BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(26.BÖLÜM)
BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(26.BÖLÜM)
0 Yorum
573
28-11-2021

15 AĞUSTOS ATILIMI VE GÖRKEMLİ DİRİLİŞ SÜRECİ

Tarihe İradi Bir Müdahale Olarak 15 Ağustos Atılımı ;
1984 yılına girildiğinde ilk etapta yapılması gereken hazırlıkların önemli bir kısmı yapılmıştı. Geriye tek bir hedef kalıyordu: Hiç gecikmeden gerilla direniş mücadelesini başlatmak! Bu dönemden sonra yaşanacak gecikmeler süreci oldukça olumsuz etkileyecekti. Çünkü 12 Eylül cuntası toplumsallığa dair tüm değer yargılarını yok etme siyasetini olanca hızıyla yürütmekteydi. Cezaevinde idamlar gündemleştirilmişti. Devrimci hareketlerin dirilmemecesine tasfiye edilmeleri için etraflarında örülen çember giderek daraltılmaktaydı. Toplumsal gerçeklik alabildiğine yozlaşma ve çürümeye tabi tutulmaktaydı. Toplumsal hafızaya dair tüm gözenekler ustalıkla tıkatılmaktaydı. Gelinen aşamada silahlı direniş yöntemini başlatmak gerçekçi bir savunma için tek seçenek durumundaydı. Başka bir yöntem ya da alternatif kesinlikle bırakılmamıştı. Mücadelesizlik 12 Eylül askeri faşist sisteminin yerli yerine oturtulmasına zemin sunacaktı, ya da bu darbenin çok rahat bir biçimde kendi sistemini topluma hakim kılmasının bir ayağı olunacaktı. Bu darbeyle halk Türkiye ve Kürdistan’da tamamen susturulmuştu. Hem dışarıda hem zindanlarda tam bir vahşet uygulanmaktaydı. İnsanlar adeta uydulaştırılmıştı. İşkence doğal bir yaşam biçimi haline getirilmişti. Yüzlerce insan işkenceyle katledilmiş, onlarcası idam sehpalarında “ibreti alem” için asılmıştı. Bu vahşete karşı PKK’nin devrimci sorumluluk anlayışı sessiz kalınmasına izin veremezdi. 

Başta Diyarbakır zindanı olmak üzere sorumluluk duygusu taşıyan devrimci odaklar direnişi geliştirmek durumundaydı. Diyarbakır zindanı tarihte eşine ender rastlanır yöntemlerle teslim alma ve ihanet ettirme merkezine dönüştürülmeye çalışıldı. Vahşette Vietnamlıların tutulduğu Saygon zindanını bile geride bırakmıştı. Buna karşı Mazlumların, Kemallerin, Hayrilerin ve Ferhatların eylemleri birer çağrı niteliğindeydi, yani direnişi boyutlandırma mesajıydı. Bu direnişler yaşanan vahşete karşı yükselen insanlığın sesiydi. Tüm bu nedenler Ortadoğu ve dünya dengelerinde yaşanmaya gebe olan siyasal dengelerle birleşince, süreç yeni bir gecikmeyi kabul etmemekteydi. Dolayısıyla uzun zamandır üzerinde düşünülen mücadele perspektifi, uğruna kapsamlı hazırlıkların yürütüldüğü atılımın başlatılmasını zorunlu kılmaktaydı. Önderlik yine çalışmaları yakından takip ederek yaşanan tıkanıklıklara anında müdahale ediyordu. Böylece atılımın önünde engel teşkil eden anlayışlarla sürekli mücadele halindeydi. Bunun için ülke içerisinde de öncü birimler tarafından kısmi bazı hazırlıklar yapılmıştı. Bu aşamada halkların onurunu ve özgür geleceğini savunmanın tek yolu gerilla savaşıydı. Bu nedenle bir savunma savaşını başlatmak için gecikmemek büyük önem taşımaktaydı. Ancak yine de belirttiğimiz nedenlerden dolayı gecikmeler yaşanmıştı. Bunun üzerine bizzat Önderlik 1984 yılının son gruplarını kendi sahasından gönderirken onlara kesin talimat vermişti: “Gidin atılımı siz başlatın, oradaki yönetime de silahlarını bırakmaları gerektiğini söyleyin!” Bu talimatla gelen grup Zap’ta yönetimle karşılaştığında yönetimin eylem kararı aldığını, artık pratikleştirme aşamasına geldiklerini görmüş ve böylelikle onlar da sürece katılmışlardı. Çünkü yönetimin Lolan’da yaptığı toplantıda 15 Ağustos eylem planlaması temelinde grupların görev başına gitmeleri kararlaştırılmıştı ve pratikleştirilme sürecindeydi. 

