KAMUOYUNA VE ÖZGÜRLÜKÇÜ HALKLARA
“JIN, JIYAN, AZADÎ! YENİ BİR MÜCADELE KONAĞIDIR”
Faşist AKP-MHP iktidarı Taksim de sivil halka yapılan vahşi saldırıyı, günlerdir hareketimizin üzerine ve Rojava özerk yönetimine yıkmaya çalışmaktadır. Bu yalanları tutmayınca Medya Savunma alanları ve Rojava’ya dönük yeni bir saldırıya dönüştürmüşlerdir. Taksimdeki saldırının daha ilk saatlerinde organize suçlar bakanı Süleyman Soylu yaptığı açıklamada hareketimizi ve Rojava özerk yönetimini hedef göstererek işledikleri suçu örtbas etmeye çalışmıştır. Taksim saldırısıyla MİT-devlet işbirliğiyle nasıl bir komplocu plan tezgahladıkları ortadadır. Türkiye kamuoyunun Taksimdeki saldırının peşini bırakmadan tüm detaylarıyla aydınlatma sorumluluğu vardır. AKP-MHP faşist iktidarı, Taksim saldırısıyla suçüstü yakalanmıştır. Böyle bir iktidar tüm Türkiye halklarının can güvenliğini ve geleceğini tehdit etmektedir. Medya savunma alanları ve Rojava’ya yapılan kapsamlı hava saldırısı Kürtlerin, Türkiye ve Ortadoğu’nun demokratik geleceğini ortadan kaldırmaktır. Kürt halkının özgür iradeli yaşamını ve varlığını hiçbir biçimde kabul etmeyen Türk devleti, dehşet düzeyinde yeni komplo ve saldırılar geliştirmektedir. Uydurma yalan ve bahanelerle Türkiye ve uluslar arası kamuoyunu inandırmaya çalışsa da, bomba kendi ellerinde patlamıştır. Çöken AKP-MHP iktidarının, bombalı planı çökmüştür. Halka karşı bu suçu işleyen faşist iktidardan Türkiye halkları hesap sormanın peşini bırakmamalıdır.
G-20 zirvesinden sonra faşist iktidarın medya savunma alanlarına ve Rojava’ya dönük askeri saldırılarında Amerika ve Rusya başta olmak üzere Koalisyon güçleri sorumludur. Kürdün kanını akıtmakla hiçbir güç, amacına ulaşamayacaktır. 21.yüzyılda ne pahasına olursa olsun Kürt halkı varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama mücadelesinden vazgeçmeyecektir. Bu saldırıların hesabını sormayı sürdürecek, direnişle cevap vererek Ortadoğu halklarıyla özgür Kürdistan-Demokratik Ortadoğu hedefine ulaşacaktır. Tüm halkımız bulunduğu yerde seferberlik halinde suç aygıtı olan çeteci, kontra AKP-MHP iktidarı yıkılıncaya kadar ayakta olup hesap soracaktır. Aynı zamanda bu suça ortak olan, destek veren ABD, Rusya ve AB siyasetine karşı etkili bir mücadele yürütmelidir. Bu vahşi saldırıda yaşamını yitiren ve şehit düşen yurtsever halkımızın ailesine ve Kürdistan halkına başsağlığı diliyoruz.
Mücadeleci ve direnişçi kadınlar şahsında Kürdistan, Ortadoğu ve Dünya genelinde anacıl kültür mirası ve insanlık değerleriyle, erkek-devletin egemen ideolojisi ve iktidarcı sistemine karşı mücadele eden, direnen kadınları, Jin, Jiyan, Azadî felsefesinin ruhu ve inancıyla yaratmış oldukları hakikate karşın sevgi ve minnetimizi belirtiyoruz.
Kadın ve özgürlükçü halkların yürüyüşü, tarihten günümüze kadar Ana Tanrıça kültüründen mirasını almıştır. Mirabel kardeşlerin mücadelesinden Rozalara, Saralardan Aysel, Delal, Bêrîvanlara, Jiyan, Nagihan ve Helbestlerden Jîna Eminilere kadar bu köklü tarihi miras, Kürdistan Özgürlük Hareketinin 50 yıllık mücadelesiyle tek yürek ve tek beden olmuştur. Bu esaslar üzerine Kadın Özgürlük Mücadelesi şehitlerini anarak, bu hakikat temelinde erkek-devletin faşist, soykırımcı zihniyetine karşı Zap, Metina ve Avaşin’de insanlık onuru adına özgür yaşam değerlerini koruma amaçlı direnen ve şehadete ulaşan yoldaşları saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.
Kürt kadınları ve Kürt halkı olarak ağır bir mücadele döneminden geçmekteyiz. İşgalci, faşist Türk devletinin soykırım saldırıları topyekûn bir biçimde ve tüm insanlık dışı yol-yöntemlerle devam etmektedir. Aynı saldırılar kapitalist sistem ve erkek egemen zihniyet tarafından kadınlara karşı da yürütülmektedir. Yaşamın tüm alanlarında kadınlara ve kadınlar şahsında tüm topluma karşı çok yönlü saldırılar cinsiyetçilik, şoven, bilimcilik ve dincilik zihniyetiyle devam etmektedir. Egemen sistem ve erkek-devlet kendisini ve ideolojisini, kadın ve yaşam katliamları üzerinden besliyor, hem kadın mücadelelerine karşı çaresiz bir durumda kalmış ve hem de iktidarını elden bırakmamak için her türlü şiddet ve insanlık dışı uygulamalarla kadın mücadelesi ve örgütlü iradesini ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.
