TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (6.BÖLÜM)
3. DOĞU CEPHESİ
“Size söylemek istediğim, ölümün her zaman bizimle, hep yanı başımızda olduğudur; önemli olan ondan ne zaman kaçıp kurtulacağımız değil, inandığımız fikirler için elimizden gelenin azamisini yapıp yapmadığımızdır… Eğer başta bir amacın hizmetkarı değilsek, halkın, adalet ve özgürlüğün sevdalısı değilsek, yeryüzünde bir hiçiz demektir.” Frantz Fanon - Yeryüzünün Lanetlileri
Âdem Sezgin ( Dılgeş Cudi )
Çukurova Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi, 2010 yılında mücadeleye katıldı. 2014’ün 21 Ekim’inde yaşamını yitirdi. Kobanê kent savaşında doğu cephesinin efsanevi YPG komutanı. Arkadaşları onun için “Heval Dılgeş demek doğu cephesi demekti” der.
RAMAN ANLATIYOR: GÖRÜŞME TARİHİ ARALIK 2014
Kobanê’de soğuk bir kış gecesinde görüşmemiz gerçekleşiyor. Doğu Cephesi’nde şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Koalisyon uçakları görüşmemiz sırasında havadan bombalama yapıyor. Raman, son iki yılda Kobanê’de kalmış. Savaştan önce de, Rojava devrimine katkıda bulunmak için Kobanê‘ye gelmiş. Tecrübeli bir savaşçı, Doğu Cephesi’nde uzun süre savaşmış, yaralanmış. Bir gözünü kaybetmiş. İnatçı bir savaşçı. Dılgeş Cudi’nin yakın silah arkadaşı. Kemal Pir Taburu, Şehit Dılgeş ile Bahoz arkadaşla bir grup oluşturduk. Düşman tanklarını çıkarmıştı. Tepenin arkasında dolanmışlardı. Gece bastırınca büyük bir güçle bize saldırmışlardı. Biz kendimizi taşlık bir alana attık. Tepenin dört tarafını düşman kuşatmıştı. Tankla birlikte 8 DAİŞ üyesi bize doğru yaklaştı. Biz kendimizi kayalıkta korumaya çalışırken şehit Seydo arkadaş tanka “bisving” marka silahla saldırdı. Tank yandı. DAİŞ üyeleri kaçmaya çalıştı. Biz de aralıksız onlara karşı saldırıya geçtik. Heval Masiro oradan çıkmamızı istiyordu. Biz de oradan çıkarken şehit Bahoz heval ile birbirimize girdik. Şehit Bahoz önce benim çıkmamı istedi. Ben de şehit Bahoz’un çıkmasını istedim. İnatçı bir insanım. Grubun hepsi çıktıktan sonra ben çıktım. Kobanê’nin 60 km doğusunda direnmeye başladık. Arkamızdaki sivil köylüleri boşaltarak geri çekiliyorduk. Kobanêlilerin bir özelliği var. DAİŞ bir havan attı mı hemen soluğu Türkiye’de alıyorlar. Kobanê‘deki kadro olan YPG’liler iyi direniyorlar.
Ancak Kobanê halkı çok korkak. Yüzlerce Kobanêli kadro savaşçı şehit düştü. Halkı öyle değil. Kobanê halkı savaştan korkuyor. DAİŞ bir köye saldırdığı zaman köylüler hemen kaçıyordu. Genel olarak Önderliğimiz de söylüyor. Ova halkı korkaktır. Savaşmayı bilmiyor. Bu biraz Rojava için de geçerlidir. Rojava halkı gerçek bir devrimin burada gerçekleştiğine inanmıyorlar. Rojava devrimi Kuzey Kürdistan veya Doğu Kürdistan’da olsaydı şimdi çoktan Kürdistan özgürleşirdi. 19 Temmuz Devrim’i Rojava halkı için büyük bir şanstır. Ben devrimden önce Kobanê‘ye gelmiştim. Gizlilik içinde çalışma yürütüyorduk. Rojava Devrimi’ne şöyle tanık oldum. Gece saat 02:00-03 civarında halk Suriye rejiminin etrafını sardı. Rejim buradan çekildi. Parti her şeyin siyaset ile hallolmasını istiyordu. İsteseydi rejimi savaşla buradan çıkarabilirdi. Ancak öyle yapmadı. Kobanê halkı söylemde savaşçı olduğunu söylüyor. Ancak savaştan da anlamıyor. Teori ile pratiği birbirini tutmuyor. Rejimin elindeki silahları Kobanê halkı aldı. Daha sonra Efrîn ve Cizîr Kantonları’nda halk ayaklandı ve devrim yaygınlaştı. Rojava‘da büyük bir devrim oldu.