Bu nedenle Önderlik sahasından giden grup da sürece katılarak güç vermişti. Önderliğin müdahalesi, atılımın daha fazla gecikmeden başlatılması gerektiği yönündeki ısrarı ve önemi gösteriyordu. 15 Ağustos’ta geliştirilecek atılımın hazırlıkları bu eksende planlandı. Üç ayrı merkeze yönelik kapsamlı askeri yönelimler gerçekleştirilecek, baskınlarla bu merkezler bir süre denetime alınacak, böylece eylemin amacı halka ve kamuoyuna daha güçlü yansıtılacaktı. Planlama Eruh, Şemdinli ve Çatak’tan oluşan üç merkez üzerinde yapılmıştı. Bilindiği gibi Eruh ve Şemdinli grupları planlamayı yerine getirerek rollerini oynarlarken, Çatak grubu eylem yapmamış, hatta eylem için girişimde dahi bulunmamıştı. Çatak grubunun sorumlusu Terzi Cemal’di. Terzi Cemal 15 Ağustos Atılımı’nın yapıldığı saatlerde eylem grubunda olması gereken arkadaşları savunma için muazzam bir dağ olan ve tüm savaş süreci boyunca Türk ordusunun ancak bir-iki kez girebildiği oldukça sarp Kato Xelilan’a yerleştiriyor. Grubu orada sığınaklara gizliyor. Eylem yapma talimatı ona ulaşmasına rağmen böyle bir talimatın geldiğine dair kimseyi bilgilendirmiyor. Talimatı cebine koyarak, süreci arkadaşlardan gizliyor. Bu nedenle o grupta bulunan arkadaşların atılımdan haberi olmuyor. Arkadaşlar neden sığınaklara girmeleri gerektiğini sorduklarında verdiği yanıt “Siz şimdi anlamazsınız, bugün yer yerinden oynayacak” biçimindedir. Sonradan örgüte eylem yapmama gerekçesini talimatın kendisine çok geç ulaşmasına ve bu nedenle hazırlık yapmamasına bağlamış ve III. Kongre sürecinde herkesi buna ikna da etmiştir. O dönemde neden eylem yapmadın, hesabını ver vb bir yaklaşım olsaydı bu tipin gerçekliği ve niteliği erken ortaya çıkardı. Terzi Cemal kendisini çok iyi gizleyebilen bir tipti. Uzun yıllar kendisini çok ustalıkla gizlemeyi başarmış, Amed’e kadar gidip gelmiş, gidiş geliş sürecinde birçok oyun çevirmesine rağmen dışarıya renk vermemiştir. Çatak grubundan sorumlu olmasına rağmen eylemi yapmamış, sonradan bin bir hileyle eylem yapmamayı çok normal bir durum olarak göstermeyi becererek, III. Kongrede bile gündeme girmesini engellemiştir. 

Bu kişi her ne kadar atılımı Çatak’ta boşa çıkarmaya dönük provokatif girişimlerde bulunup, eylem yapmayarak direniş savaşının etkisini azaltmaya çalışsa da, Şemdinli ve özellikle de Eruh’ta ortaya çıkan sonuç, tarihi nitelikte sonuçlar yaratmıştır. Kürdistan halkı ve dünya kamuoyu bir sonraki güne çok farklı başlayacaktı. Pek kimsenin tahmin etmediği, böyle bir atılımı beklemediği, hatta ihtimal dahi vermediği bir direniş süreci başarıyla ve resmen başlatılmıştı. Kürdistan tarihinde yeni bir dönüm noktasına gelinmişti. Ortadoğu ve bölge üzerinde çıkarı olan, siyaset yürüten bütün güçler hesaplarını yeniden yapmak zorunda kalmışlardır. 15 Ağustos Atılımı, bölge denkleminde yarattığı değişim rolüyle de tarihi bir sürecin başlatılmasını beraberinde getiriyordu. Bu açıdan Kürdistan tarihi ve Ortadoğu denklemini 15 Ağustos’tan önce ve sonra olmak üzere iki ayrı dönem halinde tanımlayacak bir gelişim seyrini doğuruyordu. Bu eylemin siyasal sonuçları kadar, askeri sonuçları ve kazanımları da bir o kadar önemlidir. Çünkü tarihsel seyrin Kürdistan’da ortaya çıkardığı gerçeklik ve ‘makus yenilgi’ tarihi bu atılımla yerle bir edilmişti. Klasik Kürt köylü isyancılığının yenilgiye açık tarzı, zihniyet ve tüm uygulama araçlarıyla bilinçlere çıkarılmış, buradan çıkarılan derslerle bir daha o talihsiz durumlara düşülmeyeceği ortaya konulmuştu. İsyanların kahredici yenilgili ruh hali artık geride kalıyordu. Ortaya çıkardığı en önemli etken Kürt’ün kölelik zincirlerini bir daha takmamak üzere kırmasıdır. Çünkü en başta düşüncede ve psikolojide kazanılmıştır. İlk mermi bir nevi beyinlerdeki kölelik ve yenilgili ruh haline sıkılmıştır. En önemlisi de askeri olarak dönemin kriterlerine uygun, çağın ihtiyaçlarını karşılayan gerilla savaş teorisini Kürdistan’da başarıyla uygulamanın güçlü bir adımı olmuştur. 

15 Ağustos Atılımı’nın en başarılı planlaması ve eylemi Agit arkadaşın komutasında Eruh’ta gerçekleşendir. Eylem, planlama ve pratik olarak bizzat Agit arkadaş komutasında gerçekleşmiş, eylem öncesi yapılan planlama olduğu gibi pratikleştirilmiştir. Bu eylemde Erdal (Mustafa Yöndem), Bedran (Mehmet Sevgat) gibi devrim inancı ve halk özgürlük bilinci yüksek olan değerli komutan yoldaşların katkıları belirleyici olmuştur. Eylemin keşfini bizzat Erdal arkadaş ilçe merkezine gündüz inerek yapmıştır. Eylem planlaması ise Çırav dağında gerçekleştirilmiştir. Yüksek saldırı ruhuyla gerçekleşmiş bu eylem çok iyi organize edilmiştir. Saldırı ve savunma kolu, propaganda ve yol kesme grupları görevlerini başarıyla yapmıştır. Eylemin başlamasıyla kısa sürede tüm ilçe denetime alınmıştır. İlçede bulunan tüm kurumlardaki resmi görevlilerde büyük bir şaşkınlık yaşanmıştır. Adeta şok olmuşlardır. Kimi kurum müdürleri tavuk kümeslerine saklanmışlardır. Çünkü hiç beklemedikleri bir eylemdir. Kim bu kadar korkulan bir orduya karşı eyleme geçmeye cesaret edebilirdi ki? Bunu asla düşünemediklerinden haliyle müthiş bir panik durumunu yaşamışlardır. Eyleme bazı milisler de katılmıştır. Eylem gücü toplam 30 arkadaş civarındadır. Saldırı kol komutanı olan Erdal arkadaş, bir buçuk dakika içinde nizamiyeyi ele geçirip, karakolun ikinci katına çıkmıştır. Vuruş tarzında müthiş bir keskinlik vardır. Agit arkadaşın olduğu her yerde bu tarzda bir keskinlik, amaca kararlı yürüme ve sonuç alıcılık vardır. Karakol eyleminde, amaç asker öldürmek değildir. Zaten bir asker ölüyor, birkaç asker hafif yaralanıyor, diğerleri ise sıraya dizilip esir tutuluyor. Hükümet konağındaki depoda bulunan silahlar da bir kamyona yüklenip Çaçê dağının eteklerine götürülüyor. Buradan Garısa taraflarına çıkılıyor. Silahların sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte, mücadele tarihimizde en fazla silahın kaldırıldığı bir eylemdir. 

