BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (95.BÖLÜM)
MEŞRU SAVUNMA STRATEJİSİ
Devletsiz Bir Toplumsal Savunma Ve Özgürlük Sistemi;
KCK, demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü toplum paradigmasının pratikleştiği örgütsel ve toplumsal yaşam sistemidir. Kürdistan’ın sınırlara dayalı olmayan, devlet ve iktidar olmayı hedeflemeyen Demokratik Konfederalizm temelinde özgürlüğünü esas alan çözüm sisteminin adıdır. Aynı zamanda, uluslararası ve bölgesel düzeyde egemen güçlerin saldırganlığı ile içteki gericiliğe ve işbirlikçiliğe karşı demokrasiye dayanan bir toplumsal öz savunma sistemidir. Koma Civakên Kurdistan Sistemi uluslaşmayı ve ulusal kurtuluşu mutlaka ayrı bir devlet gibi ele almaz. Ulusa yaklaşımı etnik, dinsel, kültürel tüm farklılıkların kendini özgürce ifade edebileceği demokratik uluslaşma temelindedir. Siyasal ve idari sistemi ise devlet kurmaya değil, demokratik konfederal birliklere dayalıdır. Devletlerin yanında demokratik özerk bir sistem olarak kendini var etmeyi esas alır. Devlet+demokrasi formülü tüm Kürdistan parçaları için geçerli olabilecek bir çözüm formülüdür. Bu da ancak karşılıklı birbirinin hukukunu tanımakla mümkündür. Yani egemen devletler KCK sistemini tanıyıp kabul ettiği oranda biz de devletlerin hukukunu demokratik temelde kabul edebiliriz. Özellikle Türk devletinin Önderliğimizin geliştirdiği stratejiye ilişkin birçok endişe ve şüpheleri vardır. Yani “PKK bizi kandırmak istiyor” diyorlar. Bizim için söyledikleri şudur: Bağımsız devlet fikrinden vazgeçmişiz, diyorlar ama devleti yıkmak istiyorlar! Bu şekilde şüphe ve görüşler içinde bulunuyorlar. Önderliğin paradigmasında devlet kurma düşüncesi yoktur. Yani devlet ve iktidarı hedefleme gibi bir durumumuz bulunmuyor. Bu açık, net ve kesindir.
Fakat bütün çabalara rağmen bir arada özgürce yaşama formüllerimiz tümden reddedilirse, devlet kurma anlamında değil de toplumsal sistem olarak bağımsız kuruluş fiilen gündemleşebilir. Ama birinci derecede tercihimiz bu değildir. Esas olarak biz bağımsızlığı ulusların ayrışması olarak görmüyoruz. Bağımsızlık sınırların birbirinden ayrışması değildir. Bağımsızlığı sınırlar çizmek, araya duvarlar örmek ve bu temelde kopmak olarak görmüyoruz. Bağımsızlık halkların özgür iradeye kavuşmasıdır, bu temelde ortak birlik kurmalarıdır. Bağımsızlığı ulusların eşit-özgür iradeye dayalı kardeşliğinde görüyoruz. Ulus devlete karşıyız. Çünkü ulus devlette özgürlük, demokrasi ve eşitliğin gelişmesi söz konusu olmamaktadır. Bunun için ulus devlete ve hapsedici sınırlara karşıyız. Türkiye ile her ne kadar stratejik amacımız demokratik birlik temelinde buluşmak olsa da, bizimle demokrasi+devlet formülünde yaşamak istemezlerse, buna karşı çözümsüz değiliz, alternatifimiz vardır. Bu da demokratik konfederal sistemin bağımsız bir biçimde kendini ilan etmesidir. Esas olarak düşünce sistemimizde herkesin bağımsız olması hatta bireyin bile bağımsız olması vardır. Toplum bağımsız olmalı, ulus bağımsız olmalı. Ama bağımsız ulusların konfederal sistem içerisinde birlikte ve eşit bir biçimde demokratik ulus topluluğunu oluşturması temel amaç olmalıdır. Türkiye’de bunu geliştirmek istiyoruz. Eşit olalım, cumhuriyetin kuruluşunda halkımızın da emeği var, kurucu bir üyedir, diyoruz. Federasyon ya da klasik anlamda bir otonomi gibi hedeflerimiz yoktur, bunu istemiyoruz. Siz iktidar olun, biz de sizin egemenliğinizde otonom olalım, demiyoruz. Mantığımız otonomici bir mantık değildir. Ulusların eşitliği mantığıdır, demokratik ulus mantığıdır. Ortaklaşma, çeşitli kültürlerin bir arada yaşama sistemidir. Eğer uluslar bu çerçevede birlikte yaşamak istemiyorlarsa ayrı da yaşayabilirler.
