“DEVRİMİN YOLUNDAYIZ… DENİZLERİN YOLUNDAYIZ!”
Deniz Gezmiş tutsak düştüğünde “nereden geliyorsun” diye soran zamanın İçişleri Bakanı’na “Devrim yapmaktan geliyorum” yanıtını vermişti. Bu yanıttaki kararlılık ve inanç 6 Mayıs 1972’de darağaçlarını da yenerek ölümsüzlüğü kucaklayan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın yaşamları boyunca ortaya koydukları devrimci pratiğe hep yön vermişti. Sarsılmaz bir inanç ve ölümüne kararlılık… Bu yüzden ezilen halkların ve emekçilerin yüreğinde ve bilincinde birer bayrak, birer meşale oldular. Ve o günden bu güne ne o bayrak yere indi ne de yolumuzu aydınlatan, yüreğimizi ısıtan o meşale gücünden bir şey kaybetti. 6 Mayıs savaşçıları faşizme karşı savaşta en öne sıçrayan, cesarette ve namluları dolduran tarihsel kinde hep varoldular.
Yaşadılar, yaşıyorlar, yaşayacaklar. Kurtuluşu uğruna her şeylerini feda ettikleri bu topraklar onları hiç unutmadı. Hüseyin İnan’ın son sözleriyle devrettiği mücadele bayrağı bugün Türkiye ve Kürdistan halklarının birleşik mücadelesinde hala en önde dalgalanıyor.
Büyük devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın ölümsüzlüğe yürüyüşlerinin 50. yılında bugün Kürdistan ve Türkiye topraklarında büyük bir savaş sürüyor. Faşist iktidar, ezilen halklara, emekçilere ve onların devrimci öncülerine karşı amansız bir savaş yürüterek egemenliğini korumaya, çalarak, çırparak, baskıyla, zulümle iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Polis, ordu, mahkeme, zindan ve çırılçıplak bir zor. Baskı ve zulümün boyutu bu kadar açık, bu kadar net. Ama nafile, iktidarları ve egemenlikleri gün geçtikçe birleşik devrim dalgası karşısında zayıflıyor, güçten düşüyor. Faşist devlet yönetemiyor! Her geçen gün daha belirginleşen ideolojik yarınsızlıkları ve politik güçsüzlükleri faşizmin elinde umutsuz bir savaş dışında bir şey bırakmıyor.
Kürdistan ve Türkiye topraklarında bir savaş var! Ezenle ezilenin amansız, uzlaşmaz savaşı. Ve işte tam orada biz varız! Birleşik devrim var.
Meydanlarda köklü bir değişim isteğini haykıranlar, faşizmin yasaklarına meydan okuyup devrimin meydanını kuşatanlar var. Her gün onlarca direnişle isyan eden işçiler, toprağını talana karşı savunan köylüler var. Direnen, faşizme boyun eğmeyen halklar var. Faşizmin her seferini bozguna uğratan dağlarda her biri birer dağ olan gerilla var. Faşizmi, en “değerli” kurumlarında vuran, işkencecilerden hesap soran, soysuz taşeron “bittiler” “yapamazlar” diye avaz avaz bağırırken dört bir yanda şehirleri savaş cephesine çeviren milisler var. İşkenceli sorgulardan baş eğmeden çıkan, zindanlarda direniş ateşini harlayanlar var. Büyük bir inanç ve kararlılıkla “Bu savaşı kazanacağız düşmanı yeneceğiz” diyenler var. Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin, Mazlumların ardılları, yoldaşları var. Halkların Birleşik Devrim Hareketi var.
Tüm ezilenler;
Savaşmaktan başka yol, Birleşik Devrimden başka kurtuluş yok!
Bu bezirgan saltanatını yıkabiliriz. Yıkacağız! Özgürlüğü, sosyalizmi kurabiliriz. Kuracağız! Zaferi kazanabiliriz. Kazanacağız!
HBDH, sizi Denizlerin devrim düşünü gerçek kılmak için savaşmaya, savaşanların yanında saf tutmaya çağırıyor. HBDH sizi devrim yapanların saflarında Birleşik Devrimi büyütmeye çağırıyor.
Ölümsüzlüklerinin 50. yılında yüce devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan yoldaşları sevgi ve minnetle anarken, onların ve tüm ölümsüzlerimizin anılarına bağlı kalarak zafere doğru yürüyüşümüzü, tıpkı onlar gibi kararlılıkla sürdüreceğimiz sözümüzü yineliyoruz.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan Yoldaşlar Ölümsüzdür!
Yaşasın Birleşik Devrim!
HBDH YK
YORUM GÖNDER