Şemdinli’deki eylemde ise Ömer (Mustafa Ömürcan), Zeki (Emin Taştan) gibi değerli arkadaşlarla Gözlüklü Ali gibi tecrübeli komutanlar yer almıştı. Eylemin uygulanması sırasında her ne kadar yetersizlikler yaşanmış, istenilen düzeyde pratikleşmemiş olsa da, eylem belli sonuçlar almıştır. Gereken yerlere verdiği mesaj bakımından rolünü oynayan bir eylem olarak gerçekleşmiştir. 15 Ağustos Atılımı’nın hazırlıkları güçlü yürütülmemesine karşın, ortaya çıkardığı gelişmeler tarihsel önemdedir. Hazırlıkların ihtiyaca cevap verebilecek düzeyde olmamasında yönetimin ve tereddütlü tutumun payı belirleyicidir. Selim Hoca denilen kişinin bunda payı büyüktü. Sonradan da anlaşıldığı üzere, mücadele için gereken kararlılığı, halka inancı ve fedakarlığı yoktu. Esasen süreci ısrarla geriye çekmeye çalışan bazıları daha bulunuyordu. Tam militan olmaya karar vermemişler, özellikle bazıları cunta geldiğinde arandıkları için harekete sığınmışlar, eski olduklarından Önderlik biraz değer vermiş, dolayısıyla yönetime seçilmişlerdi. Selim Hoca’yla beraber Ziyad denilen kişi de bu durumdaydı. İkisi de düzende memurluk yapmış, biri mühendis, biri de öğretmendi. Devrimci mücadelede de hep görev yapmaya açık olduklarını yansıtıyorlardı. İşin içine girmiş olmalarına rağmen aslında böyle bir görev için hazır değillerdi. Selim denilen kişi bir savaşın komutasını yürütecek düzeyde bir potansiyeli yakalamak için gereken adanmışlığa kendini yatırmamıştı. Bu gerçekliğin yanında Fatma’nın uğraştıran, daha çok süreci bozmaya hizmet eden tutum ve davranışları da ayrıca süreci ağırlaştıran diğer bir etken durumundaydı. Yani esas olarak Önderliğin ve dürüst kadroların samimi bir süreci başlatma çabaları karşısında, bunu alttan alta bozan, geriye çeken kişilikler de az değildir. Aslında Semir provokasyonunun hitap ettiği ve dayandığı taban da saflarda bulunmasına rağmen özünde tereddüt ve kararsızlığı yaşayan, devrime ve halkın gücüne güvenmeyen kişiliklerdir. Bu tür kişiler eğer ortaya çıkıp niyetlerini açık açık söyleseler bunun anlaşılır bir yanı olacaktı. 

Ancak bunu yapmayıp gizliden gizliye, alttan bozmaları kadar daha tehlikeli bir durum olamazdı ve bu davranışları onları ikiyüzlü kişiler haline getirmekteydi. Eğer Önderliğin çok dikkatli, zamanında gerekeni yapan, kazanımcı, ikna edici, yüksek performans ve mücadele yöntemi olmasaydı bu gibi kişiliklerin büyük tahribatlar yaratması ve tasfiyenin gerçek birer zemini haline gelmesi işten bile değildi. Çünkü dürüst kadroların bir kesiminde de tereddütlü yaklaşım vardı. Bu tereddütlü yaklaşım ikiyüzlü kişiliklere de cesaret vermekteydi. Bu açıdan sürecin bütün boyutlarıyla hassas bir çizgide yürüdüğü ve nefes nefese sonuç alma mücadelesinin geliştiği açıkça ortadaydı. 15 Ağustos Atılımı gerçekleştiğinde hem HRK (Hêzên Rizgariya Kurdistan), hem de ERNK (Eniya Rizgariya Netewa Kurdistan) ilan edilecekti. ERNK’nin bildirgesini Fatma’nın kaleme alması planlanmış, fakat Fatma bildirgeyi hep geciktirmiş ve yazmamıştır. Bu nedenle ERNK 15 Ağustos’ta ilan edilmemiş ve bundan hareketle ERNK’nin ilanı 21 Mart 1985 yılına sarkmıştır. Bu nedenle yapılan atılım eyleminde sadece HRK’nin ilanı gerçekleşmiştir. Bütün bu durumlara rağmen 15 Ağustos Atılımı’nın gerçekleşmiş olması, Mazlumların, Kemallerin, Hayrilerin ve Ferhatların Amed zindanındaki seslerinin dağda yankılanması haline gelmesi bir başarıdır. Önderlik zindan şehitlerinin anısına sürekli bağlı kalmıştır. Önderliğin bağlılığını gören Semir unsuru “Öcalan, Mazlum’u Kuran-ı Kerim mertebesine yükseltmiş, onunla herkese ölümü sevdiriyor” demiştir. Ülke dışında hazırlık çalışmalarını yürütürken, Önderliğin dayandığı temel güç kaynağı ve Önderliğe en büyük desteği sunan inanç merkezlerinden biri Amed zindan direnişi şehitleridir. Önderlik sürekli zindan direnişlerinin kendisi için bir talimat olduğunu belirtiyordu. 