Ama insanlık erdeminin temel amacı ortaklaşmaktır, kardeşlik arasına sınırlar koymamaktır. Bu dünyada hep birlikte barış içinde eşit, özgür bir toplum yaratmalıyız. Felsefemizin mantığında bu vardır. Fakat sistemimiz içerisinde klasik bakış açısını aşamayanlar “biz bağımsız olacağız” dediğimizde devlet olacağımız anlamını çıkarmaktadırlar. Özünde böyle düşünmek ve bu mantıkla yaklaşmak konfederal sistemin reddi olmaktadır. Yani söylemleri şu anlama geliyor: Konfederal sistem devleti değiştiremez, devletin yerini dolduramaz. Konfederal sistemin her zaman bir devlet sistemi gölgesinde olması gerekiyor. Hayır, böyle değil. Konfederal sistem devletin alternatifidir, diyoruz. Devlet bugün insanlığı tıkanmaya götüren sorunların kaynağıdır ve konfederal sistem bunun alternatifidir. Yani devlet olmazsa konfederalizm olmaz, mantığı yanlıştır. Sınırları tartışmadan birlik içinde yaşayalım istiyoruz. Fakat devlet bizi tümden reddeder ve biz de devleti ret kararı alırsak o zaman KCK kendi sistemini bağımsız bir biçimde sürdürecektir. Ama bir ulus devlet gibi değil, KCK sistemi olarak konfederal düzenini ilan edecektir. Elbette ki konfederal sistem yeni bir sistemdir. Biz bu sistemin insanlığa gerçek demokrasiyi ve özgürlüğü getirecek, insanlar arası tüm ayrıcalıkların kaynağı olan devleti aşacak yegane bir sistem olduğuna inanıyoruz. Stratejik yaklaşımımız yukarıda da belirtildiği gibisistemin ayrılarak kendini ilan etmesi değildir. Bu birseçenektir ama zorunlu olmazsa buna başvurmaya gerek yoktur. Devlet+demokrasi formülü en uygun çözüm biçimidir. Çünkü bu çözüm demokratik konfederal sistemi sınırlara hapsetmeyecek, tüm toplumlarda yaygınlık sağlamasının önünü açık tutacaktır. Fakat bunun için devlet toplumsal irademize saygılı olmayı, demokrasiye duyarlı olmayı kabul etmelidir.
Bir halkın kendi anadilinde eğitim görmesi kadar doğal bir hak talebi bile ayrılıkçılık olarak mahkum edilir ve bastırılmaya çalışılırsa, o halkın fertleri devleti nasıl kabul edebilir ki? Birbirini karşılıklı tanıma olmalıdır. Demokratik birlik anlayışının gelişmesi önüne hiçbir bahane çıkarılmamalıdır. Yeryüzünde birbiriyle en çok savaşmışAlman ve Fransız gibi uluslar bile aralarında tarihten kalma bütün hassasiyetlere rağmen bugün aralarındaki sınırları ortadan kaldırmışlardır. Belki aralarında halen hassasiyetler var ama herkes bu hassasiyetlerin kalkması yönünde çaba sergiliyor, görüş belirtiyor. Önemli olan şimdi bir ortaklaşma zeminini oluşturmuş olmalarıdır. Bu bir gerçektir ve onlar birbirleriyle anlaşmışlardır. O halde biz niye aynısını Türkiye’de ve Ortadoğu’da geliştirmeyelim? Kaldı ki halklarımız arasında yaşanan çelişki ve çatışmalar onlarınki kadar derin değildir, tersine ortak bağları çok daha fazladır. Önderliğimiz bu konuda büyük bir şanstır. Kürtlerin ve Türklerin birbiriyle ortak yaşaması ve halklar arası ilişkiler açısından geliştirdiği teorik açılımlarla büyük birşans oluşturmuştur. Türkiye ÖnderApo’nun yarattığı bu fırsatı iyi değerlendirmezse tarihsel olarak kaybedecektir. Önder Apo üzerindeki fiziki baskılar, zehirleme girişimleri, zamana yayarak sağlığını bozma çabaları stratejik olarak Kürt ve Türk halkları arasında derin bir mesafeye yol açacaktır. Bu çok hassas bir konu olmaktadır. Var olan durumları iyi görmek gerekir. Tüm bu saldırılar durdurulursa Kürt ve Türk halkları arasında yeni bir tarihsel ittifak dönemi gelişebilecektir. Sistemimiz sadece Kürtler ve Türkler için de değil, tüm Ortadoğu halkları için konfederal birliği öngörmektedir. Avrupalılar kendi aralarındaki sınırları kaldırdılar. Ortadoğu da kaldırabilir. Ortadoğulular Avrupalılara oranla birbirlerine daha çok yakındırlar.
MURAT KARAYILAN (HEVAL CEMAL)
YORUM GÖNDER