KÜRT SİYASAL LEGAL HAREKETİ PUSULASINI ARIYOR
Cumhuriyetin 100. yılında 2023 mayısında (14-28) yapılan seçimler Kürt legal siyaseti açısından yeni bir durum tespiti elzem kılıyor. Ortaya çıkan sonuç oldukça şaşırtıcı ve ilginç oldu. Kanımca Sayın Öcalan üzerindeki son iki yıldır ağır tecrit Kürt legal siyasetini öngörüsüz bıraktı. Şunu kabul etmek gerekir ki, HDP projesi Sayın Öcalan'ın öngürdüğü ve şekillendirdiği yeni siyaset yapma biçimiydi. HDK-HDP onun örgütsel olarak siyasetin işleyiş biçimi toplumdaki karşılığı 7 Haziran 2015 yılında yapılan seçimlerde görünür oldu. Birçok toplumsal kesim HDP-HDK bünyesinde siyaseti marjinal olarak yapmaktan bırakıp toplumsal proje olarak aktif özne olmaya başladı. Sol, sosyalist, ekoloji hareketi, gençlik hareketi, kadın hareketi yapılanmaları görünür oldu.
HDP projesi, Sayın Öcalan kurgulamasına göre ezilen bütün kesimlerin orta partisi olacaktı. HDK de onun toplumsal örgütlülük yapılanmasını yapacaktı. Ortodoks marksist bir okuma yapacak olursak, HDK "Sovyet" meclisleri HDP "Bolşevik" partisi öncü parti olacaktı. HDK çalışmaları yürütmüş biri olarak söyleyeyim. HDK çalışmalarından istenilen toplumsal karşılığı olmadı. Türkiye'nin öznel koşulları hem de toplumsal muhalefet bu konuda deneyimleri çok az hemde zihniyet olarak birlikte çalışma pratiği yoktu. Her toplumsal muhalefet kendi önceliklerini dayatıyordu. HDK çalışmaları bir meclis değil de liberal demokratik ülkelerdeki sivil toplum kuruluşu gibi çalışma yürütüyordu. Sivil toplum örgütü pratiklerinden biliyoruz; sisteme altarnatif üretmekten çok sisteme pansuman görevi görüyor.
HDP fikriyatı güçlü HDK meclis çalışmalarında taban örgütünü yaratıp HDP'nin siyaset alanını toplumsallaştıracaktı. Karşılıklı olarak birbirini güçlendirecekti. HDP fikriyatı popülist liderlerin sürüklediği bir parti olmamalıydı. Kürt hareketini iyi tanıyanlar bilir. Bir lider partisi değil, toplumsal, sosyal, siyasal olarak bir araya gelmiş güç merkezlerinden oluşur. Popülist liderler bazı süreçlerde damgasını vurabilir. Bunun kalıcı olmadığını biliyoruz.
2023 seçim sonuçları bize Kürt legal siyasetinin iç tartışmların artık basın yoluyla da olsa tartışıldığını hep birlikte izliyoruz. Kanımca bazı eleştiri ve özeleştilerin şeffaf ve halka açık yapılması uzun vadede halkın uzun erimli mücadelesi için elzemdir.
2023 seçimlerinde HDP genel merkezinde ve Selahattin Demirtaş'ın da kabul ettiği gibi seçim stratejisi iyi yönetilemedi. Özellikle CHP siyasetine bu kadar angaje olunması ve Kılıçdaroğlu’nun bu seçimi kazanacağı ön kabulü üzerinde bir strateji yürütülmesi yanılgılı bir yaklaşımdı. HDP ilk turda kendi adayını çıkartıp, ikinci turda değişimden yana stratejisini ortaya koyabilirdi. HDP, kanımca 2019 yerel seçimlerinde ortaya koyduğu strateji AKP-MHP büyükşehirlerde kaybettirince bu stratejinin 2023 seçimlerinde başarılı olacağını düşündü. Heraklaitos’un bir deyişi var; "insan bir ırmakta iki kere yıkanamaz" politik olarak bir hamle yaptığımız zaman aynı yöntemler farklı sonuçlar ortaya çıkarabilir. Kürtler hiç kuşkusuz kendi adayı ile seçime girseydi. Kitlesini daha iyi konsilide edebilirdi.
Parlemento seçimi ve TİP ile ittifak meleselesi iyi yönetilemedi. TİP son iki yılda sosyal medya ağlarındaki yükselişi kanımca TİP solda bir boşluk gördü ve değerlendirmek istedi. Özellikle Erkan Baş'ın bir takım tespitleri Deniz Baykal dönemindeki CHP’yi bize andırıyor. Laiklikle ilgili söylemleri içi boş ve Kemalist tespitlerdi. Sanki Türkiye geçmişte Laik'ti AKP iktidarı ile Laik olmaktan çıkmış gibi. Oysa Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bügüne kadar Laik değildi. Diyanet Başkanlığı Mustafa Kemal döneminde kuruldu. Sadece Anayasada laiklik ilkesini koyarak bir ülke laik olamaz. TİP kendi startejini çok ustaca süreci kurgulayarak yürüttü. HHDP-YS'den oy alarak ittifaktan yararlanarak 4 vekil meclise soktu. TİP iddia ettiği yüzde 3 ve 20 vekil çıkaracağız söylemi seçim sonuçları bunun gerçeklikten uzak olduğunu gösterdi. Kürt halkı için TİP artık tramva olarak hatırlanacak. Tramva, insanların en yakınlarından beklemediği insanın farklı bir davranış sergilendiği zaman ortaya çıkar.
HDP-YSP aday belirleme sürecinde çıkan eksikler ve yöntemin anti-demokratik tarzına dönük eleştiriler.
