BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (52.BÖLÜM)
BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (52.BÖLÜM)
0 Yorum
459
25-12-2021

TAKTİKTE TIKANMA SÜRECİNİN GELİŞMESİ

Güney’de İkinci Kez Çatışmanın Başlaması; 

Önderlik, Kuzey’de istenilen biçimde çıkış gerçekleştirilmediğini görünce bir takım arayışlara girdi. Çünkü tıkanma had safhaya ulaşmış ve bir çıkış kanalı bulmak gerekiyordu. Özellikle bu dönemde gelişen Dublin anlaşması, PKK açısından büyük bir tehlikeye işaretti. Başta KDP olmak üzere Güneyli güçlerin yanlış politikaları pratik açıdan da giderek zorlayan tutumlara dönüşmekteydi. Dublin anlaşmasıyla bunun belli bir siyasal çerçeveye büründürülmesi sonucunda PKK ile KDP arasında yaşanan gerginlik arttı. Bu gerginlik 1995 Ağustos ayında çatışmaya dönüştü. Böylece ikinci Güney Savaşı başlamış oldu. Bu savaşı gelişen tıkanmaya çözüm arayışları çerçevesinde de ele almak mümkündür. Yanlış ya da doğru olması tartışma konusu olabilir. Günümüz penceresinden bakıldığında çatışmayı o düzeye vardırmamak gerektiği düşüncesi hakim olur. Çünkü gerginliğin cinsi ne türden olursa olsun, işi Kürt örgütleri arasında çatışmaya vardırmamak gerekiyordu. Bu süreci tarafların özeleştirisel yaklaşması gereken bir süreç olarak değerlendirmemiz daha doğru olacaktır. KDP ile girilen savaş PKK açısından da önemli bir güç ve zaman kaybına yol açtı. Bu süreçle beraber hareketimiz, gücünün önemli bir kısmını Güney’de mevzilendirmek zorunda kaldı. Bu da gerilla açısından bir dezavantaj doğurdu. Karşılıklı yanlış politikalar bu savaşa zemin oluşturdu. Bu süreç bizim açımızdan bir taktik çıkış kanalı olarak değerlendirilmek istenildi. Ama Kuzey’de gösterilen taktik çözümsüzlük, Güney çatışmasında da ortaya çıktı. Sonuç alıcı, gücü doğru değerlendiren, bu anlamda yeni bir taktik açılımla zafere kilitlenmiş bir yaklaşımdan ziyade, vaziyeti idare eden, sabit bir savaş tarzı uygulandı. Yetersizlikler Güney zemininde KDP ile girilen çatışmada bir kez daha ortaya çıktı. 

Bu durum, aşılması gereken en önemli hususun komuta kademesinde yaşanan taktik yetersizlik olduğunu çok net açığa çıkardı. Taktik önderlik kendisini tümden savaşa yatırmadığı için taktik yaratıcılığı geliştiremedi. Yaratıcılık gelişmediği için ya basmakalıp yöntemler devreye konuldu, ya da kararsızlık gelişti. Taktik, bu iki uç anlayış arasında sıkışıp kalmıştı. Gelişen artık taktiksizlikti. Dönüp dolaşıp aynı şeyler yapılmış, boş kalmamak için rast gele vuruşlar geliştirilmişti. Önderlik, süreci anı anına izleyerek, perspektif ve çözümlemelerle tıkanan süreci aştırmak istiyordu. Bu temelde stratejik düzeyde bir şeyler kurtarmaya çalışıyordu. Hem Kuzey’e dönük, hem de Güney’de geliştirilen sürece ilişkin çaba gösteriyordu. Ama taktik öncülük boş kalmamak ve “neden savaşmadın?” sözlerini duymamak için bireysel kaygılarla riskli ve yeni sayılabilecek çıkışlardan ziyade düz bir biçimde savaşmayı esas almıştı. Planlı, adım adım savaşı ilerleten bir doktrin esas alınmadı. Komutadaki bu anlayışın kökeninde Önderlik çizgisini kendine göre yorumlamanın payı büyüktü. Önderlik çizgisi ve gerçeğine tümüyle kendini katmaktan çok, kendine göre bir katılım durumu söz konusuydu. En iyi, en bağlı, en kararlı olan gerilla ve komutanın durumu buydu. Birinci neden budur. İkinci bir neden de; çeteciliğin değişik biçimlerde varlığını sürdürmesidir. 1987’lerden itibaren Kör Cemal, Terzi Cemal, Hogir ve Metin ile başlayan, adına Dörtlü çete denilen, arkasında da Botan, Ebubekir gibi unsurların bulunduğu, daha sonra değişik biçimlerde Ferhat ve Serhat unsurlarının da derinleşmesinde önemli rol oynadığı kirli bir anlayış varlığını sürdürmüştür. 

