BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (61.BÖLÜM)
BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (61.BÖLÜM)
0 Yorum
774
03-01-2022

TAKTİKTE TIKANMA SÜRECİNİN GELİŞMESİ

Komutanın Taktiğe Kaygılı Yaklaşımı;

İmkansızlıklarla boğuşan Botan eyaleti, yapılan bazı taktik hazırlıklarla 1997 yılında tekrar bir toparlanma ve gelişmeyi yaşamıştır. Gelişme olunca da 1993 süreci gibi açılım ve bazı alanların düşürülmesi tekrar hedeflendi. Bilindiği üzere Çeçenistan’da Şamil Basayev Rusya içlerinde bir süreliğine bir şehri denetimine almıştı. Bu durum o zaman bizlerde şöyle bir tartışmaya yol açtı; Şamil Basayev gidip Rusya içlerinde bir şehri kontrolüne alıyor, neden biz bir şehrin veya alanın kontrolünü ele almayalım. 1997 yılında Müks (Bahçesaray) üzerinde bir planlama geliştirildi. Daha sonra çeşitli nedenlerle, özellikle de arazi yapılanmasından ötürü bu planlamadan vazgeçildi. Bunun üzerine Hakkari üzerine yoğunlaşılmaya başlandı. Yapılan planlama düşmanı araziye çekme üzerine kurulmuştu, şehir baskını düşmanı araziye çıkmaya tahrik etmek amacıyla düşünülmüştü. 4 Ağustos tarihinde Hakkari’de Osman Pamukoğlu’nun yalanlarla çok övdüğü dağ komando tugayını ve jandarma alayını araziye çekmek ve kurulan pusularla büyük darbe indirmek için şehir merkezine baskın yapıldı. Bunun için Berçelan Dahulê dağları arasındaki dağ silsilesine 8 bölük yerleştirildi. Geriye kalan diğer güçler şehir baskını yapmaya başladı. Merkeze baskın yapan gruplar, emniyet müdürlüğünü, özel tim merkezini ve jandarma alayını yoğun ateş altına almaya başladı. Bilinçli bir biçimde sabaha karşı şehirden çıkma planlandı. Bu temelde sabaha yarım saat kaldığında şehirden çıkıldı. Amaç gerillaların takip edilmelerini sağlamaktı. Takip ettiklerinde her yerde pusuya gireceklerdi. Plan böyleydi ama zaman geçmesine rağmen gerillayı takip eden olmadı. Asker araziye çıkmayınca pusuda beklemede ısrarlı davranıldı. 

Büyük bir gerilla gücü şehrin hemen arkasında beklemeye devam ediyordu. Bazı komuta üyeleri çekilmeyi önerdilerse de, bu öneri yerinde görülmediği için kabul edilmedi. Akşama kadar kalındıktan sonra geri çekilme yapılacaktı. Bundan iki hafta önce aynı taktikle Peyanus’un alt tarafında bulunan Elki köyünde araziye dayalı bir eylem yapılmıştı. Orada tuzağa düşmüş ve kayıplar vermişlerdi. Bunun için generaller arazide tuzak olur korkusuyla bu eylemden sonra askeri, araziye çıkarmadı. Açık hareket eden gerilla güçlerini takip etmedi. Taktiği anlamış olmalıydılar. Öğleden sonra Doğu Kürdistan’dan katılmış yeni bir savaşçının kaçtığı yönünde haber verilmesi üzerine düşmana bilgi verilmiş olabileceği ve daha fazla beklemenin bir anlamı olmadığı için öğleden sonra güçler mevzilerinden geri çektirildi. Böylece bilgi aktarılma ihtimali, planı tümden deşifre etmiş olabilirdi. Gerillanın mevzilenmesi hakkında bilgi sahibi olan düşman artık tuzağa düşmezdi. Gelselerdi de farklı yollardan ve geçitlerden gelme ihtimalleri daha fazlaydı. Son gelişmeler ışığında yapılan yeni durum değerlendirmesi ekseninde güçler geri çekildi. Teslim olan gençten bilgi alındıktan sonra ertesi gün dağ komando tugayında kurşuna dizildiği bilgisini de aldık. Türk askeri o yıl boyunca yani 1998 Haziran ayına kadar tuzak olur diye korkusundan bu arazilere hiç çıkmadı ve operasyon yapmadı. Yılın esas büyük eylemi Çatak’ta yapılacaktı. Çatak’a dönük yapılacak eylemin ön hazırlık çalışmalarının görevi Hüseyin arkadaşa verildi. Eylem hazırlığıyla yaklaşık olarak iki ay uğraştılar. Amaç, Çatak’ı tümden denetime almaktı. İçindeki her şeyle beraber ele geçirilecekti. Hakkari eyleminden sonra güçlerimiz Faraşin’de üstlendi. Türk ordusu da az çok bunu biliyordu. 

