KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR (6.BÖLÜM)
Egit yoldaşın şahadetinin üzerinden 24 yıl geçiyor. Birçok arkadaşın yaşı şu anda 24 ya da daha 24 bile olmamıştır. Egitlerin yarattığı kahramanlık destanları, Mazlumların yarattığı Newroz ateşi gölgesinde siz genç yoldaşlar büyümüş durumdasınız. Bu direniş atmosferinde büyüyen yeni neslin, Kürdistan gençliğinin kahramanlık haftasına doğru yaklaşması, onun ruhuna uygun bir yaşam tarzını esas alması çok önemlidir. Özellikle militanlaşmaya karar kılmış, şu anda Apocu militan çizgide duruş sahibi olan, ister gerillada olsun ister toplumsal alanda olsun, bu militan ruhu benimsemiş, bu militan ruha sahip olduğunu söyleyen tüm kadroların, tüm sempatizan yapıların kahramanlık haftasında fedailik ve kahramanlık ruhuna nasıl yaklaşmaları gerektiğini yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir.
Biz şimdi şunu söylüyoruz; mücadele tarihimizin en önemli dönemecine girmiş bulunmaktayız. 2010 yılı Newrozu çok görkemli bir çıkışla karşılandı. Halkımız önemli bir çıkışı 2010 Newrozunda gerçekleştirdi ve 2010 Newrozu yeni bir hamlenin başlangıcı oldu. Bu hamle artık bir final hamlesidir, bir çözüm hamlesidir, demokratik çözüm ve başarı hamlesidir. Bu hamle, halkımızın ve mücadelemizin geleceği açısından çok önemlidir. Eğer biz bu temelde mücadeleyi yeni bir aşamaya taşıyarak, demokratik çözümü bir gerçeğe dönüştürürsek, Kürt halkının özgürleşmesi, Türkiye’nin demokratikleşmesi, onunla birlikte diğer ülkelerde Kürt sorununun çözüme kavuşması ve bu temelde Ortadoğu’da bir demokrasi dalgasının gelişmesi imkan dahiline girecektir. Aynı zamanda Kürt halkının diğer halklarla eşit-özgür yaşam koşulları doğmuş olacaktır. Bunun olmaması halinde ise tehlike vardır. Bugün başarı yakındır, başarının koşulları olanak dahilindedir, çok uzak değil, yakındır. Ama aynı seviyede olan bir de tehlike vardır. Çünkü karşımızdaki güçler de boş durmamaktadır. Onlar da uluslar arası güçleri, bölgesel güçleri arkalarına alarak, halkımızı ve hareketimizi makas ağzı içine alıp, yok etmek, tasfiye etmek istemektedirler. Onların da bu yönlü çabaları söz konusudur. Dolayısıyla hem tehlike var hem de başarma koşulları var. Biz kadrolar bugün Mazlumların, Egitlerin çizgisinde yürüme pozisyonunda olan tüm kadroların büyük bir sorumlulukla karşı karşıya olma durumu vardır. Kürdistan’ın dört parçasında, Avrupa’da halkımızın Newrozu karşılamasında çok iyi gördük ki eğer bu halka doğru bir öncülük yapılırsa, bu halkın başarmayacağı, yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Bu halk güzel bir halktır, bu halk yurtsever bir halktır, bu halk sevilesi bir halktır, fedakar bir halktır. Bu halk özgürlüğe layıktır, özgürce yaşamaya layıktır. Mutlaka özgür olmalıdır. Bu halk bugün çağrı yapmaktadır. Dünyaya çağrı yaptı, uluslar arası güçlere çağrı yaptı, devletlere çağrı yaptı. Ama aynı zamanda bize de çağrı yaptı. Biz halkımızın çağrısını doğru ele almalıyız. Halkımız herkese olduğu gibi bize de mesaj verdi. Kurtuluşu istiyor, zafer