Bu anlayış, örgüt çizgisine samimi yaklaşmama anlayışıdır. Daha sonra Zeki’nin öncülüğünde Kuzey’de şekillendirilen Dr. Süleyman ve Küçük Zeki gibi kişilerle boyutlandırılan bu gayri samimi duruş, PKK’yi başkalaşıma uğratan temel bir duruş biçimi olmuştur. Özellikle PKK’yi sadece yaşamda yozlaştırarak yıpratma değil, önüne her geleni vurarak PKK’yi kitleler nezdinde yıpratmayı esas almıştır. Hogir ve Dr. Süleyman gibi kişilerin pratiklerine bakıldığında salt objektif nedenlerle izah edilemeyecek kadar sübjektif boyutlarının olabileceği ihtimali çok yüksektir. Bu çete faaliyetine bulaşan bazılarının ya baştan ya da daha sonradan devletle ilişkilenmeye ve işbirliğine yattıklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü sergiledikleri pratik sadece kişilik sorunlarıyla izah edilemeyecek kadar karşıtlık temelinde şekillenen bir pratiktir. Birinci anlayış kendine göre bir katılımla örgüte katıldığı yanılgısını yaşamış, ikinci anlayış bulduğu her fırsatta çizgi dışı anlayışları hakim kılma çabalarına girişerek, kendi gerçekliğini pratiğe uygulamıştır. Bu çizgi her fırsatta kendini konuşturan, kendi tarzını örgüt tarzı yerine koyan, böylece Önderliğin önderliksel gelişimini çarpıtan, hareketin temiz, sade, dürüst ve doğal özünü lekeleyen ve onu kendine göre bir yaşam biçimine dönüştürmeye çalışan bir pratik izlemeyi esas almıştır. Gerektiğinde en büyük Apocular olarak kendilerini göstermişler ve parti çizgisinin en büyük savunucuları olduklarını söylemişlerdir. Yine gerektiğinde alttan alta hareketin temelini oyan ve bir biçimde boşa çıkaran, Apoculuk adı altında kendilerini uygulayan, kendi sistemini ve iktidarını geliştiren, ikiyüzlü politikalar uygulamışlardır. Bu anlayışa sahip tipler esas olarak, Önderlik gerçeği ve çizgisiyle samimi yürümeyi düşünmemişlerdir. Harekette bazı yetenekler kazanarak kendilerini yaşattıkları için de bu dönemde kaçmayı pek istememişlerdir. Zira bu yaklaşımları çeteciliktir. 

Bunun için bu anlayışlara çete diyoruz. Çünkü yeri geldiğinde kendine göre hareket edebiliyor, kendine göre adam örgütleyebiliyor, ahbap çavuş çevresi oluşturabiliyor. Örgüt resmiyetinde ayrı, ahbap çavuş gruplarıyla da ayrı bir dili rahatlıkla kullanmışlardır. Oldukça kaygılı, sürekli hesapçı, iktidarcı ve kariyerist bir tutum sahibi olmuşlardır. Çeteci anlayışlara kapılan ve örneklerini verdiğimiz tipler katıldıkları süreçte gösterdikleri fedakarlığı daha sonra göstermemişlerdir. Harcadıkları emeği kendilerini kabul ettirme temelinde kullanmışlardır. Zaten emek ve fedakarlık göstermeselerdi üst düzeyde yönetici olamazlardı. Kariyer olarak belli bir düzeye geldikten sonra ne fedakarlık göstermiş, ne de emek harcamışlardır. Bu çetecilik, 1995 sürecinde tüm Kuzey’i felç etmiş, hem 1994 hem de 1995 sürecine kendisini alabildiğine dayatmış, örgüt gerçekliğini ve sadeliğini çarpıtmış, örgüt taktiğini ters yüz ederek taktiksizliği, olmazlığı, karamsarlığı yaymış, bu duruş ve tarzlarıyla örgütü fazlasıyla zorlamışlardır. Aynı şekilde fedai ruhla donanmış, büyük bir cesaretle saldırı ruhunu geliştirmiş kadro yapısını değişik biçimlerde düşürmeye çalışmışlardır. Çeteci zihniyetin örgüt ortamına musallat olduktan sonra bir türlü tümden açığa çıkarılıp etkisiz kılınamaması çok farklı sorunların gelişmesine neden olmuştur. Bu nedenle taktikte açılım yapılmamış, tıkanıklık ve muğlaklık taktik üzerinde etkili olmuştur. Komuta ve gerilla yapısı, yaşanan çeteci eğilimlere karşı etkili bir mücadele yürütememiştir. Önderlik çeteciliğe karşı çok yoğun bir mücadele yürütmüştür. Fakat bu mücadelede Önderlik kadro tarafından yine yalnız bırakılmıştır. Sözüm ona bağlı olduğunu söyleyen kadro ve yönetim kesimi, çetecilikle mücadele etmekten öte çoğu pratiğiyle çeteciliğe zemin sunmuştur. 

