BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (17.BÖLÜM)
1960’LI YILLARDA ORTADOĞU'DA HALK MÜCADELESİ VE TAKTİKLERİ
68 Gençlik Hareketi ve Türkiye’de Başlamadan Biten Gerilla Rüyası;
Genelde 1970’li yıllar Ortadoğu’da sol, komünist ve ulusal direniş mücadelelerinin revaçta olduğu yıllardır. Türkiye’de ise ’68 gençlik hareketinin yarattığı dalgalanma gelişme gösterir. Vietnam gerillasından oldukça etkilenmiştir. ’70’lerin başında gerillalaşmayı hedefleyen yüce bir girişimdir. Türkiye gençliği, kurtuluşu gerillada bulmuştur ve uzun süreli halk savaşı stratejisine sarılmıştır. Gençlik hızla sol kulvarda eşitlik, özgürlük, kardeşlik mücadelesi veren örgütler kurarak etrafında birleşir. THKP-C, THKO ve TİKKO bu eksende birer gençlik hareketi olarak yapısal gerçekliğe ulaşmışlardır. Her üç örgütsel oluşumun düşünce ve bilincine gerilla ordusuna dönüşme kararı yerleşir. Çünkü Türk devletinin esas aldığı karakter faşizan yapıda ısrar etmek ve denetimine girmeyeni ezmektir. Böyle bir devlet gerçeğiyle mücadele etmenin tek yöntemi gerilla savaş tarzı olmaktadır. Türk devletinin faşizan yapısını bilince çıkaran Türkiye devrimci gençliği hedefine ulaşmak için Filistin’in yolunu tutar. Oradan alacağı eğitimle halk savaşı konusunda derinleşmek ve halk savaşını ülkeye taşırmak ister. Gerilla mücadelesi yanlısı olanlar kararlarında net, tutumlarında ikirciksizdirler. Gerillayı hedefleyenler devrimci, hedeflemeyenler oportünist olarak algılanmış, böyle bir yaklaşım egemen olmuştur. Görüldüğü gibi çok güçlü bir biçimde bilinçlere gerillacılık yerleşmiştir.
Bu dalgalanmanın yarattığı hareket henüz toy olmasına rağmen yine de gerillaya dönüşmeyi hedefler. Halk özgürlüğünü sağlamak, sömürüyü ortadan kaldırmak için gerillasal çıkışlar da yapar. Sinan Cemgil ve Mahir Çayanların çıkışı vardır. Deniz Gezmişler eğitim amacıyla Filistin’e gidip dönmüşlerdir. Aslında Deniz Gezmişlerin de dağ üzerinden gerillayı geliştirme amaçları vardır. İbrahim Kaypakkaya’nın dağa dayanması ve gerilla savaş teorisine ilişkin yazdığı yazılar vardır, bu konuda çabaları gelişkindir. Zaten daha sonra kırda çatışmada ele geçmiştir. İbrahim Kaypakkaya gerillayı Türkiye’ye taşımak için oldukça yoğunlaşmıştır, hatta girişimde bulunmuştur. Ama yeterli düzeyde bir tecrübenin olmaması, alt yapı hazırlıklarının yapılmaması ve üslenme alanlarının geliştirilmemesi bu çıkışı güçlenmeden sona erdirir. Belli bir direnişten sonra gerçekleşen yönelimi karşılayamazlar ve tasfiye edilirler. Bu dönemde Kürdistan’da Dr. Şivan (Sait Kırmızıtoprak) öncülüğünde bir çıkış çabası yaşanır, fakat daha rengini belli etmeden Güney Kürdistan’a dayanmak isteyen bu grup birbiriyle çatıştırılarak tasfiye edilir. ’68 gençlik hareketinin giriştiği deneme çok cesur bir girişim ve bir o kadar anlamlıydı. Fakat deneyimsizlik ve birçok etkenin iç içe geçmesi başarılı olmasını engelledi. Askeri sanatta ciddi bir yoğunlaşmayı yaşamamışlardı.
