta olmak üzere deprem bölgelerine yardım gönderen ve gidip bizzat çalışan tüm insanlarımızı, kadınları saygı ile selamlıyor, kutluyoruz. Elbette bu çok zor günlerde birbirimize yardım etmek, birbirimizin yanında olmak, acıyı paylaşmak, ihtiyaçları karşılamak en doğru ahlaki, vicdani, insani bir yaklaşımdır. Yurtseverlik görevidir. Özgürlükçü, toplumcu bir tutumdur.

Bu deprem acıları çok büyük olsa da yardımla, dayanışma ile, derin komşuluk, dostluk, birlik duyguları ile aşılabilir. Acılarımız ne denli büyük olursa olsun birlikte birbirimize güç vererek bu felaketin yüklerini hafifletebiliriz. Bu temelde başta kadınlar ve tüm halkımız, halklarımız şimdiye dek yaptıkları gibi  daha fazlasını yaparak örgütlü, organizeli bir şekilde deprem bölgelerindeki insanlarımıza yardım etmeye, Onların yanında olmaya devam etmelidirler.

En büyük güç toplumun içinden gelen ve toplumun, insanların birbirine akıttığı, birbirini güçlendirdiği manevi güçtür. Bu manevi güç maddi eksiklikleri de adım adım giderebilir. Bu yaşam zorlukları karşısında direnme, yeniden ayağa kalkma gücünü veren de budur. Yani toplumun öz gücü bizim açımızdan her türlü zorluğa aşabilecek en esaslı, yegane güçtür. Bu zor günler ancak kadınların topluma öncülük ettiği, tüm toplumun da deprem bölgelerindeki halklarımıza sunduğu destek ve yardımlarla, öz güçle aşılabilir.

Halkımız devletten bir şey beklemeden kendi öz örgütlülüğü ile her türlü felaketi aşabilir. Yaraların acılarını hafifletebilir. İyileştirebilir.

'HALKIMIZ TOPRAKLARINI TERK ETMEMELİ'

AKP-MHP iktidarının deprem bölgelerini insansızlaştırma çabalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Diğer yandan başta Pazarcık, Adıyaman ve Hatay olmak üzere devletin daha önceleri Şark Islahat Planı ile birlikte pratikleştirmeye çalıştığı Fırat’ın batısını Türkleştirme politikaları şimdi deprem ve yıkımlar bahane edilerek hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Kurdistan'da demografya, deprem bahane edilerek değiştirilmeye çalışılıyor. Halkımız göçe zorlanmaktadır. Antakya'dan Araplar, Adıyaman ve Maraş’tan Kürtler kendi öz vatanlarından koparılmak istenmektedir. Bu alanlar Türk illeri haline getirilmeye çalışılıyor. Halkımız bu politikaları bilerek kendi topraklarını asla terk etmemelidir. Mutlaka yıkılan evler, mahalleler, şehirler bir biçimde yeniden inşa edilmelidir. Zorunlu olarak kendi şehirlerini, köylerini bırakanlar koşullarını oluşturup geri dönmelidirler. Bu temelde halkımızı kendi şehirlerine, köylerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Yine devletin deprem sonrası anasız, babasız kalan yüzlerce çocuğa el koyması bu çocukları kendi toplumundan koparması ve bunları kendi askeri, memuru haline getirme, ajanlanştırma, kendi halkının katili yapma politikası söz konusudur. Türk devletinin geleneğinde bu vardır. Dersim isyanı sonrası yine böyle binlerce çocuğa el konulmuştu. Asimilasyonun, soykırımın en acımasız ve çirkin yüzü bu çocuklara karşı uygulanmaktadır.

Halkımız, siyasi partiler, kurumlar, sivil toplum kuruluşları kesinlikle bu işin takipçisi olmalıdır. Çocuklar yakınlarına, kendi toplumuna verilmelidir. Depremde aileler, akrabalar birbirlerinin çocuklarına sahip çıkmalıdır. Devlete bir çocuk dahi verilmemelidir. Bunun için çok özel çalışma, araştırma ve gündemleştirme, duyarlılık gereklidir. Kadın kurumları, hukukla ilgili kurumlar, toplum bunun için çok ciddi kavga vermelidir. Bu bağlamda bu çocuklar için de ciddi bir mücadele söz konusu olabilmelidir.

Bu temelde her zaman her yerde halkımızın, halklarımızın, kadınların yanında olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz.