II. Kongrede alınan ülkeye dönüş kararından sonra, 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Eylemi’nin haberi gelmişti. Bu direniş dürüst olan, yoldaşlığa, değerlere bağlı tüm kadroları ülkeye dönüşte ısrarcı olunması yönünde kamçılamıştı. Aynı zamanda Önderliğin de direniş elini güçlendirmişti. 14 Temmuz eylemi bütün kadrolar üzerinde çok büyük etki yarattı. “Yoldaşlarımız zindanda açlık grevinde şehit düşüyor, hiç beklemeden gidip direnişi başlatalım, gerekirse çatışarak şehit düşelim” yaklaşımı etrafında, bağlı tüm kadrolar birleşmişti. Bir anlamda bu eylemler fedai ruhun gelişmesine yol açmıştır. Eğer fedai ruh bulunmasaydı hiç kimse ülkeye geri dönemezdi. Bu anlamda geri dönüş tarihsel önemde bir süreçtir. Tarih içinde biliyoruz ki çeşitli dönemlerde birçok hareket mücadele ettiği güce karşı yaşadığı zorlanmadan dolayı toparlanmak üzere geri çekilmiş ama geri dönememiş, geri dönenler çok az olmuştur. Bir insanın ülkesinden geri çekilmesi zordur, ama geri dönmesi daha da zordur. Bu nedenle tarih içerisinde hicretten sonra ülkeye geri dönüşü çok az sayıda hareket başarmıştır. Nasıl ki Hz. Muhammed’in Medine’den Mekke’ye dönüşünün altında büyük bir kararlılık, inanç ve iman yatıyorsa, eğer büyük bir inanç ve kararlılıkla değerlere bağlılık olmasaydı PKK de geri dönüşü başaramazdı. Daha önce ayaklanmalar sürecinde de Kürdistan’da göç ve çekilmeler yaşanmıştır. Ama İhsan Nuri Paşa’nın Ağrı’ya dönüşü dışında hiçbir geriye dönüş olmamıştır. İsyanların yenilgiyle sonuçlanması ardından genellikle sürgün ve kalıcı mültecileşme yaşanmıştır. Bu nedenle hiçbirisinde ne planlı geri çekilme ne de geri dönme olmamıştır. İstisna olarak 1946’dan sonra Sovyetlere çekilen Melle Mustafa Barzani, Irak’ta yaşanan rejim değişikliği sonucu koşulların müsait olmasıyla tekrar geri dönmüştür. 

Bu açıdan dava uğruna direnmek ve savaşmak için geri dönüşü gerçekleştiren PKK’nin bu başarısı Kürdistan’da önemli ve anlamlı bir özelliğe sahiptir. Ülkeye dönüşü sağlayan temel güç, değerlere ve verilen sözlere bağlılık, Önderliğin ısrarı, kararlılığı, geliştirdiği eğitim ve Amed zindan direnişiydi. Güç kaynağı bunlardı. Geri dönüşün başarılı olmaması için çaba harcayan birçok güç bulunmaktaydı. Semir’in içten körüklemesinin yanında, bazı Türk solu ve Kürt grupları da ellerinden gelen tüm çabayı harcamaktaydılar. Yine bazı devlet güçleri ve Avrupa’nın bu konudaki çabaları açık ortadaydı. Semir 1983’ün başlarında ihanet ederek kaçtıktan sonra Dev-Yol ve Özgürlük Yolu’nun basın yayın organları kullanılarak yoğun bir karşı propaganda başlatıldı. Hatta Şam’da köşe başlarına yerleştirdikleri insanlar vasıtasıyla rasgele devrimcileri Avrupa’ya çıkarma tekliflerinde bulunuyorlardı. “Avrupa’ya gitmek istiyorsan yanımızda hazır pasaport var, seni hemen gönderelim” biçiminde teklif yapan insanları görevlendirmişlerdi. Ülkeye geri dönüşün olmaması için çok yoğun bir karşıt faaliyet geliştirilmişti. Tasfiyeci kişilikler ile Kürt grupları ve Dev-Yol gibi bilinen bazı Türk sol çevrelerinin karşıt olmalarına rağmen geri dönüş başarıyla gerçekleştirildi. Geri dönüşün sağlanmasında Önderliğe en büyük gücü Amed Zindanı’nda gelişen direnişin verdiğini belirtmiştik. Hareketimizin tümüne yansıyan temel bir anlayış olarak, Önder Apo’nun çarpıcı özelliklerinden birini yazmakta fayda vardır. Önder Apo yoldaşlığa ve yoldaşlık hukukuna sarsılmaz bağlarla bağlı bir kişiliktir. Zaten Önder Apo’yu güçlü devrimci bir hareket oluşturmaya iten en temel nedenlerden biri yoldaşlığa duyduğu bağlılıktır. Mahir Çayanların katledilmesi, Denizlerin idam edilmesi, İbrahim Kaypakkaya’nın işkence ile katledilmesi ve 1971–72 süreçleri boyunca vurulan onlarca devrimcinin anısına bağlılığın bir gereği olarak güçlü bir hareketin çıkışına kaynaklık etmektedir. Bu açıdan Önder Apo’da var olan yoldaşa karşı sorumluluk ve verilen sözlere bağlılık bu hareketin temelini oluşturmaktadır. 