Örneğin, Mahir Çayanlar bir köy evine girmiş ve baskın olunca evin damında çatışmışlardır. Büyük bir cesaret var, kararlılık var, iyi bir direniş ruhu var, ama acı sonla karşılaşmaktan kurtulamamışlardır. Buna rağmen önemli bir deneyimi başlatmışlardır. Önder Apo da Mahirlerin çıkışından esinlenmiş, aynı çerçevede yoğunlaşarak Türkiye Devrimci Hareketi’nin ’70’lerde yapamadığını, ’80’lerde yapmıştır. Onun için birçok Türkiyeli devrimci dost, “bizim yapamadığımızı siz başardınız” diyerek her zaman Kürdistan’daki gerillayı desteklemiştir. Belki fiili destekte bulunmadılar ama sözleriyle, davranışlarıyla Kürdistan gerillasını desteklediler. Önder Apo Mahir Çayanların, İbrahim Kaypakkayaların, Deniz Gezmişlerin çizgisini Kürdistan’da devam ettirmiştir. Bu çerçevede PKK hareketi gerillayı Ortadoğu’ya taşırmıştır. PKK hareketi gerillayı Ortadoğu’ya taşırırken hiç kuşkusuz ki Filistin halk direnişinden çok faydalanmıştır. Kürdistan gerillası Filistin eğitimini alarak, orada verilen halk savaşı teorisini kendi koşullarına uygulamıştır. PKK mücadelesine kadar, zafere dayanan derinlikli bir stratejiye sahip olan gerilla Kürdistan’a yerleşmemiştir. Gerilla savaş stratejisini Kürdistan’a ilk taşıyan Önder Apo’dur. Önder Apo aynı zamanda Kürdistan’a bilimsel ideolojiyi taşımış, bu temelde siyasi ve örgütsel doğrultuyu belirlemiştir. Bu anlamda Kürdistan halk direniş mücadelesini yeni bir direniş çizgisine kavuşturmuştur. Bunun genel çerçevesi de ’80’lerden sonra gerilla biçiminde şekillenen bir savaş stratejisi olarak somutlaşmıştır.
Şu hususu rahatlıkla belirtebiliriz: Gerillayı Ortadoğu’ya gerçek anlamda taşıyan hareket, PKK’dir. Kürdistan ve Ortadoğu’da PKK’den önce de kuşkusuz ki direnişler vardır. Fakat zafer çizgisinde yürüme anlamında gerilla perspektifine ulaşmış direnişler değildir. Bazı hareketler gerilla olmak istemişlerdir ama pratik uygulamada başarılı olamamışlardır. Dolayısıyla düşmanın veya egemen güçlerin güçlü, örgütlü, organize ordularına karşı, yoksun ve az olanaklara dayanan sınırlı sayıdaki güçle mücadeleyi yürüten hareket ilk kez PKK öncülüğünde Kuzey Kürdistan’da gelişen ve gerilla biçiminde somutlaşan hareket olmuştur. Bu anlamda diyebiliriz ki, Kuzey Kürdistan’da bugün mücadele yürütmekte olan özgürlük gerillası, aynı zamanda gerilla savaş tarzını sadece Kürdistan’a değil, Ortadoğu’ya da bütün normlarıyla taşıyan bir role sahiptir. Kürdistan’daki gerilla daha çok Vietnam savaş tarzından esinlenmiş ve kendi ülke koşullarına uygulama esaslarını geliştirmiştir. Bu eksende Kürdistan’da yeni bir tarihi sürece yön verecek gelişmeler yaratmıştır. Geçmiş tarihsel ve toplumsal direniş geleneğinden miras aldığı Agit’liği, yani yiğitliği akıl ve taktikle buluşturan bu hareketin sadece Kürdistan’da değil Ortadoğu’da yeni bir tarihi mücadele sürecini başlatması artık kaçınılmazdır.
MURAT KARAYILAN (HEVAL CEMAL)
(17.BÖLÜM)
YORUM GÖNDER