BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA NUSAYBİN DİRENİŞİNİ ANLATIYOR-Ş.GELHAT GEVER (17.BÖLÜM)
Aslında özyönetim direnişinin savunma direnişinin ilk şehididir, şehit Gelhat. Şehit Gelhat Gever’li bir arkadaştı, Çukurova Üniversitesi’nden katılmıştı. Yani arkadaş’ın işindeki titizliği, işine ciddi yaklaşımı hep göze çarpan bir özellikti. Arkadaş Akademide de, pratik sahada da hep bu özelliği ön plana çıkmıştır aslında. Bir işe girdiğinde onu ciddiye alan, titizlikle yaklaşan, yani bütün boyutlarıyla ele alan bir arkadaştı. O yüzden işini yüzeysel yapma söz konusu değildi. Daha derinlikli yaklaşma durumu vardı işe, işe daha ciddi yaklaşma durumu vardı. Arkadaş şimdi alandan gittikten sonraki pratikleri de biraz bu temelde olmuştur. Mütevaziliği çok ön planda olan bir arkadaştı. Dürüstlüğü, samimiyeti, bağlılığı öne çıkan özelliklerdi. Çok etkileyen bir özelliğe sahipti şehit Gelhat.
Onun mütevaziliği böyle herkesin dikkatini çekiyordu. Yine iletişimi, arkadaşlarla ilişkileri, halkla ilişkileri o boyuttaydı ve birde örgütleyici bir özelliğe sahipti. Örgütledikleri insanlar gerçekten kendisi gibi çalışıyordu. İşe ciddi yaklaşan, yüzeysellikten uzak bir örgütleyici özelliği vardı, şehit Gelhat’ın. Aslında biraz o süreç başladıktan sonra 24 Temmuz süreci başladıktan sonra Mardin’in Nusaybin alanına düzenlendi. Çünkü o zaman bütün sorumluları her birini bir yere göndermiştik. Arkadaşı Nusaybin’e göndermiştik. Nusaybin’deki o alan tutma, alan genişletme sürecinde çok aktif rol oynuyordu. Emekçiydi.
Bu arkadaşın önemli bir özelliği de gerçekten çok fazla dürüsttü. Örgüte tamamıyla kendisini açan, şeffaf yaklaşan, kendisini her şey ile açan bir arkadaştı. Şehit Gelhat etki bırakıyordu. Çok konuşan bir arkadaş değildi ama duruşu, pratiği ile böyle iz bırakan bir arkadaştı. Yani şehit Gelhat’ı görüpte bir daha hatırlamayan kimseyi göremezsiniz. Onu bir kere gören mutlaka hatırlar. Birde gerçekten şikayeti olmayan bir arkadaştı. Aldığı sorumluluğu, aldığı işi gidip yapan bir arkadaştı. Yani bunu tartıştıran, bunu saatlerce konuşan nasıl yapacağım, yapabilir miyim tartışmasını yapmayan ve bütün zorluklarına karşı hep güler yüzlü, bir arkadaştı. Ne kadar zorlansa da ne hep coşkulu ve moralli giderdi bir işe.
İş ayrımı çok fazla yapmayan bir arkadaştı. Şu işi seviyor muyum, sevmiyor muyum? İsteyerek mi gidiyorum, istemeyerek mi gidiyorum? gibi bir ayırım yoktu şehit Gelhat’ta. Şehit Gelhat bir örgüt görevi aldığında o işin yapılması gerektiğine inanırdı. Ve aldığı görevi yerine getiren birisiydi. Bu yüzden bütün işe, bütün pratiğe coşkuyla, moralle, gülerek gitmiştir. Çok böyle daralan, şikayet eden, kızan bir yapısı yoktu. Çok geniş bir arkadaştı, çok sabırlı bir arkadaştı. Her şeyi anlamaya çalışan, anlamlandırmaya çalışan bir arkadaştı. Yani çıkan tüm sorunları anlamaya çalışıyordu.
Bir yere gittiğinde onun düzenlemesi olduğunda genelde oradaki arkadaşlar tarafından hep karşı çıkılırdı. Yani şehit Gelhat çıkarsa işler etkilenir, sorunlar çıkarsa bu iş yürüyemez deniliyordu. Bütün gittiği her yerde böyle olmuştur. İşinde o kadar hakimiyet kuruyordu o kadar yürütüyordu ki düzenlemesi olduğunda mutlaka boşluk oluşuyordu. Aldığı işte tümden kendisini her şeyiyle o işe verir, o işi yapardı. Katılımı öyleydi, her şeyiyle katılan bir arkadaştı. Teorisiyle, pratiğiyle, yaşamıyla her şeyiyle katılan bir arkadaşla. Dolayısıyla bir işi aldığında da kendisini her şeyle o işe veren bir arkadaştı. Sürecin hemen başında şehit düştü. Arkadaş Suikastle Nusaybin’de şehit düştü.
KAYNAK: NÛÇE CİWAN
YORUM GÖNDER