AKP-MHP faşist hükümeti bu deprem felaketi dolayısı ile yarattığı korkunç katliamların hesabını verecektir. Türkiye halkları, kadınlar bu eli kanlı, soykırımcı faşizmden hesap soracak ve faşist AKP-MHP iktidarının sonsuz kaybedişi yaşaması temelinde onu tarihin karanlık sayfalarına atmayı kesinlikle başaracaktır.

KAYNAK: ANF/ BEHDİNAN

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

HEVPEYVîN

 2 TÜRK ORDUSU DA GELSE YENERİZ

SOZDAR AVESTA'DAN GENÇLERE VE GENÇ KADINLARA; ÖZGÜR YAŞAMI ESAS ALMALI VE DİRENİŞE KATILIM SAĞLAMALIDIR 

MARAŞ KATLİAMI'NI SÜRDÜRMEK İSTİYORLAR!

AKP-MHP’NİN SON KIŞINA GİRİYORUZ (1.BÖLÜM)

2022’YE KESİN BAŞARI TEMELİNDE GİRİYORUZ (2.BÖLÜM)

DÖRDÜNCÜ STRATEJİK DÖNEM’DEYİZ

BUNLAR KÜRT KADINLARIN TOPLUMSAL HAREKETİNE SALDIRI

‘CEZAEVLERİNDE TEK BİR ÖLÜMÜN DAHİ OLMASI BİZİM UTANCIMIZ’

ARTIK KİMSE ÖNDERLİĞİN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNE ENGEL OLAMAZ

BÜYÜK MÜCADELE YILINA GİRİYORUZ

PKK'NİN MÜCADELESİ İKTİDARIN SONUNU GETİRDİ

PKK O LİSTEDEN ÇIKARILMALI

‘ÖNDER APO’NUN HALKLARA KÖTÜ SÖZÜ YOKTU’

HER KADININ ÇIKIŞI BİR DEVRİMDİR

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (1.BÖLÜM)

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (2.BÖLÜM)

‘SAKİNE CANSIZ BİR KAVGA MANİFESTOSUYDU’

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (3.BÖLÜM)

HALKIMIZ DİMDİK AYAKTADIR, 2022’DE DE DİRENECEKTİR

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (4.BÖLÜM)

‘SARA ŞAHSINDA ÖNDERLİĞİN MODELİ HEDEF ALINDI’

TÜRKİYE CPT RAPORLARINA CİDDİYETLE BAKMIYOR

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (5.BÖLÜM)

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (6.BÖLÜM)

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (7.BÖLÜM)

AVRUPA GERÇEĞİ İTİRAF ETMELİ, KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK ZAMANI GELDİ!

‘PKK ORTADOĞU'NUN DEMOKRATİKLEŞME DİNAMİĞİDİR’

DEVRİM BEDELSİZ OLMAZ

EFRÎN MUTLAKA ÖZGÜRLEŞTİRİLECEK

‘TERÖRLE MÜCADELE EDEN PKK’YE ‘TERÖRİST’ TANIMLAMASI YAPILAMAZ’

PKK'NİN ''TERÖR LİSTESİ''NDEN ÇIKARILMASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

HER TÜRLÜ GELİŞMEYE HAZIRLIKLIYIZ

KOBANÊ SAVAŞINDA DAİŞ İLE BİRLİKTE TÜRK DEVLETİ DE YENİLDİ

PLANLAR BOŞA ÇIKARILDI

HERKESİN KORKTUĞU DAİŞ İLE BİZ SAVAŞTIK

TÜRKİYE'NİN STRATEJİSİNİ BİZ ÇÖKERTTİK (2.BÖLÜM)

BİR TARAFI TC, ÜÇ TARAFI DAİŞ (3.BÖLÜM)

DEMOKRASİ, ADALET VE ÇÖZÜMÜN YOLU İMRALI'DAN GEÇER! (1.BÖLÜM)

KOBANÊ'DEKİ SAVAŞ GÖĞÜS GÖĞÜSE KAZANILDI (4.BÖLÜM)

FAŞİZMİN YIKILMASINDA KADINLARIN ÇOK BÜYÜK ROLÜ OLACAK (2.BÖLÜM)

MİT VE DAİŞ İŞBİRLİĞİNİN PERDE ARKASI! (5.BÖLÜM)

DİRENİŞ BAYRAĞINI GÖĞÜSLEDİK (6.BÖLÜM)