istiyor, demokratik çözüm istiyor. Halkın “ya demokratik çözüm ya görkemli direniş” sloganı çok önemli bir slogandır. Halk bunu istiyor. O zaman görkemli direnişin öncüleri, Apocu hareketin militanları dönemin başarısı için halk tarafından görevli kılınmışlardır, sorumluluk onlara aittir. Çünkü halkımız her yerde bu kadronun öncülüğünü benimsemiş, kabul etmiş bulunuyor. Önder Apo’nun doğru çizgisinde, perspektifleri temelinde kadronun rolünü oynaması halinde başarı kesindir. Toplumsal alanda yürütülen sistemin inşa faaliyetlerinde, ideolojik, kültürel, siyasal, örgütsel çalışmalarda yani toplumsal alanın tüm faaliyetlerinde ve önemlisi de serhildan hareketinde kadronun doğru öncülük yapması, yaratıcı taktikler, pratik politikada doğru planlama, serhıldan hareketini doğru yönlendirmesini gerçekleştirdiğinde bu halkın, serhildan hareketinin yenilmez bir güç olacağı kesindir. Bu halkın bu biçimde iradeleşmiş, kararlı duruşunun aşılmaz bir kale olacağı kesindir. Hiçbir güç, hiçbir kuvvet teslim alamaz, geriletemez. Ama yeter ki kadro doğru öncülük yapsın. Yani gerekli yerde gerekli örgütlemeler, planlamalar, toplumsal örgütlenmenin komünleri, meclisleri, bütün bu örgütleme sisteminin belli ahenk ve uyum içerisinde planlı gelişmesi durumunda gerçekten de bu halk yenilmez bir kale olacaktır. İradeleşmiş bir toplumsal gerçekliği ifade eden, mevcut Kürdistan toplumunun doğru yönlendirilmesi, öncülerinin rolünü doğru oynaması halinde bu toplum mutlak surette başarıyı elde edecektir.
Aynı biçimde askeri alanda bulunan kadrolar açısından da bugün dayatılan bir şiddet vardır, yok etme konsepti vardır. Bu konsepti parçalayacak taktik bir çıkış, gerilla ordu gerçeğinin dönemin koşullarına uygun biçimde bir motivasyon, hareket ve kabiliyetinin gelişmesi halinde gerillanın dayandığı 26 yıllık tecrübe, yine dayandığı ideolojik, felsefi gerçeklik, Apocu fedai ruh onu yenilmez kılacaktır. Ama bunun için komutanın rolünü doğru oynaması gerekmektedir. Taktik zenginliğe sahip olması, taktik öncülüğü doğru başarması gerekmektedir. Her türlü klasik duruştan uzak, profesyonel bir gerillalaşmanın gelişmesi faaliyetinde oynaması gereken rolü oynaması gerekmektedir. Özellikle HPG’de şu anda başlatılmış bulunan ve artık son aşamalarına gelmekte olunan yeniden yapılanma projesinin başarılı bir şekilde pratikleştirilmesi, bu temelde doğru bir hareket tarzı, yine doğru bir mevzilenme ve zengin mücadele taktiğiyle gerillanın sürece cevap olması kesinlikle her tülü askeri imha saldırısını boşa çıkarabilecek sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Çünkü gerilla bugün Kürdistan’ın en stratejik yerlerinde mevzilenmiştir. Munzur dağlarından Şaho’ya kadar mevzilenen bu gerilla taktik zenginliği, askeri sanatta derinleşmiş profesyonel düzeyi yakaladığı taktirde, hareket tarzında mevzilenmede, disiplinde, yaşam tarzında doğru bir anlayışla var olan tecrübeler üzerinde yoğunlaşarak, pratik bir performans gösterdiğinde gerçekten bu gerilla gücü aşılmaz ve yenilmesi imkansız hale gelecektir.
