SARALARIN KARARLILIĞIYLA MÜCADELEYİ YÜRÜTÜYORUZ
Direnişçi, destansı direnişin öncüsü ve partimiz PKK’nin kurucusu olan Sakine Cansız yoldaşı ve kadın hareketinin militanlarından Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez yoldaşları şehadetlerinin 9’uncu yıl dönümünde saygı ve özlemle anıyoruz. Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi PAJK olarak, yaşamının her anını faşizme karşı büyük bir kavgayla geçiren büyük devrimci Sara yoldaşımızın anısına karşı söz veriyoruz ki bu katliamda rol alan tüm güçlerden tarihi hesap soracağız ve her üç devrimci kadın şahsında tüm kadınların intikamını alacağız. 2022 yılında Saraların kararlılığıyla yürüttüğümüz mücadele ile AKP-MHP faşizmini yeneceğiz.
Sakine, Fidan ve Leyla yoldaşlarımız 9 Ocak 2013’te kapitalist modernitenin merkezi, demokrasi ve hukukuyla kendini öven Paris’te tüm insanlığın gözleri önünde katledildiler. Bu katliamın üzerinden 8 yıl geçti ve Türkiye’nin yetkilileri bu katliamı planladıklarını itiraf ettiler. Bu itirafa rağmen, Fransa devletinin sessizliği göstermektedir ki bu katliam da, Önder APO’ya karşı çok yönlü bir ortaklıkla yürütülen uluslararası komplonun bir devamı olarak gerçekleşmiştir. Öyle değilse, Türk yetkilileri üç Kürt kadını katlettiklerini itiraf ettiği halde, yaşanan sessizlik neden? Hatta Fransa devleti ve onun mahkemesi, üç devrimci kadına karşı geliştirilen katliam karşısında tavır almıyorsa, kendisini Türk devleti eliyle gerçekleşen katliamın işbirlikçiliğinden kurtarması söz konusu değildir. Kürt kadınları olarak çağrımızı yineliyoruz, Fransa devletleri katili belli olan katliam karşısında en kısa zamanda tavrını netleştirmelidir. Çok iyi bilinsin ki bizler ne bu katliamı, ne bu katliamın gerçekleşmesini, ne de PKK’nin ve Kürt Kadın Hareketinin kurucusu olan Sakine yoldaş ve her iki yoldaşımızın hedef alınmasını sıradan görmüyoruz.
9 Ocak’ta kadın devriminin öncülerine karşı Paris’te gerçekleşen katliam, Kürt kadınları ve halkına karşı yürütülen soykırım politikalarının göstergesidir. Bu katliam faşist Türk devletinin ve onun işbirlikçisi olan egemen güçlerin özgürlük hareketini tasfiye etme amaçları çerçevesinde gelişmiştir. Önder APO’nun demokratik çözüm için büyük bir irade sergilediği bir dönemde Sara yoldaşımınız katledilmesi çok yönlü bir mesaj vermiştir. Bu yüzden Önder APO Paris katliamını, ikinci Dersim katliamı ve kendisine yönelik gelişen bir tavır olarak tanımladı. Bu katliamla, Türk devletinin uluslararası güçlerle beraber çözüm sürecini değil, Kürt halkının soykırım sürecini ve diz çöktürme planını yürürlüğe koyduğu açığa çıkmıştır.
Önder APO’ya karşı geliştirilen uluslararası komplo, Sara yoldaşımızın katledilmesiyle yenilenmiştir. Hedef, Önder APO’yla beraber devrimin ilk yıllarında Özgürlük Hareketinin kuruluşunda yer alan öncüleri yok etmektir. Yine faşist güçler çok iyi bilmektedir ki hareketimizin farklılığı ve büyüklüğü kaynağını kadın özgürlüğünden almaktadır. Onların büyük korkusu da bundan kaynaklıdır. Nasıl ki Sara yoldaş, zindanda 12 Eylül faşizmine karşı, bir Kürt kadını olarak büyük bir cesaret ve irade ile faşistlerin yüzüne tükürmüş, boyun eğmemiş ve tarihsel bir tutum sergilemişse; bugün de Sara’nın binlerce takipçisi AKP-MHP faşizmine karşı Kürdistan dağlarında, zindanlarda ve yaşamın her alanında büyük bir kararlılıkla işgalcilerden hesap soruyor ve büyük bir kavga yürütüyor. Bunun yanında özünü Dersim’in direnişçi kızının tutumundan alan Kürt kadınları, Kürdistan’ın her yerinde saldırıyla karşı karşıya geliyor. Büyük devrimci Sakine Cansız yoldaşımız şahsında, Kürt kadın öncülüğünde evrenselleşen özgürlük paradigmasını yok etmek istediler. Üç devrimci kadına karşı gelişen Paris katliamı ardından, Kürdistan dağlarında hareketimizin öncü ve militanları, Bakur’da öz yönetim direnişlerinin öncüleri, Rojava’da devrimin öncüleri, siyaset ve zindanlarda tutum sahibi kadın siyasetçiler, yurtsever kadınlar bu konsept sonucunda soykırım ve şiddete maruz kaldılar.
Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi olarak, hiç bir katliam ve saldırının özgürlük yürüyüşümüze engel olamayacağını bir kez daha ifade ediyoruz. Türk devlerinin ve komplocu güçlerin, kadın gücü karşısında yaşadığı korku boşuna değildir. Özgür kadının gücü, mutlaka faşizmin ve erkek-devlet iktidarının sonunu getirecektir. Kadınların gittikçe büyüyen, aktifleşen ve örgütlenen özgürlük yürüyüşü, soykırımcı zihniyeti yenecektir. Her üç kadın devrimcinin şehadetti ve kadınlar karşıtı gelişen tüm katliamlar bizlerin en büyük acısıdır. Fakat acımızın büyüklüğü kadar, soykırımcı zihniyete karşı öfkemiz ve özgürlük iddiamız bir o kadar da büyüktür. Tüm halkımız, dostlarımız ve düşmanlarımız bilsin ki, Kürt kadınları olarak tek birimiz bile kalsak, faşizme karşı mücadelemizde yılmaksızın ve ikilem yaşamaksızın yürüyecek ve tarihi bir hesaplaşma ile komplocuları alt edecek ve özgür yaşamı garanti altına alacağız.
Bir kere daha ölümsüz öncümüz Sakine, Rojbîn ve Ronahî yoldaşlarımızı ve onlar şahsında aynı şekilde faşist Türk devleti tarafından 4 Ocak 2016’da Silopi’de katledilen kadın hareketinin üç mücadelecisi Seve, Pakize ve Fatma ve tüm Ocak ayı şehitlerini saygıyla anıyoruz. Paris katliamının 9’uncu yıl dönümü vesilesi ile, tüm kadınlara ve Kürt halkının dostlarına Kürt kadınlarının mücadelesinin yanında yer alma, insanlık suçu işleyen Türk devleti ve Fransa devletinin bu katliam karşısındaki sessizliği için alanlara çıkma, onlardan hesap sorma, mücadeleyi ve direnişi büyütme çağrısında bulunuyoruz.
PAJK KOORDİNASYONU
YORUM GÖNDER