Önderlikteki bu duygu hem anıyı yaşatmaya, hem de intikam hareketi olarak egemen sisteme karşı mücadele etmeye yöneltmiştir. Yine grubun partileşme aşamasına varmasında Haki Karer yoldaşın şehadeti belirleyicidir. Önderlik, Haki Karer yoldaşın şehadetinden sonra, “Kan da döküldü, artık geriye dönmek yok” sözleriyle yoldaşa bağlılığını ve kararlılığını ortaya koymuştur. Yoldaşlık anısına bağlılığın bir gereği olarak parti programını kaleme alması ve sonrasında partileşmeyle zirvelendirmesi bu özelliğe dayanmaktadır. Önder Apo’nun en ayırt edici özelliklerinden biri budur. Bu yüzden yoldaşa, dostluğa bağlılık, sözünün eri olmak ve sözlerinin gereklerini yerine getirmek devrimci hareketimizin temel kilometre taşlarından biri durumundadır. Bu özellik bugün Apocu hareketin temel ahlaksal özelliği ve ruhu durumundadır. Bu ruh olmasaydı, hareketin Kürdistan’a dönmesi, mücadeleyi başlatması mümkün olmayacaktı. Çok zor koşullarda mücadeleyi tekrar ülkeye yönelten, geri dönüşün ruhunu yaratan temel özellik budur. Ülkeye dönüş aşamasında bu ruhtan nasibini almamış kişilikler de vardı. İlkesel düzeyde kendini gerçekleştirmemiş, dürüst olmayan tüm anlayışlar bu dönemde tek tek döküldüler. Kararsızlık gösterenler, sorun çıkaranlar, ayak diretenler oldu ve nihayetinde bu tipler ihanetin akan seline kapılarak, kopmuş oldular. İşte Semir provokasyonu bu kesime ve zemine hitap ediyordu. Bu inançsızlığa ve provokasyona rağmen Önderlik etrafında kenetlenen, ideolojik, felsefi ve duygu itibariyle kendi gerçekliğine ihanet etmek istemeyen kadro yapısının çoğunluğu ülkeye dönüş aşamasında çok kararlı bir tutum sergiledi. Ülkeye dönüşle amaçlanan faşist-askeri cuntaya karşı bir direniş sürecini başlatmaktır. 

Daha önce de belirttiğimiz gibi hem Türk solu ile geliştirilen ilişki ve ittifakların sonuç vermesi arzu ediliyordu, hem de Kürt reformist gruplarıyla aynı çerçevede sürdürülen ilişkilerin ittifakla sonuçlanması temenni ediliyordu. Bu çabalardan ciddi bir sonuç çıkmayınca ilişki kesilmedi ama direniş cephesini PKK kendi başına geliştirmek durumunda kaldı. İlk önce silahlı propaganda mücadelesi geliştirilecekti. Silahlı propagandanın başlatılması, gerilla hareketinin geliştirilmesi için temel hedefti. Çünkü o dönemde faşist cuntaya karşı başka bir biçimde direnmenin koşulları yoktu. Silahsız toplumsal bir hareket geliştirme, ya da siyasal örgütsel bir faaliyet yürütmenin koşulu hiçbir şekilde bulunmamaktaydı. 12 Eylül cuntasının yarattığı gerçeklik itibariyle gerilla dışında karşı bir çıkış yapılamazdı. Bu açıdan demokratik bir toplum yaratacak, faşist sistemi parçalayacak, halkların özgür iradesini açığa çıkartacak ve demokratik toplumsal mücadeleyi geliştirecek tek anahtar gerillaydı. Başka bir yolu yoktu. Nitekim 15 Ağustos Atılımı’yla gelişen gerilla hareketi, faşist cuntanın topluma karabasan gibi çöken vahşi uygulamalarını kırmış, çeşitli düzeylerde demokratik kıpırdanışlar ve mücadele süreçlerinin gelişmesinin önünü açmıştır. 15 Ağustos Atılımı, idamları da durdurmuş, demokrasi güçlerinin ve Kürdistan halkının artık sahipsiz olmadığını göstermiştir. 15 Ağustos Atılımı’nın yarattığı toplumsal düzey ve sonuçlarını Önderliğimiz ve hareketimiz birçok açıdan değerlendirmiştir. Bu nedenle bu kitap çalışmamızda uzun değerlendirme gereği duymuyoruz. Yarattığı en esaslı sonuç itibariyle belirtilmesi gereken temel husus, insanlığa sahip çıkma düzeyidir. Halklar adına özgürlük ve demokratik bir yapılanmanın çıkışıdır. Bu açıdan başta Botan olmak üzere tüm Kürdistan halkı üzerinde büyük bir moral ve umut yaratmıştır. Bu nedenle halk, 15 Ağustos Atılımı’nı büyük bir coşkuyla diriliş ve direniş bayramı olarak karşılamıştır. 15 Ağustos Atılımı Kürt halkı üzerinde yarattığı etkiyle zulme, vahşete karşı isyan ve özgürlük bilincini yeniden ayaklandırmıştır.

MURAT KARAYILAN(HEVAL CEMAL) (26.BÖLÜM)

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

TARİHİ 15 AĞUSTOS ATILIMI ve YARATTIĞI SONUÇLAR

DURAN KALKAN: BÜTÜN DÜNYADA GERİLLA DEVRİ BAŞLAYACAKTIR

KÜRT İSYANLARI VE İÇ İHANET

TÜRK DEVLETİ YENİLGİSİNİ YALANLARLA GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (ÖNSÖZ)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (2.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (3.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (4.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (5.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(6.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(7.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(8.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(9.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(10.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (11.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(12.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (13.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (14.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (15.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(16.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (17.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (18.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (19.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (20.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (21.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (22.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (23.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (24.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (25.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(26.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(27.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(28.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(29.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(30.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(31.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(32.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(33.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(34.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(35.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(36.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(37.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(38.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(39.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(40.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(41.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(42.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(43.BÖLÜM)

BİR DOĞUŞ DESTANI (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(44.BÖLÜM)

BİR DOĞUŞ DESTANI (2.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(45.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(46.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(47.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (48.BÖLÜM)

KÜRTLER'İN TOPYEKÜN SALDIRILAR KARŞISINDA DİRENİŞİ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (49.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(50.BÖLÜM)

2021’E GERİLLA CEPHESİNDEN BAKIŞ (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (51.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (52.BÖLÜM)

''TARİH MUTLAKA KENDİ KAHRAMANLARINI YARATIR’’

ROBOSKİ İÇİN MÜCADELE KESİNTİSİZ SÜRMELİDİR

KONGRA-GEL’DEN 2022 MESAJI

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (53.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (54.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (55.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (56.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (57.ÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (58.BÖLÜM)

PROFESYONELLEŞEN GERİLLA İŞGALCİLERİN HAYALLERİNİ YIKTI

ÇAĞA DAMGA VURAN DİRENİŞ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (59.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (60.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (61.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (62.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (63.BÖLÜM)

DİRENİŞ KAZANDI, KRİZ DERİNLEŞTİ

‘SAKİNE CANSIZLAR GİBİ SÜREKLİ BİR DİRENİŞ İÇİNDE OLACAĞIZ’

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (64.BÖLÜM)

YURTSEVER HALKIMIZA VE DEMOKRATİK KAMUOYUNA

SARALARIN KARARLILIĞIYLA MÜCADELEYİ YÜRÜTÜYORUZ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (65.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (66.BÖLÜM)

DÜŞMANA CEVABIMIZ SARALAŞMAK OLACAKTIR!

