ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (7.BÖLÜM)
ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (7.BÖLÜM)
0 Yorum
219
15-10-2022

SORU-7) Önder Apo, İmralı sürecinde uluslararası komplocu güçlere, demokratik modernite paradigması ve demokratik ulus sistemi ile yanıt verdi. Komplo 3. Önderliksel Doğuş sürecini nasıl etkiledi?

Kürt soykırım sistemi kapitalist modernitenin küresel hegemonik yapısına dayandığı için soykırım sisteminden kopmak, özgür Kürt varlığına kavuşmak, özgür Kürt olarak var olup yaşamak istemek sistemden kopuşu gerekli kıldı. Kürt soykırımı sisteminden kopuş aynı zamanda küresel kapitalist modernite sisteminden kopmayı bir anlamda içerdi. Önderliksel doğuş, PKK’nin ideolojik grup olması, partileşmesi tamamen bu kopuş gerçeğine göre gerçekleşti. Diğer birçok Kürt örgütü Kürt soykırım sisteminden kopmadan, sistem içinde var olup mücadele ediyor görünürken, PKK bunlardan çok farklı olarak sistemden tümden kopuşu esas aldı.

Çünkü Kürt varlığı ve özgürlüğü ancak bu temelde gelişiyordu. Özgür Kürt olarak var olabilmek Kürt soykırım sistemini yaratan küresel hegemonik kapitalist modernite sisteminden kopmayı da gerektiriyordu. Kapitalist modernite sisteminden kopmadan özgür Kürt olacağım iddiası boş bir iddia, temelsiz bir görüş, bir aldatmaca, yanılgı, bir hayal gibiydi. Birçok güç bu yanılgıyı yaşadı. Onların amacı küçük burjuva bireyciliklerini yaşamak için maddi ortam yaratmaktı. Dolayısıyla işin özüne çok ulaşmak istemediler. Hatta işin özünü bu biçimde gördükçe oradan kaçmaya, kopmaya yöneldiler.

Fakat Önder Apo onlar gibi olmadı. Önder Apo ciddiydi, samimiydi. Kürt sorununu kendi yaşamı için bir araç olarak kullanma değil de gerçekten de Kürt halkını var ve özgür etme mücadelesine kendini adamayı esas almıştı. Özgür Kürt olarak yaşamayı öngördü. Bu bilince ulaşıp böyle bir yaşama adım atınca da bunun kapitalist modernite sistemi içinde olmadığını, sistemden kopuşu gerektirdiğini gördü. Görünce de böyle bir kopuşta tereddüt etmedi. Buna Önderliksel çıkış diyoruz. Aslında Önderliksel çıkış, ilk Önderleşme sistemden bu biçimde kopmayı ifade etti. Önderlik düzeyinde yaşanan bu kopuş tabii bir anlayışa, örgüte, yaşama, mücadeleye dönüştü. Önderliğe katılan herkesin benzer bir biçimde sistemden kopması gerekti.

PKK’nin baştan itibaren sistemden bu biçimde kopuşu çok önemlidir. Henüz ulus devlet çizgisini aşamamış olsa da ulus devlete dayalı küresel kapitalist modernite sistemden kopmayı pratikte yaşıyordu. Düşünce olarak ulus devleti savunuyor, pratik olarak ise ondan kopuşu yaşıyordu. PKK’nin kendi içindeki temel çelişkisi aslında uzun bir süre bu biçimde yaşandı. Böyle bir çelişki var oldu. Bunun için aslında diğer örgütlerin ilkel Kürt milliyetçiliğini, yine reformist teslimiyetçi Kürt milliyetçiliğini sistem içilik olarak değerlendirdi. Şiddetle eleştirdi. Onların bu otonomici yaklaşımlarını aslında sistemden kopamamak olarak gördü. Kendi sistemden kopuşunu çok keskin bir ulus devletleşmeyle olabileceğini değerlendirdi, buna inandı ve bu temelde ulus devlet çizgisini çok yoğun ve keskin bir biçimde savundu. Teorik olarak düşünsel planda hep ulus devlet çizgisini öngördü. Ulus devlet yaratmayı hedefleyen bir örgütlenme ve mücadeleyi geliştirmeye yöneldi.