YSP 2780 milletvekili aday adayı için başvuru yapılmış. İllerde bu aday adaylardan ön mülakat bile yapılmamış. Merkezi olarak milletvekilleri aday adayları Ankara genel merkeze aktarılmış. Ankara'da bir komisyon bunu değerlendirmiş. Listeler önce YSK'ye bildirilmiş. Sonra Adayların listesi illere gönderilmiş. Yerelin hiçbir önerisi dikkate alınmamış. Bir kaç halk toplantısı yapılmış. Ancak onlarda göstermelik olmuştur. Adayların profiline baktığımız zaman orta sınıfa ve sivil toplumculuğa aday profili görüyoruz. Uzun yıllar partide emek vermiş insanlar aday gösterilmemiş. Bazı meslek grubları çok ön plana çıkmış. Bu meslek grupları devlet ile sürekli iletişim halinde oldukları için meslekleri icabı siyaset yürütürken edilgen davranıyorlar.
HDP ve bileşenleri mücadele ortaklığını bir kenara bırakarak seçimlerde kotala sistemine göre hareket ediliyor. Özellikle büyükşehirlerde sol ve sosyalist adaylar liste başı yapılarak genel adayların niteliğine bakılmaksızın merkezden atama yapılması halkın tepkisine neden olmuş. Halka rağmen halk siyaseti yapılmıştır. HDP ve bileşenleri yeni kadro yetiştirmekten uzak bir görüntü sergilemiş. Bu süreçte halka biz güçlüyüz, bize güvenin çünkü biz bunu başaracağız denilmiştir. HDP genel merkezinin 80 ile 100 vekil çıkracağız söylemi bu aşırı özgüvenin göstergesi olmuştur. Yerellerde çalışmalar yürütülmemiş. Nasıl olsa ekonomik kriz var. AKP iktidarı kaybedecek. Halkı istemleri esas alınarak seçim çalışması yapamamıştır.
Kürt siyasal hareketi uzun erimli tarihi boyunca tabanı ile sürekli iletişim kanalları açık halde konuşabilen bir harekettir. Gücünü halk ile hızlı doğrudan iletişimden alan Kürt legal hareketi son yıllarda iletişim olarak halk ile doğrudan politik ve duygusal ilişki kuramadığını gözlemleyebiliyoruz. Amed’te bir barış annesi bizim siyasetçilerimiz Kürtçe konuşsalar bile ben onların ne konuştuğunu anlamıyorum sözü her şeyi özetliyor kanımca. Özellikle legal alanda ortaya çıkan bazı imkanlarla birlikte ortasınıf, sendikal ve sivil toplum kuruluşları yönetim kademelerinde yer almasıyla birlikte devleti taklit eden bürokatik bir yapıya dönüştü. Uzun yıllar devlet memurluğu yapan ortasınıflar parti kademelerinde yer almasıyla birlikte HDP'yi doğal olarak kendi zihniyet dünyalarıyla algılamaya çalıştılar. Lenin deyimiyle "parti bürokatik elitlerin" fikriyatıyla ideolojik zeminde sağ sapma anlayışı gelişti. Yerel demokrasi talebiyle yola çıkan HDP ve bileşenleri dar grup çatışmaların merkezi haline geldi. Ahmet Türk medyaya verdiği demeçte HDP'de bir çok merkez var dedi. Açıklaması gerçeği ifşa etmesi açısından önemlidir. Madem ki, HDP’de merkezinde birçok "merkez" var o zaman tüm taraflar kendini net bir şekilde ortaya koyarak, öncelikle özeleştiri vererek başlamalılar. Özeleştiri veren her bireyin eleştiri yapma hakkı vardır. Sorunların kaynağı olan anlayışlar öncelikle belirlenmeli bu anlayışların HDP’de yansımaları tespit edilmelidir.
Kürt siyasal hareketi büyük badireler atlatarak bugünlere gelen siyasal yapılanmadır. Kriz dönemlerinde her zamam kendini yeniden üreten ideolojik ve siyasal yapılanmadır. Kanımca bu gördüğümü ve tekrarı aşabilen yegana aktör imralı’da üzerinde ağır tecrit bulunan Sayın Öcalan'dır. Kriz dönemlerinde nasıl tereddütsüz karar aldığını geçmiş pratiklerden biliyoruz. Popüler siyaset kısa vadede sonuç alıcı hamleler yapabilir. Ancak uzun verimli halk mücadelelerinde ideolojik ve politik liderler halk nezlinde kalıcı olarak varlığını sürdürür.
Kürtler ilk defa seçimlerde kendi gündemleri ile değil ana muhalefetin sistemde restorasyonu öngören yaklaşımı aşan bir paradigma ile yaklaşmadı. Parçalı bir duruş sergilenmiştir. HDP'nin tüzüğünde demokratik özerklik olmasına rağmen hiç gündemleştirilmemesi kürt halkında duygusal kırılmalara neden olmuştur. Anadilde eğitim seçim çalışmalarında hiç gündeme gelmedi. Seçim çalışmalarında CHP'nin pozisyonu gözeterek çalışma yürütülmesi halkta duygu kırılmasına neden olmuştur.
Ez cümle Kürt hareketi hem eleştiren hemde özeleştiri yapan bir hareketir. Kanımca tespitler iyi yapılırsa, pandoranın kutusu açılmış. Yeni bir söylem tabandan başlayarak örgütlülük sağlanırsa kayıplar telafi edilebilir. 7 Haziran 2015 yılında sonra başlayan çatışmalı süreçten sonra 10 bin üyesi tutuklanmış bir siyasal partinin hala ayakta kalması ve direne bilme kapasitesi olması ileriki süreç için umut veriyor.
MÜRSEL YILDIZ
TARİHÇİ YAZAR
YORUM GÖNDER