Belki çeteci eğilimle bütünleşmemiş ama yetmez duruşuyla örgütü çeteci anlayışa muhtaç hale getirmiştir. Rolünü oynaması gerekenler, zamanında rollerini oynamış olsalardı çeteci anlayışlar daha erken açığa çıkardı ve örgüt ortamında büyük tahribatlara yol açılmazdı. Ama bağlı ve dürüst olan kadrolar rolünü oynamayınca dengeler gelişmiş ve çeteciler bu dengeye dayanarak kendilerini yaşatmışlardır. Zeki unsurunun bu konudaki yaklaşımı çok ilginçtir. Bu kişi açıktan, “ben merkeze bağlı değilim, Önderliğe bağlıyım, merkezi takmıyorum” deme cesaretini göstermiştir. Önderlik, onu merkez çalışmalarına katmak için yoğun çaba harcamıştır. Ama merkez komite rolünü oynamayınca, birileri de çıkıp “takmıyorum” diyebilmektedir. Çünkü bu anlayışın ortaya çıkmasına yol açan merkezin etkisiz konumudur. Merkezi yapının bu anlayışa bir tavır ya da tutum takınması belki vardı, ama bu kirli anlayışı giderme temelinde değil de, karşıtlaştırarak yapmaktaydı. Tabii karşıtlaştırma politikası sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Çünkü kendi içinde çözüm yöntemi taşımaz. Tüm anlayışlarla Önderlik tek başına mücadele etmiştir. Herkesi doğru mücadeleye doğru katmaktan tutalım, doğru anlayış kazandırmaya kadar her işi Önderlik tek başına üstlenmek zorunda kalmıştır. Kongre kararlarına ve anakarargah kurulmasına rağmen bütün bu nedenlerden ötürü 1995 süreci iyi değerlendirilememiştir. Türk devleti 1995’de elle tutulabilir somut bir başarı sağlayamadı. Sadece 1994 yılında yürüttüğü taktiğe tutunarak, süreci oturtmaya başladı. Biraz da onu somutlaştırdı. Kontra faaliyetleri 1994 yılı gibi yoğunluklu olmasa da, 1995 yılında da devam etmişti. 1996 yılında devletin Susurluk’ta kamyona çarpmasıyla tüm kirleri açığa çıktı. Kazadan sonra kontra eylemleri açısından yeni bir dönem başladı. Halk üzerinde uygulanan baskı, bütün şiddetiyle devam etti. 

Türk devleti bu dönemde hareketi marjinalleştirerek, kontrol edilebilir bir düzeye getirmenin konseptini bütün boyutlarıyla geliştirdi. Marjinalleştirme hedefine ulaşmak için, ambargoyu daha güçlü uyguladı. Bu uygulamanın tam yerini bulması için çete köylerine giden erzak bile kontrol altına alınmıştı. Kendi çetelerine bile erzak ambargosu uyguladığına göre, ambargodan beklentisi fazlaydı. Devlet, Kürdistan’ın kırsal bölgelerinde normal yerleşik köy bırakmamıştı, çete olmayı kabul etmeyenlerin köyleri yakılmıştı. Buna rağmen çete köylerine de aynı uygulamayı yapmıştı. Örneğin, Faraşin köylüleri silah alıp, korucu olmayı kabul etmelerine ve ellerinde devletin silahları olmasına rağmen köyleri yakılmış ve Van’a göç etmek zorunda kalmışlardı. Görüldüğü gibi baskı dozajı hızından bir şey yitirmeden 1995 yılında da devam etmişti. Ama yurtsever Kürdistan halkı baskılara karşı direnişinden taviz vermemişti. Türk devletinin birçok cephede uyguladığı farklı saldırı taktiklerine karşı gerilla sürekli bir direniş pozisyonunda oldu. Uyguladığı alan hakimiyeti taktiği ve ambargo sistemiyle gerillayı Kürdistan topraklarından çıkarma ve teslim almaya dönük uygulamalarına karşı, gerilla müthiş bir fedakarlık ve direniş gösterdi. Özel ve psikolojik savaş yöntemleri bu dönemde oldukça yoğun bir biçimde devreye konulmuştu. Propaganda ve özel savaş yöntemleriyle Türk ordusu sanki zafer kazanmış gibi kamuoyuna lanse edilmişti. Gerçeklerle alakası olmayan yalan yanlış propagandalarla kamuoyu yönlendirilmeye çalışılmıştı. Oysa gerilla tüm dezavantajlara rağmen direnişten ödün vermemişti. 

