BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş. SİDAR MASİRO (9.BÖLÜM)
Sidar arkadaş Cizre’ye geçti, Cizre’de çalışmalara başladı. Hem alan tutma faaliyetlerinde hem de bu sürecin geliştirilmesinde ilk başta giden 6 arkadaşın başında geliyor. Önemli çalışmalar da ortaya çıkardı. Aslında birçok alanda kalmasına rağmen farklı farklı alanlar olmasına rağmen önemli pratikler açığa çıkardı. çalışmasında sonuç alan bir arkadaştı.
Gittiği her yerde yoğunlaşan, kendi işini yapabilen, pratik açığa çıkarabilen bir arkadaştı. Sidar arkadaşın belirgin özelliklerinden birtanesi halkçı oluşuydu. Halkı etkilemesi, halkla ilişkileri çok güçlü olan bir arkadaştı. Daha önce de Cizre’de çalışmıştı. Cizre halkını tanıyordu, herkes de onu tanıyordu. Şimdi bu süre içerisinde Cizre’de en fazla tanınan arkadaşların başında Sidar arkadaş geliyordu. Herkes tarafından tanınan bir arkadaştı ve bu süreç başladığında Cizre Komutanlığı’nda yer alıyordu. Sidar arkadaş yine 14 Aralık ablukası başladığında Cizre Komutanlığından doğru Sur mahallesine bakıyordu. Sur Mahallesi en son kalan iki mahalleden birisidir, Sur ile Cudi. Son ana kadar hep savaşın başında, güçlerin başında kalan bir arkadaştır.
Yoğunlaşan, sürekli çözüm üreten, öneri geliştiren bir arkadaştı. Aslında nerede olursa olsun, hangi çalışmada olursa olsun sürekli çalışmalara katkı sunmak, öneri yapmak, güç getirmek için yoğunlaşan bir arkadaştı, yoğunlaşıyordu sürekli. Sidar arkadaş ilişkileri çok iyi olan bir arkadaştı, güçlü ilişki geliştiren bir arkadaştı. Arkadaşlık, yoldaşlık, ilişkileri güçlüydü, hep moralli ve coşkulu bir arkadaştı. Çok öyle moral bozan, bunalıma giren, kendini daraltan bir arkadaş değildi. Zaman zaman zorlanmaları oldu tabii. Özellikle şehit Mawa şehit düşerken arkadaşla aynı arabadaydı, o da yaralanmıştı. Şehit Mawa’nın şehadetinden çok etkilenmişti, zorlanmıştı. O sürecte çok zorlanmıştı ama zorlanmaları ve daralmaları hiçbir zaman ona geri adım attırmıyordu, kendini geri çekmeyi hiçbir zaman düşünmüyordu. Tam tersine daha çok katılma, daha çok uğraşma, daha çok yoğunlaşma ihtiyacı hissediyordu sürekli şehit Sidar. Bu yüzdendir ki aslında hep daraldığı yerde kendisini eksik bulur ve bunun üzerine daha fazla yoğunlaşması gerektiği, daha fazla üretmesi, daha fazla çalışması gerektiğine inanırdı ve kendisine daha fazla yüklenirdi. O yüzden çabuk gelişen bir arkadaştı, hızlı gelişen bir arkadaştı. Her ne çalışma olursa olsun yapacağına inanırdı ilk önce, o işe inanırdı ciddiyetle yaklaşırdı. Mesela birçok çalışmada yer aldı. Herkesin küçümsediği, kimsenin yapmak istemediği işler bile en çok ciddiyetle yaklaştığı çalışmalar olmuştur. Yani ciddi yaklaşan, örgüt görevi olarak yaklaşan bir pozisyonu, bir durumu vardı heval Sidar’ın. Görev ne olursa olsun onu yapardı. Hiçbir zaman itiraz etmez, çalışma beğenmemezlik yapmaz, hangi görev, hangi düzenleme olursa olsun örgüt görevi olarak ele alır ve bunu yürütürdü. Ve bu arkadaş son ana kadar da direnişin içerisinde moralinden, coşkusundan hiçbir şey kaybetmeden yaptı. Duygusal bir arkadaştı, arkadaşların şehadetinden etkilenen bir arkadaştı. Çünkü yoldaşlarına gerçekten bağlıydı ama moral ve coşkusundan, çalışmasından hiçbir şey kaybettirmezdi. Arkadaşlardan etkilendiğinde şunu yapmazdı, kendini geri çekme durumu olmazdı, daha fazla kendini katardı, daha fazla katılırdı.
İşini böyle gerçekten ciddiyetle yapan bir arkadaştı, ciddi yaklaşırdı bütün işlere. Onun açısından örgüte yanlış yapmak affedilecek bir davranış değildi. Yani bu basit bir pratikle, olabilir bu ihanetle olabilir, bu farklı bir şey de olabilir. Heval Sidar açısından affedilecek bir davranış değil. Hiç kimse örgüte yanlış yapmamalıydı. Onun algısında böyleydi. Onun literatüründe örgüte yanlış yapmak yoktu. Bilerek yanlış yapmak yoktu. O bunu kabul etmezdi. O yanlışa tahammül etmezdi. Eleştirirdi, tavır koyardı, tepki gösterirdi ama sessiz kalmazdı. Kavga ederdi, mücadele ederdi. Mücadeleci bir kişiliği vardı. Hiçbir yanlışı görmezden gelen bir arkadaş değildi. Bu ne olursa olsun, kim olursa olsun.
Sidar arkadaşın kaçıncı günde şehit düştüğünü bilmiyoruz ama son günlere kadar, 55-56’ncı günlere kadar haber aldık. Ondan sonra bir daha haber alamadık.
KAYNAK: NÛÇE CİWAN
YORUM GÖNDER