Daha sonra 12 Eylül faşist-askeri darbesi gelişince, darbeye karşı yurtdışına çıkma, yine darbeye karşı temel mücadele olarak gerillayı öngörüp Kürdistan dağında gerillaya yönelme, baştan itibaren sistemden kopmayı ifade eden bu yapıyı daha da geliştirdi, derinleştirdi. Ona biçim kazandırdı. Somutluk yarattı. Pratikte gerçekleşme düzeyi kazandırdı. Bu durum giderek PKK’de esas olarak var olan iç çelişkiyi de derinleştirdi. Bir taraftan ulus devlet çizgisi esas alınıyor. Kürt sorunun ulus devlet çözümü için çaba harcanıyordu. Diğer yandan ise ulus devletçi küresel sistemden kopuş yaşanıyordu. Kürt soykırım sisteminden kopmak, özgür Kürt olarak var olmak, örgütlenmek ve mücadele etmek kesinlikle küresel ulus devlet sisteminden, Kürt soykırım sisteminin dayandığı sistemden kopuşu gerektiriyordu. Pratik duruşta kopuş gelişti. Düşüncede ulus devlet anlayışı var oldu. PKK’nin düşünce gücü, pratik tecrübesi o dönemde bu çelişkiyi çözmeye yetmiyordu ve aslında Kürt sorununun daha önceki direnme süreçlerinde çözülememesini PKK, ulus devlet çizgisinin güçlü, etkili, örgütlü yürütülememesinden kaynaklandığını değerlendiriyordu. Dolayısıyla kendini bu alanda daha fazla derinleştirdi.

Fakat ‘90’lı yıllardaki gelişmeler bu konuda çözümün öyle çok hızlı gerçekleşmeyeceğini ortaya koydu. Gerillanın bir dönem uygulanmasının ortaya çıkardığı ulusal diriliş devrimi, serhildanlar Kuzey Kürdistan’da önemli bir durumu ortaya çıkartsa da diğer sömürge ülkelerde, toplumlarda gerçekleşene benzer bir biçimde siyasi ya da askeri yollarla ulus devlet çözümü hızla gerçekleşmedi. Bu durumda Önder Apo, ideolojik çizgiyi daha çok derinleştirmeye, bunun nedenlerini daha fazla anlamaya yöneldi.

Yeni fedai-militan çizgideki gerillacılık tam da bu temelde gelişti. Başka ülkelerdeki gerilla ölçüleri Kürdistan’da TC. faşist-soykırımcı sömürgeciliğine karşı mücadeleyi geliştirmek için yetmedi. Dolayısıyla ancak fedai çizgideki bir gerillacılık bunu yapabilir görüldü ve PKK, 1986’dan itibaren 3’üncü Kongre değerlendirmelerine dayalı olarak gerillayı fedai çizgisinde bir gerillalaşma olarak ele aldı.

Diğer yandan partiyi gerillaya bağladı. Gerilla için öngörülen çizgiyi partinin ideolojik çizgisi olarak değerlendirdi. Dolayısıyla partinin yaşadığı profesyonel devrimciliği de fedai-militan çizgide bir devrimcilik olarak tanımladı. Parti ve gerillayı iç içe, bir bütün olarak ele aldı. Bu bir açılımdı. Mücadeleyi geliştirmesi, yenilgiyi önlemesi, özgürlük savaşını sürdürebilmesi için bu hususlar önemli açılımlardı. PKK’ye güç verdi, güç kattı. Reel sosyalizmin çözülmesine rağmen, PKK’nin ayakta kalmasına ve mücadeleyi geliştirmesinde bu özellikleri önemli bir rol oynadı.

Bunlarla birlikte benzer bir açılım olarak Kadın Özgürlük Çizgisini geliştirmeyi, dolayısıyla özgür yaşamda, toplumsal özgürlükte daha fazla derinleşmeyi, fedailiği kadın özgürlük çizgisinde bir yaşam olarak tanımlamayı öngördü. Bu düzeyde devrimin ideolojik düzeyini derinleştirdi, kapsamlılaştırdı. Böylece Kadın Özgürlük Mücadelesini gündeme getirdi. Kadın Özgürlük Devrimi’ni başlattı. Bu çerçevede kadını daha güçlü ve etkili bir biçimde mücadelenin içine çekme, katma düzeyine ulaştı. Daha önce bir kitlesel mücadele gücü, destek bir güç olarak rol oynarken, kadın böyle bir ideolojik tanımlama temelinde partileşen, gerillalaşan, topluma öncülük eden ve geniş kitleler düzeyinde devrime katılan bir güç haline geldi. Bunlar da ‘90’lı yıllarda PKK devrimini ayakta tutan, güçlendiren temel etkenler oldu.

