KÜRTÇE KONUŞMAK EN TEMEL EYLEMİMİZ OLMALI
KCK Eğitim Komitesi, “Günlük rutin faaliyetlerden her türlü toplumsal üretim süreçlerine kadar dilimizi kullanarak, hayatla dil üzerinden ilişki kurarak, demokratik ulus yaşamını tüm dillerin ifade alanı bulduğu biricik seçenek haline getirmeliyiz" dedi.
“Anadilde eğitim ne kadar meşru bir hak ise, bu hakkın elde edilmesi için yaşamın tüm alanlarında örgütlenmek ve eyleme geçmek de meşru ve vazgeçilmez bir hak ve gerekliliktir” diyen KCK Eğitim Komitesi, Kürt Dil Bayramı’nı başta kültürü, kimliği, dili ve varlığı yasaklanmış, yok sayılmış bir halkın özgürlük umudunu mücadeleye taşıyan, bu uğurda hiçbir engel tanımayan Rêber Apo'ya, halkının varlığı, dili, değerleri ve özgürlüğü uğruna ölümü kendisi için bir son görmeyen ve ölümsüzleşen şehitlerimize, tüm yasak, baskı, sindirme, işkence ve ölümlere inat kendi dilinde şarkı söyleyen, zılgıtlar çeken, kahramanlık hikayeleri anlatan, ağıtlar yakan ve diz çökmeyen direnişçi halkımıza ve halklara kutluyoruz” dedi.
Komite’nin yazılı mesajının devamında şu ifadeler yer aldı:
“KCK Eğitim Komitesi olarak Dil, salt bir iletişim aracı değil; bir halkın kendi kimliği ve kültürünü yaşatabilmesi ve yarınlara taşıyabilmesinin de en önemli aracıdır. Her dil, o dili konuşan toplumun tarihinin, kültürünün, edebiyatının, sanatının ve yaşam felsefesinin taşıyıcısıdır. Bu anlamda halkımız yüzyıllardan beri kendisine reva görülen dil kırım, kültür kırım ve fiziki soykırım saldırılarına karşı en ağır bedelleri göze alarak diline, kültürüne ve varlığına sahip çıkmaktan asla taviz vermemiştir.
Değerli halkımız, saygıdeğer kamuoyu;
Bizler halk ve bu halkın Özgürlük Hareketi yürüyüşçüleri olarak, Ortadoğu’da iki hayati pratiğin kaynağında duruyor ve öncülüğünü yapıyoruz: Tarihsel bir yalan uygulaması olarak inkarın reddi ve bütün kimliklere, türlere, varlıklara, dillere, seslere ve fikirlere dayatılan inkarın reddi. Ne isek o olabilmenin pratiğini yürütüyoruz. Tanrı bizi nasıl yarattıysa, anamızdan nasıl doğmuşsak, hangi dil ile insan olmuşsak o hakikatimizle yaşamak istiyoruz. Bütün dillere, seslere, renklere özgürlük istiyoruz. Unutmamalıyız ki, demokrasi açısından hem en verimli tarihsel anda hem de en renkli bir tarihsel mekanda bulunuyoruz. Sayısız farklı kimlik, topluluk, dil, din, etnisitenin kesiştiği bu mekanda bütün farklılıkların bir arada yaşaması ve kendini ifade etmesi halklarımız için en anlamlı bayram olacaktır. Rojava Devrimi ise bu bayramın bizzatihi kendisidir. Ne mutlu ki, Rojava Devrimi gerçek bir kültürel devrim olarak, tüm dillerin ve seslerin kendi anadilinde özgür yaşamı geliştirme arayışına öncülük etmektedir.
