BUGÜN DE MARDİN… YAŞAMAK VE YAŞATMAK İÇİN FAŞİZİMDEN HESAP SORULMALIDIR
Tüm alanlarda yaşam ve insanlık yok edilmek istenmekte üstüne kara bir beton konulmak istenmektedir. AKP- MHP faşist cuntası tüm kirli politikaları ile her zamanki Kürdistan’ın her yerinde en akıl almaz savaş politikalarını uygulamakta. Fakat unutulmamalı ki bu sadece özgürlük savaşçılarının savaşı değil bu savaş insanlık, yaşam için. Bu savaş ölümleri öldürüp yaşamı yaratma savaşı bir insanlık savaşı, davası. Her seferinde insanlık, yaşam yok edilmek istendi. Fakat her zaman ki gibi yine özgürlük savaşçıları bunları boşa çıkardı ve onları bir çıkmazın eşiğine getirdi. Her ne kadar görmezden gelinmek istense de Erdoğan ve uzantılarının sonu gelmekte hatta gelmiştir. AKP-MHP faşist cuntası bir yok oluşun eşiğine gelmiştir aslında hep bu yok oluşun içerisindeydi de diyebiliriz. Çünkü bu politikanın hiçbir zaman bir umudu, inancı, amacı ve hedefi olmadı ilk günden bu güne kadar, hep bir çıkmazın içindeydi. Sadece tehdit, korku ve şantaj ile ömrü uzatılmak istendi, ömrü uzatıldı. Tüm kirli politikalarını insanlığın, inancın ve yaşam olanaklarının yok oluşuna adadı. Sözüm ona Kürdistan’ı yok etme özgürlük savaşçılarını imha etme politikaları adı altında onlarca askerini savaşa gönderdi. Fakat herkesin bildiği gibi orada hiçbir zaman o çok güvendikleri donanımlı askerleri savaşmadı, savaşamadı. O savaş alanında sadece özgürlük savaşçıları yani gerillalar savaştı, orada savaş sadece teknik üzeri uygulandı. Askerler ise sadece kaçacak delik aradı savaşı bırak savaştan nasıl kaçacağının yolları arandı. Ve AKP-MHP faşist cuntası ise tüm alanlara kimyasallar teknikler ile durmadan saldırı düzenlendi. Fakat bunun yanında da halk nezdinde bir sessizlik mevcut oldu; çünkü halk buna öyle bir alıştırılmıştı ki.
Çok uzaklara gitmeden birkaç örnek vererek anlaşılacağı kanısındayım. Ve Cizre diyeceğim bodrumda yanan bedenler, yok edilmek istenen yaşam ve maalesef sessiz kalan Türkiye, insanlık. Cizre de sadece bedenler yakılmadı Cizre bodrumunda umut, inanç insanlık yok edilmek istendi. Yine çok uzaklara gitmeden Roboski diyeceğim ve parçalanan bedenler yok edilmek istenen yaşam ve insanlık. Ya insanlık, halk, Türkiye ne yaptı tabi ki en iyi bildiği şeyi yani sessizliği seçti. Peki sorarım size bu kadar insanın vicdanı yok muydu? Hayır elbette vardı fakat insanlık öyle bir hale getirilmişti ki adeta her bireyin gözüne at gözlüğü takılmıştı ve vicdanlar kuytu bir karanlığa öylece bırakılmıştı. Cizre’de, Sur’da, Roboski’de aynı zamanda vicdanlarda yok edilmek istendi, insanlık ortadan kaldırılmak istendi. Sözüm ona çocuk katili denildi; peki ya Ceylan Önkol, Berkin Elvan, Mazlum Akay, Uğur Kaymaz Roboski’de katledilenlerin 22’si bunlar kimdi? Kaç yaşındaydı? Bunlarda terörist ve PKK miydi, peki bunların hesabını kim sordu. PKK yani özgürlük savaşçıları bu katliama sessiz kalmadı kabul etmedi sözüm ona çocuk katili bir mücadele, dava bunun hesabını sordu. Tabi faşist cunta yine bunun ile de yetinmedi ve katliamlarının, Kürt düşmanlığının devamını sürdürme planlarını devreye koydu komplolarıyla, yalanlarıyla süs vererek Kürdistan’da katliamlar gerçekleştirmekten asla vazgeçmedi. AKP- MHP faşizmi Kürdistan’da katliam üstüne katliam gerçekleştirmekte kısacası nerede bir Kürt varsa orada katliam yaparak Kürt’ün sonunu getirme, planını başarıya ulaştırmayı hedeflemekte adeta nerede bir Kürt orada katliam denilmektedir. Yine