CENAZELER GELMEDEN ÇÖZÜM BULUNMALI

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (67.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (68.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (69.BÖLÜM)

EFRÎN YURTSEVER İNİSİYATİFİN'DEN HASHTAG KAMPANYASINA DESTEK ÇAĞRISI

PKK'NİN LİSTEDEN ÇIKMASI İÇİN EYLEMLERİ BÜYÜTECEĞİZ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (70.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (71.BÖLÜM)

YPG GENEL KOMUTANLIĞI ŞEHİT XEBAT DÊRİK'İ ANDI

EFRÎN'İ ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ

EFRÎN'İN HAYKIRIŞI-1

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (72.BÖLÜM)

“EFRÎN’DE İŞGALE KARŞI KOBANÊ RUHUNU KUŞANALIM!”

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (73.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN TARİHİ VE MEŞRU SAVUNMA (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (74.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN TARİHİ VE MEŞRU SAVUNMA (2.BÖLÜM)

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM, ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM

EFRÎN GÜNDEMİ

SOYKIRIM VE İŞGALE KARŞI ÇAĞIN DRENİŞİ DEVAM EDİYOR (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (75.BÖLÜM)

EFRÎN'DE İŞLENEN SUÇLARIN 3 YILLIK BİLANÇOSU

ULUSLARARASI HALK HAREKETLERİNDEN EFRÎN'E YÖNELİK İŞGAL HAREKATINA TEPKİ GELDİ...

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (76.BÖLÜM)

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM, ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM (2.BÖLÜM)

TÜRK DEVLETİNİN VEKİL GÜÇLERİ EFRÎN'DE BOZGUNA UĞRADI

ŞENGAL ÖZER YÖNETİMİ'NDEN IRAK ORDUSUNUN HAREKETLİLİĞİNE TEPKİ

TÜRK İŞGALİ ÖNCESİ EFRÎN

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (77.BÖLÜM)

EFRÎN İŞGALİNE YÖNELİK AÇIKLAMALAR

1500 ŞEHİT, 72 UÇAK, 58 GÜNLÜK DİRENİŞ...

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM (3.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (78.BÖLÜM)

EFRÎN İŞGALİNE KARŞI YAPILAN EYLEMSELLİKLER

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (79.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN'DA ZORUN ROLÜ

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM, ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM (4.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (80.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (81.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (82.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN’DA KOMPLOCULUK KAYBETMİŞTİR

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (83.BÖLÜM)

MAXMÛR KAMPI YENİ SALDIRILARI DA BOŞA ÇIKARACAK!

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (84.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN DA SEVGİ VE AİLE

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (85.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (GİRİŞ)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (86.BÖLÜM)

ŞERMA DERSÊN BİJARTE!

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (87.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (2.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (88.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (3.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (89.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (4.BÖLÜM)

ÖNDER APO VE VİYAN ÇİZGİSİNDE DİRENİŞE ÇAĞIRDI

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (90.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (5.BÖLÜM)

YURTSEVER HALKIMIZA VE DEMOKRATİK KAMUOYUNA!

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (91.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (6.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (92.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (7.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (93.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (8.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (94.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (9.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (95.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (10.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (96.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (11.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (97.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (12.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (98.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (13.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (99.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (14.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (100.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (15.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (101.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (16.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (102.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (17.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (103.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (18.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (104.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (19.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (105.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (20.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (106.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (21.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (107.BÖLÜM-SON)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (22.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (23.BÖLÜM)

KÜRT DİLİ VE EDEBIYATINDA HEWRAMANİ(GORANİ) LEHÇESİNİN ÖNEMİ

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (24.BÖLÜM)

KJK EĞİTİM KOMİTESİ

EZ EHMED İM, Jİ XANA ÇELÊ

ZİMAN BEDEN E, EM XWEDÎ Lİ BEDENA XWE DERKEVİN

EM JİN Jİ HER DEMÊ BÊHTİR XURT İN

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (25.BÖLÜM)

Bİ HÊZA Jİ ABDULLAH OCALAN WERGİRTÎ 34 SAL İN TÊDİKOŞE

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (26.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (27.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (28.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (29.BÖLÜM-SON)

HPG ÖNDERLİĞİMİZİN VE HAREKETİMİZİN KARARLARIYLA HAREKET EDECEKTİR

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (1.BÖLÜM)

UYGARLIK BİREYDE, TARİH İNSANLIKTA GİZLİDİR

EŞİTLİĞE KADAR MÜCADELE MESAJI

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (2.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (3.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (4.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (5.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (6.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (7.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (1.BÖLÜM)

HALKIMI, TOPRAĞIMI BIRAKAMAZDIM

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (2.BÖLÜM)

HALEPÇE DENİLİNCE…

HALEPÇE KATLİAMI’NDAN ÇIKARILACAK DERSLER (1.BÖLÜM)

HALEPÇE KATLİAMI’NDAN ÇIKARILACAK DERSLER (2.BÖLÜM)

HALEPÇE KATLİAMI’NDAN ÇIKARILACAK DERSLER (3.BÖLÜM)

TARİHİ ROLÜMÜZÜ OYNAMAYA DEVAM EDECEĞİZ

MEZOPOTAMYA’DA UYGARLIĞIN DOĞUŞUNDA SAVAŞ VE SAVAŞA YAKLAŞIM

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (1.BÖLÜM)