Fakat arazide üzerimize gelmeye cesaret edemiyordu. Dört koldan (Hakkari, Van, Çatak ve Beytüşşebap tarafından) gelen askeri güçler, güçlerimizle temasa girmeyecek şekilde arazide konumlanıp, Nikon dürbünleriyle gözetleme yapıp gün boyu güçlerimize dönük saldırı halinde kobralara yer gösteriyorlardı. Güçlerimizin üstlenme sahasının etrafında kurdukları dürbün sistemiyle kobraları koordine etmeye başlamışlardı. Kobralar gün boyu gerillanın bulunduğu yeri yoğun ateş altında tuttu. Kobra saldırısında Zınarin arkadaşla beraber altı şehit verildi. Sonra buradan hareket edilerek Çatak’a geçildi. Çatak çok geniş bir alandır. Kalabalık gerilla güçleri ilçenin güneydoğusuna düşen İllon dağının arkasında geniş bir araziye yayılarak üstlendi. Güçler yerlerini aldıktan sonra keşif planları incelenmeye başlandı. Ama keşfin sağlam olmadığı, bazı yerlerde yeterli düzeyde somut bilgiler elde edilmediği görülüyordu. Bunun üzerine son keşfi yapmak amacıyla başka bir keşif kolu çıkarıldı. Acele edilmesinden dolayı bazı yerlerin somut krokileri çıkarılmamış ve tam bilinmiyordu. Çatak’ta üç Alman leopar tankı bulunuyordu. Bunlardan birisine nasıl, hangi yol ve yöntemle ulaşılacağı net değildi. Amaç yakın saldırıyla tankın üst kapağını açmak ve ele geçirmekti. Kuşkusuz ki bir tanka nasıl ulaşılacağı netleştirilmezse, eylem fiyaskoyla sonuçlanabilirdi. Önünde mevziler vardı, haydi mevziler vuruldu ve etkisiz kılındı, ama ondan sonra mesafe netleştirilmediği için tank harekete geçmeden ele geçirme durumu net değildi. Eksik bazı bilgiler bulunmasına rağmen yine de planlama hazırlandı. Şehrin maketi yapıldı, maket üzerinde saldırı kollarına hedefler gösterildi. İş bölümü yapıldıktan sonra, akşam beklenmeye başlandı. 

Çünkü güçler akşama doğru harekete geçeceklerdi. Hedef, şehri en az üç günlüğüne ele geçirmekti. Özellikle Van tarafından gelecek müdahaleye karşı tedbirlere ağırlık verildi, yollara pusu grupları çıkarıldı. Baskınla beraber geniş bir alan çatışma sahasına dönüştürülmüş olacaktı. Planlamadan sonra her yönetim üyesi kendi birliğinin yanına gitti. Bir saat sonra tüm komuta kademesini çağırdım. Kırkın üzerinde komutan arkadaş vardı. Fakat komuta kademesindeki arkadaşların yüzlerine bakıldığında ciddi bir gerginlik seziliyordu. Bu gerginlik beni endişeye düşürüyordu. Çünkü komuta kademesi eylemin başarısına inanmamıştı. Bir asker yapacağı işin başarısına inanmazsa, onun başarı şansı çok azalır. Ben, başta bu eylemin yapılmasında çok ısrarlı ve kararlıydım. Fakat keşifte belirttiğim noksanlık ve son günde çok yakından tanıdığım arkadaşların müthiş düzeyde gerginliğini görünce bende de tereddüt başladı. Bunun üzerine harekete geçmek üzere olan tüm komuta kademesini yeniden karargah noktasına çağırdım, “bu eylem tarihi bir eylem olabilirdi, ancak tüm arkadaşların eylemin başarısına yeterince inanmadıklarını görüyorum. Dolayısıyla bu eylemi iptal ederek, normal bir şehir baskını biçiminde gerçekleştirmeyi daha doğru görüyorum” dediğimde, bir anda komuta kademesindeki arkadaşların yüz hatlarında bir değişiklik ve rahatlama görüldü. Aslında ciddi bir biçimde karşı çıkanlar olsaydı, eylemin yapılabileceğini düşünüyordum. Ancak her söz alan arkadaş, “en uygunu budur, ben de katılıyorum” dedi. Bir veya iki arkadaş tam olarak katılmadı. Bir arkadaş sorumluluğu paylaştığımıza dair imza verelim, dedi. 

Diğer tüm arkadaşlar eylemin iptal edilmesi fikrine çok güçlü bir şekilde katıldılar. Hiç kimsenin inanmadığı bir eylemi dayatmak ne kadar doğru olur, diye düşündükten sonra, o plandan vazgeçmeyi daha akılcı bulduk. İnancın olmadığı bir eylemin başarılı olamayacağına kanaat getirerek, farklı bir alternatif üzerinde yoğunlaşmaya başladım. Çatak civarlarında on günden fazla kalınmıştı. Keşfin eksik kalan yönü tamamlanmaya çalışılsaydı zaman alacaktı. Bu da başka sorunların yaşanmasına neden olabilirdi. Fazla uzayınca bilgi sızabilirdi. Havalar soğumuştu, sonbahar bitmek üzereydi ve bulunulan yerin iklimi sertti. Çatak planından vazgeçildikten sonra, Alan ve Yezdinan vadisine yönelim gerçekleştirme ve ele geçirme planı üzerinde duruldu. Bu vadi, Alan ve Yezdinan aşiretinin peş peşe konumlandıkları Botan çayına akan zengin bir vadidir. Vadi boyunca biri Yezdinan alanında birisi de Alan mıntıkasında üstlenmiş iki askeri merkez vardı. Zaten vadi boyunca dizilmiş tüm köyler de korucuydu. Çünkü korucu olmayanlar göçertilmişti. Bizim için korucuların etkisiz kılınması hiç sorun değildi. Askeri merkezlerin düşürülmesi halinde alanın tümünü düşürebilirdik. Bu askeri merkezler bölükten daha çok taburlar biçiminde örgütlenmiş güçlerdi. Güçlerimiz vadi ile Çatak arasında üstlenmişti. Çatak eylemi için buraya gelinmişti. Çatak’a dönük büyük eylem iptal edilince bir kısım güçler üç koldan Çatak’ı basmak üzere ayrıldı. Geri kalan 300’e yakın güçle birlikte Çatak vadisini kesip, Masiro tarafına geçmemiz gerekiyordu. Eylem hazırlığını orada yapacaktık. Güçlerimizin güvenlikli bir biçimde vadiyi geçmesi için bir mangalık güvenlik gücü vadideki geçiş noktasını kontrole almak için gönderildi. 

