KÜRTLER'İN TOPYEKÜN SALDIRILAR KARŞISINDA DİRENİŞİ
''3. Dünya savaşının ortaya çıkarttığı fırsatlar ve hakim sistemin yaşadığı kaos süreci ezilen toplumsal kesimler için tarihi bir öneme sahiptir. Bu sürelerde eski dengeler yıkılıp ve yeni dengeler kurulmaktadır. Bu süreçler stratejik anlamda değişim, dönüşümün yaşandığı ve hegemon güçlerin tam anlamıyla hakimiyet sağlayamadığı ve bu sayede boşlukların ortaya çıktığı sistem karşıtı devrimci mücadeleler için büyük avantajları olan kaos dönemleridir. Kendini korumanın bile başarı sayıldığı, ancak bunun ötesine geçilerek kendini büyütmenin ve yeni alanlara açılmanın daha büyük başarı görüleceği geçiş süreçleridir. Önderlik Özgürlük Sosyolojisi değerlendirmesinde bu dönemleri “yaratım süreçleri” şeklinde ele almıştır. Eski sistemin tıkandığı, yapısal krize girdiği yeni demokratik sistemler için büyük zihniyet devriminin yaşandığı, imkanların açığa çıktığı ve bu zihniyet devrimiyle yeni toplumsal arayış ve çözüm modellerinin gerçekleştirildiği nadir süreçler olmaktadır. Çatallaşma süreçleri eğer doğru değerlendirilirse özgürlük güçlerine alan açarak özgürlük devrimine evirilebilirler. Yaratıcı, inisiyatifli, hamleci ve örgütlü güçler bu süreçlerde büyük başarılar elde edebilirler. Böylesine tarihsel geçiş dönemlerinde siyasi ve askeri düzeyde jeo-politik, jeo-stratejik düşünmek büyük önemdedir. Özellikle coğrafik bakımdan Ortadoğu ve savaşın merkezinde bulunan Kürtler açısından bu çok daha önemli bir durumdur. Kürtler jeo-politik ve jeo-stratejik düşünerek hareket etmek zorundadırlar.''
İmralı rejimi var oldukça, Önderliğimiz rehine kaldıkça komplo tümden boşa çıkarıldı denemez. Mücadele devam etmektedir. Fakat komplo büyük ölçüde etkisiz hale getirilmiştir. Uluslararası komplo Önderliğimiz, hareketimiz ve buna bağlı olarak Kürdistan devriminin tasfiyesini hedeflemiştir. Ancak bunu başaramamıştır. Komplo şu açıdan etkisizleştirilmiştir. Birincisi; Önderlik komployu tarihsel boyutuyla ideolojik, felsefik, politik, ekonomik ve askeri bakımdan çözümleyerek aydınlatmış ve boşa çıkartmıştır. Komloyu beşbin yıllık uygarlık sistemi ve onun son aşaması kapitalist modernite sistemini bütün yönleriyle tahlil ederek mahkûm etmiş ve alternatif bir paradigmayla halkların demokratik sistemi olan Demokratik Modernite sistemini sosyal bilim tarzında ortaya koymuştur. Yani Önderlik komployu uygarlık sistemiyle ele almış, çözümlemiş ve onu aşmıştır. Türk devletinin Kürtlere karşı 1925 Şex Sait ile başlattığı komplo, soykırım ve idam siyasetini boşa çıkartarak yeni bir sürece çevirmiştir. İkincisi; Önderlik, komployla tasfiyesi amaçlanan Özgürlük Hareketini ideolojik, felsefik, siyasal, örgütsel ve askeri açıdan yeniden yapılandırmış, yeni döneme göre mücadele araç, taktik ve stratejisini belirlemiştir. Kürt Özgürlük Hareketi dağılma bir yana daha da güçlenmiş, yayılmış ve evrensel etkileri olan küresel bir demokratik direniş hareketine dönüşmüştür. Üçüncüsü: Yeni paradigmayla Önderlik uluslararası bir düzey kazanmış, birçok kesim tarafından sahiplenir hale gelmiştir. Kürt halk önderliğinden halklar Önderliğine yükselmiştir. Uğruna özgürlük kampanyaları düzenlenen, milyonlarca üyesi bulunan demokratik kurumlarca sahiplenilen uluslararası bir önder düzeyine gelmiştir. Dördüncüsü: Komplonun başlangıcında, “Güneşimizi karartamazsınız” şiarıyla önce zindanlarda başlayıp ve tüm dünyaya yayılan gerilla, halk ve zindan fedai direnişleri komplocu güçler karışında Önderlik etrafında bir kalkan oluşturmuş ve komplocuların Önderliği fiziki imha etme planlarını boşa çıkartmıştır. Halkımız Önderliği etrafında kenetlenmiş ve bunu canı pahasına tüm dünyaya göstermiştir. Beşincisi: Kürt sorunu inkâr edilmez bir aşamaya gelerek çözüm aşamasına gelmiş, Kürtler bölgede temel güçler arasında yer almıştır. Rojava devrimi, kapitalist moderniteye karşı kadınların, gençlerin, etnik yapıların, inançların, kültürlerin ve ezilen tüm toplumsal kesimlerin umudu ve sistemi olarak varlık kazanmıştır. Bundan sonraki aşama Kürt varlığının statüye kavuşmasıdır. Rojava ve Başur federasyon modeli Kürtler için tarihi bir gelişmedir ve gelecek için temel oluşturmaktadır.
