ANNALES VE TARİH (19.BÖLÜM)
SOSYAL BİLİMLERDE DEVRİM İÇİN TARİHSEL TOPLUM AKADEMİLER
Yuval Noah Harari “Homo Deus” adlı kitabında “tarihçiler geçmişi tekrar etmeyelim diye değil geçmişten kendimizi kurtaralım diye tarih üzerinde çalışırlar” demektedir. (91) Michel Rolph Trouillot da tarih yazımı diğer akademisyenlerin metinleri ile ilişki içinde olmanın haricinde akademinin dışında yazılan tarih ile de etkileşim içindedir. Dolayısıyla tarihsel farkındalığın hangi temaları içerdiği sadece Muteber tarihçiler tarafından belirlenmez. Hepimiz tarihi üreten ve farklı derecelerde tarihsel farkındalığı olan amatör tarihçileriz. Tarihi de diğer amatör tarihçilerden öğreniyor üniversiteler ve onların yayın organları tarihsel anlatıların oluşturduğu tek mecra değil(...). Marc Ferro'nun dediği gibi tarihin pek çok kalbi var ve dünya üzerindeki yegâne tarih hocalar, akademisyenler değil (9²) demektedir.
Bu her iki değerlendirme tarihsel toplum yorumunda hem tarihin niçin öğrenildiği hem de nasıl ele alındığını özetler durumdadırlar. Kapitalist moderniteyi derin bir eleştiriye tabi tutan Öcalan demokratik uygarlığı alternatif sentez olarak sunar. Bunun içinde demokratik uygarlığın tarihi taslağını oluşturur. Demokratik uygarlığın temel birliği olarak da ahlaki ve politik toplumu esas alır. Tarihsel gelişiminin ilk aşamasında insanın varoluşundan yazılı tarih dönemine kadar olan süreyi esas alır ve bu dönemi 2 ana döneme ayırır. İlk ana döneme toplumsal doğa yaşamının %98’ine yakın klan yaşamını ele alır ve bunu toplumun kök hücresi olarak değerlendirir. Tamam toplumsal doğa tanımına göre klan ahlaki ve politik toplumdur. Klandaki ahlak ve politikanın basit olması onu önemsiz kılmaz tersine ahlak en güçlü ifadesini alan toplumunda yaşar. Aynı değeri politika içinde belirler. Demokratik uygarlık tarihinin 2. Ana dönemini de yaklaşık 20000 yıl önce 4 buzul döneminde buzulların çözülmesi ile başlayan dönemden başlar ve mezolitik ve neolitik yaşamı kapsar. Tarım köy toplumunun hâkim olduğu bu dönemi kalan %2 ‘lik kısmın birlik dönemi olarak değerlendirir. Bundan sonraki yazılı tarih dönemi ile başlayıp günümüze kadar devam eden dönemde kalan %1’lik dönemi kapsar.
Bu süreçte yazılı uygarlığı aşama aşama olarak yani toplumların oluşumu, İbrahimi dinler geleneği ve bu geleneğin içinde Musevilik, İsevilik ve son olarak İslamiyetti irdeler. Toplumsal doğanın tarihi bilinmeden gerçekten hiç anlaşılmayacak bir şey olduğunu defaten belirler. Tarihsel olabilindiği kadar gerçekle birlikte olunduğunu tarihin ancak demokratik uygarlık anlamında toplumsal gerçeklik ile bağ kurabileceğini dile getirir. Demokratik Uygarlığın unsurları olarak da klanlar, aile, kabile ve aşiretler, kavimler ve Uluslar, köy ve kent unsurları, zihniyet ve ekonomi unsurları ile demokratik siyaset ve öz savunma olarak belirler (94). Bu zihinsel faaliyetleri yürütülmesinin de akademileşmeden geçtiğini söyleyen Öcalan tarihsel toplum akademilerinin kurumsallaştırılmasını önerir. Bu akademilerin başlıca görevlerine kaybedileni kaybolduğu yerde arama şiarıyla devletçi uygarlığın saptırdığı toplum ve tarihi tasarımlarını yeniden doğal akışına çevirme insanlığın toplumsallığın ve dolayısıyla da evrenselliğin gizlenmeye çalışılan tarihini yeniden yazarak toplumu ve bu belirlemeler üzerinde kurmak olarak açıklar (94). Bu akademileri biçilen misyon toplumsal ve evrensel hakikatlerin iddia ve inşa edildiği yerlerdir ve sistemin klasik okulu yani salt bir insanın bir sınıfta belli kalıplar içinde ders verdiği mekanlar değil herkesin öğrenci olduğu ve dersten çok tartışmalarla üyelerin kendilerini geliştirdiği yerlerdir. Bu akademilerdeki kadrolar toplumun neleri araması ve neyin peşinde koşması gerektiğini anlatacaktır (95).
