BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. SERDEM PİR (7.BÖLÜM)
Cîzre de olan arkadaşlardan bir tanesi de heval Serdem. Cizre’deki ismi Fuat. Bu arkadaş da heval Harun ile aynı devredeydi. 2013-2014 kışında Ali Çiçek Akademisi’ndeydi. Eskişehir’den katılmış bir arkadaştır.
Bu arkadaş tüm devre boyunca sempatikliğiyle, saflığıyla, temizliğiyle ön plana çıkan bir arkadaştır. Herkesin sevdiği bir arkadaştı. Heval Serdem’e baktığında kendi kendine insan şunu söylüyordum, ya, bu kadar kirli bir dünyada bir insan bu kadar temiz kalabilir mi? Bu kadar kirlenmemiş olarak bir insan kendini koruyabilir mi? Ya diyorum bu arkadaş bir müzede büyümüş ya bir mağarada büyümüş moderniteye, kapitalizme bu kirliliğe hiç bulaşmamış.
Duyguları, düşünceleri, söylemleri, yaklaşımları, ilişkileri o kadar temizce, o kadar saftı ki insan gerçekten şaşıyordu Serdem’e. Serdem karşısında şaşırmamak mümkün değildi. Çok saf bir arkadaştı, çok temiz bir arkadaştı, kirlenmemiş hiçbir şey bulaşmamış bir arkadaştı, bundan kaynaklı devre boyunca arkadaşa bir tek eleştiri dahi yapılmadı. Platformu neredeyse övgü platformuna dönüştü. Serdem de hiçbir zaman bir art niyet bulamazdın. Hep en temiz ve en saf duygularıyla düşünür, arkadaşları değerlendirirken öyle değerlendirir, hiçbir arkadaşa ait böyle olumsuz şeyini söylemezdi. Hep böyle temiz ve saf duygularıyla arkadaşları değerlendirdi. O da aynı şekilde o devreden sonra kısa bir askeri eğitimden sonra alana gönderildi. Serdem arkadaş Nusaybin’le başladı. İlk pratiği Nusaybin’di. Heval Serdem devrede nasılsa nasıl bu kadar sevildiyse pratik alanda da yine aynı o derece seviliyordu. Nusaybin’de yani çok ciddi bir örgütlülük yarattı. Serdem arkadaşın yarattığı örgütlülük gerçekten kolay kolay dağılan, böyle yüzeysel bir örgütlülük değildi. Derin bir örgütlülüktü. Onun örgütledikleri de aynen onun gibi saf ve temizce bağlanıyordu. Uzun süre Nusaybin’de çalıştı. Nusaybin’de gençliği gerçekten güç haline getirdi. Ardından Cizre’de bir boşluk oluşunca düzenlemesi Cizre’ye oldu. Yani şehit Erîş’ten sonra Cizre’ye düzenlendi. Çünkü onun yerini doldurabilecek birisi olması gerekiyordu ve bunun için en ideal olan heval Serdem’di. Serdem arkadaş Cizre’ye gittiğinde Cizre’de bazı olumsuz pratikler vardı. Bütün arkadaşlar da belirtti. Bazı olumsuz pratikler yaşanıyordu, halka zarar veren bazı eylemler, yanlış eylemler falan gerçekleştiriliyordu. Serdem arkadaş gittikten sonra bunlar bıçak gibi kesildi. Zaten heval Serdem’e böyle söylenmişti ve heval Serdem direk kesti. Cizre gençliğinin en çok bağlandığı kişi haline geldi. Cizre’yi bu düzeyde düzelttikten sonra Nusaybin gençliği bu sefer Nusaybin hep Serdem’i istiyordu? Hep heva Serdem’i istiyordu. Defalarca öneri yapılmış, defalarca talep edilmiş ki heval Serdem Nusaybin’e gitsin. Heval Axin Cizre’ye gittikten sonra ve Cize biraz toparlanıp bir güç haline geldikten sonra o zaman Nusaybin’de belli bazı sorunlar vardı. Serdem’in düzenlemesi aslında Nusaybin’e olmuştu. Bir de şehit Botan o zaman çıkacaktı. Şehit Botan şehit düştü, onun yerine heval Serdem gidecekti. Fakat abluka başladığı için Nusaybîn’e gidemedi o da kaldı orada.
Serdem arkadaş o kadar hızlı gelişiyordu ki, yani her alanda kısa bir süre içerisinde askerlikte, savaşta vazgeçilmez bir kişi haline geldi. Yani artık arkadaşlar diyordu, Cizre’de Serdem çıkarsa Cizre zorlanır, öyle bir duruma gelmişti. Serdem arkadaş o ilk süreçte 9 günlük sokağa çıkma yasağında Cizre’de en fazla saldırılar Nur mahallesinde olmuştu. Nur mahallesinde çatışmalar sürüyordu ve Serdem oranın sorumlusuydu. 9 gün boyunca Serdem arkadaşın sorumluluğunda düşman tek bir adım ilerlemedi. Herkesin sevdiği, saydığı, etkilendiği bir arkadaştı. Serdem arkadaş kaçıncı günde şehit düştüğünü bilmiyoruz ama yaralıydı, ağır yaralıydı ayağından da yararlıydı, yürüyebilecek durumda değildi. Fakat herhalde bodurumlara girildiği zaman şehit düşüyor. Çünkü o güne kadar da yaşıyordu ve yararlıydı. Serdem arkadaş gerçekten gittiği yerde ilginç bir şeydir, yarattığı örgütlülükte biraz kendi özelliklerine göreydi. Sen Serdem arkadaşın bir tane yanlış pratiğini göremezdin ve onun sorumlu olduğu yerde bir tane yanlış bir pratik, yanlış bir eylemde göremezdin. Örgüt algısı çok temizdi, örgüt algısı çok saftı. Örgütü PKK’yi bütün saflığı ve temizliği ile kendisinde birleştirmişti heval Serdem. PKK’nin en temiz, en saf halini temsil ediyordu heval Serdem. PKK kadrosunun olması gereken o boyutunu heval Serdem temsil ediyordu.
KAYNAK: NÛÇE CİWAN
YORUM GÖNDER