Erkek egemen sistem, özgür yaşama karşı olan zihniyet, ideoloji ve diktatör anlayışının temelini, kadının iradesizleştirme, şiddet, faşizm, soykırım, katliam ve kadın-yaşamı anlamsızlaştırma üzerinden inşa etmiştir. Tüm tarihi süreç ve dönemlerde iktidar zihniyeti ve egemen sistemi insanlık değerleri ve ahlakından uzak kirli yöntemlerle, kadın ve toplum iradesine karşı geliştirmiştir. Bu süreçte insanlığın yüz yüze kaldığı toplumsal, siyasi, kültürel ve ahlaki krizler, kaynağını kapitalist modernite sistem gerçekliği ve erkek-devlet egemenliğinden almaktadır. Erkek-devlet ve onun egemen sistemine karşı kadınlar artık boyun eğmiyor. Tarihi konakta gelişen kadın mücadelesi egemen sistemde bir korku yaratmıştır. Kadınlara yönelik saldırıların ağırlığının sebebi ve yürütülen şiddet, temelini kadınların vazgeçilmez hakikatlerinden alıyor. Güçlü, örgütlü irade ve kadınların ortak mücadelesi erkek-devletin bu hırs ve çok yönlü saldırılarına karşı çıkabilir.
Bu sistemde kölelik, iradesizlik, örgütsüzlük, mücadelesizlikten başka yaşam şansı kadınlara ve kadınlar şahsında topluma tanınmamıştır. Kürdistan’da da Önderliğimizin tarihi çıkışı ve özgürlük yürüyüşü ile birlikte devrimci mücadele ve direniş özgür kadın, özgür yaşam ve insanlık hakikati temelinde yaratılmıştır. Önder APO, toplumun kurtuluşunu kadın kurtuluşu olarak tanımladı. Bu tanımlama gün geçtikçe daha derin bir şekilde gerçeklikle karşılaşıyor.
Mirabel kardeşler şahsında kadına karşı şiddete karşı mücadele günü olarak gelişen 25 Kasım’ın tarihi gerçekliği, tüm kadınlar için mücadele mirası olmuştur. Kadınlar tarihte her zaman iktidarcı devlet ve erkeğin cinsiyetçi zihniyetine karşı mücadele yürütmüştür. Zulüm ve haksızlığa boyun eğmemiştir. Kadınların mücadele, örgütlenme ve direnişleri günümüzde de aynı çizgi üzerinde, aynı amaç ve felsefe doğrultusunda yürütülmektedir. Amacında net olan mücadeleyi hiç bir engel durduramaz.
Kadın mücadelesinin ulaşmış olduğu aşama, nettir. Kadın mücadelesi “Jin Jiyan Azadî” felsefesinden yola çıkarak bu yeni mücadele dönemine geçmiştir. Kürt Kadın Özgürlük Hareketimiz, partileşme ruhu, öz savunma bilinci ve örgütlülüğüyle, demokratik ekolojik kadın özgürlükçü toplum paradigmasının toplumsal bir sisteme dönüşmesi kararlılığıyla bu dönemin öncülük rolünü üstlenmiştir. Kadın mücadelemiz tarihi olduğu kadar çetin bir dönemden de geçiyor. Bu çağ kadınların, özgürlük isteyen halkların ve insanlığın kadın mücadelesi etrafında birleşenlerin olacaktır.
“Kadınlar dünyayı değiştirecek” hakikati artık kadın mücadelesinde ifadesini bulmaktadır. Günümüz mücadele aşamasında, dünya genelinde kadınlar “Jin Jiyan Azadi” şiarı etrafında toplanmıştır. Bu yeni bir kadın mücadelesi aşamasını ifade etmektedir. “Jin Jiyan Azadi” şiarı tüm dünyada büyük bir yankı uyandırmıştır. Kadın devrimini gerçekleştirme olanağını da mümkün kılmıştır. Kadınlar bu irade ve inançla mücadele etmektedirler. Kuşkusuz büyük bedeller ödüyorlar, özgürlük bilinçlerini derinleştiriyorlar ve iradelerini güçlendiriyorlar. En önemlisi de örgütlenmelerini geliştiriyorlar. Kadınlara yönelik şiddetle mücadele gününü bu temelde anlamlandırıyorlar.
Biz Kadın Özgürlük Partisi (PAJK) olarak, mücadeleci kadınların birlik ve mücadele hakikati kapsamında mücadelemizi yükseltiyoruz ve örgütlenmemizi güçlendiriyoruz. Özgür bir yaşam, eşitlik ve demokrasinin gelişimi için özgür yaşam felsefesini temel alarak direnişimizi güçlendiriyoruz ve mücadelenin daha da ileriye taşırılmasını başarının temel ölçüsü olarak görüyoruz. Bu görevleri yerine getirmenin temel ölçüsü ve ilkesi, kendini örgütlemek ve mücadeleyi yükseltmekten geçer. Artık kadınlar kapitalist modernite sisteminin çatısı altında yaşamak istemiyor. Kadınlar kendi sistemlerini, yani demokratik modernite sistemini inşa etmenin adımlarını atıyorlar. Çünkü 21’inci yüzyılda Dünya Kadın Konfederalizmi projesi, temel çözüm projesidir.
Bu kararlılık ve inançla devrimci kadınların Kürdistan, Ortadoğu ve dünyada yürüttüğü mücadele ve direnişi selamlıyoruz. Özellikle İran rejiminin ağır baskı, işkence ve katletme saldırılarına rağmen direnişten, özgürlük ideallerinden vazgeçmeyen, bu konuda ısrarlı olan Rojhilatê Kurdistanlı ve İranî tüm kadınları selamlıyoruz. Bu temelde kadın devrimini kesinleştireceğimiz yönünde kararlılığımızı belirtiyor ve mücadelemizi ısrarla sürdüreceğimizi ifade ediyoruz.
PAJK KOORDİNASYONU
YORUM GÖNDER