'ÖNDERLİĞE SAHİP ÇIKMAK ÖZGÜRLÜĞE SAHİP ÇIKMAKTIR'

KOMPLOYU ASLA TAMAMLAYAMAZLAR

KOMPLO KÜRT SOYKIRIMI SALDIRISIDIR (1.BÖLÜM)

KOMPLO AŞILDI, ALTERNATİF SİSTEM YARATILDI (2.BÖLÜM)

KOMPLODA YENİ YÖNTEMLER GELİŞTİRİLİYOR (3.BÖLÜM)

15 ŞUBAT ULUSAL SOYKIRIM GÜNÜDÜR

ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜK YILI OLACAK (4.BÖLÜM- SON)

NİVÎSKAR RENGÎN KARDELEN: ÇÎROK DENGÊ ZANA YÊ CİVAKÊ YÊ

‘KADININ DAHLİYLE TARİH YENİDEN YAZILIYOR’

YPJ TÜM KADINLARIN SAVUNMA GÜCÜDÜR

8 MART’TA TARİHİ DERS VERİLDİ

AKP-MHP FAŞİZMİNE EN ANLAMLI CEVAP NEWROZ ALANLARINDA VERİLECEK

HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI

BU SERVET BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ: BARZANİ EMİRLİĞİ

CPT VE AİHM TECRİDE ORTAK

FAŞİZME, İŞGALE KARŞI HER YER CEHENNEME ÇEVRİLMELİ

KADINLARIN ORTAK KİMLİĞİ ÖZGÜRLÜKTÜR

ÖZGÜRLÜK SAVAŞINA KATILMAKLA İŞGAL VE İHANET ZİNCİRLERİ ÇÜRÜYECEK

ÖZGÜRLÜK SAVAŞINA KATILMAKLA İŞGAL VE İHANET ZİNCİRLİRİ ÇÜRÜYECEK (2.BÖLÜM)

DÜŞMANI KİLİTLİYORUZ

ZÎLAN ÇİZGİSİNDE BİR SAVAŞ YÜRÜTÜLÜYOR

TÜRK DEVLETİ ZAP’TA ÇAKILIP KALDI

İMRALI VE ZAP DİRENİŞ RUHUNU BÜYÜTELİM

TÜRK TOPLUMUNU FAŞİZMİN ELİNDEN KURTARALIM

BUGÜN ZİLANLARIN ÇİZGİSİ ZAP’TA VE AVAŞÎN’DE DİRENİYOR VE BAŞARIYOR

BİR İLKE KİŞİLİĞİDİR ZİLAN

MİT, KDP İŞBİRLİĞİ İLE KATLİAM YAPIYOR

NATO ERDOĞAN'IN SOYKIRIM SİYASETİNİ ONAYLADI

14 TEMMUZ ZAFER RUHUDUR

TAKTİK NÜKLEER SİLAH KULLANIMI NATO’NUN SUÇÜSTÜ YAKALANMASIDIR

19 TEMMUZ BİR DÜNYA DEVRİMİDİR

“KÜRT VE ARAP KADINLARI İLE GENÇLERİ ÖNCÜLÜĞÜNDE ŞEHİTLERİN İNTİKAMI ALINACAKTIR”

SALDIRILARI İNŞA VE ÖZ SAVUNMA İLE BOŞA ÇIKARACAĞIZ

ROJHİLAT GENÇLERİ ŞEHİTLERİNİN İZİNDEN GİTMELİ

15 AĞUSTOS DÜŞÜNSEL, SİYASAL VE SOSYAL BİR DEVRİMDİR (1.BÖLÜM)

DEM DEMA AZADİYÊ YE SÜRECİNİN FİNALİNE GELDİK (1.BÖLÜM)

NE YAPARLARSA YAPSINLAR KÜRT HALKINI DURDURAMAYACAKLAR (2.BÖLÜM)

ALEVİLERE SALDIRI ÇOK AMAÇLIDIR

'GENÇLER SALDIRILARA KARŞI GERİLLA SAFLARINA KATILMALI'

SOYKIRIMIN KIRILMASI İMRALI’DA BAŞLAYACAK (1.BÖLÜM)

DİRENİŞ KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ ADINADIR

KİMYASAL, YENİLGİSİNİN GÖSTERGESİDİR (2.BÖLÜM)

KADIN KIRIMI ÖZEL SAVAŞ AKLIDIR (3.BÖLÜM)

KİMİN ELİNDEN NE GELİYORSA YAPMALI!