Sosyoloji ve tarih perspektifinin bakış açısıyla tarihsel toplumu araştırma alanı olarak belirleyen Öcalan 4 temel süre belirleyerek araştırma çerçevesini çizmektedir.
1-) En uzun süre temel kültür sosyolojisi: 4. Buzul döneminin sona ermesinden Neolitik Devrim de ana Nehri oluşturan verimli Hilal toplum olarak belirler. En uzun toplumsallığı kapsar.
2-) Uzun süre yapısal sosyoloji: toplumsal gelişme de kurumsal dönüşümler olarak belirlemiştir. Bu süre temel yapıları inşa edilir ve yıkılış sürelerini tanımlamayı kapsar. (63)
3-) Orta ve kısa süre pozitif sosyoloji: niteliksel ve niceliksel olarak çoklu olay ve olguları ele alır. Orta dönem konuları biraz daha uzun ömürlü olan ama aynı yapısal kurumlar içinde meydana gelen değişikliklerdir. Örneğin ekonomik bunalımları rejim değişiklikleri ve benzeri kısa süre ise özellikle kaotik dönemlerdeki belirleyici olayları inceler.
4-) En kısa süre özgürlük sosyolojisi: kıssaların en kısa süresindeki yaratılış konuları toplumsal açıdan ele alır. Abdullah Öcalan toplumsal olaylarda yaratılış anını konu edinen sosyolojiye özgürlük sosyoloji denilmesini önermektedir. Yaratılış anındaki gelişme özgürlük yana olan gelişme olduğuna göre buna bir nevi yaratılış sosyolojisi edilebileceğini söyleyen Öcalan kuantum ve Kaos aralığı en çok toplumsal alanda kapladığından özgürlük sosyolojisinin de en çok geliştirilecek sosyoloji konularının başında geldiğini belirtir (96). Kapitalist modernite yönelik yorumu aslında bütün bir uygarlık tarihi yorumlamasıdır.
Bu yorumlamada Öcalan tarih perspektifine birçok yeni ufuk kazandırmaktadır. Wallerstein ‘in tarihsel süreçlerde küçük anlamlı müdahalenin büyük sonuçlara yol açabileceği belirlemesine kuantum anı ve kaos aralığı tanımlaması ile daha da zenginleştirilmiştir. Yine Kaos aralığının toplumsal olaylarda belirleyiciliği üzerinde detaylı duruşu sosyal bilim yorumlanmasında oldukça ön açıdır. Tarihinde terminal bakışla açıklanamayacak gibi kayıp olduğu için de öngörülemez olduğunu söyleyen Y. Noah Harari adeta bu belirlemeye tekrarlar niteliktedir (97).
Yine bilginin değeri konusunda toplumsal işlevini önemseyen Öcalan Foucault ‘un bilge iktidar belirlemelerine işlevsel hale getirmiştir. Zamansallık kavramını zenginleştirmek tarihçilere muazzam bir hareket alanı sağlamıştır. Ahlaki politik toplum inşasıyla da topluma nesine olmaktan çıkıp tarihsel zaman içinde aktif olmanın yolunu göstermiştir.
TARIQ HESEN
YORUM GÖNDER