Fakat biz vadiye doğru inince bu güvenlik içerisinde bulunan ve daha sonradan ihanet eden Nusaybinli bir bayan bizi taradı. Yanındakiler müdahale edene kadar yedi-sekiz mermi sıktı. Düşman sandığını ve yanlışlık yaptığını belirtti. Herhangi bir şey olmadı ama silah seslerinin çıkması iyi olmamıştı. Zaten hemen durumdan şüphelenen asker ve çeteler geçtiğimiz noktaya gelip bakmışlardı. İzlerden yüzlerce kişinin geçmiş olduğunu görünce panikleyerek alarma geçmişlerdi. Van’dan da takviye kuvvet istemişlerdi. Bu arada güçlerimiz gittiği yerde konumlandılar. Önceden keşif hazırlıkları vardı. Fakat son keşiflerin yapılması gerekiyordu. Son keşiflerde de görüldü ki, düşman şüphelenmiş, hem alarma geçmiş, hem de Van’dan bine yakın takviye güç gelerek her iki taburun etrafına çadırlar kurarak yerleşmişti. Bunun üzerine bu alanın düşürülmesi de zorlaşmıştı. Dolayısıyla burada eylem daraltılarak her iki taburun tepelerine ve bazı yan hedeflere dönük eylemler biçiminde düzenlenerek uygulandı. Kısaca o yıl köklü, kesin sonuç alıcı eylemsel bir hamle geliştirilemedi. Beytüşşebap ve Çatak örneklerinde görüldüğü gibi komuta kademesinin ruh hali sonuç alıcı bir hamleye hazır değildi. Bu tür kapsamlı eylemler üzerinde güç yeterince yoğunlaştırılmamış ve ikna edilmemişti. Aynı zamanda eylemsel süreçte sonuna kadar ısrarlı olamama ve çok yönlü düşünememe gibi bir durumumuz açığa çıkmıştı. Çeşitli eylemlerle süreç devam ettirilmek istendiyse de bir türlü kapsamlı ve sonuç alıcı bir çıkışa dönüştürülemedi. Ekim ayında Zap’a yönelik ikinci bir operasyon yapıldı. Bu operasyonda yine dönem taktiği olan araziyi doğru kullanma temelinde cevap verme tarzı yerine köylü isyancı tarzının bir başka versiyonu olan bir tarz uygulandı. Fazla içeriği olmayan, doğru dürüst direnme potansiyeli taşımayan bir duruş sergilenmişti. 

Temel nedeni yönetimin çapsız olması ve gerillayı uygun bir tarzla savaştırmamasıdır. Kritersiz ve çapsız kişilerin yönetim adıyla ana karargahta bulunmuş olması bile, daha baştan itibaren yılın yarı yarıya kaybedilmesine neden olmuştu. Bilindiği üzere 14 Mayıs’ta Zap alanında ve genelde Güney’de başlayan operasyon karşısında yeterli bir duruş sergilenmemişti. Ama yine de bir direniş vardı.Ayrıca 14 Mayıs’a kadar alanda bir yönetim vardı. Derli toplu bir düzey söz konusuydu. Fakat operasyonla güçlerin çekilmesi ve yeterince bir direnişin sergilenmemesi belli bir zorlanmayı yaratmıştı. Ama sonrasında yönetimin değişmesi ve biraz da boşluktan dolayı gelen yeni yönetimin karargahın yükünü kaldıracak bir düzeyde olmaması, beraberinde sorunları daha da ağırlaştırdı. Düzeltici herhangi bir çabanın geliştirilmemesi, orada var olan sorunların giderek daha fazla kangrenleşmesine neden olmuştu. Her şeyden önce Zap’ta bulunan gücün ruh ve duygu dünyaları zayıflatılmıştı. İnsanlarla ilgilenme, örgütleme, taktik geliştirme adına herhangi bir çaba ortaya konulmamıştı. Kimin sorunu nedir, sorununu çözmek için nasıl bir yaklaşım sergilenir adına bir tutum geliştirilmemişti. Yönetim ve yapı birbirinden kopmuş, adeta ayrı dünyalarda yaşar gibi pratik bir durum ortaya çıkmıştı. Oysa askeri taktik ve örgütlenme bakımından biraz daha derli toplu olunsaydı ve sorunların giderilmesi temelinde güçler sürece motive edilerek, doğru harekete geçirilseydi, gelişmeler farklı olabilirdi. 

