BÜYÜK KOMUTAN Ş. BARAN MAWA CİZRE ŞEHİTLERİNİ ANLATIYOR-Ş.FARAŞİN SİDAR (6.BÖLÜM)
Orada bulunan arkadaşlardan bir tanesi de heval Faraşin’di. Heval Faraşin 2013 yazında Leyla Şaylemez akademisinden geçmişti. Ardından kuzeye gitmişti. Kuzeyde Colemerg-Gever hattında çalışma yürüttü. Uzun bir süre orada çalışma yürüttü. Faraşin arkadaş çok genç bir arkadaştı. Akademi’den geçtiğinde 17 yaşında falandı, örgüte yeni katılmıştı. Ilk örgüte katılır, katılmaz gelmişti, Leyla Şaylemez Akademisi’ne geçmişti. Arkadaş hemen dikkat çekiyordu, hemen göze çarpıyordu. Çok genç olmasına rağmen müthiş bir zekaya sahipti. Algılama, anlama kabiliyeti çok fazla olan bir arkadaştı. Yani o kadar zekiydi ki gerçekten ben hep şunu söylüyorum Heval Faraşin’in şehadeti hem gençlik hareketi açısından hem de PKK hareketi açısından çok büyük bir kayıptı. Faraşin arkadaş çok büyük görev ve sorumlulukları üstlenebilecek bir arkadaştı. İleride çok daha fazla gelişecek bir arkadaştı. Kısa bir süre içerisinde o kadar hızlı gelişiyordu ki insan inanamıyordu. Sadece eğitimde değil pratikte de aynı gelişimi gösterdi.
Gever- Colemerg hattında ilk pratiğini orada yaptı. Kuzey Kurdistan’ın en zor alanı Gever-Colemerg hattıdır. Ama uzun bir süre arkadaş orada çalışma yürüttü ve çok önemli pratikler de açığa çıkardı. Ardından 2014- 2015 kışında Ali Çiçek Akademisi’ne geldi. Faraşin arkadaş orada da artık zekasını tecrübeyle de birleştirmiş, toplumsallaştırmış bir arkadaştı artık. Saf bir zeka değil, bunun bir de pratik tecrübe ve toplumsallaşan yönleriyle de birleştirmiş, gerçekten çok güçlü bir kadroya dönüşmüştü. Faraşin arkadaşın yapamayacağı bir iş yoktu. Yani dediğim gibi çok genç olmasına rağmen o zekayla, o anlama ve kavrama kabiliyeti ile çok daha büyük sorumlulukları üstlenebilecek bir arkadaştı. Askerliğe, öz savunmaya çok fazla ilgi duyan bir arkadaştı. Fakat düzenlerken biz arkadaşı öz savunmaya düzenlemedik. Biz ikna etmeye çalışıyoruz. Hayır, tam tersine sen çok iyi yapabilirsin fakat sen biraz daha toplumsallaşman biraz daha tecrübe kazanman ve daha fazla gelişmen açısındandır. Yoksa askerliğe ilgi duyduğunu iyi biliyoruz ama diğer boyutlarının da çok boyutlu gelişebilmesi gerekiyor. Müthiş bir zekadır, bu zekayı gerçekten değerlendirebilmek gerekiyordu. Fakat Faraşin arkadaş en son ikna oldu. Dedi tamam ben bir süreliğine yaparım ama ondan sonra özsavunmaya geçerim. Sur ve Farqîn’de çalıştı. Sur görüntüleri verilirken onun fotoğrafı çıkıyor, onu görüntüsü var, yüzü kapalı olan. Ama gerçekten duruşu tam bir asker duruşudur. Yani böyle bir işe odaklanırken, her şeyi ile o kadar odaklanıyor ki insan direk fark edebiliyor. Bin kişinin içinde olsa yüzü kapalı da olsa insan Faraşin olduğunu anlar. O duruş çok az insanda vardır. Çok belirgin bir duruştur atik, atılgan, hareketli, dinamik, coşkulu, moralli bir şeyi var. Hızlı tempolu bir duruşu var.
KAYNAK: NÛÇE CİWAN
YORUM GÖNDER