Ambargonun yarattığı erzak sıkıntısına rağmen direnişten vazgeçme gibi bir düşünce asla gelişmemişti. Pratik bir-iki örnek vermekte yarar vardır. Üç ay boyunca hiç ekmek yemeyen, ekmeğin rengini görmeyen birçok arkadaş gördüm. Dağlarda elbisesizlikten dolayı şalvarını şorta dönüştürüp dolaşanları gördüm. Ayakkabı yerine naylon parçalarını ayağına sararak gerillacılık yapanlara ve bu biçimde eyleme gidenlere tanık oldum. Yine elinde bulunan bir çuval unu günlerce yemeyip saklayanlara, fizik gücünü yükseltmek için eyleme gideceği gün yarım ekmekle yetinen binlerce fedakarlık örneğine bizzat şahit oldum. 1995 yılında gerilla yeni bir çıkış yapamadı. Ama kararlı duruşunu bütün dezavantajlara rağmen sürdürmesi karşısında, Türk ordusu da askeri operasyonlarını azaltmak ve başka yöntemlere başvurmak zorunda kaldı. Bu kez psikolojik ve ekonomik yöntemlere daha fazla ağırlık vermeye başladı. 1995 eylül-ekim ayları itibariyle durum böyledir. İçinde bulunulan yılın gelişmeleri insanı düşündürüyordu. Ne Güney’de ne de Kuzey’de süreci karşılayacak bir taktik ve eylemsel süreç geliştirilememişti. Önderlik devam eden tıkanıklığı aşmak için bir toplantı yapmayı tasarlıyordu. Toplantının sonuç alıcı olması için Kuzey’deki komuta yapısından da belli bir kesim Güney’e çekilmişti. Önemli bir husus tüm çıplaklığıyla açığa çıkmıştı. Nasıl ki, 1985 yılında Önderlik tarafından ülke yönetimi başarısız olduğundan dolayı çekilmişse, bu dönemde de Kuzey eyaletleri için aynı durum söz konusudur. Önderlik bunun için Zeki, Dr. Süleyman ve Küçük Zeki denilen kişileri aynı amaçla çekmişti. Bu temelde Zap’ın Dola Şive vadisinde PKK Merkez Komitesi’nin toplantısı yapıldı. Toplantı birçok konu üzerinde yoğun tartışmalara sahne oldu. Öncelikli olarak taktik sorunlar tartışılarak, taktik üzerine yürütülen tartışmaların sonuçları Önderliğe aktarılmak istendi. Ama Önderlik dinlemek bile istemedi. Esas olarak yapının durumu üzerinde tartışmanın derinleştirilmesi gerektiğini vurgulamıştı. 

Önderliğin dediğine göre, öncelikli olarak tartışılması gerekenler tartışılmamış, ikinci planda kalan hususlar tartışılmıştı. Çünkü tartışmalar olması gereken yöne kaymaktan öte tali konulara kaymıştı. Kış süreciydi ve yapı yoğun bir savaş yılını daha geride bırakmıştı. 1995 savaş pratiğinin bir yansıması olarak yapıda belli bir yıpranma gelişmişti. Bu yıpranma ideolojik, örgütsel açıdan ciddi boyutlara varmıştı. Öncelikli konu budur. Çünkü yapıyı hazırlamadan taktik ne kadar gelişkin olsa da bir sonucun alınmayacağı açıktır. Önderlik perspektif verdikten sonra toplantı, yapının durumunu daha detaylı gündemine aldı. Gerçekliği biraz açığa çıkardı. Önderlik birçok kişiyle telefonla da konuştu. Belki toplantı yaşanan sorunlara çok büyük çözüm gücü olmadı, ama yeni bir düzenleme geliştirdi. Fuat arkadaş Zap’taki ana karargah sorumlusuydu. Zeki de yardımcısı olarak düzenlendi, daha doğrusu askeri sorumlu olarak atandı. Toplantıya katılan bir kısım arkadaş ve Kuzey’den gelenlerin çoğu Önderlik sahasına gönderildi. Bu eksende kış yoğunlaşmasına girildi. Önderlik, esas olarak güç üzerinde durmaya ve gücü eğitmeye ağırlık vermişti. Önce “gücü eğitme,” sonra “taktik durumu gündeme getirme” biçiminde perspektif verdi. Çünkü güç hazır olmadıktan sonra, taktik üzerinde ne kadar tartışma yürütülürse yürütülsün, pek bir anlam ifade etmeyecekti. Taktik, gerilla gücü üzerinden pratikleşir. Taktiği pratikleştirmekle yükümlü olan güç hazır olmadıktan sonra taktik derinliğin bir anlamı olmayacaktır. Nihayetinde 1995–96 kışı boyunca güçler toplu eğitimden geçirildi. Eğitimle güçleri hazırlama, çeteci yaklaşımları açığa çıkarma, teşhir etme ve bu temelde gücü bahar sürecine belirli düzeyde hazırlama faaliyeti yürütüldü. 1995 döneminin önemli gelişmelerinden biri örgütsel sistemde bir gelişme olarak değerlendirilebilecek ana karargahlaşma ve siyasi komiserlik kurumlaşmasının geliştirilmesidir. Belki içeriği iyi doldurulmadı ama belli bir sistemin gelişmesine ön ayak oldu. 