Aslında ’90 başlarında Reel Sosyalizm çözülür, bütün Komünist-Sosyalist Hareketler geri plana düşerken, PKK’nin varlığını koruması, ayakta kalması, hatta kendisin daha çok geliştirmesi esas da bu etkenlere dayandı. Dikkat edilirse bunlar bir ideolojik derinleşmeydi. PKK’nin yaşadığı çelişkili duruma bir tür cevap oluyordu. Ama tümüyle yeterli bir cevap da olmadı.

Sonuç olarak böyle bir partileşme, gerillalaşma ve kadın özgürlük devrimi temelindeki ideolojik derinleşmeye dayalı olarak gerilla savaşını, ulusal kurtuluş mücadelesini ‘90’lı yıllarda daha fazla derinleştirdi, geliştirdi, yaydı. PKK bunu büyük bir savaşa dönüştürdü. ’84 15 Ağustos’u başlangıç alınırsa, 9 Ekim ‘98’deki uluslararası komploya kadar ulus devlet çizgisinde süren 15 yıllık kesintisiz bir ulusal kurtuluş savaşı yürütüldü. Normal olarak sömürge ülkelerde halkların yürüttüğü savaşlara denk bir savaştı. Süre, şiddet ve toplumsal katılım olarak ortalama ulusal kurtuluş hareketlerinden zayıf değil, onun üstündeydi. Dolayısıyla bu savaş düzeyini her ülkede yarattığı çözüme benzer bir çözümü Kürdistan’da da ortaya çıkması gerekiyordu.

Nitekim 9 Ekim ‘98’de Avrupa’ya çıkmaya karar verirken Önder Apo’nun bunu düşünmüş olduğunu da değerlendirebiliriz. Böyle büyük bir savaş verildi. Bunun ortaya çıkardığı gerçekler, siyasi-askeri-örgütsel sonuçlar var. Bu sonuçları Avrupa’nın demokratik söylemleriyle de birleştirirsek o zaman Kürdistan sorununun siyasi çözümünü gerçekleştirebiliriz düşüncesiyle Önder Apo komplocu dayatma karşısında çıkışı Avrupa’ya yaptı. Çözümün önünü açıcı politikalar da geliştirdi; Roma’da 8 maddelik son derece çözümleyici bir program sundu. Herkesi de böyle bir program temelinde sorunla ilgilenmeye, tartışmaya, soruna muhatap olmaya çağırdı.


Burada şunu görmemiz gerekiyor: 15 yıllık gerilla savaşı aslında her türlü sömürge sorununu, ulusal sorunu çözmek için yeterli bir ulusal kurtuluş savaşıydı. Yine Önder Apo’nun Roma’da ortaya koyduğu siyasi çözüm projesi normal ulusal ve sömürge sorunların siyasi çözümü için yeterli, en makul bir projeydi. Fakat sonuç ne oldu? Uluslararası komplo oldu. Ne 15 yıllık savaşla öngörülen ulus devlet çözümü gerçekleşti ne de 8 maddelik siyasi çözüm programıyla Avrupa ortamı harekete geçerek Kürt sorununun siyasi çözümü yönünde adım attı. Bütün bu çalışmaları yürüten Önderliğe imha dayatıldı. İmralı yolu gösterildi. İmralı işkence ve tecrit sisteminde çürütmeye alınma ve terk edilme reva görüldü. İşte uluslararası komplo gerçeği bunu ifade ediyor.


Önder Apo bütün bunları yaşadı ve komplo gerçeğiyle bu temelde karşı karşıya kaldı ve komplo dayatması karşısında bütün olup bitenleri değerlendirdi. En çok neyi değerlendirdi? Kürdistan’da ne savaş ne de yürütülen siyaset Kürt sorununun ulus devletçi çözümü için yetersiz değildi. Hatta fazlasıyla yapılmıştı. Hem içerik bakımından hem süre bakımından daha fazla olmuştu. O halde diğer ülkelerde gerçekleşen çözüme benzer bir çözümün Kürdistan’da da gerçekleşmesi gerekirdi. Normal sürecin böyle işlemesi lazımdı. Fakat pratik süreç nasıl oldu? Çözüm yerine imha gündeme geldi. Uluslararası komployla karşılaşma yaşandı. İmralı çürütme politikasına, tecrit ve işkence sistemi içine konma gerçekleşti. Bu neyi ifade ediyordu? Önder Apo şahsında yaşanan bu gerçekliğin ifade ettiği şey neydi? Demek ki Kürt sorunun çözümü diğer ülkelerdeki ulusal ve sömürge sorunların çözümü gibi olmuyor. Kürdistan’da ulus devletçi çözüm olmuyor. Küresel sistem, ulus devletçi yapı Kürt sorununun ulus devlet çözümü için kapalıdır. Nasıl ki Kürt varlığı ve özgürlüğü için mücadeleye girmek sistem yaşamından kopmayı gerektiriyor idiyse, aslında Kürt varlığını ve özgürlüğünü pratikte çözüm haline getirmek bu sistemi değiştirmeyi gerektiriyor. Bu sistemin parçası olma temelinde bir çözüm yoktur.