Ancak Rojava halkı bu devrimin kıymetini bilmiyor. Rojava’nın bütün kantonlarında kaldım. Yurtseverlik noktasında yine de en yurtsever kanton Kobanê Kantonu’dur. Efrîn halkı çok yumuşaktır. Efrîn halkının sağı solu belli değil. Kim kazanırsa onlardan yanalar. Cizîr Kantonu’ndaki insanlar da maddiyata çok önem veriyor. Rejim ve dış güçler halkımızla çok oynuyor. Çünkü halkımız yoksullaştırılmış. Maddiyatla halkımızı kandırıyorlar. Rojava‘da devrim gerçekleştiği zaman en çok gerillada çocukları olan ve şehitlerin ailesi mutlu oldu. Çünkü onlar partiyi anlıyorlar. Partinin onlara özgürlük getirdiğini biliyorlar. Onlar devrime sahip çıktılar. Partili olmayanlar sanki burada bir devrim olmamış gibi davranıyorlar. Ve devrim onların umurlarında değil. Derik’ten tutalım Efrîn’e kadar buradaki halkın teorik bilgisi çok fazla gibi. Ancak pratiğe geldiğimiz zaman onu göremiyoruz. Buradaki insanlara baktığımız zaman 30 veya 40 yıldır devrimci olduklarını söylüyorlar. Ancak pratiklerine bakıyorsun, partinin hiçbir kural ve kaidesini yerine getiremiyorlar. Burada herêmî(yerel) güçler var. Ne bizden kopuyorlar ne de sistemden kopabiliyorlar. Bunların partiden ve halktan kopmaması için onları bizim içimizde tutuyorlar. Parti de onların ve ailelerinin geçimini sağlamak ve onlara sahip çıkmak için ellerinden tutuyor. Tabi bu herêmî(yerel) güçlerin bir kısmı da partiye katıldılar. Rojava Devrimi’nin bir özelliği de insanı değiştirip dönüştürmesidir. Geçen yıl yazın onu tanıdım. Yeni gelmiştim Kobanê ‘ye. Cizîr Kantonu’nda düzenlemem yeni yapılmıştı. Kobanê ‘deki YPG karargâhında onu tanıdım. Çok kısa süre onun ile samimi oldum. Heval Dılgeş bir çatışmada yaralanmıştı.
Buna rağmen ona hizmet etmemizi istemiyordu. Onun yoldaşlığı fedakârlığa dayalıydı. Heval Dılgeş yarası iyileştikten sonra Doğu Cephesi’nde tabur komutanı olarak göreve başladı. Üç dört ay sonra benim cephemde Doğu Cephesi’ne düzenlemem çıktı. Heval Dılgeş tabur komutanıydı. Ben de suikast gurubuna bakıyordum. İkimiz de Doğu Cephesi’nde yer aldığımız için sık sık toplantılarda bir araya geliyorduk. Herkes onu çok seviyordu. Herkes onun taburuna geçmek istiyordu. Heval Dılgeş yoldaşlık ruhunu yaşadığı için herkesin ona saygısı vardı. Kobanêli sivil insanlarda onu tanıyanların ona saygıları vardı. Çünkü herkes onun namını duymuştu. Heval Dılgeş sadece askerî açıdan değil, toplum içinde de seviliyordu. Hangi insanla konuşuyorsa onları etkiliyordu. Her insan onunla konuşmak istiyordu. Kadın, erkek, genç, yaşlı herkes onun hakkında konuşmak istiyordu. Heval Dılgeş, devrimciliği ile savaşçılığı birleştirmiş bir arkadaştı. Önder APO’nun devrimcilerden istediği her şeyi Heval Dılgeş’de bulabilirdiniz. Halk heval Dılgeş’in duruşundan, kalkışından çok etkileniyordu. İnsan onun yürüyüşünü bile izlemek istiyordu. Ben ve arkadaşların en çok etkilendiğimiz yönü Heval Dılgeş‘in gülüşüydü. Heval Dılgeş yoldaşların düştüğü eksikliğin giderilmesine yardımcı olurdu. Ben yaralandım. Hastaneye kaldırıldım. Tedavim bitti, geri döndüm savaşa. Çatışmalar kente yeni yayılmıştı.
Doğu Cephesi’nde ve Miştenur Tepesi’nin arka yamacına girmişti. Ben daha tam iyileşmemiştim cepheye gittim. Dılgeş heval gibi insanları görmek istiyordum. Sorumlu komutanları dinlemedim. Heval Dılgeş’i görmeye gittim. Kaldığı yer tehlikeli bir yerdi. Çatışmalar kente girdiği zaman çok yoğun bir savaş sürüyordu. Doğu Cephesi’nde çok yoğun çatışmalar yaşanıyordu. Heval Dılgeş, şehrin bütünüyle düşmesini önlemek için Doğu Cephesi’nde çok büyük, yoğun bir mücadele yürütüyordu. Doğu Cephesi’nde rolünü çok iyi oynadı. Savaşmadığı zamanlarda bile savaşı çok iyi koordine ediyordu. Devrimci bir ruhla her zaman düşmanın saldırılarını püskürtüyordu. Fedai bir ruhla da kent merkezindeki savaşta rolünü iyi oynuyordu. Şehit Dılgeş‘in olduğu cephede yoğun çatışmalar yaşanıyordu. Şehit düşmeden önceki gece kısa bir süreliğine birlikte oturup sohbet ettik. Bizimle şakalaştı. Bozuk olan silahları tamir etti. Doğu Cephesi’nde çok şiddetli çatışmalar yaşanıyordu. Biz de saldırılara karşı direniyorduk. DAİŞ’in büyük bir güçle Doğu Cephesi’nde saldırılarına karşı cevap veren de şehit Dılgeş idi. Her zaman arkadaşlara moral veriyordu. Heval Dılgeş‘in tuttuğu mevziyi, düşman kolay kolay kıramıyordu. Düşman bütün teknik araçları kullanarak Dılgeş hevalin olduğu mevziye yükleniyordu. Saat akşam 7-8 civarında büyük bir güçle bize saldırdılar. Bu saldırılarında başarısız olunca bu defa büyük bir araba ile bizim mevzilerin yakınlarında intihar saldırısı yaptılar. İntihar saldırısından sonra saldırının dozunu yoğunlaştırdılar. Büyük bir saldırı idi.
