KÜRESEL ÖZGÜRLÜK HAMLESİ KÜRT BAHARINI MÜJDELİYOR
“Bizim felsefemiz bir atın gözlerindeki anlamı sezmekten tutalım, bir kuşun sesindeki anlamı çözmeye kadar yaşamı bir bütün olarak algılar. Yaşlı bilgeye büyük saygıdan başlayıp, bir ceylan kadar ürkek genç kızın gözlerindeki arayışa yanıt olmaya kadar anlam yüklüdür. Hele hele soykırım beteri bir cinsellik anlayışının sonucu olan çocuk yapımındaki büyük cehaletin insandaki ve hegemonik sistemdeki nedenlerini çözmekten tutalım, yaşamın tüm evrim halkalarını kendinde çözmeye çalışan bir bilimi esas alır.” Reberti
Sayın Öcalan’ın fiziki varlığı ve yenilmez ideolojik çizgisine imha amaçlı yönelen uluslararası küresel komplo beraberinde üçüncü dünya savaşının fitilini de ateşledi. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’a dönük gerçekleştirilen 15 Şubat 1999 Uluslararası Komplosunun 25’inci yıldönümünde bu hakikat tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. Bugünde Kürt halkı ve dostları dünyanın her yerinde nihai zaferi hedefleyen görkemli “Küresel özgürlük hamlesiyle” alanlarda bu komplocu güçlerden hesap soruyor ve meydan okuyorlar. Tecrit ve inkar yenildi. Güneşimizi karartamazsınız diyen emsalsiz fedai bağlılık, direniş ve diriliş kazandı!
Kürdistan’da kültürel soykırım tüm hızıyla sürerken ekolojik yıkım ve talan da bu soykırımcı konseptten nasibini alıyor. Kürt kadın kırım politikaları dehşet boyutlara ulaşmış durumda. Kürdistan belediyelerini gasp eden sömürge kayyumları paramiliter işbirlikçi yandaşlarıyla birlikte Kürt halkının kaynaklarını yağmalıyorlar. Kürt halkının varoluşuna doğrudan kasteden bir faşist soykırım dalgası var. Başlatılan bu küresel özgürlük hamlesi işte bu soykırım konseptine doğrudan bir müdahale anlamına geliyor. Yılgınlık, teslimiyet, korku ve kaygıyı fedailer Kürdistan’da işlevsiz kılıyor. İçinde bulunduğumuz bu hamlesel süreç aynı zamanda herkese amasız ve amansız bir direniş daveti taşıyor!
Roja devrimi sendromu ve şokunu yaşayan TC faşist diktatörlüğünü derinden sarsan son Gare, Zap zaferleri de Kürt halkı ve Ortadoğu halkları için direnişin yarattığı dirilişin somut alternatif paradigma çizgisinin yenilmezliğini ortaya koydu. Kürt halkının tarihi özlemi olan Kürt ulusal demokratik birliği de artık bir hayal değil. Direniş ve diriliş ulusal demokratik birliğe direnen kesimleri de çizgisine gelmeye mecbur bırakıyor. Davosa ve Arap birliğindeki Kürt temsil ve kabulü bu mücadele sonucundadır. Gücü olmayanları kimse kaale almaz. Bu statükocu ulus devletleri çözen bir kelebek etkisi anlamına da geliyor. Apocu paradigmadan gücünü alan bu pratik devrim inşacılığı Kürt halkının tüm bileşenlerini güçlendiriyor. Üçüncü dünya savaşının yayılma gösterdiği bir dönemde bu hamlesel süreç tecridi ortadan kaldıracak demokratik çözüm yol ve yöntemlerinin de yolunu açıyor. Avrupa kapalı kapılar diplomasisinde ve Ortadoğu derin politik delhizlerinde sessiz sedasız dillendirilen otonom özerklik tartışmaları da bunu doğrulayan emareler taşıyor.
Bu yakıcı ve tarihi gelişmeler yaşanırken Ortadoğu ve dünyada haritaların yeniden şekillendiği bir zamanda Kürt halkı ve dostları için Mart 2024 yerel yönetim seçimleri tam bir demokratik çözüm ve özgürlük referandumuna dönüşmüş durumda. Uzun bir sürecin ardında saha da Kürt siyaset yapıcıları bu seçimi araçsallaştırarak stratejik amaçları doğrultusunda etkin bir şekilde sahaya fiilen inerek kullanıyorlar. Toplumda demokrasi talebini ve özgürlük arayışını canlandırıyorlar. Bu tarihin yazıldığı süreçte yerellerdeki aday adayı tartışmalı süreci hızla aşılmalı bu büyük fotoğrafı asla gölgelememeli. Bunun tarihsel vebalı da ağırdır. Kadın özgürlükçü çizgi ve kazanımlara herkes sahip çıkmalıdır. Kürt kadın devriminin doğurduğu toplumsal özgürlük bilincine ve temsiline karşı TC özel savaş politikaları devrededir. Türk derin devlet aparatı işbirlikçi kontra Kürtlük projesi direk bu çizgiye ve kazanımlara saldırıyor. Politize olmuş Kürt özgürlük mücadelesi tabanında buna dönük suni tartışmalar yaratarak sonuç almak istiyor. Bu Önderlik paradigmasına ve Kadın özgürlük mücadelesine direk bir saldırı anlamına geliyor. Düşmana karşı mücadele ve müzakereyi iç içe yürüten bir hareketin yoldaşlar topluluğuyuz. Asıl olan toplumsal özgürlük ve devrimci inşadır bireysel hırs, mevki ve makam sevdası değildir. Önderlik direniyor, Gerilla direniyor, zindanlar direniyor, halkımız dünyanın her yerinde direniyor. Direniş kazanıyor ve kazandırıyor. Mücadelenin gündemine girme, iman tazeleme ve arınmanın yanı sıra yetersiz yoldaşlığın pratik özeleştiri fırsatı doğmuştur. Kutuplaşma ve enerjiyi içte tüketmenin değil, kucaklaşmanın, iç barışı güçlendirmenin ve mücadelenin zamanıdır!
Bu hamle aynı zamanda küresel bir barış umudunu da insanlıkla tekrar buluşturuyor. Ortadoğu’da ki gerilimler ve savaşlara başka bir yol mümkün mesajı veriyor. Bu yıl 8 Mart Dünya emekçi kadınlar günüyle başlayıp heybetli 21 Mart Newroz finaliyle taçlanacak süreç Özgür Önderlik, Demokratik Özerk Kürdistan ve Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümü için bir milat olacak. Zira şimdiden milyonların sahiplendiği bu küresel özgürlük hamlesi Kürt özgürlük bayramını müjdeliyor. Komplocular yenilecek. Önderlik çizgisi kazanacak, halkımız kazanacak ve “Son muhteşem olacak.”
TOLA WELAT
YORUM GÖNDER