Ancak böyle olmadı, bir bütün olarak sorunların giderilmesi değil, yeni sorunların eklenmesi biçiminde bir seyir izledi. Önderlik tarafından önceden perspektifi verilen araziye dayalı savaş taktiğini geliştirmeye dönük bazı çabalar geliştirilseydi daha sonuç alıcı gelişmeler ortaya çıkabilirdi. Kısacası ana karargah, bu dönemde ana kumanda merkezi olmaktan çok uzak bir duruş sergiliyordu. Karargahın, tüm eyaletleri yönlendirme gücü zaten yoktu. Bırakalım geneli yönlendirme, bünyesinde bulunan güçlerin sorunlarını çözemeyen, savaştırmayan, onu doğru bir taktik perspektifle donatmayan bir oluşumdan savaşı yönetmesi ve geliştirmesi beklenemezdi. Bu dönemde ana karargah sorunlar yumağına dönüştürüldüğü için, diğer tüm eyaletleri de aynı sorunlarla uğraştıracağı beklenen bir durum olmalıdır. Savaşın sevk ve idare merkezi olan ana karargahın, kendini sevk ve idare etmemesi gerçekliği karşısında diğer eyaletlerin yürütülmesini bizzat Önderlik üstlenmişti. Fakat karargahın rol oynaması değil, bir ağırlık oluşturmuş olması savaşta yaşanan tıkanıklığın devam etmesinde önemli bir rol oynamıştır. Kendini tekrar etmenin bu oluşumda ağırlıklı olarak yaşandığı, objektif de olsa diğer yerler üzerinde de çeşitli düzeylerde etkisi olmuştur. 1997 yılı için Önderlik kendi sahasında ciddi bir hazırlık yaparak 1997 sürecine önemli bir rol biçti. Önderlik bizzat yürüttüğü eğitsel faaliyetler ve resmi toplantılarla güçleri hazırlayarak, kararlaştırarak hamle geliştirme yöntemini hep esas almıştır. 1996 yılı boyunca Önderlik kendi sahasında üst üste iki devre eğiterek 1997 yılına kapsamlı bir hazırlığı gerçekleştirdi. Çünkü PKK merkez komite sıfatında ya da daha önceden eyalet komutanlığı gibi görev yapmış birçok kişiyi kendi sahasına çekerek, yeniden görevlendirmeler yaptı. 

Özellikle 1996 baharı boyunca Önderliğin üzerinde yoğunlaştığı ve 5. Konferans’ın kararlaşmasını geliştirdiği temel devrede, Botan, Dr. Süleyman, Küçük Zeki gibi kişilerin bu eğitim devresini alttan alta çok sinsi yöntemlerle boşa çıkarma pratiği yaşanmıştı. Önderliğin bütün yoğun çabalarına karşılık bu kişiliklerin öncülüğünde hem Kürtçe, hem Türkçe devresinde laçkalaştırma, boşa çıkarma geliştirilerek Önderlik hazırlıklarının altı oyulmaya çalışılmıştır. Aslında 1997 yılı pratiğinin tüm beklentilere rağmen pek başarılı olmamasının önemli bir nedeni budur. Oysaki 1997 yılı gerçekten bir final yılı olabilirdi. Buna ek olarak sınır kültürüyle bir yaşam tarzına alışmış olan Nasır, gittiği Garzan’da rolünü oynamamıştı. Zagros eyaletinde şekillenen “Zagrosçuluk” denilen anlayışın da partinin yaptığı yeni düzenlemeyi içten kabul etmemesi ve böylece oraya atanan Abbas arkadaşı tümüyle boşa çıkaran pratiğin sergilenmesi bu iki eyaleti 1997 yılı boyunca bir tür devre dışı bıraktı. Burada kaynağını Zeki çizgisinden alan tasfiyecilik ile Nasır çizgisinin tasfiyeciliği ilginç bir biçimde buluşarak, 1997 yılını önemli oranda Kuzey’de etkisiz kılmıştı. Çünkü 1996’daki eğitim ardından Dr. Süleyman Amed’e, Küçük Zeki Erzurum’a, Berxwedan Serhat’a, Nasır Garzan’a düzenlenmişlerdi. Bunların hepsi de pratiği ilerletmedi, boşa çıkardı. Ayrıca 1997 yılının başında Dersim eyaleti ciddi bir darbe aldı. Aliboğazı alanına dönük gerçekleştirilen ve yaygınlaşan tek bir operasyonda 120 civarında arkadaşın şehit verilmesi 1997 yılı için Dersim’i devre dışı kılmıştı. 1997 yılı içerisinde Erzurum eyaletinde düşmanın geliştirdiği operasyonlarda ciddi kayıplarımız yaşanmıştır. Mart ayında küçük Zeki’nin de hazır bulunduğu bir operasyonda 39 arkadaş şehit düşmüştür. Bu operasyonda küçük Zeki, çatışmaların başlamasıyla küçük bir grupla operasyon dışına çıkmıştır. 

Yine aynı süreçlerde Gol alanında da 19 arkadaş yaşanan çatışmada şehit düşmüşlerdir. Erzurum eyaletinde yaşanan bu toplu kayıplarda ve Mesut (Sait Demir) arkadaşın Dallıtepe’de şehit edilmesinde küçük Zeki’nin sorumluluğu vardır. Bu kişinin benzer dikkat çekici ve üzerinde durulması gereken pratikleri olmuştur. Bütün bu nedenlerden dolayı bu kişinin sübjektif olabilme ihtimali üzerinde duruluyordu. Bu nedenle Önderlik kapsamlı bir müdahaleyi planladı. Müdahalenin eyalete habersiz girmesini tembihledi. Bu müdahale için kendi sahasında eğittiği Harun (Hüseyin Özbey) arkadaşı görevlendirmişti. Erzurum eyalet komutanlığı olarak görevlendirilen Şehit Harun arkadaş Botan’da yanıma geldi. Birlikte iki hafta boyunca tartışıp, yoğunlaştık. En seçme arkadaşlardan 9 arkadaşı yanına düzenledik. Bu arkadaşlarla birlikte eyalete ulaşmadan Garzan’a bağlı Sason alanında düşmanın mayınlı tuzağı sonucu bir-iki arkadaş dışında yanındaki kuryelerle birlikte şehit düştüler. Yılın en önemli kayıplarından birisi de yaşanan bu şehadet olayıdır. Dolayısıyla Erzurum eyaletine müdahale bu dönemde yapılamamıştır. Kısaca 1997 yılı sonuna gelindiğinde durum böyledir ve görüldüğü üzere 1997 yılı Önderliğin öngördüğü gibi bir final yılına dönüştürülemedi. Yetmezliklere rağmen Soran ve Botan alanları kısmi bir gelişmeyi yaşamıştı. Soran alanında gelişmeye neden olan kısmen YNK ittifakının sağladığı avantajdır, kısmen de KDP’nin burada fazla hazırlıklı olmamasıdır. En azından görünen hususlar bunlardır. Botan’da ise ileri bir düzey yakalanamamıştı. Fakat alanın kendisini yaşatması, her türlü ambargoya rağmen alanda bulunması ve araziye dayalı taktiği kısmen uygulamış olmasıyla bazı sonuçlar ortaya çıkmıştı. 

