“BUGÜNÜ BAŞLANGIÇTA YAŞIYORUZ” (5.BÖLÜM)
“İlk Kongreyi Yaptığımız Evin Taşlarıyla Karakol yapmışlar”
Bu tabii ki istenen bir şeydir. Çok iyi de olur. Fakat bu ancak mücadele ile gerçekleşir. Mücadelesiz buna ulaşmak ne mümkündür, ne de olur. Kaldı ki, Türk devleti PKK, Kürtlük ve hatta insanlık adına ne varsa bugün yerin dibine gömmek istiyor. Özellikle de bu halkın iradesi olarak, kendini ortaya koymasına yol gösterici olan Önderlik olduğu için Önderlik üzerine de acımasız gidiyor. İntikam alıyor. Daha önce basında çıkmıştı, bazı generaller “Onu idam etmek yerin dirhem dirhem, her gün acı çektirerek bitirmek daha iyi olur” diye. Doğrudur, bunu uyguluyorlar. Kürtlerin iradesine, Önderlerine, mücadelelerine saygılı olmak şurada dursun, bütün bunlara acımasızca bir saldırı var. Bu değerlerin yaratıcısına büyük bir saldırı var. Bu saldırılara, yok etmelere karşı mücadele edilirse, direnilirse, başarılı olunursa, başarı elde edilebilir ve Birinci Kongre’nin gerçekleştiği yerde bundan sonraki kongrelerin gerçekleşmesi olanaklı hale gelebilir.
Türk devleti Birinci Kongre’nin gerçekleştiği yeri tamamıyla tahrip etmiş, tek bir taş bile bırakmamış, o taşların hepsini söküp götürmüş, yakınında bir karakolda kullanmış. Yani güya PKK’nin kökünü bu tarzda kazımış oluyor. Güya PKK’nin kurulduğu yerde PKK’yi bitirmek istiyor. Madem PKK burarda kuruldu, bunu hatırlayacak kimse kalmamalı. Onu simgeleyecek hiçbir şey burada kalmamalı. Bu mantıkla bu evi yerle bir etmiş, bir taş bile bırakmamış ve bu taşları götürüp karakol yapmış. Bu anlayışla bütün bunları yapıyor. PKK’yi bitirme isteği bir yana, güya PKK’nin yarattığı sonuçları hizmetine koyarak bunlar üzerine kendini büyütme isteğini de bu şekilde ortaya koyuyor. Bu taşları götürüp karakol yapmasının anlamı biraz da bu oluyor. Onun için halkımızın Önderliği üzerindeki, lime lime edici yaklaşımları görüp, Önderliğiyle birleşmesi ve sahiplenmesi gerekir. Önderliğine sahip çıkması demek kendi özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkması demektir. Önderliğe sahip çıkmak demek de onun ideolojik, siyasal, örgütsel, yaşamsal esaslarına sahip çıkmak demektir. Bütün bunları kendinde gerçekleştirmek demektir. Bunlarla yaşamak, bunlarla büyümek demektir. Eğer Önderliğe bu şekilde sahip çıkılırsa doğru sahip çıkılmış olur. İşte o zaman Önderlik gerçekten yaşanılır kılınır ve herkes bir Apo olur. Bu Apoculuğun ve ayağa kalkan bir halkın ölümsüzleşmesi demek oluyor. Bu şekilde olursa, Kürdistan’ın insanlık ve Kürtler açısından yaşanılır kılınması ve mücadelenin başarıya ulaştırılması mümkün olur. Başka türlü de olmaz.
Önderliğin ideolojisine, mücadelesine, felsefesine, yaşamsal değerlerine, örgütlülüğüne ne kadar saldırı büyük olursa, bunun karşısında mücadelenin de o kadar büyük olması gerekir. Bu şekilde bu saldırılar boşa çıkarılabilir, Önderliğe sahip çıkılmış olur, Önderlik üzerindeki imha edici politikalar boşa çıkarılmış olur, Önderliğin özgürleşmesi de gerçekleşmiş olur. Önderliğin özgürleşmesi demek Kürt sorununun çözülmesi demektir. Kürt sorununun çözümü buradan geçiyor. Önderlik üzerindeki uygulamaların, politikaların ortadan kaldırılması gerçekleşmeden, Önderlik özgürleşmeden Kürt sorunu çözülemez. Bu gerçeğin de herkes tarafından net bir şekilde bilinmesi gerekiyor. Karşıt güçler de bu gerçeği iyi bildikleri için şu propagandayı ön plana çıkarıyorlar: neden bir kişinin kuyruğuna takılıyorsunuz, neden bir kişinin özgürlüğü bir halkın sorunuyla aynı tutuluyor, deyip halkın özgürlüğünden, Önderliğinden ve çözümden kopuşunu gerçekleştirmek istiyorlar. Bu ayrımla Hareketi ve özgür Kürdü bitirmek istiyorlar. Apo bir kişi değildir, bir halkın Önderidir. Bir iradenin cisimleşmesidir. Apo’ya sahip çıkmak demek özgürlüğüne, geleceğine ve kendine sahip çıkmak demektir. Bu gerçek böyle olduğu için ısrarla özgürlük mücadelesi bu noktadan vurulmak isteniyor. Bunların farkında olarak Önderliğe eskisinden daha fazla sahip çıkmak, onun anlayışına daha güçlü bağlanmak ve kendinde gerçekleştirmek; böylelikle Önderliği ve mücadeleyi daha büyütmek ve yaşamsal kılmak önemlidir. Komplo ve imhayla mücadele bu tarzda olur. Özgürleşme de bu tarzda gerçekleşir. Bütün halkın bu gerçeği bilerek Önderlik etrafındaki birliğini daha da pekiştirmesi gerekiyor. Önderliğin özgürlüğü için her şeyini ortaya koyması gerekiyor. Bu da Kürt sorununun çözümüdür, demokrasi, adalet ve eşitliğin sağlanmasıdır.
CEMİL BAYIK (HEVAL CUMA)
YORUM GÖNDER