BÜYÜK KOMUTAN Ş.BARAN MAWA SUR ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR; Ş. ERîŞ MORDEM (23.BÖLÜM)
Eriş arkadaş vardı. O da aynı 2014 yazın da Ali Çiçek Akademisi’ndeydi. Amed öz savunmaya çekmişlerdi ve arkadaş Sur’da kalmıştı.
Arkadaş Elazığlı bir arkadaştır. Sanırım Dersim kökenlidirler ama Elazığlıydı. Çok yurtsever bir ailesi var. Eski yurtseverlerden. Zaten onun cenaze töreninde babasının konuşmasını görseydiniz, sanki 20 yıllık bir kablo konuşma yapmış.
Ben babasını gördükten sonra, babasının konuşmasını gördükten sonra heval Eriş’in o kültürü nereden aldığını öğrendim.
O kadar kültürlü, düzeyli, saygılı bir arkadaştı. Yani diyordum ki yani böyle bir sistemde böyle arkadaşlar kalmış mı? Bu kadar bireyciliğin hakim olduğu bir kapitalist modernite de birisi nasıl bu kadar kültürlü olabilir? Öyle bir arkadaştı.
Örgütü en kaynağından anlamıştı. Diyorlar ya çok özünü almıştı. Örgütün özcesini anlamış, algılamıştı ve kendisinde yaşamsallaştırmıştı. İşin özünü almıştı, işin biçimsel yanı değil, biçimsellik arkadaştan uzaktı.
İçi dışı bir olan öz bir arkadaştı. Hani diyorlar ya gerçekten teorisi ile pratiği, düşüncesiyle yaşamı bir olan bir arkadaş dediğinde bu arkadaş akla geliyordu. Sur günlüklerinde onu okumuşsunuzdur çünkü en erken şehit düşen arkadaşlardan bir tanesidir.
Örgüte o kadar bağlıydı ki. Mesela orada diyor ki heval biz bu eyleme gitmeyelim diyor. Israr ediyorlar arkadaşlar ısrar edince de onlardan önce iniyor, herkesten önce öne geçiyor. Heval Eriş öyleydi. Yani kişilik olarak mesela bir şeye katılmasa bile örgüt kararına dönüşürse ilk başta yapacak olan odur.
Şimdi demezdi ben katılmamışım zaten ben doğru bulmuyorum o zaman ben katılmıyorum demezdi. Bir karara dönüşürse, bir örgüt kararına dönüşürse ilk başta o uygulardı. İsterse ilk başta katılmasın. Kişiliğini orada da ortaya koymuş. Zaten nasıl şehit düştüğü Sur günlüklerinde yazıyor.
KAYNAK: NÛÇE CİWAN
YORUM GÖNDER