Bu temelde 1997 yılı da bir dengeyle geride bırakıldı. Yine de ne Türk ordusunun, ne de bizim sonuç aldığımız bir yıldır. Gerillanın kendini tekrar etmeye devam etmesi bu sonucu doğurmuştur. Gerilla yeni taktik perspektifle kendini yenileyememiştir. Araziye dayalı savaş taktiğinin biraz uygulandığı Botan’da bazı sonuçlar açığa çıkmıştır. Dönem taktiği olan araziye dayalı savaş taktiği kısmi bir biçimde Botan alanında uygulandı ve belli sonuçlar aldı. Hatta o zamanki Botan koşullarında küçümsenemeyecek düzeyde bir toparlanmaya yol açtı. Bu sonuçlara bakılarak şunu belirtmek yanlış olmayacaktır; eğer 1997 yılında bütün eyaletlerde bu taktik hayata geçirilmiş olsaydı beraberinde önemli gelişmeleri yaratacaktı. Ama bu taktik Kürdistan’ın diğer eyaletlerinde uygulanmadı, hatta uygulanması için de herhangi bir çaba geliştirilmedi. Uygulansaydı, 1997 yılı PKK’nin zaferine tanıklık edebilirdi. Başkan Apo’nun belirlediği gibi, bir final yılı olabilir ve demokratik çözüm sürecinin önünü açabilirdi. Çünkü taktik uygulansaydı hakimiyet önemli oranda gerillaya geçerdi ve Türk devletini dize getirebilirdi. Taktiğe doğru yaklaşmama gerilla komuta tarzında bir alışkanlık haline gelmiştir. Çeteci anlayışın tutumu bunda çok belirgin rol oynamıştır. Sonuçta 1997 yılı hedeflendiği gibi bir final yılına dönüştürülemedi ama özü itibariyle her yerde belirli düzeyde güçlü direnişlerin sergilendiği bir yıl oldu. Yani 1997 yılı hareketin amaçladığı genel planlama hedefleri doğrultusunda gelişmedi ama yine de bir direniş yılı olarak kayda geçti. Öte yandan Güney’de yeni bir cephe oluşmuştu. Güç düzeyinde herhangi bir gerileme yoktu. Kuzey’de bir büzülme daralma yaşanırken, Botan ve Güney hattında açılım yaşanmıştı. 

MURAT KARAYILAN (HEVAL CEMAL)

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

TARİHİ 15 AĞUSTOS ATILIMI ve YARATTIĞI SONUÇLAR

DURAN KALKAN: BÜTÜN DÜNYADA GERİLLA DEVRİ BAŞLAYACAKTIR

KÜRT İSYANLARI VE İÇ İHANET

TÜRK DEVLETİ YENİLGİSİNİ YALANLARLA GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (ÖNSÖZ)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (2.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (3.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (4.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (5.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(6.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(7.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(8.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(9.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(10.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (11.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(12.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (13.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (14.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (15.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(16.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (17.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (18.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (19.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (20.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (21.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (22.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (23.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (24.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (25.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(26.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(27.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(28.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(29.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(30.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(31.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(32.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(33.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(34.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(35.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(36.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(37.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(38.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(39.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(40.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(41.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(42.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(43.BÖLÜM)

BİR DOĞUŞ DESTANI (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(44.BÖLÜM)

BİR DOĞUŞ DESTANI (2.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(45.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(46.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(47.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (48.BÖLÜM)

KÜRTLER'İN TOPYEKÜN SALDIRILAR KARŞISINDA DİRENİŞİ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (49.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(50.BÖLÜM)

2021’E GERİLLA CEPHESİNDEN BAKIŞ (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (51.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (52.BÖLÜM)

''TARİH MUTLAKA KENDİ KAHRAMANLARINI YARATIR’’

ROBOSKİ İÇİN MÜCADELE KESİNTİSİZ SÜRMELİDİR

KONGRA-GEL’DEN 2022 MESAJI

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (53.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (54.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (55.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (56.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (57.ÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (58.BÖLÜM)

PROFESYONELLEŞEN GERİLLA İŞGALCİLERİN HAYALLERİNİ YIKTI

ÇAĞA DAMGA VURAN DİRENİŞ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (59.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (60.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (61.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (62.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (63.BÖLÜM)

DİRENİŞ KAZANDI, KRİZ DERİNLEŞTİ

‘SAKİNE CANSIZLAR GİBİ SÜREKLİ BİR DİRENİŞ İÇİNDE OLACAĞIZ’

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (64.BÖLÜM)

YURTSEVER HALKIMIZA VE DEMOKRATİK KAMUOYUNA

SARALARIN KARARLILIĞIYLA MÜCADELEYİ YÜRÜTÜYORUZ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (65.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (66.BÖLÜM)

DÜŞMANA CEVABIMIZ SARALAŞMAK OLACAKTIR!