DİL; KİMLİKTİR, ONURDUR, ORTAK HAFIZADIR
Önderliğimiz anadilin önemine ilişkin şunları belirtmektedir; “Dilin gelişkinlik düzeyi yaşamın gelişkinlik düzeyidir. Bir toplum anadilini ne kadar geliştirmişse, yaşam düzeyini o kadar geliştirmiş demektir. Yine dilini ne denli yitirmiş ve başka dillerin hegemonyası altına girmeyle karşılaşmışsa o denli sömürgeleşmiş, asimilasyona ve soykırıma uğramış demektir. Bu gerçekliği yaşayan toplumların zihniyet, ahlak ve estetikçe anlamlı bir yaşamlarının olamayacağı, hasta bir toplum olarak silininceye dek trajik bir yaşama mahkum kalacakları açıktır."
Bu gerçekler ışığında dil, ortak kimlik, onur ve toplumun ortak hafızasıdır. Toplumsal hafızanın korunması ve geliştirilmesi anadilin korunması ve geliştirilmesi ile birebir bağlantılıdır. İnkârın soykırımla buluştuğu pratik; dilin yasaklanmasıdır. Kürt dilinin yasaklı, sakıncalı, bölücü, geri ve ilkel olarak tanımlanması, esasen Kürt varlığının ortadan kaldırılması siyasetidir. Bizler de bu soykırıma karşı daha fazla Kürtçe konuşarak, yazarak, düşünerek, örgütlenerek direnmeli ve dilimizi yaşatma mücadelesini her zamankinden daha keskin yürütmeliyiz. Bu noktda asimilasyonla mücadele kadar oto-asimilasyonla da günlük olarak mücadele içerisinde olmak özgür yarınlara inanan her Kürt’ün vazgeçilmez görevidir.
KÜRT DİLİ, KÜRT HALKININ XWEBÛN GERÇEĞİDİR
Kürt Dil Bayramı, asimilasyon politikalarına karşı bilinç edinme, yok etme siyasetine karşı direnme, hafızasızlaştırma anlayışına karşı toplumsal hafıza kazanma günüdür. “Gerçek yoktur, dil vardır” tespiti, dilin bir halkın var oluşundaki vazgeçilmezliğini göz önüne sermektedir. Bu anlamda Kürt dili Kürt halkının xwebûn gerçeğidir. Şiddet ve özel savaşın tüm araçlarıyla yok edilmeye, unutturulmaya çalışılan dilimize sahip çıkmak dün olduğu gibi bugün de siyasi varlığımızın, mücadele geleneğimizin, tarihe ve halkımıza karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir.
Unutmamalıyız ki, dil genç kuşaklar aracılığıyla yaşar ve sonraki kuşaklara aktarılır. Eğitimle gelişir, edebiyat, sanat ve kültür ile çiçek açıp güzelleşir. Günlük rutin faaliyetlerden her türlü toplumsal üretim süreçlerine kadar dilimizi kullanarak, hayatla dil üzerinden ilişki kurarak, demokratik ulus yaşamını tüm dillerin ifade alanı ve imkanı bulduğu biricik seçenek haline getirerek “devrim yapan değil, devrimin kendisi” olmalıyız. Halkımız, gerek ülke gerekse yurt dışında Kürtçe konuşmayı, yazmayı anadili ölümsüzleştirmenin en temel eylemi olarak görmeli, bulunduğu her yerde anadilde eğitimin güvenceye alınması, kamusal alanda anadil kullanımının önündeki engellerin kaldırılması mücadelesini güçlü bir biçimde yürütmeli ve dilsel homojenleşmeyi dayatan asimilasyoncu politikalara asla geçit vermemelidir.
Hawar Dergisinin 90. kuruluş yıl dönümü olan 15 Mayıs Kürt dil bayramını, asimilasyon ve inkar politikalarına hiçbir zaman boyun eğmeyen Kürt halkını ve büyük bedeller ve emeklerle Kürt dilini yaşatan ve geliştirenleri Celadet Ali Bedirxan ve yoldaşları şahsında selamlıyor, Kürt Dil Bayramı'nı bir kez daha başta halkımız olmak üzere tüm halklara kutluyoruz.”
KAYNAK: ANF/ BEHDİNAN
YORUM GÖNDER