BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(28.BÖLÜM)
15 AĞUSTOS ATILIMI VE GÖRKEMLİ DİRİLİŞ SÜRECİ
Gerillada Israrın Adı: Komutan Agit;
1985 yılında mevcut yönetim pratik sahadan çekildikten sonra inisiyatif kadroya verilmiştir. Agit arkadaşın da katkılarıyla inisiyatifli kılınan kadro çabaları ve yaratıcılığıyla birlikte olumsuz gidişat sonbahardan itibaren kısmen durdurulmuştur. Bu yeni düzenleme olumsuz gidişatı durdurmakla kalmamış, özellikle Agit arkadaşın 1985 sonu, 1986 yılı başlarında Botan’da geliştirdiği eylemselliklerle sağ savunmacı tarzı aşma çabasını ciddi bir biçimde geliştirmişti. Eğer atılımdan sonra Agit arkadaş sürekli Botan’da bulunsaydı, kuşkusuz savaşın gelişim düzeyi çok farklı olabilirdi. Çünkü Agit arkadaş savaşa hayali veya sübjektif, dogmatik değil, somut koşulların somut tahliline dayalı bir doktrin ekseninde yaklaşmaktaydı. Bununla birlikte Önderliğin perspektiflerini en iyi anlayan ve aynı düzeyde uygulayan bir kapasiteye sahipti. Düşmanın gücünü ne abartan ne küçümseyen bir yaklaşım asla geliştirmemişti.
Düşmanı iyi izleyerek, hareket tarzını açığa çıkararak, en uygun zamanda sonuç alıcı darbeyi indirmeyi başarabilmekteydi. Subjektivizme düşmediği için keskin başarısız girişimlerle karşı karşıya kalmazdı. Savaştaki taktik yeteneği insanları yürütme gücüyle buluşturabildiği için Kürdistan koşullarında mükemmel gerilla tarzını açığa çıkarmaktaydı. PKK ve Kürdistan halkı açısından tarihin en büyük talihsizliklerinden biri Agit arkadaşın zamansız ve çok erken şehadete ulaşmasıdır. Bilindiği üzere 1986 yılının 28 Martı’nda Agit arkadaş birliğiyle Gabar Dağı’nda hareket halindeyken hiç beklenilmeyen bir yerde pusuya düşmüş ve şehadete ulaşmıştır. Agit arkadaşın şehadeti bugün bile önemli ölçüde gizemini korumaktadır. Pusuda şehadete ulaştığı bir gerçektir. Ancak bu pusuda mermi düşmanın mı, yoksa birlik içerisinde ajan provokatör birinin silahından mı çıktı sorusu hala netleşmemiştir. Komplo veya suikast mı, yoksa normal bir pusu muydu, bu konudaki sis perdesi henüz aralanabilmiş değildir. Pratik olarak pusuya düşülmüştür. Pusuda yoğun ateş altında kalırlar, düşmanın mermisiyle şehit düşme olasılığı da yüksektir. Ama 25 kişi içerisinde o mermi nasıl oluyor da sadece Agit arkadaşı buluyor? Şüpheye yol açan neden sadece bu değildir. Şüpheye yol açan en önemli neden pusu esnasında grup içinde bulunan bazı kişilerin sonradan içine düştükleri kuşkulu durumdur.
Özellikle Agit arkadaşın yanında bulunan birinin ardından kuşkularla dolu sırları bırakarak, Önderlik sahasında Önderliğin güvenliğinde iken intihar etmesi önemli bir husustur. Bu şahıs olaya ilişkin sürekli çelişkili konuşmalar yapmış ve kuşkulu davranışlarda bulunmuştur. Tüm çabalara karşın bu olaya ilişkin somut bir tespit yapılmış değildir. Agit arkadaşın kişiliği, misyonu ve savaştaki rolü değerlendirildiğinde özel olarak hedeflenecek bir arkadaş olduğu görülecektir. Çünkü faşist cuntaya karşı daha baştan itibaren Kürdistan’da gerillayı oturtma noktasında, Önderliği anlayan, Önderlik çizgisini kararlıca uygulayan bir komutandı. Eğer Kürdistan’da gerilla oturmuş ise bunda büyük komutan Agit yoldaşın çok büyük emeği ve çabası vardır. Onun göstermiş olduğu fedakarlık ve cesaretin payı bunda oldukça belirleyicidir.