CENAZELER GELMEDEN ÇÖZÜM BULUNMALI

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (67.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (68.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (69.BÖLÜM)

EFRÎN YURTSEVER İNİSİYATİFİN'DEN HASHTAG KAMPANYASINA DESTEK ÇAĞRISI

PKK'NİN LİSTEDEN ÇIKMASI İÇİN EYLEMLERİ BÜYÜTECEĞİZ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (70.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (71.BÖLÜM)

YPG GENEL KOMUTANLIĞI ŞEHİT XEBAT DÊRİK'İ ANDI

EFRÎN'İ ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ

EFRÎN'İN HAYKIRIŞI-1

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (72.BÖLÜM)

“EFRÎN’DE İŞGALE KARŞI KOBANÊ RUHUNU KUŞANALIM!”

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (73.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN TARİHİ VE MEŞRU SAVUNMA (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (74.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN TARİHİ VE MEŞRU SAVUNMA (2.BÖLÜM)

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM, ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM

EFRÎN GÜNDEMİ

SOYKIRIM VE İŞGALE KARŞI ÇAĞIN DRENİŞİ DEVAM EDİYOR (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (75.BÖLÜM)

EFRÎN'DE İŞLENEN SUÇLARIN 3 YILLIK BİLANÇOSU

ULUSLARARASI HALK HAREKETLERİNDEN EFRÎN'E YÖNELİK İŞGAL HAREKATINA TEPKİ GELDİ...

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (76.BÖLÜM)

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM, ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM (2.BÖLÜM)

TÜRK DEVLETİNİN VEKİL GÜÇLERİ EFRÎN'DE BOZGUNA UĞRADI

ŞENGAL ÖZER YÖNETİMİ'NDEN IRAK ORDUSUNUN HAREKETLİLİĞİNE TEPKİ

TÜRK İŞGALİ ÖNCESİ EFRÎN

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (77.BÖLÜM)

EFRÎN İŞGALİNE YÖNELİK AÇIKLAMALAR

1500 ŞEHİT, 72 UÇAK, 58 GÜNLÜK DİRENİŞ...

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM (3.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (78.BÖLÜM)

EFRÎN İŞGALİNE KARŞI YAPILAN EYLEMSELLİKLER

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (79.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN'DA ZORUN ROLÜ

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM, ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM (4.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (80.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (81.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (82.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN’DA KOMPLOCULUK KAYBETMİŞTİR

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (83.BÖLÜM)

MAXMÛR KAMPI YENİ SALDIRILARI DA BOŞA ÇIKARACAK!

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (84.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN DA SEVGİ VE AİLE

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (85.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (GİRİŞ)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (86.BÖLÜM)

ŞERMA DERSÊN BİJARTE!

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (87.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (2.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (88.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (3.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (89.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (4.BÖLÜM)

ÖNDER APO VE VİYAN ÇİZGİSİNDE DİRENİŞE ÇAĞIRDI

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (90.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (5.BÖLÜM)

YURTSEVER HALKIMIZA VE DEMOKRATİK KAMUOYUNA!

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (91.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (6.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (92.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (7.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (93.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (8.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (94.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (9.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (95.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (10.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (96.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (11.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (97.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (12.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (98.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (13.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (99.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (14.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (100.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (15.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (101.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (16.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (102.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (17.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (103.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (18.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (104.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (19.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (105.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (20.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (106.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (21.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (107.BÖLÜM-SON)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (22.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (23.BÖLÜM)

KÜRT DİLİ VE EDEBIYATINDA HEWRAMANİ(GORANİ) LEHÇESİNİN ÖNEMİ

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (24.BÖLÜM)

KJK EĞİTİM KOMİTESİ

EZ EHMED İM, Jİ XANA ÇELÊ

ZİMAN BEDEN E, EM XWEDÎ Lİ BEDENA XWE DERKEVİN

EM JİN Jİ HER DEMÊ BÊHTİR XURT İN

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (25.BÖLÜM)

Bİ HÊZA Jİ ABDULLAH OCALAN WERGİRTÎ 34 SAL İN TÊDİKOŞE

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (26.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (27.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (28.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (29.BÖLÜM-SON)

HPG ÖNDERLİĞİMİZİN VE HAREKETİMİZİN KARARLARIYLA HAREKET EDECEKTİR

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (1.BÖLÜM)

UYGARLIK BİREYDE, TARİH İNSANLIKTA GİZLİDİR

EŞİTLİĞE KADAR MÜCADELE MESAJI

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (2.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (3.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (4.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (5.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (6.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (7.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (1.BÖLÜM)

HALKIMI, TOPRAĞIMI BIRAKAMAZDIM

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (2.BÖLÜM)

HALEPÇE DENİLİNCE…

HALEPÇE KATLİAMI’NDAN ÇIKARILACAK DERSLER (1.BÖLÜM)

HALEPÇE KATLİAMI’NDAN ÇIKARILACAK DERSLER (2.BÖLÜM)

HALEPÇE KATLİAMI’NDAN ÇIKARILACAK DERSLER (3.BÖLÜM)

TARİHİ ROLÜMÜZÜ OYNAMAYA DEVAM EDECEĞİZ

MEZOPOTAMYA’DA UYGARLIĞIN DOĞUŞUNDA SAVAŞ VE SAVAŞA YAKLAŞIM

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (1.BÖLÜM)

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (2.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (3.BÖLÜM)

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (3.BÖLÜM)

1. ROJAVA ENTERNASYONALİST KONFERANSI YAPILDI

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (4.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (4.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (1.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (5.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (1.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (2.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (3.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (2.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (4.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (3.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş.AXİN MAHİR DİCLE (5.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (4.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş.FARAŞİN SİDAR (6.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (5.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. SERDEM PİR (7.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. ŞERKER MAZDEK (8.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (6.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. SİDAR MASİRO (9.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. HARÛN BAGOK (10.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. KURTAY FARAŞİN-Ş. AGİT NUSAYBİN- Ş. FELAT SERHAD (11.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. NUDA ELEFTERYA-Ş. SOZDAR ŞERGER- (12.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ŞIRNAK-NUSAYBİN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (13.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ŞIRNAK ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR- Ş. ŞERVAN SERHAT (14.BÖLÜM)

