TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (5.BÖLÜM)
MEKTUP (11.08.2014)
Sevgili annem Bu mektup sana ulaştığında ben İstanbul’da olmayacağım. Umarım kusuruma bakmazsın. Sana yalan söyledim. Aslında söylediklerim yalan değildi. Bu son sene hayatımın en keyifli yılıydı diyebilirim. ……………….. Hayatıma olumlu olumsuz etkide bulunan insanların ve elbette birazcık da benim bunda payım var. Fakat malum artık 30 yaşına basmak üzereyim. Hayatımın iş, güç ve benzeri dertler etrafında dönmesini istemiyorum. Birini bulup evlenmek zorunda kalmak, yuva kurmak yani kısacası o olmak istemiyorum. Büyümek bana göre değilmiş. Bu yüzden de ve ülkenin malum durumundan dolayı 2013 yılında Latin Amerika’ya gitmeyi kafama koymuştum. Yaklaşık 7 ay her gün İspanyolca çalıştım. Geçen yaz Gezi patlaması olmasaydı şimdiye Buenos Aires’teydim. Fakat olmadı. Bu kış daha fazla hazırlık yapıp hem de daha alternatif bir tarzda gönüllü hizmet üzerinde kıtayı gezmek istedim. Her şeyi hazırlamıştım. Karayip’e gidiyordum. Fakat geçen yazdan farklı olarak tüm kış boyunca inanılmaz rahattım. Kafam temizdi yani depresif bir sürgün kafasıyla değil meraklı bir gezginin ruh haliyle gidecektim. Bunların hepsi doğru, yalan değil.
Ancak cezamın çıktığını öğrenince aklıma birden, başka bir ihtimal daha düşüverdi. Başka bir yere daha gidebilirim. Derken çerçeve yasa çıktı ve muhtemelen devam edecek. Fakat, bu hayatta henüz tüketmediğim bir alternatif daha var. Latin Amerika’ya her zaman gidebilirim. Ve en büyük hayalim hala bu. Lakin insan kaç kere şöyle canlı canlı bir devrime katılma fırsatı bulabilir ki. Bu fırsatı kaçırmak istemedim, doğrusu kendime şöyle dedim. Hayatta hep bir şeyler olur mu olmaz mı diye bakıyorsun. Zaten hayatta belli bir yolda ilerliyorsun ama başka hayatlar yollar ve hakikatler yaşamak istiyorsan işlerini oluruna bırak. Olmaz deme neden olmasın de, kara ver. Rojava’ya gideceğim dedim. Çok tereddüte düştüm. Vazgeçtim ama yok bu sefer kendimi aşmaya çalışacağım bundan ancak irademle kazançlı çıkarım diye düşündüm. Bu yüzden tüm bir yaz boyunca kafam inanılmaz rahattı. Abartmıyorum hayatımın en güzel yazını geçirdim.
Özellikle seninle ve arkadaşlarımla süper eğlendik süper vakit geçirdik seninle. Umarım sen de keyif almışsındır. Ben şimdi muazzam bir keyif, heyecan ve merakla kendi çelişkilerim ve korkularımla Rojava’dayım. Bunun senin açından zor bir durum olduğunu farkındayım. Ama sana söyleyemezdim. Kendime bile zor söyledim. Bu tercihlerim ve sebepleri sanırım senin açından malumdur. Bu yaz, bu fırsatı kaçıramazdım. ………………………………………… Şimdi benim bu gidişimden arkadaşların haberi yok, bu seninle benim sırrım anlaşıldı mı:}? O güzel gözlerinden ve yanaklarından öperim, geçici olarak verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim. Güneşli günlerde keyifle vakit geçirmek üzere…… Oğlun Nejat” Ben bir hayat yaşadım ve hayatıma giren herkesten çok şey öğrendim; öğrendiklerimle bir tercih yaptım, hakikate veya hakikatlere şahit oldum ve hayatın diyalektiğinde öbür kutba geçtim, hayırlara vesile olmasını dilerim.
Sıradan bir insan olarak doğdum, sıradan bir insan olarak da sizinle vedalaşıyorum. Sizi sıkça yarı yolda bırakmış olduğumu, bazen hoyratça davranmış olduğumu ve üzdüğümü, üzmüş olduğumu biliyorum. Beni son kez affedin. Sıradan bir genç olarak sıradan çelişkilerden dolayı, sadece bir tercihte bulundum; her şeyden önce bu tercihi kendim için yaptım. Ulvi bir inanç için yola çıkmadım, ulvi olmayan insanlarla hayatı, büyüsüz bir dünyayı, şeyleymiş bir dünyayı büyülemek istedim o kadar. Çelişkilerimin aşılamayacağını, zira bunlar toplumsal oldukları için ancak insanın çelişkilerini örgütlemeyi, daha üst bir mertebede toplumsallaştırmaya çalışabileceğini öğrendim. Hayatımda hakikate vardığım en yakın nokta budur. Söke’de kaçak doğmuş, Türkiyeli bir Duisburglu, Claubergli; Türkiye’deyse her neysem işte o olaraktan hiçbir şeyden pişman değilim.
Hayatta her musibet kazanımcı olduğun_da insana katkılar sunan bir fırsatmış aslında. Tek derdim asla büyümemek, büyüklerin dünyasının bir parçası olmamaktı, hep çocuk kalmak yani... Şimdi tıpkı Peter Pan gibi Neverland’e gidiyorum, asla büyümemek üzere. Bundan daha çok beni mutlu eden bir şey olamazdı. ... Türkiye’nin batısında sıradan emekçi, insanların hayatını büyüleyecek, sıradan kahramanlar çıkaracak büyük bir çıkışın tohumlarını, hakikat arayışçılığının öncü ve artçı örgütünü yaratmanız dileğiyle. Her yürek devrimci bir hücredir! Hayal gücü iktidara! Nejat Suphi AĞIRNASLI
RÊNAS MÛSA
YORUM GÖNDER