Heval Dılgeş bu saldırıda yaralandı. Düşmanla aramızda 5-6 metre kalmıştı. İstiyordum ki, onu mevziden çıkarayım. Ben de o zaman yaralanmıştım. Onu Kobanê‘deki hastaneye yetiştirdik. Yani onu Kuzey Kürdistan’a geçirecektik. Ancak onu kurtaramadık, Heval Dılgeş şehit düştü. Onun şahadeti bizim için büyük kayıptı. Heval Dılgeş için ne söylesem de azdır. Önderliğe bağlı bir ruhla mücadelesini sürdürüyordu. Heval Dılgeş şehit düştüğü zaman genel olarak bütün arkadaşlar ondan etkilendi. Üzerimizde emeği çoktur. Bizim için büyük kayıptı. Kobanê savaşında büyük bir direniş gerçekleşti. Dört ayda çok şehit verdik. Hala direniyoruz. Şehitlerimiz sayesinde şimdi nefes alabiliyoruz. Onların sayesinde kentimiz düşmedi. Bugün daha net görebiliyoruz. Hiçbir terörist çete grubu Kobanê kentini alamaz. Kobanê‘ye saldıran güç, uluslararası güçlerdi. Arîn Mîrxanların, şehit Dılgeşlerin sayesinde kentimiz düşmedi. Hiçbir güç bir karış toprağımızı bizden alamaz. Heval şehit Dılgeş‘in yolundan gidersek hiçbir güç bizi teslim alamaz. Heval Dılgeş‘in ailesine, halkımıza baş sağlığı diliyorum. İyi ki heval Dılgeş’i tanımışım. Kısa sürede onunla çok şey paylaşmışım. Ailesi üzülmesin. Boşuna şehit düşmedi. Kürdistan tarihinde büyük kahramanlıkla anılan biri olacaktır. Her şehidimize söz veriyoruz, onların yollarından ayrılmayacağız. Kürdistan halkı ne zaman isyan ederse, egemenler o isyanları bir şekilde bastıracaklar. Eskiden Özgür Suriye Ordusu vardı. Daha sonra El Nusra ortaya çıktı. En sonunda bunların içinden DAİŞ ortaya çıktı. DAİŞ uluslararası bir örgüttür. Önderlik bazen Gladyo’dan bahsediyor.
Rojava Kürdistan’ında ortaya çıkan özgürlük ve demokrasi bütün Kürdistan’a yayılabilir. Sömürgeci devletler her zaman Kürtlerin özgürlük istemlerine böyle saldırmışlardır. Son iki yıldır bu çeteleri uluslararası güçler piyasaya çıkarmışlar. DAİŞ İslamiyet olarak ortaya çıkıyor ancak onun İslamiyet ile hiçbir alakası yoktur. DAİŞ çetelerinin direncini çoğu kez kırdığımızda Türk askeri onlara yardım ediyordu. Kullandıkları silahların çoğu Türkiye’den. Hiçbir gücün Kobanê‘de büyük çıkarları yok. Türkiye onları yönlendiriyor. Sen Kürtlerle savaş ben sana her türlü yardımı yaparım. 19 Temmuz 2012 yılında Rojava Devrimi Kobanê‘de başladı. Uluslararası güçler yine devrimi Kobanê‘de boğmak istedi. DAİŞ ele geçirdiği yerlerde kadınları köleleştirmek istiyor ve evleri talan diyordu. Erkeklerin de kafasını kesiyordu. Hangi eve yetişse talan yapmaya çalışıyordu. Köyleri yağmaladılar. Kuran ve şeriat ile bunların hiçbir alakası yok. Arka planına baktığımızda Türkiye var. DAİŞ Moğollar gibi saldırıyor. Dünyanın her tarafında insanlar bu çetelere katılıyor. Amaçları bütün dünyaya korku salmaktır. Bu Gladyo savaşıdır. Özellikle Türkiye bunları destekliyor.
RÊNAS MÛSA
YORUM GÖNDER