TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (16.BÖLÜM)
9. QADA AZADİ
“Milliyetçiler 7 Kasım’da Madrid’e saldırıya geçtiler. Kadın,erkek ve hatta çocuklar kaldırım taşlarından barikatlar inşa ettiler ve pencerelerine makineli tüfekler kurdular. Kadınlar pencereden milliyetçilere kaynar su döktüler. Ertesi gün komünistlerin kontrolündeki Madrid için sevk edilen on birinci Enternasyonal Tugay en modern silahları ve eğitimli askeri danışmalarıyla kente ulaştı. Madrid uzun süre düşmedi.Murray Bookchin- Devrimci Halklar Tarihi Cilt 4
KADİR HEVAL ANLATIYOR: GÖRÜŞME TARİHİ MART 2015
Eski bir savaşçı. Şimdi TEVDEM kadrosu. Kobanê’de göğüs göğüse çatışmalarını ve YPG/YPJ yenilmezliğini ideolojik kimlikte ısrarlı olmasına bağlıyor. Mütevazi kişiliği ile halk arasında sevilen bir kadro. O da savaş sırasında silahını alıp cepheye giden orta yaşlı bir insan.
Biz hiçbir zaman ideolojimizden ve ilkelerimizden vazgeçmedik. Hep ısrar ettik. Asla ihanet etmedik. Bu kahramanlar bu ideolojiye inandıkları için burada direniyorlar. Kobanê direnişi ile DAİŞ’in kırılması burada olacak. Kobanê’nin büyüklüğü ideolojimizin ispatlanması, DAİŞ’in de yenilgisi olacaktı. Bu ideolojiyi anlarsak ancak Kobanê’nin direnişinin büyüklüğünü anlarız. Kobanê’de güçlerimiz çok yoktu. Teknik olarak da kuvvetimiz yoktu. Tanklara karşı keleşle savaşıyorduk. Bu kadar az imkânla DAİŞ’in Kobanê’yi almasına izin vermedik. DAİŞ’in bize saldırısı normal bir güçle değildi. Binlerce kişi DAİŞ’e dışarıdan katılım yapmıştı. Özellikle Türkiye devleti çok büyük destek veriyordu. Tank, doçka ve ağır silah yardımında bulunuyordu. Çeçenistan, Afganistan, Yemen, Tunus, Cezayir ve Avrupa’dan DAİŞ’e yardım ediyordu. Yine de gücü yetmedi. Kahramanlık ve fedakârlık duygularıyla savaşan YPG/YPJ savaşçıları her koşulda direniyordu. Yüzlerce kadromuz direnişe inanan insanlarımız helak olma pahasına göğsünü düşmana siper etmişti. Büyük kayıplar verdik. Kadrolarımız şehit olup şehitler kervanına katıldı. Ama DAİŞ’in Kobanê’yi almasına izin vermediler. Bizim savunduğumuz ahlaki, politik topluma olan inancından dolayı insanlarımız burada direniyordu. Binlerce insanımız yanımızda bize destek veriyorsa, bu inançtan dolayı destek veriyor. İnsanlar ideolojimize inanmasaydı hiçbir insanı burada tutamazdık. Peşmergeler, Şengal’i bırakıp gitti. Çünkü onların inancı ve oluşturdukları toplum, inançlı bir toplum değildi. Güney Kürdistan halkı köyleri bırakıp gitti. Çünkü oluşturdukları toplum bunun savunmasını yapacak inançta değildir. Peşmergeler de manevi olarak halka bir şey vermediği için halk onlara yardım edip bu vatanı savunamadı. Tanklarını, doçkalarını ve ağır silahlarını bırakıp kaçtılar. Ölüm korkusu onları çok korkutmuştu. Hatta kullandıkları arabaları bile bırakıp gittiler. Bu hareketin kadroları, çalışanları ve sempatizanları maddi olarak yoksul olabilirler. Ancak manevi olarak bu hareket onlara inanç aşılamış. Bu inançtan dolayı direniyorlar. Bu hareketin kadrolarına inandıkları için onlarla birlikte hareket ediyorlar. Manevi olarak bu halk için mücadele ediyorlar. Kobanê direnişi ve başarısının altında yatan hakikat budur. Eğer bu gerçekliği görürsek DAİŞ’in burada niye durdurulduğunu anlarız. Arkadaşlar köylerde çok direndiler. Ancak iki gün direnebiliyorlardı. Tanka karşı keleşle savaşıyorsun. Ancak onları kentte durdurabiliyorduk. Onlar da PKK gerçekliğini gördüler. Musul’dan sonra Kobanê’ye saldırdılar. DAİŞ’in Kobanê’ye saldırısı Türkiye tarafında planlanmıştır. Suudi Arabistan Katar ve bazı Kürt güçleri destek veriyordu. Yanlış