bu faşist AKP- MHP çetesi Kürt soykırımı planı ile Antep ve Dêrik’te kaza süsü vererek bir katliam gerçekleştirdi, yer Kürdistan ise katliamda sınır tanımayan bu faşizan zihniyet birde buna kaza süsü vererek kendi planladığı katliamın cenazesine katılarak tam olarak Kürtleri ve Türkiye’yi kandırmayı planladı. Fakat şöyle bir gerçeklikte vardır ki halk artık daha güçlü ve bilinçlidir yani yalanları ile üstünü örtmeye çalıştığı katliamlar aslında o kadar gün yüzünde ve o kadar açtıkçadır ki. Bir gerçeklik daha vardır ki tüm bu katliamlara karşı kesin bir tavır sergilenmelidir. Bu katliamlara karşı net tavır alınmadığı sürece katliamlar en yakıcı ve acımasız bir şekilde devam ettirilecektir karşımızda katliamları ile ömrünü uzatan bir iktidar varsa bizde bu katliamları asla kabul etmeyen ve mücadele eden taraf olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz vazgeçmemeliyiz. Yani bu faşizmin, uygulanmak istenen Kürt düşmanlığının, katliamın karşısında durmalı bu katliamlara sessiz kalmamalı kabul etmemeliyiz faşizme, inkâra, imhaya geçit vermemeli mücadeleyi her daim büyütmeliyiz.
Şimdide bu aşılanmaya çalışılmakta halk, Türkiye bu katliamlara alıştırılmak istemekte dediğim gibi AKP nezdinde bir savaş yürütülmemekte sadece kimyasal ve teknik ile yürütülen ve yine de sonuçsuz kalan bir savaş politikasından bahsediyoruz. Savaş alanında teknik bakımından olanakların faşist devletin elinde olmasına rağmen yine de yenilen bu kirli politika olmaktadır. Fakat başta da dediğim gibi bu sadece gerillanın değil bu bir yaşamın insanlığın savaşı. YPS Zafer Hamlesi dedi ve halk olarak ta buna karşılık buradayız denilmeli yani herkes üzerindeki ölü toprağı kendi elleri ile üzerinden atmalı. Öyle bir süreçteyiz ki yaşamak için savaşmaktan ve mücadele etmekten başka bir şansımız olanağımız bırakılmamış, kalmamıştır. Herkesin elini taşın altına koyma zamanıdır, her zamanki gibi AKP-MHP faşizmi ve uzantıları bunu da boşa çıkartmak isteyecektir; fakat herkes mücadele ve bu hamleyi sahiplenişi ile düşmana en yalın cevabı verecektir. Buna en büyük cevapta bu hamleye sahip çıkmak ve bu hamlenin meşalesini elden ele tüm alanlara ulaştırmak olacaktır. Bir daha Cizre, Sur ve Roboski, Antep ve Dêrık katliamlarının yaşanmaması yaşatılmaması için artık herkesin elini taşın altına koyma zamanıdır. Ancak bu zulmü, inkârı imhayı durdurabiliriz. Unutmayalım ki ne zaman halk, insanlık Türkiye sustu, sessiz kaldı taciz, tecavüz, zulüm, imha yakma ve yıkmalar çoğaldı sessizlik oldukça talan çoğaldı. Şimdi herkes gözündeki at gözlüklerini çıkartmalı vicdanlar aydınlığa kavuşmalı insanlık, yaşam gün yüzüne çıkmalı. Ve hiç şüphesiz YPS‘nin başlatmış olduğu Zafer Hamlesi de buna bir çağrıdır; artık yaşam için savaşmak mücadele etmek ve bu hamleye sahip çıkmak gerekmektedir. Bu hamle ile herkes yaşam hakkının yaşamın, insanlığın hesabını zalimden, faşizmden, AKP-MHP faşist rejiminden sormalıdır. YPS’nin de dediği gibi bu hamle bir intikam ve hesap sorma hamlesi olmalıdır ve olacaktır. Özelde de gençler başta olmak üzere halkımızda faşizmden mücadeleci ruhu ile hesap sormalı Cizre'nin, Sur’un, Nusaybin’in, bodrumda yanan bedenlerin, bugün de Mardin’in, Antep’in unutulmayacağını ve unutturulmayacağını da bu hamleye en aktif bir şekilde katılıp yaşama sahip çıkarak gün yüzüne çıkartmalıdır. Herkes yaşam için, yaşamak ve yaşatmak için faşizmden hesap sormalıdır.
ZEYNEP ASYA
KAYNAK: YPS-ONLİNE.COM
YORUM GÖNDER