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (2.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (3.BÖLÜM)

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (3.BÖLÜM)

1. ROJAVA ENTERNASYONALİST KONFERANSI YAPILDI

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (4.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (4.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (1.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (5.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (1.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (2.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (3.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (2.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (4.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (3.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş.AXİN MAHİR DİCLE (5.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (4.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş.FARAŞİN SİDAR (6.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (5.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. SERDEM PİR (7.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. ŞERKER MAZDEK (8.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (6.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. SİDAR MASİRO (9.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. HARÛN BAGOK (10.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. KURTAY FARAŞİN-Ş. AGİT NUSAYBİN- Ş. FELAT SERHAD (11.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. NUDA ELEFTERYA-Ş. SOZDAR ŞERGER- (12.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ŞIRNAK-NUSAYBİN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (13.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ŞIRNAK ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR- Ş. ŞERVAN SERHAT (14.BÖLÜM)

İNİSİYATİF VE ÜSTÜNLÜK GERİLLADA

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SİLOPİ ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR- Ş. ERÎŞ ÇİRAV (15.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ-NUSAYBİN (16.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA NUSAYBİN DİRENİŞİNİ ANLATIYOR-Ş.GELHAT GEVER (17.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA NUSAYBİN ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. DERSİM TOLHİLDAN (18.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA GEVER ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ROJVAN ARVİN–Ş. ALİŞER HOŞİN (19.BÖLÜM)

DEVRİMCİ HALK SAVAŞINI DAHA DERİN UYGULAYACAĞIZ

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA GEVER ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. VİYAN AMED (20.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ÇİYAGER HEVİ (21.BÖLÜM)

EBU CİWAN BİR EMEK ŞEHİDİDİR

‘DİRENİŞ VE ZAFER ÇİZGİSİ ESASTIR’

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. HARUN WELAT (22.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş.BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ERîŞ MORDEM (23.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. HOGİR AMED (24.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ANDOK ÖZGÜR (25.BÖLÜM- SON)

YPJ’NİN FEDAKARLIKLARI SAYESİNDE DÜNYA KADININ GÜCÜNÜ TANIDI

KETİNA ZAPÊ ZEHMET E, YAN JÎ DERKETİNA JÊ? (BEŞA YEKEMÎN)

KCK'Ê Jİ BO XWEDÎDERKETİNA Lİ ZİMANÊ KURDÎ BANG KİR

KOMÎTEYA PERWERDEYÊ YA KJK'Ê CEJNA ZİMANÊ KURDÎ PÎROZ KİR

HEWLÊR KATLİAMI (16 MAYIS 1997)

KÜRDİSTAN’DA KDP İHANETİNİN KANLI SAYFASI: HEWLÊR KATLİAMI

DİRENİŞ ALANINA DÖNÜŞEN KUROJAHRO

‘DİRENMEKTEN BAŞKA YOL YOK’

ZAP DİRENİŞİNDEN ÖZGÜR ÜLKEYE (1.BÖLÜM)

ZAP DİRENİŞİNDEN ÖZGÜR ÜLKEYE (2.BÖLÜM)

EGÎD’İN İZİNDEKİ SAVAŞÇI: METİN SPÎNDAROK

ZAP’A GİRMEK Mİ ZOR, ZAP'TAN ÇIKMAK MI ZOR? (1.BÖLÜM)

ZAP’TA ÇELİĞE SU VERDİLER (2.BÖLÜM

BAKURÊ KURDİSTAN GENÇLERİ SEFERBERLİK RUHUYLA EYLEME GEÇMELİDİR

GENÇLER İÇİN GERİLLA DIŞINDA KURTULUŞ YOLU YOKTUR

DÜŞMAN RAHAT NEFES ALAMAYACAK

NİSÊBÎN’İN DİRENİŞ RUHUNU YAŞATANLARDAN: ŞEHİT VİYAN SEMA AYDIN

AYAKLARININ ALINMASI DURDURAMADI HOZAN’I

ŞEHİTLER ÖZGÜRLÜK TUTKUMUZU BÜYÜTMEKTE

KÜRDİSTAN’DAKİ SAVAŞTA ‘TAKTİK NÜKLEER SİLAHLAR’ DEVREDE

WERXELÊ’DE TERMOBARİK KULLANILDI

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (1.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (2.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN’IN KADERİ GERİLLANIN ZAFERİ VE HALKIN BİRLİĞİNE BAĞLIDIR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (3.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (4.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (5.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (6.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (7.BÖLÜM)

19 TEMMUZ ÖZE DÖNÜŞ DEVRİMİDİR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (8.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (9.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (10.BÖLÜM)

ZINDAN BERXWEDAN Û AZADÎ

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (11.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10. YIL DÖNÜMÜ (12.BÖLÜM)

TÜM GÜCÜMÜZ TÜRK İŞGAL SALDIRILARINA ODAKLANMIŞTIR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10'UNCU YILDÖNÜMÜ (13.BÖLÜM)

ŞOREŞA 19 TÎRMEHÊ

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILDÖNÜMÜ (14.BÖLÜM)

19’Ê TÎRMEHÊ RONDIKÊN AZADIYÊ Û KÊFXWEŞIYÊ

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YIL DÖNÜMÜ (15.BÖLÜM)

19 TEMMUZ DEVRİMİNE İLİŞKİN MESAJLAR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YIL DÖNÜMÜ (16.BÖLÜM)

KOMKUJİYA PEREXÊ RUYÊ RAST A DEVLETA TİRK A QİRKER EŞKERE DİKE!

RÊWITIYA JIYANA APO’YI

HALKIMIZI HER TÜRLÜ KİRLİ SALDIRILARDAN KORUYACAK GÜCE SAHİBİZ

PKK'Î HATİN, HEVAL HATİN!