hatırlamıyorsam Bahreyn’de toplanıp protokol imzalandı. DAİŞ’de bu toplantıya katılmıştı. Bu toplantıda Rojava Kürdistanı üzerine plan yapıldı. Dikkat edin hemen toplantıdan sonra Kobanê’ye saldırdılar. Fakat gördüler ki Önder Aponun ideolojisi bize felsefesine bağlı bir halkın direnişini gösterdi. Ancak büyük bir güçle bu halkın direnişini kırmaya çalıştılar. Mesela ne yaptılar? Musul’a yönünü çevirdiler. Musul’da büyük bir güç topladılar. Yönünü Haseke’ye çevirdiler. Zayıflığı nerede gördülerse oraya saldırdılar. Suriye devleti DAİŞ ile iş birliği yapıyordu. Bunu açıkça yapıyordu. Rojava’da güçlenmemizi istemiyorlardı. Bizim kendi istemimizi oturtmamızı Suriye devleti istemiyordu. Suriye devleti DAİŞ’in Haseke’yi almasını istiyordu. DAİŞ Musul’da tank, teknik silahlar, cephane ele geçirdi. Haseke’yi de almak istiyordu. Haseke’de rejimin olduğu bölgede 40-50 tank vardı. Haseke’ye saldırdılar oradaki tankları almak istiyorlardı. Haseke’de ağır silahlar ve cephaneler çok fazlaydı. Oradaki silahları aldıktan sonra zaten üç yıldır abluka altında olan Kobanê’yi ele geçirmek kolaydır. Dikkat edin bizim Haseke’de hem toplumsal hem de savunma anlamında gücümüz fazladır. Arkadaşlarımız, bunların olacağını biliyordu. Tedbirlerini almıştı. Hasekede’ki tanklara arkadaşlar el koydu, ağır silahları da ele geçirdiler. Irak’tan da arkadaşlar silah getirmişti. Bütün tedbirlerimizi Cizîr Kantonu’nda almıştık. DAİŞ’in burada başarılı olma şansı yoktu. Nitelik, nicelik ve potansiyel olarak çok güçlüydük. DAİŞ, Haseke’de başarılı olamayınca yönünü Kobanê’ye çevirdi. Musul’dan, Rakka’dan, Tel Abyad’tan topladığı bütün gücüyle Kobanê’ye saldırdı. DAİŞ’in kullandığı teknik çok fazlaydı. Sayıca olarak da bizden on kat bir güce sahiplerdi. Türkiye’den günlük olarak takviye geliyordu. Biz ancak onları Kobanê kent merkezinde durdurabilirdik. Kobanê kent merkezinde artık onları durduracağız. Ya hepimiz burada şehit düşeriz ya da kazanırız. Asla arkadaşlarımız Kobanê’yi bırakmayacaktır. Bazen on üç, on dört arkadaşımız şehit düşüyordu. Geçenlerde otuz beş, kırk arkadaşımız şehit düştü. Bu saatten sonra hiçbir güç bizim geri çekilmemizi sağlayamaz Önder Apo’nun ideolojisine bağlı halkımız, kadro ve çalışanlarımız sonuna kadar direnecektir. Bu kadar büyük saldırıya karşı ancak manevi olarak direnebilirdik. Bundan dolayı Kobanê direnişi büyüktür. Kobanê’nin namı bütün dünyaya yayıldı. Bütün dünya bunun üzerine tartışıyor. Bu nasıl bir duygu ki insanlar eşsiz fedakârlık yaparak direniyor. Dikkat edin bu direnişten sonra uçaklar vurdu. Biz direndiğimiz için uçaklar vuruyordu. Uluslararası sistem bize yardım etti. Bu kadar direnişten sonra uluslararası sistem yardım etmek zorunda kaldı. Bunların hepsi birbirine bağlı şeylerdir. İnsan niye mücadele ettiğini bilse, bu kahramanlığın alt yapısını bilse direnişi de büyük olur. Önderliğin gerçekliğini anlarsan direniş de büyük olur. Yüzlerce kadromuz sınırları aşıp gelip burada savaşıp şehit düştüler. Bazı kadrolarımız yirmi yıldır dağdaydılar. Şehit düşmemişlerdi. Gözlerini Kobanê’de açmadan bir gün kaldılar, şehit düştüler. Bunlar bizim için ağırdır. Ama DAİŞ’i ancak öyle durdurabilirdik. 10-20 yıllık arkadaşlarımız dağdan gelip burada savaştılar. Tecrübeleri yoktu. Şehir savaşını bilmiyorlardı. Kobanê’yi tanımıyorlardı. Ama hiçbir tereddüt göstermeden kendilerini siper ettiler. Mesela Arîn heval onlardan biridir. Alişer ve onlar gibi yüzlerce kahramanımız direndi. Kendileri en ön cephede savaştılar. Tek amaçları vardı; Kobanê düşmesin.
RÊNAS MÛSA
YORUM GÖNDER