MURAT KARAYILAN (HEVAL CEMAL)

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

TARİHİ 15 AĞUSTOS ATILIMI ve YARATTIĞI SONUÇLAR

DURAN KALKAN: BÜTÜN DÜNYADA GERİLLA DEVRİ BAŞLAYACAKTIR

KÜRT İSYANLARI VE İÇ İHANET

TÜRK DEVLETİ YENİLGİSİNİ YALANLARLA GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (ÖNSÖZ)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (2.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (3.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (4.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (5.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(6.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(7.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(8.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(9.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(10.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (11.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(12.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (13.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (14.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (15.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(16.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (17.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (18.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (19.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (20.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (21.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (22.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (23.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (24.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (25.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(26.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(27.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(28.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(29.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(30.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(31.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(32.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(33.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(34.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(35.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(36.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(37.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(38.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(39.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(40.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(41.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(42.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(43.BÖLÜM)

BİR DOĞUŞ DESTANI (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(44.BÖLÜM)

BİR DOĞUŞ DESTANI (2.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(45.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(46.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(47.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (48.BÖLÜM)

KÜRTLER'İN TOPYEKÜN SALDIRILAR KARŞISINDA DİRENİŞİ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (49.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ(50.BÖLÜM)

2021’E GERİLLA CEPHESİNDEN BAKIŞ (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (51.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (52.BÖLÜM)

''TARİH MUTLAKA KENDİ KAHRAMANLARINI YARATIR’’

ROBOSKİ İÇİN MÜCADELE KESİNTİSİZ SÜRMELİDİR

KONGRA-GEL’DEN 2022 MESAJI

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (53.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (54.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (55.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (56.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (57.ÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (58.BÖLÜM)

PROFESYONELLEŞEN GERİLLA İŞGALCİLERİN HAYALLERİNİ YIKTI

ÇAĞA DAMGA VURAN DİRENİŞ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (59.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (60.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (61.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (62.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (63.BÖLÜM)

DİRENİŞ KAZANDI, KRİZ DERİNLEŞTİ

‘SAKİNE CANSIZLAR GİBİ SÜREKLİ BİR DİRENİŞ İÇİNDE OLACAĞIZ’

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (64.BÖLÜM)

YURTSEVER HALKIMIZA VE DEMOKRATİK KAMUOYUNA

SARALARIN KARARLILIĞIYLA MÜCADELEYİ YÜRÜTÜYORUZ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (65.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (66.BÖLÜM)

DÜŞMANA CEVABIMIZ SARALAŞMAK OLACAKTIR!

CENAZELER GELMEDEN ÇÖZÜM BULUNMALI

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (67.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (68.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (69.BÖLÜM)

EFRÎN YURTSEVER İNİSİYATİFİN'DEN HASHTAG KAMPANYASINA DESTEK ÇAĞRISI

PKK'NİN LİSTEDEN ÇIKMASI İÇİN EYLEMLERİ BÜYÜTECEĞİZ

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (70.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (71.BÖLÜM)

YPG GENEL KOMUTANLIĞI ŞEHİT XEBAT DÊRİK'İ ANDI

EFRÎN'İ ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ

EFRÎN'İN HAYKIRIŞI-1

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (72.BÖLÜM)

“EFRÎN’DE İŞGALE KARŞI KOBANÊ RUHUNU KUŞANALIM!”

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (73.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN TARİHİ VE MEŞRU SAVUNMA (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (74.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN TARİHİ VE MEŞRU SAVUNMA (2.BÖLÜM)

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM, ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM

EFRÎN GÜNDEMİ

SOYKIRIM VE İŞGALE KARŞI ÇAĞIN DRENİŞİ DEVAM EDİYOR (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (75.BÖLÜM)

EFRÎN'DE İŞLENEN SUÇLARIN 3 YILLIK BİLANÇOSU

ULUSLARARASI HALK HAREKETLERİNDEN EFRÎN'E YÖNELİK İŞGAL HAREKATINA TEPKİ GELDİ...

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (76.BÖLÜM)

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM, ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM (2.BÖLÜM)

TÜRK DEVLETİNİN VEKİL GÜÇLERİ EFRÎN'DE BOZGUNA UĞRADI

ŞENGAL ÖZER YÖNETİMİ'NDEN IRAK ORDUSUNUN HAREKETLİLİĞİNE TEPKİ

TÜRK İŞGALİ ÖNCESİ EFRÎN

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (77.BÖLÜM)

EFRÎN İŞGALİNE YÖNELİK AÇIKLAMALAR

1500 ŞEHİT, 72 UÇAK, 58 GÜNLÜK DİRENİŞ...

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM (3.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (78.BÖLÜM)

EFRÎN İŞGALİNE KARŞI YAPILAN EYLEMSELLİKLER

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (79.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN'DA ZORUN ROLÜ

FEDAİ GERİLLA ÇİZGİSİNİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM, ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANALIM (4.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (80.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (81.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (82.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN’DA KOMPLOCULUK KAYBETMİŞTİR

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (83.BÖLÜM)

MAXMÛR KAMPI YENİ SALDIRILARI DA BOŞA ÇIKARACAK!

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (84.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN DA SEVGİ VE AİLE

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (85.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (GİRİŞ)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (86.BÖLÜM)

ŞERMA DERSÊN BİJARTE!

