DÜŞMANIN SALDIRILARINI BOŞA ÇIKARALIM
Bölgeye dönük yeni işgal harekatına karşı hazırlıkların sürdüğünü belirten Newroz Ehmed, “Siyasi ve diplomatik olarak her açıdan mücadele ve çalışmalarımızı sürdürerek düşmanın bu saldırı ve planlarını boşa çıkartalım” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinde düzenlenen güvenlik operasyonlarında yakalanan MİT elemanlarının Türk devletinin bölgeye dönük saldırı için çeteleri teyakkuza geçirdiğini itiraf ettiğini belirten Newroz Ehmed, “Erdoğan çete gruplarına da hazır olun demiş, askeri araç ve cephane sevkiyatı yapmıştır. Onları saldırmaya daha çok teşvik etmek ve saldırı ruhu yaratmak için toplantılar yapıyor. Karadan bir operasyona hazırlanıyorlar, ama zamanı belli değil. Kısa sürede yapabilirler, çünkü buna ihtiyacı var. Ancak önemli olan bu konuda verdiğimiz mücadeledir. Askeri olarak ve halk boyutunda hazırlıklarımız var. Aynı şekilde siyasi ve diplomatik olarak her açıdan mücadele ve çalışmaları sürdürerek düşmanın bu saldırı ve planlarını boşa çıkartalım” dedi.
QSD Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, 31 Temmuz 2022 tarihinde Türk devletinin bölgeye konuşlandırdığı ajanlarına karşı başlatılan “Yemin Operasyonu’nda” gelinen aşamayı ve bu ajan ağıyla bölgede yapılmak istenenleri ANF’ye değerlendirdi.
Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine dönük saldırılarını aralıksız sürdüren Türk devleti, ‘Sahadaki ajanlarımız’ ifadelerini yine sıklıkla kullanmaya başladı. Öncesinde az kullanılan bu kavramların son dönemlerde Türk devleti tarafından sıkça kullanılmasının başka bir amacı olabilir mi?
Doğru, Türk devleti bu kavramı çok kullanıyor. Bu halka karşı yürüttüğü özel savaş uygulamalarının bir parçasıdır. Böylece halk arasında güvensizlik yaratarak, korku ortamı oluşturup istediğini yaptığını göstermeye çalışıyor. Bu saldırılarda istediğini yapamadığını gördük. Bu ortaya bir gerçeği çıkartıyor. Bunu iyi bilelim. Bu da yürütmek istediği özel savaşın bir parçasıdır. Diğeri de farklı yöntemlerle korkutarak kullandığı bazıları var. Maddi vb. birçok yöntemle onları kullanıyor. Daha önce kaçarak Türkiye’ye gidenleri bir kez daha kullanıyor ve bölgeye döndürüyor. Bölge halkına karşı kirli bir siyaset yürütülüyor. Bunun için de bu yaşanan olaylar, yaşanan şehadetler ve suikastlar de bölgeye konuşlandırdığı ajanlar tarafından yapılıyor. Amaçları halk arasında iradeyi kırmak.
Özellikle sadece askeri alan değil her alanda öncülük yapanları hedef alarak etkisizleştirme ve öne çıkan yurtseverleri hedef alarak halkın gözünü korkutup, insanların yönetimimizden ve askeri güçlerden uzak durmasını amaçlıyorlar. Ya da korkarak bölgeden kaçmaya mecbur bırakmak istiyorlar. Özellikle son saldırılarda halkın ihtiyaçlarının karşılandığı alt yapı ve hizmet alanları hedef alındı. Bu da aynı planın bir parçasıdır. Bu operasyonun bir parçasıdır. Birçok kişi soruyor, Türk devleti saldıracak mı? Ne zaman saldıracak? Türk devleti zaten her zaman saldırı durumunda. Öncü kişileri hedef alarak etkisiz bırakma, bölge halkını uzaklaştırarak kara operasyonunu daha rahat gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bunlar bu planların bir parçasıdır.
QSD’nin 31 Temmuz’da Türk devletinin ajanlarına karşı başlattığı ‘Yemin Operasyonu’nda gelinen aşama nedir?