YJŞ KÖK KÜLTÜRÜ İLE TOPRAĞINA KÖK SALMADIR

BİZ ‘O GÜZEL ZAMANLARI’ ÇOCUĞU ŞİMDİNİN İSE BÜYÜĞÜYÜZ

SİHA SALDIRILARININ 3 YILLIK BİLANÇASU, KATLİAM ARAÇLARI VE YEMİN OPERASYONU

KÜRTÇE ÜZERİNDEKİ ENGELLEMELERE SON

EGÎD KÎNE?

ŞEHİTLERİMİZE LAYIK OLMAK İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ!

KAMERAMI ASLA BIRAKMAYACAĞIM!

AYDINLIK YÜZLERİYLE DÜNYAYA IŞIK SAÇAN 6 YOLDAŞ

TÜRK DEVLETİ DAİŞ'İN İNTİKAMINI ALMAYA VE CANLANDIRMAYA ÇALIŞIYOR

HEVAL BÊRÎVAN ÖNCÜ BİR GERİLLA, KAHRAMAN BİR KOMUTANDI

BUGÜN DE MARDİN… YAŞAMAK VE YAŞATMAK İÇİN FAŞİZİMDEN HESAP SORULMALIDIR

ROJÊN NÛ

JINEKÊ APOGER BÛ

BU SAVAŞ ASLA UNUTULMAYACAKTIR

DENGBÊJI DÎROKA ME YA ZÎNDIYE

ME BÊHNEKÎ BÊHNA XWE DA

BEŞIŞÎN

DENG Û RENG BIDIN BERXWEDANÊ

EW Ê XWEDIYÊ MEKABA SORIN

HEQÎQET PÊTEK JI AGIR E

ÇIRÛSKÊN ÇAVÊN XWE JI ÇAVÊN MIN KÊM NEKE

ÇANDA DAYIKTIYE

BERXWEDANA RÊHEVALAN

DI BIN NAVÊ MALBATÊ DE ÇANDA TECAVUZÊ TÊ SAZKIRIN

FÎDAN

WE GAVA DESPÊKÊ YA GERÎLLA AVÊT!

İRAN SALDIRILARINA KINAMA

YÜZLERCE KEZ BU HALKA CANIMIZI VERSEK AZDIR

Dİ ARTÊŞBÛNA JİNÊ DE 30 SAL

NASNAMEYA CIWANTIYÊ

BÛN EVÎNA TÊKOŞÎNA AZADÎYÊ

LI DERIYÊ QAÇÊ QÊRÎNA PEZ

EW KEÇA DAYIKA XWE BÛ

MÎLÎTANA APO’YÎ BÛ RAMANA RÊBERTÎ

JI BO RAYA GIŞTÎ Û GELÊ ME

BIHÛŞTEK DI XWEŞIKBÛNA PAYÎZÊ DE

MEZİTLİ’DE FEDAİ EYLEMİ YAPAN SARA TOLHILDAN ARKADAŞIN MEKTUBU

MEZİTLİ’DE FEDAİ EYLEMİ YAPAN ŞEHİT RUKEN ZELAL ARKADAŞIN MEKTUBU

DENGÊ KEVIRAN

DILÊ KU GOTIN Û CEWHER LÊ GIHAYÎ HEV

JI BO RAYA GÎŞTI Û GELÊ ME

ÇANDA BERXWEDÊRÎ Û SERHÊLDÊRÎ DI JIN DE NAMIRE

DI RASTIYA SEDSALA 21. DE ŞOREŞA JINÊ Û PIRSGIRÊKA PÊŞENGTIYÊ

FEDEKARÊN ŞOREŞA KURDISTANÊ HEVAL ŞUKRÎ SERHED-YASÎN BULUT

EM JININ

JI RAYA GIŞTÎ Û GELÊ ME RE

DI EZMÛNA ROJAVA’DA XWEPARASTIN

PEZ Û HIRÇ

NEFESA PAQİJ A AZADÎYÊ EM Bİ XWE NE

ŞERÊ GEL Ê ŞOREŞGERÎ Û ROLA BAJAR Û ÇIYAYAN

RÛBIKEN Û RÛBIGEŞ A ÇIYAYAN BÛ

SIZMAYA LOJÎSTÎKÊ

ÇALAKIYA BI RÛMET A JIYANÊ: PARASTINA CEWHERÎ

ROJ XISTINA DILÊ XWE (BEŞA 1.)

BÊHNA ZÎLANÊ JI DERSÎMÊ TÊ

ROJ XISTINA DILE XWE-2

JI DÎROKA KURDISTAN, TENÊ HINEK KÊLÎ

SERPÊHATİYA SAKÎNEYÊ DOKTRÎNA AZADİYÊ

SÊ KULÎLKÊN AZADIYÊ…

GER TU XWE-BÎ, TÊ HE-BÎ… WEKÎ DIN TÊ TINE-BÎ

JI SARAYAN HETA EVÎNAN, JIN JIYAN AZADÎ

LI DERDORA WÊ ÇEMBEREK YA HEZKIRINÊ HEBÛ

DI EZMÛNA ROJAVA DE XWEPARASTIN

DÎSA BÎRANÎNEK JI BOTANÊ

JI GELÊ ME YÊ WELATPARÊZ Û RAYAGIŞTÎ RE

BI QASÎ CÛDÎ SERBILIND Û RÛMET BÛ

JI BONA TAVA KU CIHANÊ RONÎ DÎKE

DILÊN DILDARÊ JI JIYANA AZAD RE

JI BO RAYA GÎŞTI YA DEMOKRATÎK JIN Û ÇAPEMENÎ RE

KÊLIYEK JI JIYANA GERÎLA

8’E ADARÊ LI TEVAHÎ JINAN PÎROZBE

HÎMÊN BERXWEDÊRÊN ŞOREŞÊ

DÎROKA TEVGERA AZADIYA JINÊ

FERMANDARA WÊREK A ZAGROSÊ BÛ

JİNA KU BÛ QÊRÎNA NEWROZÊ

NEWROZ JIYANÊ DIHÛNE

DÎROKA TEVGERA AZADIYA JINÊ-2