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (1.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (87.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (2.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (88.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (3.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (89.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (4.BÖLÜM)

ÖNDER APO VE VİYAN ÇİZGİSİNDE DİRENİŞE ÇAĞIRDI

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (90.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (5.BÖLÜM)

YURTSEVER HALKIMIZA VE DEMOKRATİK KAMUOYUNA!

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (91.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (6.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (92.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (7.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (93.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (8.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (94.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (9.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (95.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (10.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (96.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (11.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (97.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (12.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (98.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (13.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (99.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (14.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (100.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (15.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (101.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (16.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (102.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (17.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (103.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (18.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (104.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (19.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (105.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (20.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (106.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (21.BÖLÜM)

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (107.BÖLÜM-SON)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (22.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (23.BÖLÜM)

KÜRT DİLİ VE EDEBIYATINDA HEWRAMANİ(GORANİ) LEHÇESİNİN ÖNEMİ

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (24.BÖLÜM)

KJK EĞİTİM KOMİTESİ

EZ EHMED İM, Jİ XANA ÇELÊ

ZİMAN BEDEN E, EM XWEDÎ Lİ BEDENA XWE DERKEVİN

EM JİN Jİ HER DEMÊ BÊHTİR XURT İN

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (25.BÖLÜM)

Bİ HÊZA Jİ ABDULLAH OCALAN WERGİRTÎ 34 SAL İN TÊDİKOŞE

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (26.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (27.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (28.BÖLÜM)

TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (29.BÖLÜM-SON)

HPG ÖNDERLİĞİMİZİN VE HAREKETİMİZİN KARARLARIYLA HAREKET EDECEKTİR

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (1.BÖLÜM)

UYGARLIK BİREYDE, TARİH İNSANLIKTA GİZLİDİR

EŞİTLİĞE KADAR MÜCADELE MESAJI

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (2.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (3.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (4.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (5.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (6.BÖLÜM)

“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (7.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (1.BÖLÜM)

HALKIMI, TOPRAĞIMI BIRAKAMAZDIM

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (2.BÖLÜM)

HALEPÇE DENİLİNCE…

HALEPÇE KATLİAMI’NDAN ÇIKARILACAK DERSLER (1.BÖLÜM)

HALEPÇE KATLİAMI’NDAN ÇIKARILACAK DERSLER (2.BÖLÜM)

HALEPÇE KATLİAMI’NDAN ÇIKARILACAK DERSLER (3.BÖLÜM)

TARİHİ ROLÜMÜZÜ OYNAMAYA DEVAM EDECEĞİZ

MEZOPOTAMYA’DA UYGARLIĞIN DOĞUŞUNDA SAVAŞ VE SAVAŞA YAKLAŞIM

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (1.BÖLÜM)

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (2.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (3.BÖLÜM)

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (3.BÖLÜM)

1. ROJAVA ENTERNASYONALİST KONFERANSI YAPILDI

MEŞRU SAVUNMA ÇİZGİSİNDE PARTİLEŞMEK (4.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (4.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (1.BÖLÜM)

‘NUSAYBİN’E YAKIŞAN BİR TARİH YAZMALIYIZ’ (5.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (1.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (2.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (3.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (2.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (4.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (3.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş.AXİN MAHİR DİCLE (5.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (4.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş.FARAŞİN SİDAR (6.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (5.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. SERDEM PİR (7.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. ŞERKER MAZDEK (8.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (6.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. SİDAR MASİRO (9.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. HARÛN BAGOK (10.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. KURTAY FARAŞİN-Ş. AGİT NUSAYBİN- Ş. FELAT SERHAD (11.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. NUDA ELEFTERYA-Ş. SOZDAR ŞERGER- (12.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ŞIRNAK-NUSAYBİN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ (13.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ŞIRNAK ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR- Ş. ŞERVAN SERHAT (14.BÖLÜM)

İNİSİYATİF VE ÜSTÜNLÜK GERİLLADA

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SİLOPİ ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR- Ş. ERÎŞ ÇİRAV (15.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA'DAN ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ-NUSAYBİN (16.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA NUSAYBİN DİRENİŞİNİ ANLATIYOR-Ş.GELHAT GEVER (17.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA NUSAYBİN ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. DERSİM TOLHİLDAN (18.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA GEVER ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ROJVAN ARVİN–Ş. ALİŞER HOŞİN (19.BÖLÜM)

DEVRİMCİ HALK SAVAŞINI DAHA DERİN UYGULAYACAĞIZ

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA GEVER ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. VİYAN AMED (20.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ÇİYAGER HEVİ (21.BÖLÜM)

EBU CİWAN BİR EMEK ŞEHİDİDİR

‘DİRENİŞ VE ZAFER ÇİZGİSİ ESASTIR’

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. HARUN WELAT (22.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş.BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ERîŞ MORDEM (23.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. HOGİR AMED (24.BÖLÜM)

BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ANDOK ÖZGÜR (25.BÖLÜM- SON)