Başlattığımız bu hamle çok önemliydi. Bu ayağını kırarak gerçeğini ortaya çıkardı. Bölgede ne kadar örgütlendiği gerçeği ortaya çıktı. Bölgelerimizde tüm halk birleşenlerinden örgütlediği MİT ajanları ortaya çıkartıldı. Çok sayıda ajan yakalandı. Operasyonlarımız halen de sürüyor. Şu ana kadar hamle kapsamında yürüttüğümüz operasyonlarda büyük başarılar elde ettik. Ancak bunlar tek yeterli değil. Düşman günlük olarak bu kirli siyasetini kalıcı bir şekilde yürütüyor. Bunun için de bu mücadelemiz her zaman devam edecek.
Olaylardaki soruşturmalarda elde edilen bilgiler doğrultusunda ahtapot şeklinde ayaklarını oluşturan bu duruma karşı geniş bir operasyon ve soruşturma gerekiyordu.Tüm güvenlik güçleri birimlerimiz bu operasyonda yerini aldı. Bu olayları ortaya çıkarma noktasında bu çok önemliydi. Zaten tarafımızca da düşman bu siyaseti yürüttükçe elbette bu çalışmalarımız da sürecektir. Bunun önemli bir ayağı da halkın yardımı ve duyarlılığıdır. Düşmanın bu oyununa gelmemesidir. Düşmanın iletişime geçmeye çalıştığı kişilerin de yardımıyla bu kirli siyaseti boşa çıkartacağız.
Yaşanan olayların önemli bir kısmı ortaya çıkartıldı. Birçok olay aydınlatıldı. Sonuçlar ailelerle paylaşıldı. Halkımız için de önemliydi. Askeri güçlerimiz için de önemli ve çok anlamlıydı. Ancak dediğimiz gibi bu sürüyor ve sürecektir de. Sadece bir süreç için değildir. Öyle ‘Bir kısma kadar kontrol ettik artık tamamdır’ gibi değil. Bu çalışmalarımız savaşla birlikte sürecektir. MİT ajanları ve bölgede kirli faaliyetler yürütmek isteyenlere karşı mücadelemiz aynı oranda sürecektir. Bu da boşa çıktı.
19-20 Kasım gecesi bölgeye dönük düzenlenen yoğun saldırılardan bu yana bir ilerleme kaydedildi mi?
Düşman zayıfladığını görünce 19-20 Kasım’da başlattığı saldırıları daha da genişletti. Başta Erdoğan olmak üzere AKP-MHP hükümeti ‘askeri hedefler’ ve ‘PKK vb. bazı kişilerin burada olduğu’ bahanesi ile hastane, okul, elektrik su istasyonları, petrol gibi hizmet kurumları gibi yerleri vurarak gerçeği örtbas etmek istediler. Bunların yanında Hol Kampı ve cezaevleri güvenliğini sağlayan güçleri de hedef aldılar. Bu esasında düşmanın çaresizliğini gösteriyor. Şimdiye kadar kullandığı yöntemler aslında boşa çıktı, istediklerini elde edemedi. Hem halkımızın, hem de askeri güçlerimizin tutumunu zayıflatmayı beklerden daha fazla kenetlendiklerini gördüler. Halkımızın da bu süreçte savunma güçlerine daha çok sahip çıkması önemliydi. Topraklarına sahip çıktılar, düşmana karşı gereken mesajı sadece sözde değil pratikte de verdiler. Topraklarını, devrimi savunma çok önemliydi.
Erdoğan bu son süreçte ne diyor, eskiden kabul etmiyordu ‘askeri hedefler’ diyordu ancak şimdi açıkça ‘Her yer bizim için hedeftir’ diyor. Bunu açıkça söyledi. Petrol bölgeleri vb. yerlerin de bundan sonra hedef alınacağını söyledi. Hepsini bir yaptı. Aslında bunu söylemeye mecbur kaldı. Bu çaresizliktendir. İstediği planı başaramadı. Öyle sıkışmış ki kamuoyu için başarıya ihtiyaçları var. İkincisi de uluslararası sessizlikten faydalanıyor. Açıkça her yerin hedef olduğunu söyledi ama kimse buna karşı durmadı, bir şey söylemedi. Kimse niçin bunu yaptığını sormadı.