İNİSİYATİF VE ÜSTÜNLÜK GERİLLADA

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SİLOPİ ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR- Ş. ERÎŞ ÇİRAV (15.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ-NUSAYBİN (16.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA NUSAYBİN DİRENİŞİNİ ANLATIYOR-Ş.GELHAT GEVER (17.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA NUSAYBİN ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. DERSİM TOLHİLDAN (18.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA GEVER ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ROJVAN ARVİN–Ş. ALİŞER HOŞİN (19.BÖLÜM)

DEVRİMCİ HALK SAVAŞINI DAHA DERİN UYGULAYACAĞIZ

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA GEVER ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. VİYAN AMED (20.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ÇİYAGER HEVİ (21.BÖLÜM)

EBU CİWAN BİR EMEK ŞEHİDİDİR

‘DİRENİŞ VE ZAFER ÇİZGİSİ ESASTIR’

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. HARUN WELAT (22.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş.BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ERîŞ MORDEM (23.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. HOGİR AMED (24.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ANDOK ÖZGÜR (25.BÖLÜM- SON)

YPJ’NİN FEDAKARLIKLARI SAYESİNDE DÜNYA KADININ GÜCÜNÜ TANIDI

KETİNA ZAPÊ ZEHMET E, YAN JÎ DERKETİNA JÊ? (BEŞA YEKEMÎN)

KCK'Ê Jİ BO XWEDÎDERKETİNA Lİ ZİMANÊ KURDÎ BANG KİR

KOMÎTEYA PERWERDEYÊ YA KJK'Ê CEJNA ZİMANÊ KURDÎ PÎROZ KİR

HEWLÊR KATLİAMI (16 MAYIS 1997)

KÜRDİSTAN’DA KDP İHANETİNİN KANLI SAYFASI: HEWLÊR KATLİAMI

DİRENİŞ ALANINA DÖNÜŞEN KUROJAHRO

‘DİRENMEKTEN BAŞKA YOL YOK’

ZAP DİRENİŞİNDEN ÖZGÜR ÜLKEYE (1.BÖLÜM)

ZAP DİRENİŞİNDEN ÖZGÜR ÜLKEYE (2.BÖLÜM)

EGÎD’İN İZİNDEKİ SAVAŞÇI: METİN SPÎNDAROK

ZAP’A GİRMEK Mİ ZOR, ZAP'TAN ÇIKMAK MI ZOR? (1.BÖLÜM)

ZAP’TA ÇELİĞE SU VERDİLER (2.BÖLÜM

BAKURÊ KURDİSTAN GENÇLERİ SEFERBERLİK RUHUYLA EYLEME GEÇMELİDİR

GENÇLER İÇİN GERİLLA DIŞINDA KURTULUŞ YOLU YOKTUR

DÜŞMAN RAHAT NEFES ALAMAYACAK

NİSÊBÎN’İN DİRENİŞ RUHUNU YAŞATANLARDAN: ŞEHİT VİYAN SEMA AYDIN

AYAKLARININ ALINMASI DURDURAMADI HOZAN’I

ŞEHİTLER ÖZGÜRLÜK TUTKUMUZU BÜYÜTMEKTE

KÜRDİSTAN’DAKİ SAVAŞTA ‘TAKTİK NÜKLEER SİLAHLAR’ DEVREDE

WERXELÊ’DE TERMOBARİK KULLANILDI

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (1.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (2.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN’IN KADERİ GERİLLANIN ZAFERİ VE HALKIN BİRLİĞİNE BAĞLIDIR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (3.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (4.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (5.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (6.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (7.BÖLÜM)

19 TEMMUZ ÖZE DÖNÜŞ DEVRİMİDİR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (8.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (9.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (10.BÖLÜM)

ZINDAN BERXWEDAN Û AZADÎ

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (11.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10. YIL DÖNÜMÜ (12.BÖLÜM)

TÜM GÜCÜMÜZ TÜRK İŞGAL SALDIRILARINA ODAKLANMIŞTIR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10'UNCU YILDÖNÜMÜ (13.BÖLÜM)

ŞOREŞA 19 TÎRMEHÊ

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILDÖNÜMÜ (14.BÖLÜM)

19’Ê TÎRMEHÊ RONDIKÊN AZADIYÊ Û KÊFXWEŞIYÊ

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YIL DÖNÜMÜ (15.BÖLÜM)

19 TEMMUZ DEVRİMİNE İLİŞKİN MESAJLAR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YIL DÖNÜMÜ (16.BÖLÜM)

KOMKUJİYA PEREXÊ RUYÊ RAST A DEVLETA TİRK A QİRKER EŞKERE DİKE!

RÊWITIYA JIYANA APO’YI

HALKIMIZI HER TÜRLÜ KİRLİ SALDIRILARDAN KORUYACAK GÜCE SAHİBİZ

PKK'Î HATİN, HEVAL HATİN!

YJŞ KÖK KÜLTÜRÜ İLE TOPRAĞINA KÖK SALMADIR

BİZ ‘O GÜZEL ZAMANLARI’ ÇOCUĞU ŞİMDİNİN İSE BÜYÜĞÜYÜZ

SİHA SALDIRILARININ 3 YILLIK BİLANÇASU, KATLİAM ARAÇLARI VE YEMİN OPERASYONU

KÜRTÇE ÜZERİNDEKİ ENGELLEMELERE SON

EGÎD KÎNE?