Bu konuda Hewlêr merkezli oluşan yapı, Güney Kürdistan’daki “Kürt statükosu” denen şey bir çözüm sistemi değildir. Yanıltıcı olmamalı, yanlış anlaşılmamalı. O kesinlikle bir ulus devlet çözümünü içermiyor. Güney Kürdistan’daki sistem PKK’ye karşı ortaya çıkartılmıştı. Yoksa Kürt sorununu çözmek, Kürt ulus devletini yaratmak için değil. Bu pratikte komployla birlikte kendini net ortaya çıkardı. Yoksa PKK’nin yürüttüğü mücadelenin de en az Güney Kürdistan’daki kadar bir Kürt statükosunu, ulus devlet yapılanmasını açığa çıkartması, sistemin buna razı olması gerekirdi. Oysa öyle olmadığını gördük.

Peki, Güney Kürdistan’da buna niye evet dendi? PKK’ye karşı savaştığı için evet dendi. PKK’ye karşı savaşı durdursun bir gün bile bu statükoyu yaşatmazlar. Bu bakımdan Güney Kürdistan gerçeği yanıltıcı olmamalı. Oraya bakarak Kürt gerçeğini, Kürt sorununun çözüm yöntemlerini değerlendirmemek lazım. Öyle yapanlar her zaman yanlış değerlendirirler. PKK düşmanlığına giderler. Oysa kendi varlıkları PKK’nin varlığına bağlıdır. PKK olmadığı an kendileri yok olmaya mahkumdur.

Şunu gördük: Aslında mücadeleye atılmak sistemden kopuşu gerektirdi. Kürt soykırım zihniyet ve siyasetini yok etmek, Kürt sorununu özgürlük ve demokrasi temelinde çözmek aslında sistemi değiştirmeyi gerektirdi. Bunun gerçekleşebilmesi için Kürdistan üzerinde sömürgecilik, soykırımcılık uygulayan sistem; sömürgeci-soykırımcı devletlerden tutalım da hegemonik kapitalist sistemine kadar hepsinin demokratikleşme temelinde değişimini gerektirdi.

Aslında paradigma değişimi, ulus devlet ideolojisinin çözümsüzlüğü, onun yerine yeni bir ideolojik arayış ve demokratik ulus ideolojisinin geliştirilmesi böyle ortaya çıktı. Önder Apo 2001’de AİHM’ne sunduğu “Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa” adlı kitabında PKK’nin ideolojik bunalım yaşadığını, dolayısıyla bu bunalım çözülmedikçe artık PKK adıyla devam edilemeyeceğini belirtmiş, isminin değiştirilmesini istemişti. İdeolojik bunalım bu temelde yaşanıyordu. Bu ideolojik bunalım neyle aşıldı? Ulus devlet ideolojisinden kopulup demokratik ulus ideolojisinin açığa çıkartılması ve esas alınmasıyla aşıldı. Demokratik ulus ideolojisini öngören paradigma değişiminin gerçekleştirilmesiyle aşıldı.

Her şey uluslararası komplo saldırıları ve ona karşı mücadele içinde ortaya çıkmadı. Baştan itibaren PKK’de böyle bir gelişme durumu ve sorun vardı. ‘86’daki 3’üncü Kongre’den itibaren hem parti ve gerillada fedaileşme hem de kadın özgürlük hareketini başlatma, geliştirmeyle birlikte ideolojik derinleşme ve ideolojik sorunlara çözüm arayışı daha çok gelişti. Bunlar ‘90’lı yıllardaki pratiğin başarıyla gelişmesine yol açan esas dayanaklar oldu. Fakat uluslararası komplo neyi gösterdi? Partide ve gerillada ne kadar fedaileşilirse fedaileşilsin, kadın özgürlük çizgisi ne kadar geliştirilirse geliştirilsin, ulus devlet ideolojisiyle, iktidar ve devlet anlayışı ve sistemiyle Kürt sorunu çözülmez. Kürt halkı özgürleşemez. Kadın özgürlük mücadelesi başarıya gitmez.