YPJ’NİN FEDAKARLIKLARI SAYESİNDE DÜNYA KADININ GÜCÜNÜ TANIDI

KETİNA ZAPÊ ZEHMET E, YAN JÎ DERKETİNA JÊ? (BEŞA YEKEMÎN)

KCK'Ê Jİ BO XWEDÎDERKETİNA Lİ ZİMANÊ KURDÎ BANG KİR

KOMÎTEYA PERWERDEYÊ YA KJK'Ê CEJNA ZİMANÊ KURDÎ PÎROZ KİR

HEWLÊR KATLİAMI (16 MAYIS 1997)

KÜRDİSTAN’DA KDP İHANETİNİN KANLI SAYFASI: HEWLÊR KATLİAMI

DİRENİŞ ALANINA DÖNÜŞEN KUROJAHRO

‘DİRENMEKTEN BAŞKA YOL YOK’

ZAP DİRENİŞİNDEN ÖZGÜR ÜLKEYE (1.BÖLÜM)

ZAP DİRENİŞİNDEN ÖZGÜR ÜLKEYE (2.BÖLÜM)

EGÎD’İN İZİNDEKİ SAVAŞÇI: METİN SPÎNDAROK

ZAP’A GİRMEK Mİ ZOR, ZAP'TAN ÇIKMAK MI ZOR? (1.BÖLÜM)

ZAP’TA ÇELİĞE SU VERDİLER (2.BÖLÜM

BAKURÊ KURDİSTAN GENÇLERİ SEFERBERLİK RUHUYLA EYLEME GEÇMELİDİR

GENÇLER İÇİN GERİLLA DIŞINDA KURTULUŞ YOLU YOKTUR

DÜŞMAN RAHAT NEFES ALAMAYACAK

NİSÊBÎN’İN DİRENİŞ RUHUNU YAŞATANLARDAN: ŞEHİT VİYAN SEMA AYDIN

AYAKLARININ ALINMASI DURDURAMADI HOZAN’I

ŞEHİTLER ÖZGÜRLÜK TUTKUMUZU BÜYÜTMEKTE

KÜRDİSTAN’DAKİ SAVAŞTA ‘TAKTİK NÜKLEER SİLAHLAR’ DEVREDE

WERXELÊ’DE TERMOBARİK KULLANILDI

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (1.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (2.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN’IN KADERİ GERİLLANIN ZAFERİ VE HALKIN BİRLİĞİNE BAĞLIDIR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (3.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (4.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (5.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (6.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (7.BÖLÜM)

19 TEMMUZ ÖZE DÖNÜŞ DEVRİMİDİR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (8.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (9.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (10.BÖLÜM)

ZINDAN BERXWEDAN Û AZADÎ

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILI (11.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10. YIL DÖNÜMÜ (12.BÖLÜM)

TÜM GÜCÜMÜZ TÜRK İŞGAL SALDIRILARINA ODAKLANMIŞTIR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10'UNCU YILDÖNÜMÜ (13.BÖLÜM)

ŞOREŞA 19 TÎRMEHÊ

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YILDÖNÜMÜ (14.BÖLÜM)

19’Ê TÎRMEHÊ RONDIKÊN AZADIYÊ Û KÊFXWEŞIYÊ

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YIL DÖNÜMÜ (15.BÖLÜM)

19 TEMMUZ DEVRİMİNE İLİŞKİN MESAJLAR

ROJAVA DEVRİMİ’NİN 10’UNCU YIL DÖNÜMÜ (16.BÖLÜM)

KOMKUJİYA PEREXÊ RUYÊ RAST A DEVLETA TİRK A QİRKER EŞKERE DİKE!

RÊWITIYA JIYANA APO’YI

HALKIMIZI HER TÜRLÜ KİRLİ SALDIRILARDAN KORUYACAK GÜCE SAHİBİZ

PKK'Î HATİN, HEVAL HATİN!

YJŞ KÖK KÜLTÜRÜ İLE TOPRAĞINA KÖK SALMADIR

BİZ ‘O GÜZEL ZAMANLARI’ ÇOCUĞU ŞİMDİNİN İSE BÜYÜĞÜYÜZ

SİHA SALDIRILARININ 3 YILLIK BİLANÇASU, KATLİAM ARAÇLARI VE YEMİN OPERASYONU

KÜRTÇE ÜZERİNDEKİ ENGELLEMELERE SON

EGÎD KÎNE?

ŞEHİTLERİMİZE LAYIK OLMAK İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ!

KAMERAMI ASLA BIRAKMAYACAĞIM!

