TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (25.BÖLÜM)
18. DÖRT PARÇA
“Bu savaşın temelini atan özverileri düşünüyorum. İlk dövüşenleri düşünüyorum. Benim tanıdığım ve tarihin hiçbir zaman adlarını bilemeyeceği adamları düşünüyorum. Ailelerinden ayrılıp, silahları olmadığı halde mücadeleyi başlatmak için kırlara giden iki ya da üç kişilik grupları düşünüyorum. Bu adamlar güzel günleri beklemedikleri için bugünler geldi.” Jean Lafffitle- Fransız Direniş Romanı
ROJHILAT (GÖRÜŞME TARİHİ OCAK 2015)
Kobanê’de direnen insanların hangi yürekle direndiklerinden çok etkilendiğini söylüyor. Doğu Kürdistanlı bir savaşçı olduğunu, Kobanê’nin dört parçasını birleştirdiklerini söylüyor. Kobanê’ye geldiğim ilk gündü. Kobanê’yi çok merak ediyordum. Arkadaşlarımızın üstüne her taraftan kurşun, havan yağıyordu. O gecenin bir an önce bitmesini istiyordum. “Sabah olsun bu kahramanlarımızın yüzünü görebileyim”, diyordum.
Çünkü burada yaşananlar insanüstü bir çabaydı. Kobanê şehrinin çok az kısmı elimizde kalmıştı. Kentin yüzde sekseni DAİŞ’in eline geçmişti. Yaklaşık elli kişilik bir takviye gurubu olarak dağdan gelmiştik. Her taraftan üzerimize yağmur gibi kurşun geliyordu. Savaşan yoldaşlarımı tanımak istiyordum. Yeni mevziye gelmiştim, savaş çok yoğundu. 15-16 gün, gece gündüz mevzide kaldım. Yoğun bir çatışma vardı. Arkadaşlarımız şehit düştüler. DAİŞ’liler arabalarla intihar saldırısı düzenlediler. Savaş psikolojisini kaldıramayan, Önder Apo ve halkına bağlı olmayan insanlar burada direnemez. Önder Apo’nun felsefesine bağlı olanlar ancak direnebilir. Yüzlerce insanın iradesi kırıldı. Ve kaçmak zorunda kaldı. Normal bir savaş değildi. Olağanüstü bir savaştı.
15 gün boyunca böyle devam etti. Ben de yaralandım. Kobanê’de hastaneye kaldırıldım.1 ay cepheden uzak kaldım. Yeni bir cepheye gittiğim zaman arkadaşlar Kobanê’yi özgürleştirme hamlesini başlatmışlardı. Uçaklar vurmuştu. Avantaj bize geçmişti. DAİŞ intihar saldırılarını çok sık yapıyordu. Arkadaşlarımız şehit düşüyordu. Yanımda heval Rojwan vardı. Havan ona isabet etmişti, parçalamıştı. Onun cenazesini almaya gittik. İnsan kıyamıyordu ona bakmaya. Vücudu paramparça olmuştu. Kobanê artık özgürleşmiş. Burada yaşayan insanlara söylüyorum, vicdan sahibi olan herkes burada şehit düşen insanları unutmasın istiyorum. Şimdi üzerinde oturduğumuz topraklar şehit arkadaşların kanıyla sulandı. Yoldaşlarımız burada direnip şehit düştüler.
ABD bizi tanısın, yıllarca bizi yok saydı. Burada yaşıyorsak şehitlerimizin sayesindedir. Ev ev, sokak sokak, cadde cadde yoldaşlarımız burada direniş gösterip şehit düştüler. İnsan Kobanê direnişini kelimelerle anlatamaz. Kelimeler az kalıyor. Kobanê’de herkes bizi tanısın. Kobanê’de direnen şehitlerimizden dolayı herkes bizi tanımak zorunda kaldı. Yeni geldiğim gece hani merak ediyorum ya, “bu direnen arkadaşlarımız kimdir” diye, gündüz oldu. Arkadaşlara baktım; Kürt halkının gerçekliğini gördüm. Kürt halkının bir karış toprak için hiçbir fedakârlıktan kaçmayacağını gördüm. Ne kadar şahadetimiz olursa olsun DAİŞ çetelerine teslim olmayacağız. Yanı başımızda şehit düşen arkadaşlarımızı görünce Kürdistan halkının gerçekliğini görüyordum. Kendini tanıyan Kürdü görüyordum. Kürt halkı istediği zaman ne kadar büyük direnebileceğini herkese gösterdi.
Önder Apo’nun sözü aklıma geldi, “Biz dünyanın en büyük ordusu olsak da kimseye saldırmayacağız; ancak dünyanın en büyük orduları gelse kendimizi savunuruz”. 10 tane devlet DAİŞ çetelerini toplayıp üzerimize saldırttılar. Önderliğimizin o sözleri Kobanê’de gerçekleşti. Kürt gençleri bütün imkânsızlıklara rağmen Kobanê’nin düşmesine izin vermediler. Kürt gençleri Kobanê kent merkezini özgürleştirdi. Kobanê kent merkezi özgürleştiği zaman ben Miştenur Tepesi’ndeydim. Bir taraftan moral alıyordum. Arkadaşlarımız keyifliydiler, halay çekiyorlardı.
Diğer taraftan o kadar çok şehit vermiştik ki, üzülüyordum. Sonra düşündüm; “demek ki Kobanê değerlidir ki, o kadar şehit verdik.” Şehit arkadaşlarım aklıma geliyor. Birlikte yaşamı paylaştığım arkadaşlarım yanımda şehit düştüler. Kobanê için ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Kobanê kutsal bir yer, şehitler mekânı ve tarihi bir yer. Önderliğimiz ilk Kuzey Kürdistan’dan Rojava’ya geçerken Kobanê’ye gelmişti. Kobanê’de çok az bir alan elimizde kalmıştı. Kendimizi feda ederiz ancak izin vermeyiz. Kobanê düşsün diye çok uğraştı Kürt düşmanları. Kobanê Kürt halkı için son nokta idi. Bizim ölüm kalım savaşımızdı. Son zamanlarda uçaklar bize yardım etti. İlk zamanlarda uçağın faydasını görmedik.
Biz yaşamımızdan vazgeçeriz, ancak Kobanê’den vazgeçmeyiz. Ben burada şehit düşen tüm arkadaşların üstüne araştırma yapılmasını istiyorum. Hepsi birer kahramandı her şehidimiz için bir sayfa bile olsa yazılması gerekiyor.
RÊNAS MÛSA
YORUM GÖNDER