Aslında uluslararası komplo Önder Apo’ya bu gerçekleri gösterdi. Anlayıştaki çelişkiyi açığa daha net çıkardı ve onlar üzerindeki yoğunlaşma bir ideolojik devrimi yaşamayı, dolayısıyla yaşanan ideolojik bunalımı çözmeyi getirdi. Önder Apo, 2001’de ifade ettiği bunalımı paradigma değişimiyle aştı. Yeni ideolojik çizgiyi; demokratik ulus çizgisini tanımladı. Yeni siyasi yönetimi; Demokratik özerkliğe dayalı demokratik konfederalizmi tanımladı. Yeni savunmayı; Demokratik öz yönetim ve öz savunma sistemi olarak tanımladı. Esas itibariyle de bütün bunları paradigma olarak gerçekleştirecek iktidarcı ve devletçi olmayan, kadın özgürlüğüne ve ekolojiye dayalı demokratik toplum paradigmasını yeni partileşmenin temel zihniyeti olarak geliştirdi. Paradigma değişimini yaşadı. Dolayısıyla küresel kapitalist modernite sisteminin çözümsüzlüğüne karşı PKK, demokratik ulus çizgisiyle kendisini çözüm gücü haline getirdi. Uluslararası komploya zemin sunan PKK’nin anlayış boyutundaki çelişkilerini çözümleyerek PKK’nin anlayış düzeyinde, ideolojik-politik çizgide, uluslararası komployu ve onun dayandığı zihniyeti ve siyaseti aşmasını, dolayısıyla uluslararası komployu yenilgiye uğratacak düzeyde Kürt sorununu çözecek bir anlayış ve politikayı ortaya çıkartmasını sağladı. Bu uluslararası komplonun aşılması, dolayısıyla mücadele edilerek uluslararası komplonun yenilebileceğinin ortaya çıkartılmasıydı.

Önder Apo “uluslararası komplo ve İmralı süreci olmasaydı bu denli derin düşünsel yoğunlaşma, değişim ve dönüşüm yaşamazdık” diyor. Kendisi açısından bunun önemli olduğunu belirtiyor. Kuşkusuz bu değerlendirme çok önemli. Paradigma değişimini ve bu temelde Üçüncü Önderliksel Doğuşun böyle yaşandığını ifade ediyor. Bunlar oldukça anlamlı. Fakat doğru anlamak da gerekli. Yalnız başına uluslararası komplo zorlaması buna yol açtı dersek bu doğru olmaz. Bir defa bu sürecin öncesi var. O birikim olmasaydı, yalnız başına uluslararası komplo ve İmralı süreci böyle bir süreci getirmezdi.

Diğer yandan uluslararası komplo süreci Önderliği böyle bir değişime, dönüşüme, Üçüncü Önderliksel Doğuşa nasıl götürdü? Zorlayarak değil de aslında daha önceki ulus devlet çizgisinin başarısızlığını, çözümsüzlüğünü, gerçekleşmeyeceğini ortaya çıkartarak sağladı demek daha doğrudur. Önderlik komployla bu gerçekliği gördü. Çünkü hem savaşı hem de siyaseti gerektiği kadar yapmasına rağmen hedeflediğini, istediğini alamadı. O halde, neden böyle oldu sorusunu sordu ve bunun üzerinde yoğunlaştı, araştırdı. Gördü ki bu az savaştığından, az siyaset yaptığından kaynaklanmıyor. Tersine, ulus çözümü çözüm değil, öyle bir özgürlük, bağımsızlık yok. Sahte bir biçimde devlet kuruluyor, özgür oldum deniliyor. İkinci gün tekrar sisteme bağlanıp bir işbirlikçi köle haline geliniyor.

20’nci yüzyıl boyunca ulusal kurtuluş hareketleri adına dünyanın her tarafında yaşananlar günümüzdeki bu duruma geldi. Dolayısıyla aslında bu bir çözüm değil. İkincisi Kürdistan’da böyle bir çözümün önü bile kapalı. Sistem buna bile izin vermiyor. O halde ulus devlet arayışıyla hiçbir çözüm yaratılamaz, sonuç elde edilemez. Çözüm için başka anlayışlara, siyasi projelere ulaşmak gerekli. Bunların arayışı, yoğunlaşması Önder Apo’yu paradigma değişimine, demokratik ulus çizgisine, demokratik özerkliğe dayalı demokratik konfederalizm projesine götürdü. İktidarcı ve devletçi olmayan bir zihniyeti, ideolojiyi yarattı. Sosyalizmi ve demokrasiyi devletin ve iktidarın tekelinden kurtararak kendi aralarında birleştirdi ve demokratik sosyalizmi tanımladı. Bunun toplumsal projesi olarak demokratik ulusu tanımladı. Siyasi projesi olarak demokratik özerkliği ve demokratik konfederalizmi tanımladı ve bütün bunları da kadın özgürlüğüne ve toplumsal ekolojiye dayandırdı. Bu, Önderliksel düzeyde çözümsüzlüğün aşılarak çözümün yaşanır hale gelmesi, çözümün bulunması ve gerçekleştirilmesi oldu. Üçüncü Önderliksel Doğuş böyle bir gelişmeyi ifade ediyor.