ŞEHİTLERİMİZE LAYIK OLMAK İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ!

KAMERAMI ASLA BIRAKMAYACAĞIM!

AYDINLIK YÜZLERİYLE DÜNYAYA IŞIK SAÇAN 6 YOLDAŞ

TÜRK DEVLETİ DAİŞ'İN İNTİKAMINI ALMAYA VE CANLANDIRMAYA ÇALIŞIYOR

HEVAL BÊRÎVAN ÖNCÜ BİR GERİLLA, KAHRAMAN BİR KOMUTANDI

BUGÜN DE MARDİN… YAŞAMAK VE YAŞATMAK İÇİN FAŞİZİMDEN HESAP SORULMALIDIR

ROJÊN NÛ

JINEKÊ APOGER BÛ

BU SAVAŞ ASLA UNUTULMAYACAKTIR

DENGBÊJI DÎROKA ME YA ZÎNDIYE

ME BÊHNEKÎ BÊHNA XWE DA

BEŞIŞÎN

DENG Û RENG BIDIN BERXWEDANÊ

EW Ê XWEDIYÊ MEKABA SORIN

HEQÎQET PÊTEK JI AGIR E

ÇIRÛSKÊN ÇAVÊN XWE JI ÇAVÊN MIN KÊM NEKE

ÇANDA DAYIKTIYE

BERXWEDANA RÊHEVALAN

DI BIN NAVÊ MALBATÊ DE ÇANDA TECAVUZÊ TÊ SAZKIRIN

FÎDAN

WE GAVA DESPÊKÊ YA GERÎLLA AVÊT!

İRAN SALDIRILARINA KINAMA

YÜZLERCE KEZ BU HALKA CANIMIZI VERSEK AZDIR

Dİ ARTÊŞBÛNA JİNÊ DE 30 SAL

NASNAMEYA CIWANTIYÊ

BÛN EVÎNA TÊKOŞÎNA AZADÎYÊ

LI DERIYÊ QAÇÊ QÊRÎNA PEZ

EW KEÇA DAYIKA XWE BÛ

MÎLÎTANA APO’YÎ BÛ RAMANA RÊBERTÎ

JI BO RAYA GIŞTÎ Û GELÊ ME

BIHÛŞTEK DI XWEŞIKBÛNA PAYÎZÊ DE

MEZİTLİ’DE FEDAİ EYLEMİ YAPAN SARA TOLHILDAN ARKADAŞIN MEKTUBU

MEZİTLİ’DE FEDAİ EYLEMİ YAPAN ŞEHİT RUKEN ZELAL ARKADAŞIN MEKTUBU

DENGÊ KEVIRAN

DILÊ KU GOTIN Û CEWHER LÊ GIHAYÎ HEV

JI BO RAYA GÎŞTI Û GELÊ ME

ÇANDA BERXWEDÊRÎ Û SERHÊLDÊRÎ DI JIN DE NAMIRE

DI RASTIYA SEDSALA 21. DE ŞOREŞA JINÊ Û PIRSGIRÊKA PÊŞENGTIYÊ

FEDEKARÊN ŞOREŞA KURDISTANÊ HEVAL ŞUKRÎ SERHED-YASÎN BULUT

EM JININ

JI RAYA GIŞTÎ Û GELÊ ME RE

DI EZMÛNA ROJAVA’DA XWEPARASTIN

PEZ Û HIRÇ

NEFESA PAQİJ A AZADÎYÊ EM Bİ XWE NE

ŞERÊ GEL Ê ŞOREŞGERÎ Û ROLA BAJAR Û ÇIYAYAN

RÛBIKEN Û RÛBIGEŞ A ÇIYAYAN BÛ

SIZMAYA LOJÎSTÎKÊ

ÇALAKIYA BI RÛMET A JIYANÊ: PARASTINA CEWHERÎ

ROJ XISTINA DILÊ XWE (BEŞA 1.)

BÊHNA ZÎLANÊ JI DERSÎMÊ TÊ

ROJ XISTINA DILE XWE-2

JI DÎROKA KURDISTAN, TENÊ HINEK KÊLÎ

SERPÊHATİYA SAKÎNEYÊ DOKTRÎNA AZADİYÊ

SÊ KULÎLKÊN AZADIYÊ…

GER TU XWE-BÎ, TÊ HE-BÎ… WEKÎ DIN TÊ TINE-BÎ

JI SARAYAN HETA EVÎNAN, JIN JIYAN AZADÎ

LI DERDORA WÊ ÇEMBEREK YA HEZKIRINÊ HEBÛ

DI EZMÛNA ROJAVA DE XWEPARASTIN

DÎSA BÎRANÎNEK JI BOTANÊ

JI GELÊ ME YÊ WELATPARÊZ Û RAYAGIŞTÎ RE

BI QASÎ CÛDÎ SERBILIND Û RÛMET BÛ

JI BONA TAVA KU CIHANÊ RONÎ DÎKE

DILÊN DILDARÊ JI JIYANA AZAD RE

JI BO RAYA GÎŞTI YA DEMOKRATÎK JIN Û ÇAPEMENÎ RE

KÊLIYEK JI JIYANA GERÎLA

8’E ADARÊ LI TEVAHÎ JINAN PÎROZBE

HÎMÊN BERXWEDÊRÊN ŞOREŞÊ

DÎROKA TEVGERA AZADIYA JINÊ

FERMANDARA WÊREK A ZAGROSÊ BÛ

JİNA KU BÛ QÊRÎNA NEWROZÊ

NEWROZ JIYANÊ DIHÛNE

DÎROKA TEVGERA AZADIYA JINÊ-2