KÜRDİSTAN’ DA YERLEŞİMCİ SÖMÜRGECİLİK PROJESİ
KÜRDİSTAN’ DA YERLEŞİMCİ SÖMÜRGECİLİK PROJESİ
Doğru bir politik çizgiye sahip olmak tedbiri elden bırakmayan bir ideolojik ahlaka sahibi olmakla doğrudan ilişkilidir. İdeolojik politik sadakatten yoksunluk ve ideolojik hassasiyetten kendisini arındırmış popülizm hastalığı almış başını gidiyor. Kör savaş ortamında olay ve olgulara etik duyarlılıklarla bakmak giderek zorlaşıyor. Sorunların özünü kavramaktan uzak polemikçi tarafgir körler, sağırlar rutin tartışması almış başını gidiyor. Faşizmi haklılaştıran sorunlu siyasi mantık ve flulaştıran apolitik dil bilinçli bir toplumsal muhalefeti yaratmaktan hala çok uzakta. Bu da insanlığın özgürlük ve eşitlik için duyduğu mücadele inancını ve umudunu tüketiyor. Bu koşullarda alternatif demokratik siyasetin inşacı -eylemci bir çıkış yaratmaması durumunda eriyip silikleşmesi riski de giderek yakıcı bir hakikate dönüşüyor.
Türkiye’de sebep olduğu tarihsel karanlık olayları toplumun belleğinden silmek yaygın bir devlet politikasıdır. Bireysel ve toplumsal bilinçaltı yok edilmiş bir yığınsallık sokaklarda var. Radikal cihatisyenlerin koalisyon merkezi artık Türkiye’dir. BOP bir NATO projesidir. Erdoğan’ın ajandası BOP projesidir. AKP ise Türkiye’nin Talibanıdır. Erdoğan ve yeni Kasım Süleymani Fidan bu projenin sadık işbirlikçi unsurlarıdırlar. 10 milyonu aşkın Suriyeli, Afgan, Pakistanlı sığınmacının Türkiye’ye transferi de bu projenin bir ayağıdır. Bakın Rojavayı katliam sahasına dönüştüren Putin’in Rus kozmonotu Oleg Artimev, T.C’nin 100. yılını uzaydan kutluyor ve Erdoğan’ı selamlıyor. Yine Erdoğan’ın İsrail’e karşı esip gürleyip Hamas’ı yüceltmesine rağmen, Türkiye Yahudileri Hahambaşı İsak Haleva’nın Erdoğan’a uzun uzun sarılıp onu göklere çıkarmasına ne demeli? Kirli pazarlıkların kurbanı hiç kuşkusuz yine Kürt halkıdır.
Kürdistan’da yeni yerleşimci sömürgecilik politikaları devreye konulmak isteniyor. Yerleşimci sömürgecilik; yerleşik nüfusun yeni “yerleşimcilerle” değiştirilmesini hedefleyen, bunun için kaynakların, toprağın ve kültürün sömürüsüne dayanan sürekli bir mülksüzleştirme sürecidir. İlk hedef Ortadoğuda ki halkların ortak demokrasi vahası Rojava devri midir. Kürdistanı baştan başa Gazze’leştirme projesi var. Bu projenin taşeronu Huda-Pardır. KDP’nin de yardımıyla şimdiden yüz binlerce kişiye çifte kimlik verilmiş sınır ilçelerinde ve illerinde yerel seçimlerde bunlara oy kullandıracaklar. Türkiye Kürdistan sınırını Gazzeleştirmek için bu kurguladığı Hamas prototipi kontra yapılanmayı devreye sokuyor.
Hatay’dan İran sınırına kadar Sünni cihadisyen terörist kemeri – koridoru projesinin revize edilmesi söz konusu. Bu özerk yerleşimci sömürgecilik şehirlerini tüm Kürdistan sınırında hayata geçirmek için bir plan var. Daişist silahlı unsurları ve ailelerini buralara yerleştirmekle işe başladılar. Rojava bu proje üzerinden gasp edilmek isteniyor. İşgale zemin oluşturmak için çete unsurlar üzerinden vesayet savaşı başlattılar. Huda-Par-Kürt ocakları, SADAT, Menzir ordusu gibi MİT oluşumları şimdiden Kuzey Kürdistan da yerel yönetim kayyumları olarak bu proje doğrultusunda hazırlanıyorlar. Siyasi İslamcı mafya koordinasyonu her Kürdistan şehrinde aktif durumdadır.
“Kürt muhafazakar Milliyetçilik” projesi bir Gladio ve MİT ortak operasyonudur. Kobane serhildan sürecinde silahlandırılıp HDP kitlesine saldırtılan bu Türk MİT çete yapılanması Huda-Par tetikçilerinin amacı HDP’nin kapatılmasının zeminini oluşturmaya dönüktü. Yine MİT’in kendilerine alan açmaya dönük milliyetçi-Dinci “Kürt sağı” projesinin önemli bir parçasıydı. Cizre ve Sur öz savunma süreçlerinde de bu MİT özel savaş elemanları kullanıldı.
Kürdistan da direnme arzusunu yitirmiş yığınlar yaratılmak isteniyor. İnsanların birlikte düşünebildikleri, hissedebildikleri ve mücadele iradesini ortaya koyabildikleri siyasal zemin hızla a-politikleştiriliyor. Duyarlılığımızı ve reflekslerimizi yitirirsek büyük felaket yaşarız. Ortak mücadele değerleri için güven zemini ve duyarlılık yaratmak şart. Bu sömürgeciliğe karşı Kürdistanı savunma pozisyonuna geçmek ertelenmez bir gereklilik olarak kendisini dayatıyor. Suni tartışmalar ve gündemler yerine var olan gündemi kendi direnişimiz için yaşamın her alanında siyasallaştırmak gerekiyor. Ülke toprağına sahip çıkma etiğini oluşturup harekete geçirmek ve politik eylem duygusunu toplumsallaştırmak için seferberlik zamanıdır.
TOLA WELAT
YORUM GÖNDER