AYDINLIK YÜZLERİYLE DÜNYAYA IŞIK SAÇAN 6 YOLDAŞ

TÜRK DEVLETİ DAİŞ'İN İNTİKAMINI ALMAYA VE CANLANDIRMAYA ÇALIŞIYOR

HEVAL BÊRÎVAN ÖNCÜ BİR GERİLLA, KAHRAMAN BİR KOMUTANDI

BUGÜN DE MARDİN… YAŞAMAK VE YAŞATMAK İÇİN FAŞİZİMDEN HESAP SORULMALIDIR

ROJÊN NÛ

JINEKÊ APOGER BÛ

BU SAVAŞ ASLA UNUTULMAYACAKTIR

DENGBÊJI DÎROKA ME YA ZÎNDIYE

ME BÊHNEKÎ BÊHNA XWE DA

BEŞIŞÎN

DENG Û RENG BIDIN BERXWEDANÊ

EW Ê XWEDIYÊ MEKABA SORIN

HEQÎQET PÊTEK JI AGIR E

ÇIRÛSKÊN ÇAVÊN XWE JI ÇAVÊN MIN KÊM NEKE

ÇANDA DAYIKTIYE

BERXWEDANA RÊHEVALAN

DI BIN NAVÊ MALBATÊ DE ÇANDA TECAVUZÊ TÊ SAZKIRIN

FÎDAN

WE GAVA DESPÊKÊ YA GERÎLLA AVÊT!

İRAN SALDIRILARINA KINAMA

YÜZLERCE KEZ BU HALKA CANIMIZI VERSEK AZDIR

Dİ ARTÊŞBÛNA JİNÊ DE 30 SAL

NASNAMEYA CIWANTIYÊ

BÛN EVÎNA TÊKOŞÎNA AZADÎYÊ

LI DERIYÊ QAÇÊ QÊRÎNA PEZ

EW KEÇA DAYIKA XWE BÛ

MÎLÎTANA APO’YÎ BÛ RAMANA RÊBERTÎ

JI BO RAYA GIŞTÎ Û GELÊ ME

BIHÛŞTEK DI XWEŞIKBÛNA PAYÎZÊ DE

MEZİTLİ’DE FEDAİ EYLEMİ YAPAN SARA TOLHILDAN ARKADAŞIN MEKTUBU

MEZİTLİ’DE FEDAİ EYLEMİ YAPAN ŞEHİT RUKEN ZELAL ARKADAŞIN MEKTUBU

DENGÊ KEVIRAN

DILÊ KU GOTIN Û CEWHER LÊ GIHAYÎ HEV

JI BO RAYA GÎŞTI Û GELÊ ME

ÇANDA BERXWEDÊRÎ Û SERHÊLDÊRÎ DI JIN DE NAMIRE

DI RASTIYA SEDSALA 21. DE ŞOREŞA JINÊ Û PIRSGIRÊKA PÊŞENGTIYÊ

FEDEKARÊN ŞOREŞA KURDISTANÊ HEVAL ŞUKRÎ SERHED-YASÎN BULUT

EM JININ

JI RAYA GIŞTÎ Û GELÊ ME RE

DI EZMÛNA ROJAVA’DA XWEPARASTIN

PEZ Û HIRÇ

NEFESA PAQİJ A AZADÎYÊ EM Bİ XWE NE

ŞERÊ GEL Ê ŞOREŞGERÎ Û ROLA BAJAR Û ÇIYAYAN

RÛBIKEN Û RÛBIGEŞ A ÇIYAYAN BÛ

SIZMAYA LOJÎSTÎKÊ

ÇALAKIYA BI RÛMET A JIYANÊ: PARASTINA CEWHERÎ

ROJ XISTINA DILÊ XWE (BEŞA 1.)

BÊHNA ZÎLANÊ JI DERSÎMÊ TÊ

ROJ XISTINA DILE XWE-2

JI DÎROKA KURDISTAN, TENÊ HINEK KÊLÎ

SERPÊHATİYA SAKÎNEYÊ DOKTRÎNA AZADİYÊ

SÊ KULÎLKÊN AZADIYÊ…

GER TU XWE-BÎ, TÊ HE-BÎ… WEKÎ DIN TÊ TINE-BÎ

JI SARAYAN HETA EVÎNAN, JIN JIYAN AZADÎ

LI DERDORA WÊ ÇEMBEREK YA HEZKIRINÊ HEBÛ

DI EZMÛNA ROJAVA DE XWEPARASTIN

DÎSA BÎRANÎNEK JI BOTANÊ

JI GELÊ ME YÊ WELATPARÊZ Û RAYAGIŞTÎ RE

BI QASÎ CÛDÎ SERBILIND Û RÛMET BÛ

JI BONA TAVA KU CIHANÊ RONÎ DÎKE

DILÊN DILDARÊ JI JIYANA AZAD RE

JI BO RAYA GÎŞTI YA DEMOKRATÎK JIN Û ÇAPEMENÎ RE

KÊLIYEK JI JIYANA GERÎLA

8’E ADARÊ LI TEVAHÎ JINAN PÎROZBE

HÎMÊN BERXWEDÊRÊN ŞOREŞÊ

DÎROKA TEVGERA AZADIYA JINÊ

FERMANDARA WÊREK A ZAGROSÊ BÛ

JİNA KU BÛ QÊRÎNA NEWROZÊ

NEWROZ JIYANÊ DIHÛNE

DÎROKA TEVGERA AZADIYA JINÊ-2