DURAN KALKAN (HEVAL ABBAS)

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

HEVPEYVîN

 2 TÜRK ORDUSU DA GELSE YENERİZ

SOZDAR AVESTA'DAN GENÇLERE VE GENÇ KADINLARA; ÖZGÜR YAŞAMI ESAS ALMALI VE DİRENİŞE KATILIM SAĞLAMALIDIR 

MARAŞ KATLİAMI'NI SÜRDÜRMEK İSTİYORLAR!

AKP-MHP’NİN SON KIŞINA GİRİYORUZ (1.BÖLÜM)

2022’YE KESİN BAŞARI TEMELİNDE GİRİYORUZ (2.BÖLÜM)

DÖRDÜNCÜ STRATEJİK DÖNEM’DEYİZ

BUNLAR KÜRT KADINLARIN TOPLUMSAL HAREKETİNE SALDIRI

‘CEZAEVLERİNDE TEK BİR ÖLÜMÜN DAHİ OLMASI BİZİM UTANCIMIZ’

ARTIK KİMSE ÖNDERLİĞİN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNE ENGEL OLAMAZ

BÜYÜK MÜCADELE YILINA GİRİYORUZ

PKK'NİN MÜCADELESİ İKTİDARIN SONUNU GETİRDİ

PKK O LİSTEDEN ÇIKARILMALI

‘ÖNDER APO’NUN HALKLARA KÖTÜ SÖZÜ YOKTU’

HER KADININ ÇIKIŞI BİR DEVRİMDİR

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (1.BÖLÜM)

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (2.BÖLÜM)

‘SAKİNE CANSIZ BİR KAVGA MANİFESTOSUYDU’

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (3.BÖLÜM)

HALKIMIZ DİMDİK AYAKTADIR, 2022’DE DE DİRENECEKTİR

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (4.BÖLÜM)

‘SARA ŞAHSINDA ÖNDERLİĞİN MODELİ HEDEF ALINDI’

TÜRKİYE CPT RAPORLARINA CİDDİYETLE BAKMIYOR

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (5.BÖLÜM)

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (6.BÖLÜM)

ZYGMUNT BAUMAN İLE HER ŞEY ÜZERİNE RÖPORTAJ (7.BÖLÜM)

AVRUPA GERÇEĞİ İTİRAF ETMELİ, KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK ZAMANI GELDİ!

‘PKK ORTADOĞU'NUN DEMOKRATİKLEŞME DİNAMİĞİDİR’

DEVRİM BEDELSİZ OLMAZ

EFRÎN MUTLAKA ÖZGÜRLEŞTİRİLECEK

‘TERÖRLE MÜCADELE EDEN PKK’YE ‘TERÖRİST’ TANIMLAMASI YAPILAMAZ’

PKK'NİN ''TERÖR LİSTESİ''NDEN ÇIKARILMASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

HER TÜRLÜ GELİŞMEYE HAZIRLIKLIYIZ

KOBANÊ SAVAŞINDA DAİŞ İLE BİRLİKTE TÜRK DEVLETİ DE YENİLDİ

PLANLAR BOŞA ÇIKARILDI

HERKESİN KORKTUĞU DAİŞ İLE BİZ SAVAŞTIK

TÜRKİYE'NİN STRATEJİSİNİ BİZ ÇÖKERTTİK (2.BÖLÜM)

BİR TARAFI TC, ÜÇ TARAFI DAİŞ (3.BÖLÜM)

DEMOKRASİ, ADALET VE ÇÖZÜMÜN YOLU İMRALI'DAN GEÇER! (1.BÖLÜM)

KOBANÊ'DEKİ SAVAŞ GÖĞÜS GÖĞÜSE KAZANILDI (4.BÖLÜM)

FAŞİZMİN YIKILMASINDA KADINLARIN ÇOK BÜYÜK ROLÜ OLACAK (2.BÖLÜM)