Gerillanın şimdiye kadarki yenilmezliği aslında birçok kez açığa çıkmıştır. Ama istenirse Kürdistan özgürlük gerillası bunu herkese bir kez daha göstermelidir. Gerillanın hedefi yenilmezliği herkese göstermedir. Bunun için gerillanın dayandığı zemin çok güçlüdür. Halkı arkasındadır, sadık stratejik Kürdistan zirveleri hizmetindedir. Yeter ki gerilla ve gerilla komutanı bu stratejik müttefikten doğru ve iyi yararlanabilsin, yararlanmayı başarsın, becersin. 26 yıllık tecrübeyi doğru özümsesin. Düşmanını iyi tanısın, kendisini iyi tanısın. Çünkü sen düşmanını iyi tanıyamazsan kendini de iyi tanıyamazsın. Düşmanını iyi tanıyamazsan, kendini tanımazsan başaramazsın. Düşmanını tanımak başarının yarısıdır. Düşmanı ve kendini tanımak başarının tamamıdır. Bunun için özellikle komuta kademesinin bu dönemde rolünü oynaması başarı için çok gerekli bir husustur. Çünkü komutanın rolünü oynaması bütün savaşçı yapının da rolünü oynamasını beraberinde getirecektir. Ama biz burada tüm parti militanlarına, tüm savaşçı ve komuta yapısına seslenmek istiyoruz ve şunu söylüyoruz; Tarihin bu önemli aşamasında gerillanın muzaffer bir gerilla olma şansı vardır. Fakat muzaffer bir gerilla olabilmesi için Apocu militan ruhta derinleşme, doğru katılım, yüksek bir duyarlılık ve sorumlulukla dönem görevlerine yaklaşmak, bu temelde başarılı bir militan duruşu göstermek şarttır. Bunun gösterilmesi halinde gerillanın yenilmezliği her koşul altında herkese gösterilebilinir. Bir demokratik çözüm gücü olarak, demokrasi ve barışın teminatı olarak Kürdistan özgürlük gerillasının tarihin bu önemli döneminde rolünü mutlaka oynaması gerekmektedir.
Bu temelde hem gerilla zeminindeki kadro yapısının hem toplumsal zemindeki kadronun rolünü oynaması, zindanlarda bulunan binlerce kadronun bulunduğu koşullarda, ortamlarda kendilerini eğiterek, iç örgütlemeyle sağlamlaştırarak, mücadeleye katkı sunmaları, bir bütün olarak yurt içinde yurt dışında, toplumsal, siyasal zeminde, kırsal askeri alanda, zindanlarda her yerde PKK’li kadroların doğru öncülük görevlerine sahip çıkmaları durumunda başarının bu önemli dönemde kesinleşeceği muhakkaktır. Özellikle hiçbir cephede egemen düşman güçlere zafer, başarı umudunu vermemek, duruşuyla, yaşamıyla, kararlılığıyla, taktik zenginliğiyle buna asla kapı aralamamak, büyük bir yetkinlik, kararlılık ve cesaretle dönem görevlerine yürümek her devrimci militanın görevidir. Nerede bulunursa bulunsun, hangi sahada bulunursa bulunsun bütün Apocu militanların görevi bu temelde bir duruşu gerçekleştirmesi ve Edi Bese hamlesinin üçüncü aşamasını gerçek anlamda bir final hamlesine dönüştürmesiyle kendini sorumlu görmesi gerekmektedir.
Biz başlatmış olduğumuz bu hamlenin sadece bir yönünün olmadığını, onun ideolojik, siyasal, toplumsal, kültürel, diplomatik, ekonomik boyutlarının olduğunu, saldırılar karşısında onun askeri savunma boyutunun olduğunu, ama bütün bu konularda amatör değil, profesyonel bir performansla, profesyonel bir mücadele ve taktik zenginlikle sürecin karşılanması halinde zaferin kesinlikle halkımızın, hareketimizin olacağına inanıyoruz.
Bu inanç temelinde değerli aziz şehitlerimiz Mazlum Doğanların, Zilanların, Beritanların, Egitlerin, Erdalların şahsında onlara bağlılık sözünü bir kez daha yineliyoruz. Önder Apo’nun çizgisinde halkımızın mesajları temelinde bir yürüyüşü gerçekleştirmek üzere dönem görevleri üzerine yürümenin mutlak olması gerektiğini belirtiyoruz. Biz bunu her şeyden önce kendimizden başlayarak, tüm arkadaşlar için önemli tarihsel bir çerçeve olduğunu vurgulamak istiyoruz. Bu temelde tüm Apocu militan yapıları, yoldaşları mücadele tarihimizin bu önemli aşamasında yüksek bir duyarlılık, sorumluluk ve fedakarlıkla görevlerine sahip çıkmaya çağırıyor, tüm yoldaşlara tarihin bu önemli aşamasında üstün başarılar diliyoruz.
MURAT KARAYILAN (HEVAL CEMAL)
YORUM GÖNDER