TARİHİN SIFIR NOKTASI KOBANÊ (23.BÖLÜM)
16. KOBANÊ’DE İLK GECE
“Tarihsel yönden ayaklanmaların da güzel yönleri olmuştur. Kaldırım savaşları da en azından kır savaşları kadar yüce olabilir. Birinde ormanın ruhu ötekisinde kentlerin yüreği sezilir… Mezara yaklaşanların beyinlerinde böyle bir doğrulama belirir. Evet ölüme yakın olmak gerçeği görmektir. O sokak savaşı birden bilinmeyen bir iç çatışmasıyla aniden şekil değiştirdi.” Sefiller-Victor Hugo
RIZGAR WAN (GÖRÜŞME TARİHİ MART 2015)
23 yaşında, YPG’li bir savaşçı. Hastane de röportaj yapıyoruz. Kobanê’nin yoldaşlığın ve yenilmezliğinin sembolü olduğunu söylüyor. Kobanê’ye geldiğim ilk geceydi. Hatırladığım kadarıyla savaş Murşitpınar Sınır Kapsı’ndaydı. Ekim ayının ortaları idi. Var olma, yok olma savaşı idi. Bize iki koldan saldıracaklarını biliyorduk. Komutanımız Cudi, hazırlık yapmamızı istedi. İlk geldiğimiz zaman Cudi ile heval Şerwan bizi cepheye götürdü. Bize nasıl saldırı yapacağımızı anlattılar.
Yaklaşık 7-8 arkadaş gittik. DAİŞ bize saldırmadan biz saldırdık. Şehir savaşına hazır değildik ama inançlıydık. Onlar bize saldırmadan biz saldırdık. Onların geri püskürttük. Bu bize moral verdi. İkinci gün yeni bir hamle yapıp gene saldırdık. Geldiğim ilk gün çok zorlandım. Bu ikinci hamleydi. Biraz ilerledik. Bu bize yeni saldırılar için zaman kazandırdı. Cudi ve Dılgeş önderliğinde 17 sokak özgürleştirdik. Dılgeş, “mevzisini bırakan ihanetçidir” derdi hep. Gerçekten fedai bir arkadaştı. Partiyi, kişiliğiyle, fedailiğiyle ilerletiyordu. İnsan ondan moral alıyordu. Onu fazla tanımıyordum. İnsan onu gördüğü zaman moral alıyordu. Heval Dılgeş şehit düşmeden önce bizlere sonsuz inanç ve bağlılık bıraktı. Mermi onun bombasına isabet etmişti. Hastaneye arkadaşlar kaldırmıştı. Son ana kadar “Bijî Serok Apo” sloganı atmıştı. Biz onun yanına gittiğimizde kan vücudunun her yerini kaplamıştı. Ben Kobanê’nin düşeceğine hiç inanmamıştım.
Çünkü arkadaşlar büyük fedakârlık ve inançla direniyorlardı. Yaralı arkadaşlarımızı kapıdan geçirip hastanelere götürüyorduk. Sabah akşam bomba yüklü araçlarla intihar saldırıları gerçekleştiriyorlardı. Ancak biz yine de kapıyı bırakmıyorduk. Arkadaşlar, biz Kobanê düştü dedirtmeyeceğiz diyorlardı. Tam tersine arkadaşlar hiçbir kaygı ve kuşku duymadan canlarını dişlerine takıp savaştılar. Burada Kobanê’nin kazanma nedeni ne teknik ne de silahlardır. Önder APO’nun bize kazandırdığı Apocu ruhtur. Kobanê kent savaşı bir irade savaşıydı. DAİŞ’in saldırısı Kürt halkına ve iradesine yapıldı. Uluslararası güçler tarafından silahlandırılıp Kürtlerin üzerine gönderildiler.
Rojava’da Kürt halkının oluşturmaya çalıştığı komünal yaşama karşı, (başta T.C devleti olmak üzere) oluşturulmuş bir yapıydı. PKK, Rojava’da yeni bir yaşam oluşturursa bütün toplumlar buna özenir diye korkuyorlar. DAİŞ’in yapısına baktığımız zaman çoğu paralı askerlerdir. Diğer yandan baktığınız zaman, “ölürsek cennete gideriz” diyorlar. Baxdeki Köyü’nde bir DAİŞ çetesini esir aldık. “Siz PKK’liler kâfirsiniz ancak çok anlayışlı insanlarısınız, size şaşıyorum. Cenazelerimize saygı gösteriyorsunuz” diyordu. Ben Kobanê’ye gelmeden önce Kobanê hakkında şunları düşünüyordum.
Önderliğimizin Rojava bölgesine ilk geldiği yer burası. Burada kısa süren bir yaşamı olmuştu. Kobanê’de bütün halklar PKK’yi tanıdı. PKK’nin yaşamı nedir, amacı nedir, öğrendi. Hepsini Kobanê’de bütün dünyada gösterdik. Kobanê’de bir gece kalıp şehit düşen arkadaşlarımız vardı. Kahramanlık destanı şimdi burada yazıldı. Köylerde savaşımız devam ediyor. PKK’nin yoldaşlığı, kahramanlığı burada Kobanê’de ispatlandı. Hiçbir güç bizi Kobanê’de yenemez.
Çünkü inanan yoldaşlar topluluğu var. PKK’de yoldaşlık hiçbir şeye benzemez. Yoldaşlık bağlılık ve fedakârlıktır. Bağdexe Köyü’nde arkadaşlar çok büyük kahramanlık gösterip savaştılar. Şehit düşene kadar kimse geri adım atmadı. Düşman ancak onları şehit ettikten sonra mevzilerine girebildi. Biz şehir savaşını bilmiyorduk. Şehir savaşını öğreninceye kadar birçok şehidimiz oldu.
Ancak şehir savaşını öğrendikten sonra artık sokak sokak, ev ev savaşarak DAİŞ’i Kobanê kent merkezinden çıkardık. Birçok arkadaşımızı sabahleyin birlikteyken, akşam göremiyorduk. Ya yaralanmış ya da şehit düşmüş oluyorlardı. Kobanê kent merkezinde yaralanmamak ya da şehit düşmemek imkânsızdı.
Çünkü her saniye çatışma anıyla geçiyordu. Aylarca dinlemeden savaştık. Aylarca banyo yapmadan, cepheden cepheye savaşmak zorunda kaldık. Beni en çok acıtan Kobanê’ye gelip birkaç saat kaldıktan sonra şehit düşen arkadaşlar olmuştur. Kobanê’de birkaç saat kalabildiler. Kobanê sokaklarını bile tanıyamadılar. Arîn Mîrkan, şehit Dılgeş, şehit Cudi ve diğer şehit yoldaşlarımız büyük fedakârlık gösterip şehit düştüler.
RÊNAS MÛSA
YORUM GÖNDER