MİT VE DAİŞ İŞBİRLİĞİNİN PERDE ARKASI! (5.BÖLÜM)

DİRENİŞ BAYRAĞINI GÖĞÜSLEDİK (6.BÖLÜM)

'ÖNDERLİĞE SAHİP ÇIKMAK ÖZGÜRLÜĞE SAHİP ÇIKMAKTIR'

KOMPLOYU ASLA TAMAMLAYAMAZLAR

KOMPLO KÜRT SOYKIRIMI SALDIRISIDIR (1.BÖLÜM)

KOMPLO AŞILDI, ALTERNATİF SİSTEM YARATILDI (2.BÖLÜM)

KOMPLODA YENİ YÖNTEMLER GELİŞTİRİLİYOR (3.BÖLÜM)

15 ŞUBAT ULUSAL SOYKIRIM GÜNÜDÜR

ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜK YILI OLACAK (4.BÖLÜM- SON)

NİVÎSKAR RENGÎN KARDELEN: ÇÎROK DENGÊ ZANA YÊ CİVAKÊ YÊ

‘KADININ DAHLİYLE TARİH YENİDEN YAZILIYOR’

YPJ TÜM KADINLARIN SAVUNMA GÜCÜDÜR

8 MART’TA TARİHİ DERS VERİLDİ

AKP-MHP FAŞİZMİNE EN ANLAMLI CEVAP NEWROZ ALANLARINDA VERİLECEK

HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI

BU SERVET BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ: BARZANİ EMİRLİĞİ

CPT VE AİHM TECRİDE ORTAK

FAŞİZME, İŞGALE KARŞI HER YER CEHENNEME ÇEVRİLMELİ

KADINLARIN ORTAK KİMLİĞİ ÖZGÜRLÜKTÜR

ÖZGÜRLÜK SAVAŞINA KATILMAKLA İŞGAL VE İHANET ZİNCİRLERİ ÇÜRÜYECEK

ÖZGÜRLÜK SAVAŞINA KATILMAKLA İŞGAL VE İHANET ZİNCİRLİRİ ÇÜRÜYECEK (2.BÖLÜM)

DÜŞMANI KİLİTLİYORUZ

ZÎLAN ÇİZGİSİNDE BİR SAVAŞ YÜRÜTÜLÜYOR

TÜRK DEVLETİ ZAP’TA ÇAKILIP KALDI

İMRALI VE ZAP DİRENİŞ RUHUNU BÜYÜTELİM

TÜRK TOPLUMUNU FAŞİZMİN ELİNDEN KURTARALIM

BUGÜN ZİLANLARIN ÇİZGİSİ ZAP’TA VE AVAŞÎN’DE DİRENİYOR VE BAŞARIYOR

BİR İLKE KİŞİLİĞİDİR ZİLAN

MİT, KDP İŞBİRLİĞİ İLE KATLİAM YAPIYOR

NATO ERDOĞAN'IN SOYKIRIM SİYASETİNİ ONAYLADI

14 TEMMUZ ZAFER RUHUDUR

TAKTİK NÜKLEER SİLAH KULLANIMI NATO’NUN SUÇÜSTÜ YAKALANMASIDIR

19 TEMMUZ BİR DÜNYA DEVRİMİDİR

“KÜRT VE ARAP KADINLARI İLE GENÇLERİ ÖNCÜLÜĞÜNDE ŞEHİTLERİN İNTİKAMI ALINACAKTIR”

SALDIRILARI İNŞA VE ÖZ SAVUNMA İLE BOŞA ÇIKARACAĞIZ

ROJHİLAT GENÇLERİ ŞEHİTLERİNİN İZİNDEN GİTMELİ

15 AĞUSTOS DÜŞÜNSEL, SİYASAL VE SOSYAL BİR DEVRİMDİR (1.BÖLÜM)

DEM DEMA AZADİYÊ YE SÜRECİNİN FİNALİNE GELDİK (1.BÖLÜM)

NE YAPARLARSA YAPSINLAR KÜRT HALKINI DURDURAMAYACAKLAR (2.BÖLÜM)

ALEVİLERE SALDIRI ÇOK AMAÇLIDIR

'GENÇLER SALDIRILARA KARŞI GERİLLA SAFLARINA KATILMALI'

SOYKIRIMIN KIRILMASI İMRALI’DA BAŞLAYACAK (1.BÖLÜM)

DİRENİŞ KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ ADINADIR

KİMYASAL, YENİLGİSİNİN GÖSTERGESİDİR (2.BÖLÜM)

KADIN KIRIMI ÖZEL SAVAŞ AKLIDIR (3.BÖLÜM)

KİMİN ELİNDEN NE GELİYORSA YAPMALI!