CESARET VERİLİYOR, ÖNÜ ALINMAZSA HERKES HER YER ETKİLENECEK
Bilinen güçler her zaman bize ‘Erdoğan’ın gerekçesi hazır. Bazı dosyalarla bunların kimler ve nasıl tehlikeli olduklarını, güvenliğimizi bozduklarını, tarafımızca isteniyor niçin bu bölgelerdeler’ diyor. Aksine bunları kullanıyor ve tehdit ediyor. Erdoğan siz yapmazsanız ben yaparım diyor. Ama son yaptıklarını artık kendi itiraf ediyor. Ama buna karşı bir tutum yok. Kimse ‘Sen nasıl hastaneleri, okulları, elektrik, su istasyonları gibi insanların yaşam alanlarını bombalarsın’ diye sormuyor. Bu tehdit sadece Kürtlere veya tek bir yere dönük değil.
Tüm halk bileşenlerine ve bölgeye dönüktür. Kimse burada yapılanların insani bir kaos olduğunu söylemiyor. Çıkardığı krizden tüm dünya etkilenecek. Herkes etkilenecek. Ama bunda tutum olmayınca Erdoğan’a hem yapma, hem de konuşma cesareti veriyorlar. Karadan geniş bir saldırı başlamadı ancak bölgelerimize dönük saldırılar her zaman var. Hava saldırılarının yanı sıra bazı bölgelerde küçük gruplar halinde sızma girişiminde bulundular. Bazı köyleri yerleri ele geçirmek istediler. Bu saldırı girişimleri de püskürtüldü ve boşa çıkartıldı.
Yakalanan muhbirler bölgeye dönük olası kara harekâtı ve planlarına ilişkin itiraflarda bulundu mu?
Var olan bilgiler ve tutukladığımız kişiler Erdoğan’ın operasyon konusunda çetelere hazır olduklarını söylediğini itiraf ediyor. Ordusundaki komutanlar sürekli olarak saldırmaya hazır olduklarını söylüyorlar. Bu çete gruplarına da hazır olun demiş, askeri araç ve cephane sevkiyatı yapmıştır. Onları saldırmaya daha çok teşvik etmek için toplantılar yapıyorlar. Bölgemize dönük yeni saldırılar için çetelerde saldırı ruhu oluşturmaya çalışıyorlar. Erdoğan da şimdi sıkışmış durumda. Seçime gidiyorlar. Daha iyi bir sonuç almak istiyor. Bunun için bu güçlerle konuşuyorlar. Anlaşamadıkları bazı şeyler var şimdi onları konuşuyorlar. Saldırı ya da bu bölgeyi işgal edip Misak-ı Milli çerçevesinde Suriye ve başka bölgelerde hüküm sürmeyi planlıyorlar. Bunu elbette başka yöntemlerle yapıyorlar.
Karadan bir saldırı başlatmak için girişimlerini sürdürüyor. Bunu ne zaman yapacağı net değil, belki kısa bir sürede de yapabilir. Çünkü buna ihtiyacı var. Ancak önemli olan bu konuda verdiğimiz mücadeledir. Askeri olarak hazırlıklarımız, halk boyutunda hazırlıklarımız var. Aynı şekilde siyasi ve diplomatik olarak her açıdan mücadele edip ve çalışmaları sürdürerek düşmanın bu saldırı ve planlarını boşa çıkartalım. Erdoğan’ın bu saldırıyı bir zafer olarak değerlendirip seçime gitmek istiyor. Hesabını iyi yap bu saldırı diğerleri gibi olmaz. Aksine Erdoğan’ın sonu olacaktır. Hazırlıklarımız bu çerçevededir. Bu inançla saldırıları boşa çıkartacağız. Zafer halkımızındır.
MUSTAFA ÇOBAN / HESEKÊ
YORUM GÖNDER