Komutan Agit yoldaşın en belirgin yanı, gerilla taktiğinin Kürdistan’da oturtulmasında ısrarcı olmasıdır ve inanarak buna sarılmasıdır. Kürdistan coğrafyasını bizzat gezip dolaşarak, arazi üzerinde bir hakimiyet geliştirmiştir. Gerilla savaşı için coğrafya en önemli faktörlerden biridir. Gerilla savaşımı için elverişli ve stratejik olan Kürdistan coğrafyasını Agit arkadaş en iyi şekilde değerlendirmeyi bilmiştir. Ayrıca halk savaşının temel gücü olan köylülüğü iyi analiz etmiş, hatta bu konuda bir broşür bile yazmıştır. Denetimindeki gücü eğiten, örgütleyen, disiplin içerisinde motive eden, güven veren, her koşul altında yürütebilen büyük bir komutandır. Eylem tarzında keskin, vuruş tarzında koparıcı ve sonuç alıcıdır. Yaptığı bütün eylemlerde sonuç alıcılık vardır. 15 Ağustos Atılımı’ndaki tarihi rolü itibariyle Kürdistan’da gerilla komutanlaşmasının, zafer komutanlığının nasıl olması gerektiğini de açıkça ortaya koymuştur. Pratik sahada Önderlik çizgisine sahip çıkma, eleştirel tutumu ve doğrudaki ısrarcılığı, diğer önemli bir özelliğiydi.
Özellikle çeteci anlayışlara karşı duruşu ve mücadelesi dikkat çekici bir yönüydü. Bazı öğelere dönük, “ortam bunlara kalsa bunlar parti çizgisinin canına okur ve her türlü çeteciliği yap_maktan çekinmezler” diyerek, çizgi dışı, çeteci anlayışlara karşı mücadelede net ve keskin olduğunu her zaman göstermiştir. Bütün bu nedenlerden dolayı düşmanın içten ve dıştan hedefleyebileceği arkadaşlardan birisiydi. Kuşkusuz ki Agit arkadaşın bu tarz ve anlayışı bütün karargah yönetimine ve sürece hakim olabilseydi, savaşın kaderi çok daha farklı olacaktı. Sonuçta Agit arkadaşın şehadetinin üzerinden yıllar geçmiş olsa bile şehadetine ilişkin olasılıklar asla ortadan kalkmadı. Olasılıklar ortada duradursun, gerçek olan Agit arkadaşın şehadetiyle PKK’nin ve Kürdistan halkının yeri kolay kolay doldurulamaz büyük bir komutanını, yiğit bir evladını kaybetmiş olmasıdır. Bu şehadet büyük bir kayıp olduğu kadar, gerilla mücadelesinde de ciddi bir boşluk yaratmıştır.
Agit yoldaşın zamansız şehadetine rağmen hareket belki 1986 yılında büyük bir gelişme kaydetmemiştir ama 1985 yılına göre daha derli toplu bir tablo çizmiştir. En azından baş aşağı gidişat durdurulmuştur. Demek ki, sağ savunmacı anlayışın etkileri ortadan kalktığında ve bu tarz aşıldığında en azından gerileme durdurula biliniyormuş. Kadro kendi inisiyatifiyle hareket edince, kendisini daha iyi koruyabileceğini ve zor koşullarda süreci göğüsleyebileceğini göstermiştir. Çünkü ortaya çıkan sonuçlar bu durumu net bir biçimde gözler önüne koymaktadır.
MURAT KARAYILAN(HEVAL CEMAL) (28.BÖLÜM)
YORUM GÖNDER