9 EKİM’DEKİ HEDEF İMHAYDI (1.BÖLÜM)

9 EKİM’DEKİ HEDEF İMHAYDI (2.BÖLÜM)

15 ŞUBAT ÖNLENEBİLİRDİ

CHE’NİN ENTERNASYONALİZMİ MÜCADELEMİZDE YAŞIYOR

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (1.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (2.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (3.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (4.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (5.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (6.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (7.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (8.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (9.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (10.BÖLÜM)

ÖNDER APO’YA ZİLANCA KATILALIM ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZI ZAFERLE TAÇLANDIRALIM! (11.BÖLÜM-SON)

AHLARINI YERDE BIRAKMAYACAĞIZ

AKP-MHP ZİNDANLARDA YOLDAŞLARIMIZA İNTİKAM TEMELİNDE YAKLAŞIYOR(1.BÖLÜM)

AKP-MHP ZİNDANLARDA YOLDAŞLARIMIZA İNTİKAM TEMELİNDE YAKLAŞIYOR(2.BÖLÜM)

PKK BAŞINDAN BERİ İMAN HAREKETİDİR (1.BÖLÜM)

PKK’NİN SÖZÜ VE EYLEMİ BİRDİR (2.BÖLÜM)

PKK KÜRTLERİ ÖRGÜTLÜ BİR GÜÇ HALİNE GETİRDİ (1.BÖLÜM)

PKK, KADINA CEVAP VERDİ

KÜRTLER İLK KEZ 7 AYDIR AYNI MEVZİDE SAVAŞIYOR

PKK YAYILACAKTIR, BUNU KİMSE ÖNLEYEMEZ 2.BÖLÜM)

PKK’NİN GENÇLİK RUHUNU DAHA DA BÜYÜTECEĞİZ

ROJAVA DEVRİMİNE SAHİP ÇIKMAK, İNSANLIĞA SAHİP ÇIKMAKDIR

KADINLAR DAHA ÇOK MÜCADELE ETMELİ

KÜRT SORUNU BİR SOYKIRIM SORUNUDUR (1.BÖLÜM)

2022’DEKİ SAVAŞTA ÇIĞIR AÇTIK

DAHA KESKİN BİR MÜCADELE YILINA GİRİYORUZ

FRANSA GERÇEK FAİLLERİ ORTAYA ÇIKARMAKLA YÜKÜMLÜDÜR-1.BÖLÜM

ZAT'TA KİLİTLENDİLER-2.BÖLÜM

TÜM DEVRİMCİ GÜÇLER YENİ BİR PROJE ORTAYA KOYMALI

İMRALI’DAKİ SOYKIRIM POLİTİKASINA DENK BİR MÜCADELE GEREKLİ

DÜŞMANIN SALDIRILARINI BOŞA ÇIKARALIM

KOMPLO İMRALİ TECRİT VE İŞKENCE SİSTEMİ OLARAK DEVAM EDİYOR

KOMPLO, YÜZYILI HESAPLANMIŞ SALDIRIDIR

SAVAŞ SÜRÜYOR, KİMSE REHAVETE KAPILMAMALI

ÖNDER APO’NUN YENİLMEZ ÇİZGİSİ KESİN OLARAK KAZANDIRACAKTIR

İMRALI BİR SOYKIRIM SİSTEMİDİR

‘KÜRT ALEVİ HALKIMIZ TOPRAKLARINI TERK ETMEMELİ’

İMRALI TECRİDİ BÜYÜK BİR SOYKIRIM PROJESİDİR

HALKIMIZ ÖZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜ İLE HER FELAKETİ AŞABİLİR

ASRIN FELAKETİ AKP-MHP FAŞİST İKTİDARIDIR

DEMOKRATİK KONFEDERALİZM ÇÖZÜM SEÇENEĞİDİR

DEVLETLERE RAĞMEN DEMOKRATİK KONFEDERALİZM OLUR-2.BÖLÜM

GERİLLA SÜREKLİ GÖNÜLLÜLÜKTÜR

NEWROZ ORTADOĞU’DA HALKLARIN KONGRESİ GİBİ KARŞILANMALI

NEWROZ FAŞİZMİN YIKILMA SÜRECİNİN BAŞLANGICI OLSUN

HER KÜRT BİREYİ KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ VE KURTULUŞU İÇİN ÇALIŞMALI

AKP-MHP İKTİDARININ SONU GELİYOR