9 EKİM’DEKİ HEDEF İMHAYDI (1.BÖLÜM)

9 EKİM’DEKİ HEDEF İMHAYDI (2.BÖLÜM)

15 ŞUBAT ÖNLENEBİLİRDİ

CHE’NİN ENTERNASYONALİZMİ MÜCADELEMİZDE YAŞIYOR

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (1.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (2.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (3.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (4.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (5.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (6.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (7.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (8.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (9.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (10.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (11.BÖLÜM-SON)

AHLARINI YERDE BIRAKMAYACAĞIZ

AKP-MHP ZİNDANLARDA YOLDAŞLARIMIZA İNTİKAM TEMELİNDE YAKLAŞIYOR(1.BÖLÜM)

AKP-MHP ZİNDANLARDA YOLDAŞLARIMIZA İNTİKAM TEMELİNDE YAKLAŞIYOR(2.BÖLÜM)

PKK BAŞINDAN BERİ İMAN HAREKETİDİR (1.BÖLÜM)

PKK’NİN SÖZÜ VE EYLEMİ BİRDİR (2.BÖLÜM)

PKK KÜRTLERİ ÖRGÜTLÜ BİR GÜÇ HALİNE GETİRDİ (1.BÖLÜM)

PKK, KADINA CEVAP VERDİ

KÜRTLER İLK KEZ 7 AYDIR AYNI MEVZİDE SAVAŞIYOR

PKK YAYILACAKTIR, BUNU KİMSE ÖNLEYEMEZ 2.BÖLÜM)

PKK’NİN GENÇLİK RUHUNU DAHA DA BÜYÜTECEĞİZ

ROJAVA DEVRİMİNE SAHİP ÇIKMAK, İNSANLIĞA SAHİP ÇIKMAKDIR

KADINLAR DAHA ÇOK MÜCADELE ETMELİ

KÜRT SORUNU BİR SOYKIRIM SORUNUDUR (1.BÖLÜM)

2022’DEKİ SAVAŞTA ÇIĞIR AÇTIK

DAHA KESKİN BİR MÜCADELE YILINA GİRİYORUZ

FRANSA GERÇEK FAİLLERİ ORTAYA ÇIKARMAKLA YÜKÜMLÜDÜR-1.BÖLÜM

ZAT'TA KİLİTLENDİLER-2.BÖLÜM

TÜM DEVRİMCİ GÜÇLER YENİ BİR PROJE ORTAYA KOYMALI

İMRALI’DAKİ SOYKIRIM POLİTİKASINA DENK BİR MÜCADELE GEREKLİ

DÜŞMANIN SALDIRILARINI BOŞA ÇIKARALIM

KOMPLO İMRALİ TECRİT VE İŞKENCE SİSTEMİ OLARAK DEVAM EDİYOR

KOMPLO, YÜZYILI HESAPLANMIŞ SALDIRIDIR

SAVAŞ SÜRÜYOR, KİMSE REHAVETE KAPILMAMALI

ÖNDER APO’NUN YENİLMEZ ÇİZGİSİ KESİN OLARAK KAZANDIRACAKTIR

İMRALI BİR SOYKIRIM SİSTEMİDİR

‘KÜRT ALEVİ HALKIMIZ TOPRAKLARINI TERK ETMEMELİ’

İMRALI TECRİDİ BÜYÜK BİR SOYKIRIM PROJESİDİR

HALKIMIZ ÖZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜ İLE HER FELAKETİ AŞABİLİR

ASRIN FELAKETİ AKP-MHP FAŞİST İKTİDARIDIR

DEMOKRATİK KONFEDERALİZM ÇÖZÜM SEÇENEĞİDİR

DEVLETLERE RAĞMEN DEMOKRATİK KONFEDERALİZM OLUR-2.BÖLÜM

GERİLLA SÜREKLİ GÖNÜLLÜLÜKTÜR

NEWROZ ORTADOĞU’DA HALKLARIN KONGRESİ GİBİ KARŞILANMALI

NEWROZ FAŞİZMİN YIKILMA SÜRECİNİN BAŞLANGICI OLSUN

HER KÜRT BİREYİ KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ VE KURTULUŞU İÇİN ÇALIŞMALI

AKP-MHP İKTİDARININ SONU GELİYOR