İnkâr ve imha siyasetinde ısrar eden soykırımcı Türk devleti DAİŞ’ in yerini alarak Kürtlere karşı soykırım düzeyinde her türlü kirli özel savaş yöntemlerini kullanmaktadır. DAİŞ’ in oynadığı görevi şimdi Türk devleti oynamaktadır. 3. Dünya savaşında sömürgeci güçlere ve onların TC-DAİŞ gibi çetelerine karşı en büyük savaşı Kürtler vermişlerdir. Kobani’yle başlayıp Serékaniye Rojava Onur Direnişi, Heftanin, Metina, Avaşin, Xakurké direnişiyle devam eden direniş 21. Yüzyılın en görkemli direnişi olmuştur. Arap devletlerinin oluşturdukları yeni ittifaklar, Akdeniz, Yunanistan Türkiye çelişkileri, Arap devletleriyle yaşanan sorunlar, AB ile yaşadığı çelişki ve çatışmalar, Suriye’de yaşanan iflas, yeni ABD yönetimiyle ortaya çıkan çelişkiler, ekonomik ve siyasi iç krizler artık faşist AKP-MHP iktidarının sonunun geldiğini göstermektedir. Yirmi yıldır her türlü desteği gören AKP iktidarı içerde ve dışarıda katlanılmaz duruma gelmiştir ve çöküş sürecine girmiştir. Aldığı tüm desteklere ve hiçbir iktidarın yapmadığı kadar savaş politikalarını geliştirmesine ve her türlü ahlaksız özel savaş yöntemlerini kullanmasına rağmen Kürt Özgürlük hareketinin tasfiyesini gerçekleştirememiş ve kendisi tasfiyelik durumuna düşmüştür. Önderliğimizin İmralı direnişi başta olmak üzere, gerillanın kahramanca direnişi, Rojava, Maxmur, Şengal ve dünyanın dört bir yanında Kürt halkının ve dostlarının direnişleriyle Özgürlük Hareketi bir kez daha kazanmıştır. Mücadelemiz geçmişte nasıl ki onlarca özel savaş iktidarını çöktürmüşse AKP-MHP savaş iktidarını da çökertecektir.
“Tecride, Faşizme, İşgallere Son! Özgürlüğü Sağlama Zamanı!” hamlemiz nasıl ki işgal/soykırım plan ve saldırılarını birinci yılında boşa çıkartmışsa ikinci yılında da gerilla direnişi ve hak Serhıldanlarının bütünleşmesiyle gelişecek Devrimci Halk Savaşıyla yine Türkiye devrimci ve demokratik güçlerinin katılımıyla gelişecek devrimci direnişle sadece AKP-MHP faşist iktidarı çökmeyecek, tecrit, işgal ve soykırımcı sistemi de parçalanarak Demokratik Türkiye, Özgür Önderlik ve Özgür Kürdistan amacı gerçekleşecektir. Türk devletinin işgal ve soykırım planları Heftanin’de, Zendura’da, Mam Reşo’da, Werxelé’de gerillanın direniş çeperinde çökmüştür. Kürdistan özgürlük gerillası Apocu ruh ve iradeyle eşsiz bir direniş sergilemektedir. Bu fedai güç ve irade yenilmezliğini kanıtlamıştır. Çöktürmek isteyenler ve onların işbirlikçi hainleri gerillanın muhteşem direnişi karşısında çökmekten kurtulamayacaktır. Özellikle Kürt gençleri böylesi tarihi bir süreçte aktif yer almalı ve gerilla başta olmak üzere mücadele alanlarına katılmalıdır.
DIJWAR SASON
YORUM GÖNDER